hesabın var mı? giriş yap

  • osmanlı imparatorluğu'nda padişahtan sonra tahtın varisi olan şehzadeler zaman içerisinde çeşitli yasaklar ile kısıtlanmışlardır. buna sebep olan durum ise yaşanan bazı kötü tecrübelerdir.

    1. murad dönemine kadar şehzadeler de babalarıyla birlikte savaşlarda komutanlık yapmışlar, fikir ve planlarını da padişah huzurunda rahatça dile getirebilmişlerdir. fakat şehzade savcı bey'in isyanı sonrası bundan böyle şehzâdelerin rumeli topraklarında sancağa çıkarılması yasaklanmış, üzerlerindeki denetim sıkılaştırılmıştır.

    - erkek çocuk sahibi olma yasağı ve yabancı kökenli cariyelerle evlenme usûlü de fatih sultan mehmet'in hükümdârlığı döneminde başlamıştır.

    kuruluş döneminde padişahlar siyasî anlamda güç elde edebilmek için şehzadeleri yerli ve yabancı komşu hükümdârların kızlarıyla evlendirmişlerdir. fatih'in buna son vermesi osmanlı'nın artık bir imparatorluk olduğunun emarelerindendir.

    yine fatih sultan mehmet döneminde tahta çıkan kişinin kardeşlerini katledebileceğine dair kanun çıkarılmıştır. aslında öncesinde de savcı bey'in, dündar bey'in öldürülmesi, şehzade yakup'un padişah otağında kardeşi yıldırım bayezid tarafından boğdurulması gibi olaylar zaten yaşanmıştır.

    şehzadelerin sakal bırakmalarının yasak oluşu osmanlı'nın kuruluşundan itibaren var olan bir gelenektir. sakal bırakan ve katledilen şehzade ise kanunî'nin oğlu şehzade mustafa'dır.

    osmanlı dönem dizilerinde sakal hatası/ passenger28

    hem rumeli'de sancağa çıkmayı hem de kendi istediği yerde bunu gerçekleştirmeyi başaran tek kişi yavuz sultan selim olmuştur. babasını tehdit ederek bunu gerçekleştirmiştir. iyi de yapmıştır. babası ikinci bayezid çok basiretsiz bir adamdır.

    padişah üçüncü mehmet döneminde şehzâdelerin sancağa çıkmaları yasaklanmıştır. ayrıca evlenmeleri de yine bu dönemde yasak edilmiştir.

    birinci ahmed dönemiyle birlikte şehzade katline dair kanuna da son verilmiş; ekber ve erşed sistemi getirilmiştir.
    tabii bunu pek takan olmamıştır daha sonrasında ve şehzade ölümleri devam etmiştir.

    kanunî sultan süleyman dönemiyle birlikte şehzadelerin osmanlı ordusunda komutanlık yapmaları yasaklanmıştır.
    kanunî, askerin şehzade mustafa'ya olan sevgisinden çok çekinmiştir. mustafa'nın idamından sonra selim ile bayezid arasında yaşanan büyük çekişmeler sonrasında sadece veliaht şehzadenin sancağa, manisa'ya gönderilmesine karar verilmiştir.

    yavuz sultan selim döneminde şehzadelerin bulundukları sancaklarda ağaç dahi dikse bunu padişaha bildirip onay almaları zaruri kılınmıştır. şehzadelerin izinsiz bir şekilde sancaklarını terk etmeleri de kesinlikle yasaktır ve isyan sayılmaktadır.

    yine bu dönemde çıkarılan kanunnâme ile lalaların yetkileri arttırılmış ve şehzadeler daha sıkı denetlenebilir olmuştur.

    tabii bu yetkileri kötüye kullanıp şehzadelerin sonu olanlar da çıkmıştır: şehzade bayezid'in lalası lala mustafa paşa, şehzade bayezid'e ihanet ederek selim'i desteklemiştir.

    osmanlı padişahları hakkında bazı bilgiler/ passenger28

    osmanlı imparatorluğu'nda ilkler/ passenger28

  • yaklaşık üç ay siparişle pizza söylenmesi sonucunda şöyle vahim haller olabilmektedir:

    "bi zahmet çabuk hocam, turunculu arkadaş sırtının üstünde dönmeye başladı" -ninja kaplumbağalar

  • akabindeki 3 4 gün boyunca devam edecek olan sıçamama hadisesinin başlangıcıdır. mecaz falan değil abi, bi şey oluyor sıçamıyorsun. başka yerlerde askerlik yapan arkadaşlara da doğrulattım onlarda sıçamamışlar. biz pasta kesmiştik ersoy sıçtı diye. öncü birlik oldu o bize, sonra hepimiz kahramanca sıçmıştık. ne günlerdi bea.

  • bir başarı hikayesi de ben patlatayım madem.

    bende bugün sabah 7 gibi evden çıktım. 07.10 civarı duraktaydım, vardığımda otobüsün kapıları açık, yolcular binmeye çalışıyordu. ben ise ağzımda sigara yaylanarak otobüse doğru yürüyordym. otobüs hala yolcu alıyorken ben ise önce sigarama, sonra da şoföre baktım. şoför genç olsaydı ayakta gitmeyi göze alıp onlarca km yolu ayakta gidebilirdim ama baktım yaşlı birisi şofördü. şimdi bu her durakta durur, sıcakta milleti mahveder deyip o otobüse binmedim. ne yaptım peki ? bir sonraki otobüsü bekledim. yaklaşık 10 dakika sonra geldi. gelen otobüsün şoförü genç bir adamdı. otobüse bindim. inanır mısınız ilk gördüğüm otobüs ile aralarında 10 dakika olmasına rağmen benim seçtiğim şoför, 10 dakika önce kalkan otobüs şoförünü geçti.

    hayata karşı risk alın arkadaşlar. kimin hangi otobüse bindiği önemli değil, kaptanının kim olduğu önemlidir.

    olmuş mu beyler, olur mu benden de ceo ?

  • biz vatandaş olarak o 239 milyarı ödeseydik, bu ödenmeyen para merkez bankasında basılmasaydı daha az zararımız olurdu.

    vergi gelirinden vazgeçtiniz de nasıl sübvanse ettiniz durumu? para basarak.

    enflasyon bir de bu sebepten patladı.

  • o zaman ilk türklerden olan asya hunlarına saygı gereği, seçmeli olarak da; hunca öğretilsin...

    nasıl olsa modern çağda ikisi de işe yaramayacak. bari "asıl" atalarımızın dilini öğrenelim.

    ek olarak : hunca diye bir dil olmadığını, onun yerine göktürkçe olması gerektiği söyleyen arkadaşlar da sonuna kadar haklı.

  • romica ile 4 yaşındaki oğlu, karşıdan karşıya geçmeye çalışırken, bir arabanın hızla üzerlerine gelmesi sonucu yaşanan diyalog:

    romica: allah kahretsin çocuk bile umurunda değil hayvanın.
    ege: horoz bu çocuk!
    romica: o ne demek ege?
    ege: babam araba kullanırken horoz bu çocuğu diyor ya!
    romica:!!!

  • işin bu kısmı da ağırlıkla hatalı sulama ve hatalı tarım faaliyetlerinin bir sonucudur ve tesadüf değildir. çiftçilik yapanların pek çoğu tarlasında bir sondaj açıp, yer altından çıkan suyu her tarafı göle çevirecek şekilde yıllar boyu suladı. damlama sistemiyle daha tasarruflu sulamayı su bittikten sonra akıl edebildiler. 25-30 yıl önce 10-15 metrede su bulunur tulumbayla yüzeye verilirdi. aynı yerlerde artık 200-250 metrede su yok veya daha da derinlerde.

    sınırsız zannedilen kaynakların sınırlı ve telafi edilemez olduğunu bu ülke öğreniyor ama bittikten ve elinden gittikten sonra...

    e1: bazı sorular geldi yeraltı suları yağışlarla beslense de oluşmaları hem zordur hem de uzun yıllar alır. çünkü yağışların büyük çoğunluğu tekrar buharlaşır veya yüzey sularına karışır, birikebilmesi için yeraltındaki boşluklara ulaşacak açıklıkların olması gerekir. tüketim hızın oluşma hızından fazla olunca da sular biter ki bitmiş durumda olduğu görülüyor.

    e2: ben konuya biraz vakıf bir hekimim arkadaşlar, damlama sistemi falan satmıyorum. nereden bulursunuz bilmiyorum ama tanıdığım bazı üreticiler sulama hortumlarını delerek kendi sistemlerini yapmışlardı, işin içindeyseniz kurması zor bir sistem olmaz.

  • 11.000 tl maaş alan biri nasıl kadıköy veya çevresinde oturabilsin? galiba patron olunca böyle oluyor, çalışan kesimin maddi sıkıntılarını göremiyor, anlayamıyor, fark edemiyor oluyorsunuz. ayrıca neden kadıköy? günümüzde artık ulaşım kolay, avrupa kıtasından bile gelmek max 1.5-2 saat.
    neyse daha da yazardım da başlık bariz bir şekilde troll başlık olduğunu belli ediyor :)

  • - cenk ya kusura bakma yer yok beraber yatıcaz seninle rahatsız olmazsın de mi?
    - nea??!? (gulp) biz.. ikimiz... beraber mi yatıcaz aysun?
    - haeuahea evet.. hihih senden zarar gelmez bana.. canım yaaa
    - gelir aslında.. gelebilir yani.. gelebilir di mi? gelsin yaaa...
    - kikikir.. ilahi cenk... gelmez gelmez..
    - g.tüne korum senin...
    - aheuahe çok komiksin yaa. başkası dese falan kızarım da sana kıyamıyom bile.. uyyy canım canım..
    - ühü ühü .mınıza koyım laaan... ühühüh...
    - eheuehea