hesabın var mı? giriş yap

  • bunu yaparken sol omzunda da 19 litrelik damacana taşıyorsa evleneceğim kızdır.

    not: bıyık konusuna değinmiyorum, bazılarına yakışıyor.

    not 2: bademse olmaz ama.

  • çeşitli içkilerin pahalılıklarının konuşulduğu başlıklarda 'ben evimde yapıyorum abi mis gibi oh siz de yapsanıza ne aptalsınız yav çok ucuza geliyor almayın tekelden saflar' şeklinde müthiş önerileriyle algılarımızı açan arkadaşların yardımlarını beklediğimiz pahalılık. ne alacağız şimdi kaju yapım kiti, su, tuz falan mı?

  • işiniz vardır, daha gün ağarmadan hazırlanır, evden çıkarsınız. sokaklar bomboş, tek bir insan, tek bir araba yoktur. ama o ıssız, sokak lambasının aydınlattığı ve cızırtısının tek ses olduğu sokakta biri size doğru yaklaşıyordur. dikkatli baktığınızda gördüğünüz şeyin 6-7 yaşlarında ufak bir kız çocuğu olduğunu farkedersiniz. tek başına ip atlayan bir kız. üzerinde en şık ve temiz kıyafetleri, yüzündeki gülümsemesiyle yakınlaşıyor, yakınlaşıyor, yakınlaşıyor...

  • ilk defa geçen pazar kullandım. bi arkadaşla buluşmaya bostancı'ya gelmiştim, dedim gelmişken bi deneyek.

    bostancı durağından bindim, dudullu durağında indim. giderken küçükbakkalköy durağında 3 dakika kadar bekleme yaptı, dönerken hiç beklemeden döndü. gişelerden girişi-çıkışı rahat, yolculuk inanılmaz rahat. saat 16:00 gibi bostancı'dan bindim, ilk duraktan son durağa hep dolu gittik. dudullu'dan dönüşte bildiğin metrobüs sırası gibi kalabalıktı, yer kalmadı oturmaya. daha ilk aydan böyleyse 1 yıla kalmaz millet iyice arabayı otobüsü terkeder.

    dudullu durağından çıkarken asansörü kullandım, ışıkları yanmıyordu. bostancı'da ise henüz oturmayan düzen dışında beni rahatsız eden bir şey olmadı, girişteki tavan aydınlatması çok şık olmuş.

    allah başlatandan da bitirenden de razı olsun ama bu iş akp'ye kalsa bi 5 sene daha bitiremezdi. maalesef metro işinde eli çok ağırdı bir önceki yönetimin.

  • 10-12 yaşlarımda ahmet cömert spor salonu'na abimin de benim de ilk gidişimiz olacaktı. salonu bulamama ihtimalimiz, akşam saatlerinde 5-8 numara gözleri bozuk abimin kararsız davranışlarıyla pekişiyordu. abim bu arayış telaşında bana bir araba gösterip "bu arabanın plakasını unutma. dönerken buna göre döneriz, yolumuzu kaybetmeyiz." demesi üzerine o günden bugüne asla unutmadığım bir saçmalık ortaya çıktı.

    34 tc 6097.

  • yıllardır özel gün ve haftalara mesafeli duruşumuz gün itibariyle değişime uğradı. 22 yıllık sevgilim ve dahi 16 yıllık kocam, bu sabah şaşırttı beni.

    canım benim, sabahın altısında kalkmış, kahvaltı için çayı demlemiş, masayı hazırlamış ve bize kaşarlı sucuklu tost yapmış. masada bir gül eksik. sabah karga bokunu yemeden nerden bulsun adam gülü değil mi ama? laf.

    neyse tost yapmış. yapmış ama; çıkarmış bir kangal sucuk, bir paket kaşar. doldurmuş içine doldurmuş malzemeyi elinin ayarını sevdiğim. basmış tereyağını. yarısını yakmış, yarısını söndürmüş. böyle yıvış yıvış mı desem, çiğ mi desem, yanık mı desem? mutfak desen savaş alanı gibi. bir tost için 20 ayrı mutfak eşyası yağa banıp çıkar mı? çıkmış anacım, çıkmııış. mutfağın ağzına sıçmış mı seninki, afedersin sıçmış bırakmış. yani bi kıçı kırık sucuklu kaşarlı tost için sabah sabah...

    öhöm. evet ne diyordum; bu sevgililer gününde kocam sürpriz yapmış sabahın körü, kedi canını onun. kedi canını da, sanırım 22 yıl çok uzun bir zaman.

    oha 10 yıl geçmiş editi : az önce aradı "turna balığı aldım üf süper, kızartırız akşama ha ne dersin?" diyor. sevgililer günü içinmiş. dev seviyorum ;)

  • 1994 dünya kupası'ndaki dört sembol kaleci içinde formalarıyla göze en çok hitap eden kaleci. 1994'te claudio taffarel, thomas ravelli, ve rene higuita ile beraber dünya'nın en iyi dört kalecisinden biriydi.