hesabın var mı? giriş yap

  • ispanyanın en öğrenci dostu ülke olduğunu ve samimi olduğu söyleyen türk kızı. yolda adres dahi sorsanız sizinle ilgilenir, yardım ederler demiş; vay anasını ya adres sorsan bile söylüyolar demek taktir ettim ispanyolları. dediği gibi gerçekten dünyaya daha geniş pencereden bakmayı öğrenmiş ablamız.

  • "st. petersburg game" olarak da bilinir.

    karar verme teorisi içinde bir eksiklik olduğu kanısıyla tartışılmış olan düşünce deneyi. daniel bernoulli adlı matematikçi tarafından geliştirilmiştir.

    oyun bir yazı-tura atma oyunudur ve ilk yazı gelişinde biter. yazı ilk atışta gelirse oyuncu 2 dolar, ikinci atışta gelirse 4 dolar, üçüncü atışta gelirse sekiz dolar… kazanır. oyunun ilginçliği şuradadır: bu oyunun beklenen değeri sonsuz dolardır. çünkü ilk atışta yazı gelme olasılığı ve 2 dolar kazanma olasılığı 1/2'dir, yazının ilk atışta değil ikici atışta gelmesi ve 4 dolar kazanma olasılığı 1/4'tür vs.. bu durumda oyunun beklenen değeri:
    bd=(1/2)*2+(1/4)*4+(1/8)*8+(1/16)*16+…
    bd= 1 + 1 + 1 + 1+…..
    olacaktır.

    bu düşünce deneyinin bir paradoks yarattığı şeklindeki sav şu soruyu sorar: böyle bir oyunu oynamak için insanların çok büyük miktarlarda giriş ücreti ödemeyi kabul etmeleri gerekirken, neden böyle yapmazlar?

    bu soruya verilmiş yanıtlar kabaca iki kavramdan hareket ederler.
    birincisine göre, soruda insanların riske karşı tavırları hesaba katılmamıştır. bu kumarın (oyunun) beklenen değeri sonsuz olabilir, ama insanlar risk almama tavrı içinde olduklarından bu oyunu oynamamayı seçerler. riskten kaçınan bir insanın [riske karşı tavırların fayda teorisi çerçevesinde tanımları için (bkz: risk severlik) ] fayda fonksiyonu bu kumarı oynamasını rasyonel kılmayacak kadar riskten kaçınma özelliği gösterebilir. örneğin, x para miktarı, u(x) bir insanın fayda fonksiyonu olsun, ve u(x)= log(x) ile karakterize edilebiliyor olsun. o zaman bu oyundan bu insanın beklediği fayda: (expected utility)
    eu=(1/2)*u(2) + (1/4)*u(4) +…
    eu=(1/2)*log2 + (1/4)*log4 + (1/8)*log8 + …. olacaktır ve bu değer sonsuz değildir, log(4)'e yakınsar. bu da, risksiz olarak elde edilebilecek bir 4 doların faydasına eşittir. yani bu insan, bu oyuna giriş ücreti olarak ancak 4 dolar ödeyecektir.
    ancak paradoksa çözüm getirdiğini ifade eden bu görüşe karşılık ise, aynı insana aynı oyunu ilk seferde yazı gelirse 2 dolar değil 10^2 dolar, ikincisinde gelirse 10^4 dolar vs kazanacağı vaadedilirse ne olacağı sorusu sorulur. bu durumda aynı kişinin bu oyundan beklenen faydası eu=(1/2)log100 + (1/4)log10000 + … = 1 + 1 + 1…= sonsuz olacaktır ve bu kişinin bu kez bu kumara giriş ücreti olarak sonsuz bir tutarı gözden çıkarması gerekir. bu görüşe karşı ancak insanların büyük kumarlara karşı daha fazla riskten kaçar tavır aldıkları söylenebilir; örneğin birçok insan 10 dolarına yazı tura atmayı göze alabilir, ama 1000 dolarına yazı tura atmayı göze alamaz; bu durumda riske karşı tavrı daha risk-sevmezlik yönünde değişmiştir. bu ise , sadece bir tespittir, karar verme teorisini çıkmazdan çok da fazla kurtaramamaktadır, çünkü insanların fayda fonsiyonlarının değişken olduğu gibi bir temele dayanmaktadır.

    oyundaki sorun, gittikçe çok küçük olasılıklara sahip olsa da sonsuz sayıda sonuç olanağı olmasıdır (yazının 500. atışta gelmesi gibi). bunun bir yerde kesilmesi, sorunu çözecektir. aynı paralelde, şu da söylenebilir: insan için 1 milyar dolar ile 10 milyar dolar arasında fazla fark yoktur (aslında bunun da riskten kaçma ve azalan marjinal fayda kavramlarıyla ilişkisi vardır, çok da farklı bir bakış açısı sayılmaz). kumarhanenin kasasında 1 milyar dolar bulunduğunu bilen, kumarhanenin maximum bu tutarı ödeyebileceğini bilen bir insan için kumarhanenin sonsuz sayıda atışa izin vermeyeceği açıktır. kumarhane, en fazla 30 atışa izin verebilecektir (2^30=1 milyar). bu durumda ise yukarıda sonsuz olarak hesapladığımız oyunun beklenen değeri, 30 dolara düşecektir. riske karşı tavrı nötr olan bir insan bile bu kumara en fazla 30 dolar verir.

    bu açıklama da, durumu çözüyor gibi görünse de "ama biz sonsuz paranın ödenebileceği bir durumdan bahsediyorduk, bu çözüm, problemi değiştiriyor" itirazına maruz kalmıştır.

  • britanya'ya olan bakışım değişti. sağlak olanlar ingiliz, solak olanlar galli mi? nasıl oluyor?

    koskoca ingiliz milli takımı yirmi yıldır bir tane sol açık çıkaramazken, galler nasıl oluyor da sadece efsane yahut efsane potansiyeli olan sol açıklar çıkarabiliyor?

    giggs, milli takımı bıraktığı için cm oyunlarının doğası gereği tekrar bir galli efsane sol kanat oyuncusu yetişiyor gibi. galler takımında başka mevkilerde yıldız yokken sadece sol ön oyuncusu yetişiyor. ingiliz milli takımına ise bir türlü ideal, idare eder, bir sol ön oyuncusu bulunamıyor.

    aksan falan anlamam, kafa kağıdında yazana aldanmam, bir britanyalı'nın galli mi yoksa ingiliz mi olduğunu anlamak için topu sol ayağına atarım. soluyla önüne alıyor driplinge başlıyorsa galli, sol ayağı tahta olduğu için topu sağıyla tutmaya çalışıyorsa ingiliz, topu atana kadar bile beklemeyip bira içmeye gittiyse irlandalı, topu karşılamayıp aval aval bakıp çimlerde gezmeye başlıyorsa iskoç... kardeş burada arazi fiyatları kaçtan başlıyor diye soruyorsa türk.

  • gülmek zor şu günlerde.
    yarılmak ateş pahası.
    ağlanacak hale düştük,
    acı bir tebessüm hatırası;

    nasrettin hoca bir gün hava alsın diye eşeğini dama çıkarmış. bir süre sonra artık yeterli diyerek eşeği indirmeye çalışmış ama bir türlü indirememiş. en son pes edip "ne halin varsa gör" demiş ve aşağı inmiş. oynama alanı bulan eşek hoplamış, zıplamış ve en son damla birlikte aşağı düşerek ölmüş. âkibeti ibretle izleyen hoca bu olaydan şu dersi çıkarmış:

    "demek ki eşeğin mertebesini yükseltirsen hem bulunduğu yere zarar veriyor hem de kendine"

  • zaman veya mekan hakkkında düşüncelere dalınca yaşanabilir.

    dinozorlar günümüzden 65 milyon yıl önce yaşamıştır. ancak yeryüzündeki ilk modern insana sorulsa o da aynı yanıtı verip 65 milyon yıl önce derdi. bütün insanlık tarihi boyunca bu rakamı değiştirecek kadar bile zaman geçmedi. topu topu 160 bin yıldır buralardayız insanlar olarak. dinozorlar bile 158 milyon yıl yaşamışlar dünyada. insan türünün o kadar yaşayacağından şüpheliyim çünkü çevreyle adaptasyonu sıfır. ve çevreye uyum sağlayamayan türler yok olmaya mahkumdur.

    mekan kısmına hiç girmiyorum. bu yeterli sanırım.

  • ben facebook fotoğraflarının altına sanki hiç birbirlerini görmüyorlarmış gibi yorum yapmalarına ayar oluyorum.
    -aşkitoma kek yaptım.
    -aşkım çok güzeldi ellerine sağlık.
    -herşey aşkitom için.

    lan oğlum evde keki yerken ne yapıyorsunuz. evde konuşmuyormusunuz hiç.

  • türk yemeklerini değil nusret, czn burak, çirkin bıyıklı pilavcı gibi yemek sektöründeki şov maymunlarını ve bazı sağlıksız beslenme alışkanlıklarımızı iğnelemiştir. güzel reklamdır. her buluttan da nem kapmayıverin.

    edit: yine de siz ton balığı yemeyin. taşıdığı civa ve diğer ağır metallerle sağlıklı sandığınız bu yiyecek aslında sizi yavaş yavaş zehirlemekten başka bir sey yapmıyor. ayrıntısı şurada

    canınız balık mi çekti? alın bir kilo hamsi, palamut, lüfer. afiyet olsun.

  • ben de mesela parasız kaldığım zaman geçici süreliğine sigarayı bırakıyorum. geçen ay çok içtin rita, bu ay sana sigara yok, diyorum. fakat burada sebep de etken de edilgen de benim.

    şu mantıksız olurdu mesela ama değil mi: sigara içiyorum, parasız kalmışım, bu arada bir de çocuğum var. sigarayı bırakmıyorum da çocuğuma "geçen ay çok yedin, bu ay sana yemek yok." diyorum.

    kendine saray yapıp vatandaşının boğazından kısan devlete çok afedersiniz kafam bile girmesin, çıksın gitsin.

    ekleme: başlık başa kalmış.

    açan yanlış hatırlamıyorsam sevojan'dı ve uçuruldu.

    ve yine yanlış hatırlamıyorsam mehmet şimşek maliye bakanı kimliğiyle söylemişti.