hesabın var mı? giriş yap

  • bir şey satın alırken bunun kendi kararımız olduğu ön yargısıyla alırız ama bu bilinçaltına yerleşen reklamların verdiği emirlerden başka bir şey değildir. kapitalizm budur ve ben çok severim. yani zengin olsam ben çok güzel kapitalist olurdum. tabi kapitalizme kırgın olduğum anlar da vardır. buna brad pitt - ikea ilişkisi kafadan birinci sıraya girer. "ikea hiç mi paran yok!! oynatamadın brad pitt'i reklamlarda, o kadar aşağılamıştı filmin birinde mobilyalarını. birbirlerini dövdükleri bir filmdi. bas parayı kölen olsun brad" diye teessüf ederdim.

    meğer ikea'nın brad pitt'e boydan girdiği durumlar da yaşanmış. intikamını almış. alır, zengin olan unutmaz.

    angelina jolie ile boşanma sürecinde bir koltuk çıkarmış. sırt sırta yerleştirilmiş iki kişilik modüler kanepenin yanında "ayrılıklar olur" başlıklı bir yazı yazarak vermiş reklamı. kanepenin "kişiselleştirilmiş bir oturma çözümü" sunduğunu, "herhangi bir ünlü ilişkisi için mükemmel" olduğunu yazarak devam etmiş.

    görsel

    kuzeyin soğuk esprileri bununla bitmemiş tabi o dönem. norveç havayolları da brad pitt boşanınca "brad bekar" sloganıyla los angeles'a uçuşlarınızda bizi tercih edin demişler. adamlar oslo'dan brad pitt'in bulunduğu los angeles'a indirimli uçuşlarla ilgili reklam yayınlamış.

    görsel

    brad kardeş işte zenginler böyle. senin en hassas durumun olan boşanma sürecinde bile ekmeğinin peşindeler. herkes kuralına göre oynamış işte oyunu. ünlü düşünür cem yılmaz ne demiş: beni övme bana para ver. (tüm sistemi tek sözle açıklamış cem yılmaz)

  • basrollerini robert duvall ve michael keaton'in paylastigi, konusu futbol olan bir film.
    eski bir kalecinin, iskocya'nin kucuk bir kasabasinin ikinci ligdeki takimina antrenor olmasi sablonu uzerinde gelisir ve takiminin makus talihini degistirebilmesi icin, "iskocya kupasi"ni kazandirmasi gereklidir.
    soundtracklerin altinda imzasi olan muzisyen ise, gadasinda pena salladigim mark knopfler'dir.

  • bu adamı oynatmak yerine bir masör koyun takıma. melo ve sneijder'e oyun durdukça masaj yapsın . takımın performansı 2 katına cıkar .

  • vay arkadaş, nasıl bir yüzdeyle atıyor anlamadım gitti. ben o kadar yüksek yüzdeyle akbil basamıyorum.

  • 20 yıllık piyano geçmişimin verdiği hadsiz özgüvenimle dijital piyano alırken bence dikkat edilmesi gereken ve önemli olan konuları aşağıya özet olarak teknik tabirler kullanmadan yeni başlayanın anlayabileceği şekilde yazdım:

    1. ses işlemcisi ve ses tonunun gerçek piyano sesine yakınlığı: benim için en önemli konulardan biriydi. ne kadar gerçek sese yakınsa ne kadar az parlama yapıyorsa o kadar tercih edilebilir. fakat bu ses olayı oldukça şahsi bir konu. bu yüzden önce almayı düşündüğünüz modelleri belirleyin, youtubedan videolarını dinleyin. devamında da karşılaştırma amaçlı blind piano videolarına bakın. böylece gerçekte beğenip beğenmediğinizi daha iyi anlarsınız.

    2. tuşların çalarken verdiği tepki: normalde piyanoda bir tuşa hafif basarsanız ona göre verdiği ses ile sert bastığınızda verdiği ses farklıdır. bu çalışı oldukça etkileyen en önemli konulardan. dolayısıyla gerçek bir piyanonun verdiği tepkiye benzer rn yakın tepkiyi sağlayan piyanoyu seçmek önemli olacaktır.

    3. tuşların yapısı ve tuşun ağırlığı: tuşların gerçek piyano hissine yakınlığı parmakların kayması hissi de benim için ön planda.

    bunun dışında, bazı markalar (bkz: yamaha) üst segmentte kullandıkları teknoloji ve malzemeyi başlangıç ürünlerinde kullanmazlar. bu sebeple doğrudan istediğiniz model üzerinden araştırma yapmanız daha mantıklı oluyor.

    bir sürü düğmeli bol işlevli piyanolar hem dikkat dağıtacak hem işinizi tam görmeyecektir. özellikle başlangıç seviyesinde en sade klasik modellere yönelmenizi öneririm.

    bununla birlikte midi dosyası okuyabilmesi çalışmanızda oldukça rahatlatacaktır.

    bu arada team roland.

    karşılaştırma ve öneriler için yeşillendirebilirsiniz.