ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
nissan kaşkai
-
nissan qashqai'nin doğru yazılışıdır. ergen misiniz qashqai ne lan ?
titanic gemisi türk olsa olabilecekler
selma ann desmond
-
şiddetin bir başka çeşidine maruz kalmış merhume. dr olmam sebebiyle bir çok insanla karşılaşıyorum, ve maalesef erkeklerin hastalanan eşlerinden çok kolay vaz geçtiğine şahit oluyorum. kadınlar ise yıllarca yatalak eslerine sonsuz bir merhametle sahip çıkıp yanlarında oluyorlar. genellemeler hatalıdır evet vapurlar da tuhaftır hayat da
kazıklanmadan önceki son sözler
dizi izleme sitelerinin teker teker kapanması
-
dizi-mag'daki reklamlardaki gibi "zalim bir diktatör halkına kan ağlatıyor"
köpeğe tecavüz ederken basılıp dayak yemek
-
videoyu izleyerek, ''ama köpek de kuyruk sallamış'' diyecek bir kitleyle beraber yaşıyoruz.
edit: ''köpek, istemiyor olsaydı kuyruk sallamaz, ısırırdı'' diye mesajlar geliyor. tabii ki, bütün sülalesi eşekle çiftleşerek çoğalmış olan insanlar için normal bir durumdur.
siz türkler sigara firmalarının kölesi olmuşsunuz
-
edit: bunlara da bakın (bkz: eşinin evinde şiddet gören teyzenin ses kaydı)
(bkz: lübnan'ın suriyeli sığınmacıları geri göndermesi/#163447633)
istanbul'u ziyaret eden bir turistin, adım başı sigara dumanına maruz kaldıktan sonra kurduğu isyan cümlesi:
görsel
" bir turist olarak istanbul'daki sigara içme alışkanlığı karşısında şoke oldum. yahu herkes sigara içiyor, inanamıyorum. kapalı veya açık alanlarda, birkaç dakikada bir adamın teki sigara yakıyor. babalar ve anneler bile çocuklarının yanında sigara içiyor. başınızı sağa sola çeviriyorsunuz ve o da ne? yine bu zıkkımı içen bir adamı görüyorsunuz.
sizin neyiniz var? avustralya'da sigaraya yüksek vergi uygulanıyor ve elektronik sigara ürünlerinin satışı yasa dışı hale geldi. türk sağlık bakanlığı türk halkını korumak için bir şey yapmıyor mu? "
bir başkası: "türkiye'yi seviyorum ama ne zaman ziyaret etsem, ben ve çocuklarım sigara dumanına maruz kalmadan yemek yiyemiyoruz. bu yüzden sabah erkenden restaurantlara gidip çıkıyorum. bütün avrupa'yı, amerika'yı, rusya'yı, iran'ı, azerbaycan'ı gezdim. istanbul ve ankara kadar halkın rahatlıkla sigara içip, diğer insanlara rahatsızlık verdiği başka bir yer görmedim."
görsel
bir başkası: "bu ulkede nefret ettiğim tek şey bu sigara dumanı. ne zaman ülkenizi ziyaret etsem buna maruz kalıyorum" demiş.
görsel
bir başkası: " bu koduğumun zehiri yüzünden ne yolda yürüyebiliyoruz, ne restaurantta yemek yiyebiliyoruz. sözde kapalı alanlarda yasak bu zıkkım ama hükümet buna göz yumuyor."
görsel
ve bunlar: " bir gün istanbul'da bir restauranta gitmiştik. görevliler gece 1 gibi bizi çıkarıp dükkanı kapatmadan önce ışıkları yaktıklarında, bütün restaurantım dumanla kaplı olduğunu gorunce gözlerime inanamamıştım. hayatımda böyle bir şeye şahit olmamıştım."
" istanbul'da yaşlı bir teyzenin sigara içtiğini gorunce gözlerime inanamadım. "
görsel
daha önce başka turistler de açık alanda sigara içilmesinden şikayet etmişti:
(bkz: sigara dumanı yüzünden ülkeye gelmeyen turist)
22 şubat 2020 turnikeden atlayan öğrenciler
-
80 tl'lik aylık ücreti bu ekonomide 50 tl'ye indiren adama karşı yaptıkları protesto. belediye akp'deyken yapabilirler miydi peki?
ülkede sol en az sağ kadar kanser.
behzat ç.
-
hiç izlemediyseniz bu diziyi ve ne menem şeydir diye merak ediyorsanız, işte şöyle bir şey:
bir iş arkadaşım var, bu diziyi izlemeye yeni başladı. şu sıralar en çok kıskandığım insanlardan biri kendisi. arada gelip "ya bahar ne gıcık karı di mi" filan diye soruyor. ben düşünüyorum, bahar'ı son görüşümün üzerinden epeyce zaman geçmiş... ağladığım olmuş izlerken, güldüğüm olmuş. hepsini yaşamış bitirmişim. o ise bunları şimdi yaşıyor. negzel!
elimde olsa, behzat ç.'yi hafızamdan sildirir, yeniden izlemenin mutluluğunu yaşarım.
bankaların cumartesi günü çalışma kararı
-
millet dünya üzerinde daha az nasıl çalışabiliriz diye tartışırken bizim geldiğimiz noktaya bak!!
volkan demirel'in boynundaki nesne
-
kazaksız boğazdır..
hoşlanan erkeğin adım atmama sebebi
-
niye adım atsın yahu. ona git buna gel iyi alışmışsınız. bir sen gel bakalım, hayatında hiç risk aldın mı acaba. bu riski al bakalım. riski al ve sonuçlarıyla yaşa bakalım. bakalım o kadar böbürlenebilecek misin sonrasında. hadi bir dene.
edit: dertler derya olmuş.
yabancıların türkçe konuşurken yaptığı hatalar
-
yer : roma'da bir oyuncakçı
mağazada satılan küçük prens gece lambasını gören italyan yar ilgimi çekeceğini bildiğinden bana dönüp lambayı işaret ediyor ve kendinden emin bir ses tonu ve gurur duyduğu türkçesiyle:
-aşkım bak sucuk prens!!!
- haaa?
-eeee...sümük prens!!!
-?!?!?
-sümücük prens?
- oooy oooy!
yurt dışında oy verme oranının %5 olması
-
bu yurtdisindaki insanlar hakkinda yurticindeki herkesin bu kadar bilgi sahibi olmasi goz yasartici. valla bravo.
oncelikle, oy vermek icin randevu alma gerekliligi ve bunun getirdigi zorluklari [bu yuzden egitim duzeyinin cok daha yuksek oldugu abd gibi ulkelerde yasayan turk vatandaslarinin oy verme orani, almanya gibi ulkelerde yasayan ve egitim seviyesi cok dusun turk vatandaslarinin oy verme oranindan daha yuksek zira randevu alma islemi bu insanlar icin pek de kolay bir is degil] vesaire bir yana koyalim.
yurtdisinda oy verme islemi, turkiye'deki gibi herkesin yasadigi sehirde yapilmiyor. turkiye cumhuriyeti temsilciliklerine gideceksiniz. bu da ornegin abd'nin bati yakasindaki eyaletlerde (washington'dan, alaska'ya, colorado'dan hawaii'ye kadar) yasayan herkesin los angeles'a gitmesi demek.
kafanizda canlanmamis olabilir, bahsettigim mesafeler soyle.
- hawaii'den los angeles ~4000km.
- alaska'dan los angeles ~4000km
- denver-colorado'dan los angeles ~1400km
simdi bu mesafeleri istanbul'a uygulayalim
- istanbul'dan madrid 2800km
- istanbul'dan berlin 1750km
- istanbul'dan londra 2500km
umarim mesafelerin buyuklugu hakkinda bir fikir vermistir. avrupa ozelinde, zaten gurbetci adam bu kadar yol tepecegine gider turkiye'de oy verir (sinir kapisinda)
sahsen ben los angeles'a nispeten cok daha yakin olan san francisco'da yasiyorum. kalktim oy kullanmaya gittim. oncelikle haftasonu san francisco'da bulunmak zorunda oldugum icin mecburen bir is gunu izin almak zorunda kaldim. ayni sekilde yine hemen donmek zorunda oldugum icin araba ile degil, ucakla gittim. bunun oteliydi, araba kiralamasiydi, yeme icmesiydi $1000 civarinda para harcamam gerekti. ıki kisi icin $1500 diye dusunun. ben gittim bu parayi harcadim ve oyumu verdim. ama herkesten bekleyemem.
bu baska ulkelerde ayni hesaplamalara yol acmiyor olabilir, her ulkenin karakteristigi farkli lakin hangi ulke olursa olsun, kalkip belki de mahallenizde oy kullanmak gibi bir is olmadiginin farkinda varmalisiniz.