hesabın var mı? giriş yap

  • gurur sandığı aslında ümitsizliğidir.
    uzaktan uzağa sever, iyi olup olmadığını kontrol eder sosyal ağlardan ama aramaz. kırılmaktan, üzülmekten ve yine aynı şeyleri yaşamaktan korkar içten içe.
    ne yeniden aşık olmak ister ne de yeni biriyle vakit geçirmek..
    ölene dek yalnız kalma fikrine de alıştırmıştır kendisini.
    onu sevmek, hem de çok sevmekten mutludur.
    aşkın, aşık olduğun insanı elde etme hırsından çok daha fazlası olduğunu anlayacak kadar büyümüştür.
    içten içe merak eder durur;
    ''o da beni düşünüyor mu, ara sıra da olsa özlüyor mu acaba'' diye..

    korkaklıkla suçlanan ama o korkaklığının ardında çoook uzun bir hikayesi olan insandır. muhtemelen on milyon kere korkmamış, her defasında ağır yaralar almış daha fazlasına cesareti kalmamıştır. belki de karşısındakinden bekliyordur radikal bir adım. belki mecali kalmamıştır?.. tek ihtiyacı olan ''bundan sonra elimden geleni yapacağım'' demesidir. belki o günü bekliyordur.
    özlemesini, geleceği varsa kendi isteğiyle gelmesini istiyordur.
    her şey keşke burada yazılanlar kadar ''türk filmi tadında'' olsa..

  • il, ülke, sınır, mesafe demeden istisnasız her ilde ikamet eden birkaç arkadaşı bulunan şahıs. örneğin;

    uğurkan: ayselcim nereden katılıyorsun yarışmaya ?
    aysel: hataydan geliyorum.
    uğurkan: hatay'da yaşayan çok değerli bir arkadaşım var kendisine ve hataya buradan bol öpücükler gönderiyoruz.

    uğurkan: mervecim nereden geliyorsun ?
    merve: seattle'dan geliyorum.
    uğurkan: seattleda yaşayan çok yakın bir dostum var, rahşan dağakaçan, kendisi bülent ersoy'un şapkalarını dikerdi eskiden kendisi fevkalade bir insandır ona burada bol öpücükler yolluyoruz.

    uranüsten katılsalar yarışmaya illa öpücük gönderecek amk.

  • öncelikle saha içinde ron artestin faulüyle başlayan ve ben wallaceın onu itmesiyle alevlenen tartışmanın pek de büyütülecek bi boyutu yok gibi gözüküyor. anca son anları oynanan ve sonucu artık kesinleşmiş bi maçın içinde, kendi seyircisinin sinir katsayısını yükselticek bu tip bi tartışmayı çıkarması kadar manasız bir şey olamazdı. artest, tüm kötü imajına ters bir biçimde bu olayı çok olgunlukla karşılamış ve gerilen atmosfere tepkisini hakem masasına yatarak vermiştir.

    işte bu noktada bir seyircinin fırlattığı su şişesi artest i çileden çıkarmış ve hadisenin değişik boyutlara ulaşmasını sağlamıştır. bu noktadan bakıldığında olayı büyüten, çirkinleştiren hadisenin detroit pistons seyircisinin yaptığı interaktif hamle olduğunu görmek çok da zor değildir. ayrıca ron artest bahsedildiği gibi seyircilere tekme tokat girişmemiş, sadece bir tanesinin suratını itmiştir.

    olayın vehameti kanımca oyuncuların seyircilerle kapışması değil, seyircinin sahadaki rakibe, ve herşeyden kötüsü kendilerini doğu finaline taşımış eski koçlarına bu kadar nefret duymasını sağlayacak atmosferin oluşmuş olmasıdır.

    yine de ron artest, gerçek nba seyircisinin saygısını kazanmıştır bu yaptığı hareketle, olayı televizyonda gösterilen birkaç görüntüden ibaret sananların yaptıkları yorumlar yanlış yollara sapmamıza sebep olabilir.

  • kibar adamdır. bunda pislik, art niyet yok. belki sen adama güvenmiyorsun, girmesini istemiyorsun. adam da böyle bi ihtimale karşı nazikçe izin alıyor.

    bağzı kadınlara nezaket gerçekten de fazla.