hesabın var mı? giriş yap

  • meteor tarzı ekstrem durumları hariç tutarsak atmosferde karşınıza çıkabilecek en tehlikeli şey olan fırtına bulutu. ismi cumulo (bulut) ve nimbus (yağmur) kelimelerinin birleşiminden ortaya çıkmıştır.

    cumulonimbus'un oluşması için atmosferde ciddi bir dengesizlik oluşması gerekir, özellikle sıcak ve soğuk havanın çatışması sonucunda oluşan dengesizlikte ortaya çıkar. bulutun ortaya çıktığı atmosfer koşulları zaten son derece dengesiz olduğu için (en başta wind shear yani rüzgar makası/kırılması yüzünden) bu bulutlar da bu dengesiz hava koşullarını kendi içerisinde korumaya devam eder.

    cumulonimbus bulutları tek başlarına veya bir fırtına sisteminin parçası olarak oluşabilirler. fırtına sistemi, özellikle bir süper hücre sisteminin parçası olarak oluşurlarsa karakteristik örs şeklini alırlar. bu örs şeklinin sebebi de bulutu ve fırtına sistemini oluşturan yukarı yönlü hava akımının (updraft) inanılmaz kuvvetli olması nedeniyle troposferin en üstüne kadar yükselmesi ancak buradaki çok yüksek basınç ve nem yüzünden daha fazla yükselemeyip görünmez bir bariyere çarpmış gibi katmanın etrafına yayılmasıdır. bir fırtınadan önce yaklaşan örs bulutunu ne kadar net görebiliyorsanız yaklaşan fırtına da o kadar şiddetli olacaktır denilebilir bu sebepten.

    cumulonimbus bulutları yeryüzündekiler için tehlikeli, havadakiler için çok daha tehlikeli bir buluttur. bu bulutlar çok ciddi sağanak yağışın yanı sıra çok şiddetli dolu sağanaklarına sebep olabilir, yıldırım düşürebilir, çok kuvvetli rüzgarlar ile gelebilir, hatta bir fırtına sisteminin parçası ise hortum bile çıkarabilirler (örneğin süper hücre).

    havadakiler içinse durum çok daha tehlikelidir, cumulonimbus bulutları atmosferde etrafından dolaşılması gereken bir bariyer oluşturur. her şeyden önce cumulonimbus bulutları özellikle örs bulutu varsa standart aviasyon rotasından yüksekte yer alır. standart bir yolcu uçağı yaklaşık 10 km irtifada seyrederken cumulonimbus incus yeri gelince 21 km yükseğe çıkabilir.

    bu bulutların içinden geçmek bir tarafa yakınına gelmek bile ciddi tehlike doğurur. bulutların içindeki büyük elektrik yükü yaklaşan veya içeri giren uçağa yıldırım çarpmasına sebep olabileceğinin yanı sıra bulutun içinde hatırı sayılır bir türbülans mevcuttur ve bulutun oluşmasına sebep olan atmosfer koşulları sadece bulutla sınırlı olmadığı için bulutun yakınlarında da son derece dengesiz rüzgar hamleleri ve makası olacaktır. ayrıca cumulonimbus bulutunun üst katmanlarında buzlanma olduğu için içeri girmeye çalışan bir uçağa yıldırım çarpması ve rüzgar kırılmasının yanı sıra mermi gibi dolu ve buz parçaları da isabet edecektir. bu yüzden bu bulutun değil içinden, yanından bile geçilmez, gerekirse yol uzatılır.

    cumulonimbus bulutunun farklı alt türleri olsa da en ilgi çekici olanı da yazmadan geçemeyeceğim. orman yangınları ve volkanik patlamaların şiddetli olması durumunda ortaya çıkabilecek bir versiyonu vardır, adı da pyrocumulonimbus'tur. bu bulut ortaya çıktığında kendi içinde de külden ve dumandan dolayı elektrik yükü barındıracağı için yıldırım düşürme ve hali hazırda devam eden yangını daha da alevlendirme potansiyeli vardır. ayrıca bu bulut ortaya çıktığında oluşacak şiddetli rüzgar hamleleri yüzünden yangının yönü aniden değişebilir ve daha önce sıçramamış alanlara doğru ilerleyebilir, daha da kötüsü yangını söndürmeye çalışan ekiplerin üzerine doğru aniden harekete geçebilir. bütün bu dezavantajlarına rağmen pyrocumulonimbus bulutu kendisini doğuran yangının üzerine şiddetli yağmur yağdırarak sönmesine de neden olabilir, neyi yapacağı o anki atmosferik koşullara bağlıdır kısacası.

    cumulonimbus sıcak/soğuk çatışması nedeniyle genelde bahar ve yaz aylarında görülür (tropik kuşakta yıl boyu görülür, tropik kuşağın yemyeşil olma sebebi de onlardır zaten) ancak kış aylarında da ortaya çıkabilir ve thundersnow dediğimiz kar yağarken gök gürlemesi hadisesine, şiddetli tipiye ve inanılmaz yoğun kar yağışlarına da sebep olur. thundersnow'u geçtiğimiz senelerde birkaç kez deneyimledik, en sonuncusu ise bu kış ayında karadeniz'den gelen iki kar fırtınasının ikisinde de tanık olduğumuz gök gürültülü kar yağışlarıydı.

    kısaca şöyle özetlemek lazım, şu anda kaç bin ışık yılı uzaktaki galaksinin merkezindeki kara deliğin fotoğrafını çektik, kendi galaksimizi bir arada tutan kara deliğin fotoğrafını çektik ama cumulonimbus bulutlarının içinde tam olarak nasıl bir ortam olduğunu halen bilmiyoruz çünkü içine girip de veri yollayabilecek kadar bir sağlam ekipman üretmeyi başaramadık.

    atmosferdeki bulutların en kudretlisi, en haşmetlisi, en ürkütücüsü ama en ihtişamlısıdır cumulonimbus bulutları. bu kadar tehlikesinden bahsetmiş olsak da getirdiği yağmur ile atmosferimizin en büyük yapı taşlarından biri ve vazgeçilmez bir parçasıdır.

    iyi ki vardır, varsın o haşmetle troposferin ucuna yükselsin de biz çevresinden dolaşmaya devam edelim.

  • - mantık neymiş, öğrenin.
    - mantık neden formel bir disiplindir, onu da öğrenin. formel disiplin nedir onu da öğrenin.
    - yaradana sığınıp bir filozofun kitabını elinize alıp başlamayın. muhtemelen şapşallaşırsınız. felsefeye giriş diye yöntemi açıklayan güzel kitaplar mevcuttur çevrenizde, genelde filozof değil felsefeci elinden çıkmışlardır, onlardan bir tane edinin.
    - felsefeye tanrıyı tartışarak başlamayın. o sonraki mesele. önce akıl yürütmeyi öğrenin. yürümeden koşulmaz.
    - felsefe adamı delirtmez. bakış açısını değiştirebilir, ama bu genelde iyi bir şeydir.
    - düşünmeyi sevin. sıkılma organınızı aldırın. takıntılar faydalı şeylerdir, çünkü özellikle platon, aristoteles gibi ihtiyarların sittin sene önce yazılıp milyon çeviriden değişiklikten geçmiş işlerinde bir paragrafı çözümlemek için beş on kere okumak gerekli olabilir. (parmenides'i ilk okumada şakır şakır anladım demeyin, döverim.)
    - kant, hegel gibi abiler başlamak için seçebileceğiniz en kötü yerlerdir. önce bu adamlar buraya nereden geldi diye bir bakın. felsefe tarihi olmadan çakılıp kalmanız çok büyük bir olasılıktır.
    - antik yunan nedir öğrenin. ciddi ciddi okuyun. katılmasanız bile hayran olun.
    - felsefeyle ilgilendiğinizi duyunca malum hakan peker şarkısını söylemeye başlayanların ağzını burnunu kırın. felsefecilerin de ara sıra deşarj olmaya ihtiyacı vardır.
    - ahkam kesmeyin. mantık ile konuşun.
    - diyalog nedir öğrenin.
    - diyalog'un var olabilmesi için ön şartlardan birinin (hatta en önemlisinin) ikna edilebilirlik olduğunu öğrenin.

  • 4 ay önce set çalışanlarına aşı hakkı tanınmalı biz sürekli dışardayız diye ağlıyordu, dün covid şüphesiyle hastaneye gitmiş story atmış diyor ki 'negatif çıkayım hemen aşı olacağım vakitsizlikten olamadım.' tatillerden sıra gelmedi yan etkisinden tırstım demiyor da.

    bu kadını daha kimse bilmezken ve sosyal medyada yeni yeni aktifken çok severdim, sonra her şeyi şov her şeyi reklam oldu.

  • süslü sülü kısmına bazı eklemeler yapmak istediğim açıklamalardır.

    gelin birazcık geriye gidelim...

    akp ve fetö şu resimdeki soytarının ifadeleri üzerinden koskoca türk silahlı kuvvetlerine kumpas kurmuştu. koskoca devletin kriptolu odalarına girilmişti. koskoca ordunun harekat planları yurtdışına kaçırılmıştı. atatürkçü, vatansever subaylar buraya yazmaya utanacağım iftira ve tuzaklarla hapse atılmıştı. 33 askeri kurşuna dizen şemdin sakık gizli tanık yapılıp, koskoca genelkurmay başkanı terörist denilerek silivri'ye atılmıştı...

    lan bu ülkede bu namussuzluklar yaşanırken bu kel samanyolu tv'ye çıkıp şöyle bağırdı lan;

    "buradan şahsım ve milletim adına zekeriya öz'e minnetlerimi sunuyorum. fethullah gülen ve zekeriya öz bu milletin gönlündeki yerlerini almışlardır. hizmetlerinin ne olduğu bellidir. bir zekeriya öz gider, bin zekeriya öz gelir. bir fethullah gülen gider, bin fethullah gülen gelir!"

    vay benim temiz sülüm:)

    tabi bu burada kalmadı. hdp'nin meclise girmesi için acilen barajın düşürülmesini önerdi. anadilde eğitim talep etti. mhp'nin darbe artığı bir parti olduğunu söyledi. böyle bir partinin varlığının bile utanç verici olduğunu ifade etti. ergenekon kumpasını eleştirdiği için devlet bahçeli'yi darbecilikle suçladı...

    bitti mi?

    bitmedi!

    finalde bu sırma saçlı arkadaşımız türkiye cumhuriyeti tarihinde fethullahçı olduğu gerekçesiyle partisinden ihraç edilen ilk siyasi olma özelliğine kavuştu.

    devleti ve yargıyı fetö'ye teslim eden o aşağılık 2010 referandumu öncesinde zaman gazetesinin peşine takılarak "demokrasi buluşmaları" adı altında şehir şehir gezdi zat-ı alleri.

    ve en nihayet fethullah gülen ile işbirliği yapmak suçundan önce genel başkanlığını kaybetti, sonra da yine bu suç sebebiyle bir partiden ihraç edilen ilk siyasi oldu. kısaca fetö'den ihraçtır kendisi:) yıllarca siyasi sicil affı peşinde koşturup durmuştur bu kel kere kel.

    şimdi böyle bir adamın kalkıp fetö hakkında atıp tutması yahut birilerini fetöcülükle suçlaması bir vatandaş olarak benim ağrıma gidiyor. böyle sessizce arkasından yaklaşıp "laaaan bırak!" diye şapalağı vurasım geliyor. şahsen onun yerinde olsam utanırdım bu lafları konuşmaya. yüzüm olmazdı.

    bu ülkede birileri öteden beri bolca cebini doldurmak, çokça güç sahibi olmak için en berbat, pis işleri yapmaktan geri durmadılar. dahası bunları yapmayı kendilerine hak gördüler. bu uğurda dünyanın bütün kirli karanlık örgütleriyle de bayağı bir iş tutmuş görünüyorlar.

    şemdin sakık'ın gizli tanık yapılıp şerefli komutanların silivri'ye attırıldığı bu memlekette sedat peker'in itiraflarına savcılar kulak tıkıyorsa bundan şunu anlamak lazım; bunlar artık siyasi davalardır. türkiye'de şu an bu davaları görecek siyasi bir irade yoktur. ama elbet bir gün o kararlı irade gelecektir!

    bugün sosyal medyada bütün fetöcü hesapların etekleri zil çalmakta. maziyi çabuk unutmuşlar. kendilerine bir cesaret bir özgüven gelmiş. iktidar değişiminde en büyük hesaplaşmanın da bu köpeklerle yapılmasını diliyorum. devletin adam gibi bu işin peşine düşmesi gerekmektedir. bu herifler gerçekten kim? bu ülkeden ne istiyorlar? bunlar nasıl bu noktalara geldi? bu tür dini yapılanmalarla nasıl mücadele edilmelidir? her bir şey ortaya dökülmelidir.

    ve göreceksiniz...

    er ya da geç bu işlere bulaşan herkesi k u s t u r a c a k l a r.

    çünkü yarbay ali tatar'ın ahı var.

    çünkü kuddusi okkır'ın ahı var.

    edit: genelkurmay ifadesi bitişik olarak düzeltilmiştir. merak edenler için, fotoğraftaki soytarı tuncay güney'dir.

  • başlığın tam hali "anne ve babanın 23 gün boyunca nusaybin'de sokağa çıkamaması" şeklinde olacaktı ama malum karakter sınırı.

    öncelikle, başlığı nasıl bir şekilde açacağımı bilemedim. anlam karmaşası yaratmış olabilirim. bunun için herkesten özür dilerim.

    umarım kimsenin anlamak zorunda kalmayacağı bir durum olarak kalır. umarım bunu anlamak zorunda kalmazsınız. umarım bu acıyı yaşamazsınız.

    23 koca gün!

    mardin valiliği tarafından nusaybin’de uygulanan sokağa çıkma yasağı 23. gününe girdi. bu süre zarfında anne ve babam evden çıkamadı. 23 gündür her allah'ın günü arayıp iyi olup olmadıklarını öğrenmeye çalışmaktan yoruldum. 23 gündür eve stokladıkları yiyeceklerle karınlarını doyurmaya çalışıyorlar. bu sabah konuştum annemle, iyiymiş. yemekleri varmış yeterince. komşumuz şehir dışına göç etti. tavuklarını anneme bırakmış. "her gün 2-3 yumurta çıkıyor kahvaltıda onları yiyoruz" diyor bana.

    bizimkiler şehir dışına çıkamadı. fakiriz biz evet. sadece bir evimiz var. hayatları boyunca yaptıkları tek birikim o ev. yalan olmasın babamın bir de arabası var.

    annem kapatıyor telefonu sonra. annemle uzun konuşmayı sevmem. çünkü telefonda sürekli ağlıyor. dayanamıyorum sözlük. dayanamıyorum annemin ağlamasına. babamı arıyorum. "baba nasılsın?" diyorum.
    iyiyim oğlum, paran var mı?
    var babacım, siz nasılsınız? işyeri ne durumda. (23 gündür kapalı ulan. ne soruyorsun?)
    ...

    sonra o da kapatıyor. oturuyorum masaya birkaç sigara yakıyorum. ciğerim yanıyor. yapamıyorum.

    lütfen yeter artık. savaşınız yerin dibine batsın. benim için savaşıyorsanız, savaşmayın. istemiyorum savaş falan.

    çocukluğumun geçtiği sokaklar hendeklerle dolu. ilk aşkımın elinden tuttuğum yollarda el yapımı patlayıcılar var. yaşadığımız evlerde insanlar ölüyor. bir asker geliyor nusaybin'e. daha önce hiç görmediği sokaklarda canını veriyor... atanamadı diye sırf parasız kalmamak için polis olan bir abi ölüyor.

    neden? ne için? kimin için?

    edit: kardeş olmadığımızı ve inşallah ölmemiz gerektiğini söyleyen insanlar var. üzülerek okuyorum. orda polis abi yazmıştım halbuki. o da insan. ona üzüldüğümü nasıl göstereyim sana, göstersem de nasıl anlayacaksın ki zaten. annem ve babam 50 yaşında insanlar. siyasetle ne işleri olur? olsalar da ölmek zorunda değil mi? pisliksiniz.

    nusaybin'de kalan herkes terörist değil mi? anne ve babam da öyle. tekrar söylüyorum. umarım bu durumu anlamak zorunda kalmazsınız.

  • tv8'in amiral gemisi ve en çok para kazandıran programı survivor 19 ocak itibari ile reyting listesinde ilk 10'a giremedi. masterchefle büyük bir hezimet yaşayan acun bu kez survivordan da istediği reytingi alamamış görünüyor. 2023 türkiye için büyük bir değişime sahne olacak gibi.

    edit: mesaj kutum kırıldığına göre, izlemeyenler geçen yılın finalini protesto ediyormuş.

    edit2: yok prime time değildi ondan böyle diyenlere, 16 ocak'ta 7. olmuş. 17 ocak'ta 5. acun'un formatları azalarak bitti kabul edin artık.