hesabın var mı? giriş yap

  • beşiktaşlıyım ama galatasaray'ı destekledim.

    yapmayın şöyle boru falan. büyük bir heyecanla takip ettim maçı. galibiyete de çok sevindim. ama siz böyle yapınca tiksinti geliyor.

  • bu gözlemini de 1988 yılında yaptığı bir finlandiya gezisiyle perçinlemiş. amk kıyamet koptu lan o dönemden beri, sovyetler yıkıldı, berlin duvarı yıkıldı, iran-ırak savaşı bitti, abd ırak'a iki kere girdi, akp geldi, o gün daha doğmamış çocuklar hakkari'nin dağlarında ölmeye başladı. kuzey kore'nin devlet başkanı bile öldü lan, ama finlandiya illa ki aynı kalacak, çünkü engin ardıç en son o vakit gördü.

  • cogu gecimini bolgeye tirmanis icin gelmis gruplarin malzemelerini ana kamplara tasiyarak saglar. 600 yildir bolgede yasamalarina ragmen yanibaslarinda duran everest'e tirmanmayi hicbiri denememis, bunu ilk kez ingiliz dagcilar denemistir. su anda bolgeye gelen dagcilarin ve gezginlerin cevreye verdikleri zararla baslari dertte. para kazanma telasini bir yana birakip, yerimiz yurdumuz elden gidiyor kaygisiyla cesitli kampanyalar duzenlemeye baslamislar bile.

  • 125 bin kişiye bu test yapılıyorsa, her testte, her markanın tadımı için 200 ml'lik (0,2 lt.) bardak kullanıldığını düşünelim;

    mesela coca-cola için;

    125 bin x 0,2 lt. =25 bin litre eder.

    pepsi'nin bu iş için, her sefer 2,5 lt. lik coca- cola aldığını varsayalım;

    25 bin lt / 2,5 lt. = 10 bin şişe 2,5'luk coca-cola almışlar demektir.

    migros'ta 2,5 lt.lik coca-cola'nın fiyatı = 3,95 x 10 bin adet şişe= 39 bin 500 tl.lik coca-cola satın almış demektir pepsi. kazanan yine coca-cola.

  • yer: istanbul teknik üniversitesi fen edebiyat fakültesi anfilerinden biri.

    bahsi geçen anfinin ısınma konusunda problemleri vardır. ön taraflar kaloriferlerden fazlaca ısınıp fırın olurken arka taraf titremektedir. derste ogrencilerden biri bu malum problemi 'hocam cok üsüyoruz' seklinde dile getirirken, anfinin acık olan kapısından bir hademe girer

    hademe : 'hocam bu anfi yanlış yapılmıştır. bu anfi ısınamaz. termodinamiğin 2. yasasına göre bu anfi ısınamaz' der ve çıkar.

    2016'dan edit : anfi ne lan, amfi'dir o.

  • italya'da oyle populer olmayan bir yemek. yukarida hasta esine yaptigi yemek ile ortaya cikisi yazilmis zaten. yemek aslinda mantik olarak cok basit ama esinin de begenmesi ustune restaurant menusune konuyor. soylentilere goreyse balayinda roma'yi ziyaret eden amerikan oyuncular mary pickford ve douglas fairbanks bu yemegi deniyorlar ve cok begeniyorlar. sonrasinda tavsiyeler ile beraber abd icinde yayiliyor. hem abd'den unluler 1920li yillarda yemegi yemek icin italya'ya gidiyor hem de bir cok kisi(abd'de italyan gocmenlerin bolce olmasinin da etkisiyle) bu yemegi abd icinde yayiyor. general tso gibi bir yemek yani. orijinalinde kendi ulkesinden ama abd kokenli demek daha dogru bile olabilir. su an roma'da bu yemegi yapan asil iki yer varmis. birisi alfredo'nun asil restorani ki burayi 1940li yillarda satmis ama yeni sahibi menuyu degistirmemis. digeriyse alfredo'nun akrabalari tarafindan acilan yer. tabii ki de turistik yerlerde bulmak mumkun ama ama oyle bir italyan yemegi oldugundan soz edemeyiz.

    bu yemek icin yukarida zaten gercek tarifler verilmis. icinde oyle krema, mantar, tavuk, karides falan su bu yok. duz parmesan ve tereyagi ile yapiliyor. icine krema eklenmesinin 2-3 sebebi olabilir. ya kivami tutturmayi beceremeyen birisi yapiyordur, ya aslinda hafif olan yemegi daha agir yapip tek basina ogun gibi yemek istiyordur ya da italya'da bulunan tereyagi ve parmesani bulamadigi icin bu sekilde yapiyordur.

    tahminimce kremanin yayginlasmasindaki sebep ucuncusu. zamanunda amerikan tereyagi avrupa'da satilanlardan farkli oldugu ve yag oranindan dolayi o kremamsi dokuyu ve lezzeti veremedigi icin krema kullanmaya baslamislar ve bu sekide devam ediyor. bu konuda cok da emin degilim ama sanirim %82lik yag zamaninda daha cok avrupa'da bulunup abd'de %80lik olan kullanildigi icin bu fark olmus. tabii su an hala bulmasi %80 kadar kolay olmasa da bir cok yerde satiliyor ve bunu alip orijinal sekilde yapabilirsiniz. genelde hamurisleri icin kullaniliyor bu tereyagi ama denilene gore orijinal alfredo da bu sekilde yapilmis.

    yani dedigim gibi yemek aslinda cok basit ve oyle havali bir isim vermeye de gerek yok. italyanca olarak da aslinda pasta burro e parmigiano. tereyagli ve parmesanli makarna. ben yemegin adini bilmedigim donemlerde evde guzel gider bunlar diye farkli bir sekilde de olsa hazirliyordum kendime. zaten italya'da da bir cok kisi bu adini bilmeden bu sekilde yiyordur evinde. ama bu amerikanlastirmayla olan tek sikinti canim disarda cekince gittigim yerlerin neredeyse tamami kremali, mantarli ve tavuklu sekilde yapiyor. ha yemek bu sekilde kotu mu? kesinlikle degil ama benim en sevdigim sekli parmesan ve tereyagi ile yapilani. zaten evde yapmasi da cok kolay oldugu icin sorun degil ama iyi sekilde yapan yerlerin sayisi artsa fena olmazdi bence.

  • ağızları 30 karış açıkta bırakan cv'dir. öyle cv mi olur lan?

    yalnız bu cv ile yeme içme işine girmesi cidden ülke açısından kayıp olmuş, büyük bir üniversitede büyük bir hoca olabilirmiş. ha istese şu dakika da olur, tutan yok. demek ki adamın her şeyi hazmetmiş ilginç bir kişiliği varmış, helal olsun.

    galatasaray lisesi, boğaziçi üniversitesi, london school of economics, berkeley, brown, princeton, stanford, georgia, koç...

    insan sayarken yoruluyor.

    bunların birisine bile uğrayan (bakın okuyan demiyorum, 3 aylığına da olsa parayı bastırıp şöyle bir uğrayan) kendini eşi bulunmaz adam sayıyorken, vedat milor'un böyle mütevazı kalması takdire şayan.

    bir de bonus olarak dünya bankası diyor, dünya bankasında çaycı olmaya razı ekonomistler var lan bu dünyada!