hesabın var mı? giriş yap

  • son yıllarda ortaya çıkan ilginç bir tür. 1 yıl süren çalışmalarımın sonucunda hazırladığım raporu yayınlıyorum. buyrun:

    -genellikle gri eşofman giyiyorlar. fenotipi* bronz olanların beyaz gömlek giydikleri gözlemlendi.
    -populasyon kendi içinde ellerini göğüs hizasına kadar kaldırıp tokalaşıyor, sanırım bir tür şifre.
    -çoğunun bileğinde dövme olduğu düşünülen karartılar var.
    bir kısmı vücudunun bütün kıllarını kirli sakal uzunluğunda alıyorken kalan kısım sadece sakallarını 3 numara kesiyor.
    - lise-vakıf üniversitesi-devlet üniversitesinde yapılan nicel gözlemlerde tüm eğitim kurumlarında eşit yoğunlukta bulundukları tespit edildi.
    -tüm illerden gelen sonuçlar değerlendirildiğinde kıyı şehirlerinde yoğunlukları artarken sadece bilecik'ten sonuç gelmedi.
    -kıyı şeritlerinde(tophane, bostancı, bakırköy vs) daha sık görülüyorlar.
    -havalar ısınınca kıyı şeritlerine nargile kokusuna iniyorlar. sıvı ihtiyaçlarını kola, votka-red bull, rakı, çay gibi likitlerden karşılıyorlar.
    -yaşam alanlarındaki tüm tütün kaynakları tükenene kadar çoğalıyorlar.
    -üniversite 1. sınıf olanları genellikle her yere 15'er kişilik gruplarla giderken daha yaşlı olanların populasyon büyüklükleri 4-5 kişiye iniyor.
    -gençlik dizilerine kadar yayılan bu türün aralarında şifre olarak kardeşim yerine kankaaağğ dedikleri de gözlemlendi.
    -populasyon içi çatışmalara genelde derbi maçlarından sonra rastlansa da ölümcül kavgalar genellikle dişiler için yapılıyor.
    -grupların alfa erkekleri genellikle araba sahibi oluyor.
    -aralarında verimli döller oluşturamamalarına rağmen sayıları esrarengiz biçimde durmadan artıyor.
    -üreme konusunda mitoz bölünmeden şüpheleniliyor.

  • kız bi "ağnna" dedi diye 400 bin tl almış. o parayı bana verseler daha düzgün bi anne derdim yanında bide baba derdim. hatta bütün sülalemi sayardım :(

  • bir maç öncesi yorumunda (büyük ihtimalle efes-ülker maçıydı):
    "bakalım bu maçı daha iyi savunma yapan mı yoksa daha çok sayı atan takım mı kazanacak" diyerek rakibinden az sayı atarak da bir maçın kazanılabileceğini iddia eden kişi. aman kalbinden basketbol sevgisi eksik olmasın.

  • şampiyon kokoreç'in mecidiyeköy şubesinin yemeksepeti'nde gelen olumsuz yorumlara verdiği inanılmaz samimi ve bir o kadar da efsanevi ayarlardır.

    örnek:

    müşteri: hayatımda yediğim en kotu kokorectı bı daha asla.
    şk: birincisi, hayatınızda yediğiniz en kötü kokoreç olmasının sebebini yazmamışsınız. ikincisi, gerekli kontrolleri yaptığımızda gördük ki, siparişiniz normal sürenin de altında ulaştırılmış sizlere. buna rağmen hızımıza da en düşük puanı vermişsiniz. aynı zamanda bu siparişten hemen 2 gün sonra tekrar sipariş verip tekrardan ürünler hızlı ulaşmasına rağmen 2-2-2 şeklinde paunlama yapmışsınız. sebep olarak da kokoreçin domatesli olmasını göstermişsiniz. ama domatessiz olsun diye not bile yazmamışsınız.

    -----------

    sayın müşterimiz; "kokoreçine güvenmeyen domatesle sunar" gibi bir özlü söz yazmışsınız fakat şampiyon kokoreç'in bütün şubelerinin kokoreçi domates ve biber ile pişirerek sunduğunu bilmiyorsunuz muhtemelen. bu, kokoreçimize güvenmediğimiz değil, bizim tarzımızın bu olduğunu gösterir. ki, hemen her kokoreççi de bu şekilde yapar. sadece ege bölgesinde, özellikle izmir'de kokoreç yalnızca kimyon ile sunulur. ayrıca bu bizden ilk siparişiniz değil. domates istemediğinizi belirtebilirdiniz.

    -------------

    çok daha fazlası için: http://istanbul.yemeksepeti.com/…&categoryname=4574

    (bkz: domates istemediğinizi belirtebilirdiniz)

  • "sahte facebook kız profili açtım kendime, 44 numara toynak gibi ayağımın resmini koydum... 5 mal gelip beğenmiş resmi. şimdi anlıyo musunuz kızların neden bu kadar şımardığını?"

  • altında derin ve karmaşık bir dizi psikolojik faktörün yattığına inandığım korkunç bir his. duşakabinimizin su sızdırmaya başlaması, kombimizin titreye titreye çalışması, buzdolabımızın optimus prime 'a dönüşmesi gibi nedenlerle eve çağırdığımız tamirci karşısında neden çaresiz hissederiz kendimizi? neden sürekli ona yaranmaya çalışırız? neden "ustacığım bir şey lazım mı?" diye sorarız sürekli? o bir cerrah titizliğiyle işini yaparken hissettiğimiz gerilimin sebebi nedir? neden eve gelen usta bizden "kullanılmayan, böyle eski, pis bir bez" ya da "şöyle küçük bir iskemle" istediğinde heyecanlanırız?

    çocukken evde bozulan her elektronik alet karşısında "sen mi oynadın lan bununla?" diyen bir baba, hiç anlamadığımız bir konuda tamirata gelen adamın çıkaracağı masrafın belirsizliği, bir şeyi tamir ettirmenin getirdiği mutsuzluk ve gerilim hissi... hepsi ama hepsi bu suçluluğun nedenleri arasında sayılabilir. mamafih akılda tutulması gereken bir başka neden de bazı tamircilerin eve sıradan bir insan, normal bir tesisatçı şeklinde gelmek yerine sorgu meleği kılığında gelmesi olabilir. adam sizinle öyle bir konuşur ki ezilir büzülürsünüz. sizi sorgular da sorgular... sorun ondan önce gelen tamirciler ya da ustalardır. bu asabi ve kıskanç usta tipi adamın ruhundaki suçluluk hissini arttırır.

    - usta sorun neymiş?

    - kime monte ettirdiniz siz bunu?

    - valla eve taşınırken ustalar baktı...

    - ....

    - ne olmuş abi?

    - olacağı olmuş işte... işi bilmeyen adam bunu ekseriyetle böyle monte eder. bunu kompile yanlış monte etmişler...

    - tüh ya...

    - masraftan mı kaçtınız siz?

    - yo...

    - masraftan kaçarsanız böyle olur işte...

    - abi kaçmadık masraftan...

    - geçen bir başka yerden çağırdılar... duşakabini takar takmaz hadi selamunaleyküm... sular alttan banyoyu basmış... masraftan kaçmayacaksın, ustasını bulacaksın...

    - valla bilemedik abi... masraftan da kaçmadık ama...

    - kaçmayacaksın masraftan...

    - yok abi kesinlikle kaçmadık zaten...

    ***

    bu ne lan? yecüc mecüc gelse daha iyiydi... usta mısın csi dedektifi misin? kaçtım masraftan evet... ucuzu tercih ettim... allah belanı versin senin... zona oldu her yanım stresten, gerilimden... evet masraftan kaçtım... evet arkadaşlarla biz monte ettik onu... biz monte ettik... anlıyor musun biz... ucuz olsun istedim çünkü... masraf çoktu, artmasın istedim... suç mu? suç mu bu? amacın beni ağlatmak mı, üzmek mi? özür dilerim tamam mı usta... tamam mı? özür dilerim... allah kahretsin özür dilerim... yeter artık üstüme gelme... ühühühühühühühüh.... ya şimdi yazarken bile fena oldum... sanırım devam edemeyeceğim. burda keselim lütfen...