ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
behzat ç. denince akla gelenler
-
"dünyanın ekseni on iki santim yerinden kaydı, sen bana bir santim bile yaklaşmadın."
tabii ki; (bkz: savcı esra)
ekleme: [https://www.youtube.com/watch?v=holvbhpjm1q https://www.youtube.com/watch?v=holvbhpjm1q]
güllaç sevmeyen insan
-
çok sevdiğim insan. bunun gibi bir de kısır sevmeyen, irmik tatlısı, efendime söyleyeyim patates kızartması filan sevmeyen insanlara bayılıyorum. hepsi bana kalıyor.
sözlükçülerin başından geçen doğaüstü olaylar
-
kızım 2,5 yaşlarındayken, gece uykusundan haykırarak uyanmaya başlamıştı. bu çok normal bir durum aslında, çocukların bazen böyle anları oluyor, korkuyu öğretmeseniz dahi, kabuslar görebiliyorlar. normal olmayan durum, ben yanına gittiğimde uyanmış yatakta oturan miniğimin odanın kapısına bakarak ve orada görünmeyen bir şeyden korkarak ağlamaya devam etmesiydi.
yani kapının orada görünmeyen bir şey vardı ve kızım oraya baka baka ağlıyor, korkuyla bana sarılıyordu.
çocuk sahibi olmak böyledir işte, çocuklukta kalan korkularınızı açığa çıkarabilir. gerçi benim korkularım hiç çocuklukta kalmamışlardı, aynen devam ediyorlardı o dönem. evde yalnız kalamadığım gibi, evde birileri olsa dahi koridorun ışığı açık uyuyabiliyordum (hâlâ öyle gerçi). itiraf etmek zor geliyor; ama açıkçası ödlek tavuğun tekiydim işte ve kucağımda görmediği bir şey tarafından korkutulup tir tir titreyen kızım vardı.
annelik, biraz da gözü karalıktır.
bir hafta kadar, belki daha da fazla bir süre aynı olay tekrar edince ve ettiğim dualar, okuduğum sureler kızımın korkusunu hafifletmeyince, idareyi ele almaya karar verdim. yine bir gece haykırarak uyanan kızımın odasına gittim. ağlayan kızıma sarıldım ve odanın kapısına doğru olabilecek en öfkeli ve cesur gözlerle bakıp dedim ki: "utanmıyorsunuz değil mi el kadar bebeyi korkutmaya?"
bu cümlemi net hatırlıyorum, sonraki cümlelerim de bu minvaldeydi; ama açıkçası kelime kelime aklımda değiller şu an. bir anne olarak, kızımı korkutan neyse, ona karşı açmıştım ağzımı ve yummuştum gözümü. olay kısaca buydu işte.
doğaüstü olansa, o geceden sonra bir daha kızım hiç o kadar büyük bir korkuyla uyanmadı.
ya göremediğim bir şeyi utandırmayı başarıp, aklını başına devşirtmiştim ya da benim kapıya doğru sinirlendiğimi ve kendisini savunduğumu gören kızım psikolojik olarak o korkuyu aşmıştı.
ben kızımın psikolojik olarak o korkuyu aştığını düşünüyorum. öbür türlüsünü düşünmek dahi istemiyorum.
neyi korkuttum la ben?
ekleme: aynı türden sorular çok gelince, buradan cevaplayayım istedim. kızım o günden sonra bir daha gece korkusu yaşamadı. kendisi zaten şu an 21 yaşında bir üniversiteli.
kendi entry'sine yabancılaşmak
-
bu aralar sık sık yaşadığım hadise. 'bi s.ktir git' diye okuduğum entrynin bana ait çıkması da doruk noktasıydı.
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: eski sevgilime yanlışlıkla ayar verdim beyler
evet panpalar... 2-3 ay önce ece diye bi kızla sevgiliydim.en son bu huur benim yerime başkasını buldu sonra bastı bana tekmeyi.duyduğum kadarıyla da çocuk 1 hafta sonra dehlemişti zaten bunu.
neyse ben köpekleri çok severim beyler.bu karıdan ayrılınca kendime bi doberman aldım arkadaşlık etmek için.(adı pars , çoğu insandan daha delikanlı hayvan aq)
neyse whatsapp'a profil resmimi köpekle olan bi fotoğraf yaptım.
bu kaşar da mesaj attı
k:kaşar , w:wamp
k : aaaa köpeğin çok asilmiş , güle güle bak
w : teşekkür ederim , sağol
k : güzel bi tasma almak lazım ama buna :d
w : alıcam bir ara ya , vardı kaybettim
k : ben alırım canım üzülme , nasıl bişey almamı istersin
w : gerek yok ben alırım yaa
k : yok canım , sen söyle nasıl bi tasma alayım
w : ne bileyim , al kafana göre bişey
bu mesajlaşmadan sonra kız engelledi whatsapptan lan beni.arayıp öyle demek istemedim dicektim ama bana yaptıkları aklıma geldi , daha da mutlu oldum.
yanlışlıkla iyi verdim ayarı
atatürk'ün alkollüyken yaptığı konuşma kaydı
-
"asıl yükseliş, iktisat sahasında yükseliş olacaktır.bu istikâmetteki muvaffakiyeti türk milleti anladığı zamandır ki en büyük zafer tecelli edecektir."
- anlayamadı.
nusret'in messi'yi kolundan çekiştirmesi
-
bu yorumu beğendim:
"düşünsene hayatının en özel anı. hep bu anın hayaliyle yaşamışsın. hedefine ulaşmışsın. emeğinin, alın terinin tam tadını çıkarman gereken o anda bir el seni dürtüyor. dönüp bakıyorsun bir kasap reklam derdinde"
bu adam da messi'nin kayıp amcası herhalde :)
yaran facebook durum güncellemeleri
-
üç aylar bereketli olurmuş.
recep ayında; kenan evren.
şaban ayında; süleyman demirel.
ramazan ayında; büyük bombayı bekliyoruz!..
playstation store
-
olaylar hakkında haberi olmayanlar için kısa bir özet geçeyim.
playstation store çok uzun zamandan beri fırsatlar isminde bir bölüme sahipti. burada indirimli oyunlar yer alıyordu. mart ayının başında dünyada sadece türkiye ps store'da bu bölüm kaldırıldı. dünyanın geri kalanında da koronavirüs ile mücadele kapsamında çok iyi indirimlerin yer aldığı march madness(mart indirimi) kampanyası uygulanmaya başladı.
bu indirimin sadece türkiye'de olmaması üzerine playstation sahipleri tepki gösterdi. bunun üzerine playstation türkiye bu durumun kendi ellerinde olmadığını ve ingiltere playstation merkezine bağlı olarak çalıştıklarını söyledi. bu fikri oyunculara empoze edebilmek için mamaladıkları pintipanda gibi yayıncılar da sabah akşam bu durumun ingiltere ps store dan kaynaklandığını belirttiler.
bunun üzerine ingiliz ps store a bu durum hakkında tepki e-postaları atıldı. ingiliz ps store verdiği cevapta türkiye playstation store hakkında indirim olup olmaması kararını kendilerinin vermediklerini, bu kararı alan mercinin türkiye playstation store olduğunu belirtti. bu bilgiler sonucunda türkiye playstation store'un alenen yalan söylediği ortaya çıktı.
bu kararın alınmasının ardında şöyle fikirler yatıyor. insanlar sokağa çıkmadıkları için daha fazla oyun alacaklar. fırsatlar kategorisi kaldırılarak türkiye'de yaşayan insanların dışarı çıkamama durumları suistimal ediliyor ve böylece daha fazla kâr elde edeceklerini umuyorlar. ayrıca kutulu oyun satışlarında daha önceden usülsüzlükler yaptığı ve ceza aldığı ortaya çıkan aral ithalat ile gizli bir anlaşma içerisinde olabilecekleri düşünülüyor.
her halükarda türkiye playstation store, türk insanını kandırmak ve suistimal etmek için elinden geleni yapmıştır.
seni seviyorum'a verilebilecek en acı cevap
-
(bkz: based on true story)
15 mart 2004
istanbul maçka, beşiktaş
- (...) seni seviyorum.
- teşekkürler.
ilk ve son konuşma oldu.
asıl cevabı tam bir hafta sonra, yabancı diller fakültesinde boyca kendinden uzun olan -meğerse- sevdiği çocukla parmak uçlarında yükselerek dudaklarından vermiştir.
4 yıl boyunca lisans hayatımda aşka olan inancımı yerle yeksan etmesiyle gönül kapılarımın tamamen kapanmasına neden olan bu olay uzun süre travmatik etki yaratmıştır. lisans eğitimim sırasında derslerde zamanla değişkenlik gösteren sayıca benden 6 ila 30 kat çoğunlukta kız popülasyonu bulunmasına rağmen 22 mart 2004 darbesi 4.5 yılıma çok acı bir ipotek koymuştur.
sonraki yıllarda beşiktaş çarşıda (2010da pazar sabahı 8de), istinye parkta (2011de bir öğleden sonra), okulda defalarca onları görmem gitgide azalıp ince bir sızıya sonra da onlarda ki aşkı görüp hissizliğe dönüştü.
sanırım 8-9 yıllık birliktelikten sonra evlendiler. ne diyelim, allah bahtiyar etsin.
kısaca, olmuyorsa olmuyordur ve vardır her işte bir hayır.
yaran fıkralar
-
birgun carlsberg, miller, tuborg ve efes pilsen in ba$kanlari barda icmeye gitmi$. garson gelince teker teker soylemi$ler;
- ben bi carlsberg aliyim
- ben bi buyuk miller istiyorum
- ben tuborg icecegim
sira efes pilsen'in adamina gelince;
- ben bir kola aliyim, demi$. garson gidince yanindakiler sorumu$, "yahu sen niye efes istemedin" diye;
- kimse bira icmiyordu, ben de size uyayim dedim.. demi$..
edit: ycc dedi ki: bu aslında "guinness" biraları için varolan bi efsane