hesabın var mı? giriş yap

  • indie oyunlara ilginiz varsa, keseniz için mutlaka tercih etmeniz gereken konsoldur. ps5'de indie oyunlar büyük bir lüks iken, xbox tarafında sakız parasına oynayabiliyorsunuz. pc tarafından bile daha uygun fiyatlar hatta. gün itibarı ile fiyatlar üzerinden bir kaç örnek vereyim.

    ruiner: xbox 56,25 tl, ps 499tl
    the messenger: xbox 56,25 tl, ps 499 tl
    dead cells: xbox 59 tl, ps 629 tl
    celeste: xbox 57,81 tl, ps 499 tl
    cuphead: xbox 66,38 tl, ps 499 tl
    hades: xbox 178,48 tl, ps 629 tl
    outer wilds: xbox 71,25 tl, ps 629 tl
    tunic: xbox 195 tl, ps 749 tl
    return of the obra dinn: xbox 66,38 tl, ps 599 tl
    frostpunk: xbox 85 tl, ps 749 tl

    üstelik sık sık indirim geliyor ve bu güzel oyunları 10-15 tl gibi komik fiyatlara alabiliyorsunuz da. şu anda da var güzel indirimler.

    ek: ps tarafında bazı oyunlar indirime girmiş. ben yukarıda her iki kütüphanedeki indirimsiz fiyatları kıyasladım ama hadi ps tarafının indirimli fiyatını kıyaslayalım. bahsedilen oyunların xbox kataloğundaki indirimsiz fiyatının 2 (yazıyla iki) katı fiyatta, ps kataloğundaki mevcut indirimli(!) halleri. oyuncu dostu sony'e kocaman bir alkış.*

    bir de ps kataloğunda şu bu bedava denmiş de, zaten yukarıda yazdığım oyunların büyük bir kısmı + daha taze yılın indie oyunu ödülünü alan cocoon dahil pek çok indie oyun gamepass tarafında var. karşılaştırdığım şey o değil. o olsa zaten duramazsın "omo god of wor" diye biter yine muhabbet.

  • onayladığım genellemedir. 150 cm den 200 cm e kadar her kızın peşinden koşan bir abazayım aslında, veren de olmadı henüz, yalnız 150 cm lik bir kız gülümsedi geçenlerde, çok aktifdir, sanırım, hayal ettim yani.

  • kenya’da iki kabile mızrak savaşı yapsa ucu dönüp dolaşıp bize giriyor nasıl iş anlamadım amk.

  • duygulandıran olaydır.

    derler ki internetten her ders kaydığında bir yiğit repeat öğrencisi ölür
    sonra toprak olur
    ve bir çiçeğin köküne can verir
    ve bir arı o çiçekten besin alır
    işte o arı...
    o arıydı evet...
    eminim onun o arı olduğuna, o arı bugün dolmuşu dar etti bana
    çıkmadı gitti camdan dışarı
    vızladı durdu kafamda sabah sabah
    stres yaptırdı
    calculus'tan kaldığım an ki gibi aynı...

  • piyano, gitar ya da flüt gibi pek çok enstrüman, antik çağlardan günümüze değin süren ve hiç bitmeyecek olan “en iyi tınıya ulaşma çabası”nın bir sonucu olarak biçimlenmiştir. çoğunlukla öncüllerinin eksiklerini gidermek için yapılan her yenilik mükemmele yakın ama geliştirilmeye de açık tasarımlar ortaya çıkarmıştır. pek çok kere rezonansı iyileştirmeye yönelik gerçekleşen bu yenilikler, hep mekanik olmuş ve ancak ardılları katkılarıyla son hallerine ulaşmıştır.

    bu açıdan bakılacak olursa, gitar, flüt ve hatta piyano bile tam olarak bir mucidin eseri, bir mucidin buluşudur diyemeyiz…

    binlerce yıl evvelki insanların bile, çekiç seslerine ya da rüzgârın ıslığına dair yorumları vardır. gözlemleri sayesinde edindikleri bilgileri zamanla organize edip, karışık, bütün ve uyumlu sesler çıkaran aletlere, enstrümanlara çevirdiler. bildiğimiz müzik aletleri, medeniyetin sabırla damıttığı bir sürecin eseri olmuştur hep.

    işte tüm bu evreleri yaşamamış hatta mucidi tarafından yaşatılmamış bir enstrüman; theremin. az evvel bahsettiklerime tamamen zıtlık teşkil eden bir enstrüman bu. zira medeniyete bıraksak hala keşfedilmemiş olabilirdi. bu sebepten theremin’i anlatırken mucidi lev sergeyevich termen’i icadından evvel anmak gerekir.

    her ne kadar medeniyetten hızlı davranıp manyetizmayı kullanarak bir enstrüman geliştirmiş, elektronik müziğin ilk enstrümanını icat etmiş olsa da gomidas’la birlikte geçtiğimiz yüzyılın kıymeti bilinmemiş iki müzik dehasından biridir kanımca lev termen.

    1914’te st. petersburg üniversitesinde fizik eğitimine başlayan termen, henüz 22 yaşındayken yani 1918’de basınç altındaki gazların yoğunluğunu ölçecek bir alet üzerinde çalıştığı sırada heterodin üreten osilatörler keşfediyor. tesadüf eseri bulduğu bu devrenin çok hassas bir algılama yeteneği olduğunu hatta ellerinin hareketlerinden dahi etkilendiğini fark ediyor. lev termen’i özel kılansa işte bu keşfi bir müzik aletine çevirmesiyle oluyor.

    hali hazırda bir çello öğrencisi de olan termen, keşfettiği uyarıcı tetikleme sistemini bir müzik eseri çalabilecek biçimde geliştiriyor. başlarda tek antenli ve sadece frekans üreten theremin 1919 yılına gelindiğinde günümüzde bile çok değişikliğe uğramamış son halini alıyor. buna göre, dik duran anten yatay eksendeki hareketlerin antene uzaklığını ölçüp frekans-nota olarak yorumlarken, bir diğer kapalı anten yine elin uzaklığına göre çıkacak sesin genlik miktarını belirliyordu. zamanla bu tasarıma ses dalgasına biçim de atayan parametreler eklendi. ve termen daha sonradan kendi adıyla anılacak olan bu enstrümana etherphone adını verdi.

    1921’de 8. rusya elektronik mühendisleri konferansında ilk prototipi tanıtılan theremin çok büyük ilgi çekti ve aynı konferansa katılan lenin’in desteğini de alarak 1927’den itibaren avrupa ve birleşik devletlerde tanıtılmaya başlandı. lenin bu buluşun bir elektrikselleşme devrimi olduğunu ve böyle bir icadın komünizmi güçlendireceğini düşünüyordu. 1927’ye kadar lev termen, lenin’in de desteğiyle 600 theremin yapıp, kendini de performans verecek kadar geliştiriyordu. ayrıca o bir bilim adamıydı ve 1921–1927 yılları arasında görüntü aktarımı ve televizyonun icadına fikir verecek çalışmalar daha yaptı. ancak bu çalışmaları rus hükümetinin çok gizli sınıfına dahil etmesi sebebiyle çok fazla bilinemedi.

    theremin rusya dışındaki ilk performanslarına avrupa ülkelerinde başladı. gittiği yerlerde rus büyükelçisi gibi karşılanan theremin, kendi ülkesinde gördüğü ilgiden çok daha fazlasını burada bulmuştu. öyle ki performanslar sırasında izdihamlar hatta paris’teki sahne sırasında polise ihtiyaç duyulan bir galeyan meydana geliyor. hayatlarında daha evvel ses yükseltmeye yarayan bir speaker görmemiş 1920’lerin izleyicisi arasında thereminden çıkan sesin ruhların sesi olduğu söylentisi yayılmış ve bu ilgiyi katbekat arttırmıştı.

    amerika’ya sarkan turne sonunda lev termen 1930ların ortasına kadar bir daha rusya’ya dönmüyor. zira burada yaptığı keşifler bir rejimin malı edilmiyor ya da devlet sahiplenip çok gizli damgasını vurarak yayılmasını engellemiyordu. ayrıca bireysel bir patent alma hakkı da vardı ve öyle yaptı. tanesi 500 dolardan satılan tam 3000 theremin üretti ancak icrası çok zor olduğu için hiçbir zaman ticari başarı kazanamadı.

    avrupa turnesi sırasında tanıştığı ve theremine ilgi duyan clara rockmore ile birleşik devletler’de de çalışmaya devam etti ve onunla birlikte çalışarak thereminin üstünde çeşitli değişikler ve düzeltmeler yaptı. bu yetenekli genç bayan 1998’de hayata gözlerini yumana dek melodik müzik icrasında kullanarak theremini ciddi bir enstrüman haline getirdi.

    1938’de birleşik devletler’deki çalışmalarını yarım bırakıp birden ortadan kaybolan lev termen 1947’ye kadar ortalarda hiç görülmüyor. bu ortadan kayboluşun sebebi tam bilinemese de rusya tarafından ajanlıkla suçlanıp kaçırıldığı ve 10 yıl kadar mahkûm tutulduğu söyleniyor. 1947’de moskova konservatuarında değişik thereminler ve çalma teknikleri üzerinde yeniden çalışmaya başlayan termen, bir yandan da kgb için elektronik aletler üretmeye devam ediyor. ancak theremin 1970’lere kadar seri üretime giremeyip, çok fazla sanatçı yetiştiremiyor.

    icra biçiminin dikkat çekici görselliği, çıkarttığı sesin kendine has tınısı ya da manyetik prensiple çalışan bir müzik aleti olmasına rağmen theremin yeterli sayıda icracıya sahip değil. çalım tekniğinin zor oluşu, hava sıcaklığındaki ani değişimlerde standart ses aralığını kaybedecek kadar hassas oluşu ya da enstrümanın portatif hale ancak son yıllarda gelmesi sebepleri yüzünden bir solo çalgı olabilecek kadar hala gelişmedi. günümüzde ise deneysel müzik, tonal ya da atonal doğaçlama sanatçılarınca yeniden aktifleşmeye başladı.

  • sebep - sonuç ilişkisi kurmaktan aciz aptallar yine başlamışlar ötmeye.
    aptal mısınız yoksa aptal rolü mü yapıyorsunuz?
    serbest piyasaya sahip bir ülkede ucuzdan bir mal - hizmet alana saldırmak nedir ulan?
    gecenin bir saati kimin yüzünden böyle bir hata oldu diye sormayın siz anca cırcır ötün aptallar.

    edit: ellerinde olmaması gereken bir sürü doları 7 küsürden bozarken şov yapıp kendini ifşa edenler oldu da ne oldu diye sorarlar adama.