hesabın var mı? giriş yap

  • oynarken seymen fm dinliyordum, yayına biri bağlandı, konya izmir arası mal çekiyormuş, tırcı. sıradaki şarkıyı tüm tırcılara istedi. nasıl üstüme alındıysam bir sigara yaktım, camdan dışarı çıkardım elimi, öyle sürdüm.

    bir de adam sol şeritte sıkıştıran otobüsçülerden dert yandı, ellerini öpesim geldi.

    öyle bir oyun. yemek yiyeyim de bi..

  • sabah çay servisinde çay yerine kahve istemek için çay ocağı aranır ama telefon açılmaz. bir kaç dakika sonra serviste çay yerine kahve gelir. "telefona yetişemedim, sen az çaldırıyorsun, aradığında da kahve istiyorsun, kesin sensindir diye kahve getirdim" der emekçi ablam.

    ben mi çok basit yaşıyorum o mu çok zeki bilemedim.

  • sabah cise giderken goz ucuyla bakilan saatin 7'yi gostermesine ragmen, mutfaktan gelen tikirtilarin akibetini anlamak icin tirsa tirsa ilerleyisin sonundaki, "ne bakiyosun oglum? bu sabah da derse gidelim dedik. erkenden kalkip kahvalti hazirladik." diyen iki adet sakalli ev arkadasi ve kahvalti masasinin uzerindeki sut, tereyagi, bal, kaymak, dilimlenmis ekmek, sucuklu yumurta, radikal gazetesi'nden olusan bir manzara.

  • dağda açlıktan ölmek üzereyken bir deri bir kemik kalmış, çaresizlikten şehre inmiş, çiftçinin önce silahla yaralayıp sonra köpeğini saldığı, marifetmiş gibi bir de videoya aldığı çomar etkinliğine kanmayın.

    rakımın 1800 olduğu dağ köylüyüm.
    şimdilerde senede iki kez gitsem de çocukken orada büyüdüm, pek çok şey gördüm.

    kurt dediğiniz hayvanın leşinin bulunduğu yere bile her it giremez. kokusuna bile kuyruk kısar.
    sadece kokusu bile ürkütür.

    sürüde kangal genelde bir erkek, bir dişi olur.
    dişi hız, erkek güç demektir.
    bu iki kangal sağlıklı, bakımlı ve genetik olarak sürü gütmüş, kurt devirmiş soydan geliyorsa çoban rahat eder. bu bile tamamen çare değildir. bu iki uyumlu kangal formunun zirvesindeyse aç kalıp tek başına kalan bir kurdu indirebilir.
    kurt denilen hayvan sürü hayvandır. tek gezmez, hasta olup gruptan kendi ayrılmıştır, sürüden atılmıştır, liderlik mücadelesini kaybetmiştir vs.
    nadiren olan şeydir bu. tek başına bir kurt yakalayamazsın yani. dolayısıyla zaten köpekten daha güçlü olan bu hayvanlar genelde sayıca da daha üstündür.

    kangalların tek başına kıstırmadığı, döş vurup kamyon çarpmış gibi yuvarlayamadığı her türlü olasılıkta kurt alır. min. 7 8 kurttan oluşan dinamik bakımlı bir sürü ölüm sessizliği gibi yanaşır telef eder gider. methiyeler dizilen köpeğin sadece kafatası kalır. canlı gözümle gördüm bunu ben.

    somutaştırmak ve daha çok anlamlandırmak isteyenler için nette bir video var, arayan bulur;
    her yanı parçalansa da canı yokmuş gibi boğuşan pitbulla atıyorlar çelimsiz, bakımsız ölmek üzere olan bir kurdu.
    kurt sadece bir kez ısırıyor. pitbull öyle bir ses veriyor ki aşağı mahalleden duyarsın...

    kurt, özel ve çok asil bir hayvandır.
    yaban domuzu popülasyonunun doğal dengeleyicisidir.
    bu hayvanların besin zinciri zaten eskisi kadar dolu değil. yani zaten sayıları azaldı, eskisi kadar üreyemiyorlar.
    kendi halinde yaşayan dağdaki kurda durduk yere ateş eden, tebelleş olan yavşaktır.

  • elinde oyuncak şırınga, o doktor ben hasta, oynuyoruz:

    - baba aç kolunu! domuz gribi aşısı yapacağım!
    - tamam.
    - pıst*. geçmiş olsun. şimdi de omzunu aç.
    - tamam.
    - pıst. geçmiş olsun.
    - bu ne aşısıydı?
    - bu da omuz gribi aşısı. hahahahahahaha!

  • (bkz: çukurova üniversitesi)

    kampüs konusu gelince çukurova'yı söylememek olmaz. bir tarafta turkuaz renkli göl manzarası, bir tarafta orman manzarası olan müthiş bir kampüstür. okulu uzatma sebeplerimden biridir bu güzellik.

  • yedi sülalem fenerbahçeli, babam kongre üyesi ben de hasta fenerbahçeliyim. çevrem de gerek galatasaraylı gerek fenerbahçeli fanatik taraftarlarla dolu. bate borisov maçında stada paraşütlü meşale atan fenerliyi de tanırım, seyrantepe rüzgarında pankart boyarken neredeyse parmağını kaybeden galatasaraylıyı da...

    ben bugüne kadar bu derbinin böylesine siklenmediğini ilk defa görüyorum. normal zamanda git bir mahalleye, altışar tane çocuğa formaları giydir top oynat; en az yirmi kişi izler o maçı.

    takımların ligdeki durumlarından, kadrolarından, form grafiklerinden bağımsız olarak üç hafta önceden başlardı bu derbinin tantanası. maçtan sonra bi' üç hafta daha devam ederdi.

    bu durumun ne fener'le ne de galatasaray'la bir alakası var. insanlar yaşama sevincini kaybetmiş artık bu ülkede. geçim derdi, kutuplaşma, haksızlık, hukuksuzluk derken bitmişiz biz. insanların burada birbirine laf sokmaya bile mecali kalmamış.

    yazık...