hesabın var mı? giriş yap

  • ...

    -ikb (insan kaynakları'ndan burcu)
    -b (ben

    -ikb: evet, son olarak öyle bir şey söyleyin ki her şeyi unutalım (artık ne dediysem mülakatın ilk kısmında) sizi işe alalım? (bunu söylerken gözleri parlıyor, dahiyim ben yha:)) diyor içinden)
    -b: hmm.. büyük bir hipermarket zinciri olarak merkezinizin küçükbakkalköy'de olması sizce de ironik değil mi?
    -ikb: ... ??!?

  • temporal lob epilepsisi, medial ya da lateral temporal lob orijinli tekrarlayan nöbetlerden oluşur. bu nöbetler kompleks parsiyel (bilinç kaybı ile birlikte) ya da basit parsiyel (auralı / aurasız) olabilir. kompleks parsiyel nöbetler her iki temporal lobu kapsadığından hasta bilincini kaybeder. kompleks parsiyel nöbetlerin % 10-30 kadarı ekstratemporal yapılardan kaynaklanmaktadır (paryetal,oksipital,frontal). yetişkinlerde görülen nöbetlerin % 40-60’ı temporal kaynaklıdır.

    etyoloji:

    epilepsi nedeniyle operasyon geçiren hastaların yaklaşık üçte ikisinde altta yatan neden hipokampal sklerozdur. hipokampal nöron kaybında özellikle piramidal hücre kaybı fazladır
    .
    ·geçirilmiş enfeksiyonlar (herpes ensefaliti,bakteriyel menenjit)
    ·kortikal zarar meydana getiren travma ya da hemoraji
    ·hamartom
    ·gliom
    ·vasküler malformasyon (arteriovenöz malformasyon,kavernöz anjiyom)
    ·neoplaziler
    ·idiyopatik
    ·genetik (çok nadir)

    hipokampal skleroz mezial temporal lob epilepsisi olarak adlandirilan özel bir klnik sendroma neden olur.
    kompleks febril nöbetleri olan çocuklarda ileri dönemde temporal lob epilepsisi görülme riski artmaktadır.
    panik ataklarda görülen otomatizmler ve anksiyete temporal lob kaynaklı nöbetlerin basit parsiyel fazıyla karıştırılabilir ama temporal lob epilepsisi saniyeler ya da en fazla iki dakika sürerken panik atak genellikle on dakikadan daha uzun sürer.
    oksiptal lob epilepsisi de temporal lob epilepsisine dönüşebilir ve bu ikisini klinik olarak ayirmak güçleşebilir.
    psikolojik nöbet geçiren hastaların yaklaşık % 10’u aynı zamanda epileptik nöbet de geçirebilirler.
    frontal lob epilepsilerinin karakteristik özellikleri vardır. ard arda gelen, hızlı başlayıp hızlı biten nöbetlerdir. postiktal durum ya çok kısadır ya da hiç yoktur. yine de klinik olarak ayırım yapılamıyorsa eegye başvurulmalıdır.

    aura:

    auralar saniyeler / dakikalar süren basit parsiyel nöbetlerdir. ama prodrom dönemden ayrımlarını yapmak önemlidir. prodrom nöbetten saatler hatta günler önce meydana gelen sinirlilik ve anksiyete halidir. davranış değişiklikleri de beraberinde görülebilir.
    auralar temporal lob kaynaklı nöbetlerin % 80’inde görülmektedir. basit parsiyel nöbetlerle birlikte sık görülürler ve bu genelde temporal lob orijinli bir kompleks parsiyel nöbetle devam eder.
    koku ile ilgili auralarin genelde temporal lob tümörü kaynaklı epilepsilerde görüldüğü bulunmuştur. olfaktör semptomlar genelde hoşa gitmeyen kötü kokuların algılanması şeklindedir.
    ses halusinasyonları vızıltı şeklinde olabileceği gibi karmaşık ses ya da seslerden,şarkılardan da oluşabilir. bu tür auralar daha sık olarak neokortikal temporal lob epilepsilerinde meydana gelmektedir.
    hastalar objelerin şekil, boyut ve uzaklığının değiştiğini söyleyebilirler. objeler olduklarından daha büyük (makropsi) ya da daha küçük (mikropsi) olarak algılanabilirler. objeler titreşiyormuş gibi görülebilir. posterior superior temporal girus kaynaklı epilepsilerde vertigo meydana gelebilir.
    rüya hali (dreamy state), kişinin ilk kez gördüğü kişi veya çevreyi önceden görmüş gibi olma duygusu (deja vu) veya bildigi kişi veya çevreyi ilk kez görür gibi olma hali (jamais vu), eski yaşadığı olayların film şeridi gibi gözünün önünden geçmesi gibi ilginç tablolar görülebilir.
    depersonizasyon, derealizasyon meydana gelebilir.
    hastalar kendilerini dışardan gördüklerini tanımlayabilirler.
    amigdalo-hipokampal orijinli (mezyal temporal nöbet) nöbetlerin başlangıcında hastaların iyi tanımlayamadıkları yabancı bir duygu, halusinasyon ve ilizyonları olabilir. anksiyete ve korku şeklindeki affekt değişikliklerine sıkça rastlanır. bunu kısa süreli dona kalma ve ardından otomatizmalar izler (en sık yutkunma,yalanma,çiğneme). ayrıca yükselen epigastrik his ile bulantı,karın ağrısı,mide barsak hareketlerinde artma, lakrimasyon ve salivasyon gibi otonomik belirtiler nöbete eşlik edebilir. ek olarak yüzde solukluk veya kızarma, pupil dilatasyonu ve öğürme de görülebilir.

    nöbet:

    aurayı takiben kompleks parsiyel nöbet başlar. kompleks parsiyel nöbetler 30 saniye-2 dakika arası sürer. gözler açıktır ve hareketsizdir. pupiller dilatedir ve hareket durmuştur. ağız açıp kapama, çiğneme, yutma gibi otomatizmler görülebilir. el hareketi ile birlikte olan otomatizmler kural olarak epileptik aktivite ile ipsilateral taraftadır.ele geçen bir obje ile oynama, giyinme veya soyunma, amaçsız koşma, gülme nispeten sık rastlanan otomatizmlerdir. adversif baş ve göz hareketleri ile distonik postür (epileptik aktivitenin karşı tarafında) sık görülen motor fenomenlerdir. (otomatizmler bilinçsizce yapılan az ya da çok koordine olabilen, epileptik nöbet sırasında ya da sonrasında görülebilen ve genellikle amnezinin takip ettiği motor hareketlerdir. çoğunlukla temporal lob kaynaklı nöbetlerde görülseler de ekstra temporal orijinli kompleks parsiyel nöbetlerle de birlikte olabilirler.) hastalar yapmakta oldukları motor aktiviteye devam edebilecekleri gibi ağızlarına konan sakızı çiğneme ya da ellerine konan bardaktan su içme gibi reaktif otomatizmler gösterebilirler.
    kompleks parsiyel nöbet sekonder jeneralize tonik-klonik bir nöbete dönüşebilir.
    hastalar sıklıkla postiktal konfüzyon yaşarlar. postiktal afazi dil konusunda dominant hemisiferdeki temporal lobun epilepsisine işaret eder.
    çoğu aura ve otomatizmler kısa sürer (saniyeler ya da 1-2 dakika). postiktal faz daha uzun sürebilir. her iki hemisiferin de olaya dahil olması nedeniyle amnezi meydana gelir.

    görüntüleme yöntemleri:

    temporal lob epilepsisi şüphesi olan tüm hastalara eeg yapılmalıdır. interiktal anomaliler genellikle anterior temporal bölgede ya da bazal temporal elektrodlarda görülür. hastaların üçte birinde bilateral interiktal epileptiform anomaliler vardır. nöbet sırasında temporal lob epilepsili hastalarda ; sfenoidal ve bazal temporal elektrotlarda özellikle belirgin olan 5-7 hz,ritmik keskin teta dalga aktivitesi görülür
    intrakraniyal eeg sadece cerrahiye aday hastalarda mr ya da noninvaziv eeg ile odak saptanamiyorsa yapılır.
    yeni tanı almış tüm temporal lob epilepsisi hastalarına mr yapılmalıdır. hastaların % 87sinde yüksek çözünürlüklü mrda hipokampal atrofi gösterilmiştir. bu atrofi % 10-15 oranında bilateraldir.
    18-flurodeoksiglikoz ile yapılan pet, mrı normal olan cerrahiye aday hastalarda odağın saptanması açısından yararlıdır.

    tedavi:

    parsiyal nöbetlerin yaklaşık % 47-60ı monoterapi ile kontrol altına alınabilmektedir. yapılan çalışmalara göre dört major antiepileptik olan fentoin, fenobarbital, karbamazepin ve valproat nöbetleri kontrol etmede aynı etkinliğe sahiptir. ama fenobarbital ve valproatin yan etkileri daha fazladır. topiramat, lamotrijin, levetirasetam, oksikarbazepin ve zonisamid gibi yeni antiepileptikler de benzer etkinliğe sahiptir. yeni tanı almış epilepsilerde karbamazepine göre lamotrijin tolere edilebilme ve yaşam kalitesi bakımından daha kullanışlıdır. 3lü terapiye rağmen hastaların % 40ı nöbet geçirmeye devam etmektedir. hipokampal skleroz nedenli nöbetlerde ilaçlara refraktör nöbet geçirmenin daha sık olduğu görülmüştür.
    vagus nerve stimulation boyun kısmında sol vagusa subkutanöz bir stimülatör yerleştirilmesi şeklinde uygulanmaktadır. antiepileptik etkiyi nasıl sağladığı tam olarak bilinmemektedir. nöbet sıklığını %25-28 azaltmaktadır.ses kısıklığı, lokal ağrı, öksürük, parestezi, disfaji, dispne gibi yan etkiler görülebilir.
    (bkz: temporal lobektemi) medikal tedaviye cevapsız temporal lob epilepsili olgularda yaygın olarak uygulanmaktadır. amigdala ve hipokampusun çıkarılmasını içerir. % 70-90 oranında tedavi sağlanmaktadır.
    prognoz:

    devam eden nöbetleri olan hastaların ölüm riski normal populasyondan daha yüksektir. bunun nedenlerinden biri epilepside açıklanamayan ani ölümdür.* anterior temporal lobektomi sonrası nöbetsiz geçirilen 2 sene iyi prognoz işaretidir. major antiepileptikler yeterli olmuyorsa nöbet geçirmeme oranı % 5-10’lara düşmektedir. refraktör temporal lob epilepsili hastalar hafıza kaybı yaşamakta ve bu hastaların dil yeteneğinde azalma gözlenmektedir.

    (bkz: http://www.emedicine.com/neuro/topic74.htm)
    (bkz: http://www.neuropat.dote.hu/)

  • talebeysen, 3 sap ev arıyorsan..

    "ne güzel ya böyle gençler geliyorlar, bayılıyorum bu gençlere yaaa...."

    meeali: elimde bi ahır var, bodrum katı..aha da kakaladım bunlara..

  • yıl 1995 belki de 97 tam hatırlamıyorum... televizyona çıkmıştı kocası kayahan ile birlikte. o zamanlar evlilikleri çok yeniydi ve canlı yayında kayahan tarafından çok büyük bir haksızlığa uğramıştı...

    yaşı küçük olduğu için kayahan paramla evlendi, yakında beni bırakır, bir hasta olsam hemen kaçar gibi laflar etmişti. o da yanındaydı, incitmeden kendini savunmaya çalışmıştı. yüzü düşmüş ama kibarlığını hiç bozmamıştı.

    o gün bu gündür kayahan'i her gördüğümde o tartışma gelir aklıma. acaba karısı bıraktı mı, evlilikleri nasıl, dediği gibi mı oldu...

    ölüm haberini alınca benim için tartışma da cevabını buldu, büyük sanatçı kayahan yanılmıştı. 20 yıl önce beni bırakır diiye hırpaladığı karısı ölene kadar yanındaydı...

  • "ilkokulda altına işeyen kızı facebookta buldum, taş gibi hatun olmuş. hani görsen, gelsin şimdi ağzıma sıçsın dersin, o derece"

  • 83. bolumde de yine gerildik, su ticari taksi cekiciye carpsin da biz de rahatlayalim onlar da rahatlasin.

    hayalet: radyo aciiim mi?
    akbaba: yok la oturuyoz iste
    hayalet: ben de kalkip oynayalim demedim

    su konusmada kendimi gordum, hayalet olarak.

  • karıyla-kocanın, kadınla-sevgilisinin, dişiyle-erkeğin arasına girmeyeceksin arkadaş. onlar barışır boku sana bulaşır (tabi bu hikayede barışma gibi bir durum söz konusu değil ama ana fikri anladınız işte...)

  • podcastleri spotify'da nasıl yayınlayacağını merak edenler, ben şuradan öğrendim. siz de öğrenebilirsiniz.

    bu entryde podcastin tanımı, mikrofon seçimi, program seçimi gibi konular ele alınmaktadır. normalde blog sitemde yayınladım fakat burada da olması gerektiğini düşündüm. yayın yapacak arkadaşlara faydalı olması dileğiyle.

    2020 yılının nisan ayından itibaren podcast yapmaya başladım ve ilk podcastimin konusu da ''podcast nedir?'' oldu. dünyada çok yeni olmasa da türkiye'de podcast yayıncılığının yeni yeni gelişmeye başladığını söyleyebilirim. benim amacım bakir sayılabilecek olan bu mecrada önlerden yerimi almak değil de dünyaya bir şekilde düşüncelerimi duyurmak olmuştu. hoş, bütün dünya dinlemiyor ama yine de hatrı sayılır bir dinleyici kitlesi oluşmaya başladı ve bu kitlenin kalitesinden de çok memnunum. o yüzden yakın bir arkadaşımın da söylediği gibi bir milyon tane anlamayan dinleyeceğine bin tane anlayan insan dinlesin benim için çok daha iyi.

    zaten türkiye'de entelektüel diyebileceğimiz kişi sayısı çok az. sorgulayabilen, anlatılan her şeye hemen inanmayan, fikir zincirleri kurabilen, okuyan, anlamaya çalışan ve en önemlisi dinleyebilen insan sayısı çok çok az. zaten ülkemiz insanlarının en büyük iletişim problemlerinden birisi de dinlemek iken ''dinlenebilir içerik'' üretmek de girişimci kafasıyla düşündüğümüzde büyük risk fakat benim youtube ve podcast yayınlarımda maddi kaygılarım olmadığı için bunu dert etmiyorum. şimdilik umudum var diyelim...

    gelelim podcast konusuna. ben okumak değil de direkt dinlemek istiyorum diyenler için podcast nedir sorusunun cevabı olan şu videoyu da ekleyelim. bunun ses kaydı boya bm-1 yaka mikrofonu ile alınmıştı. daha sonra mikrofonu değiştirdim idare edin.

    okumaya devam edenler için ''pod'' sözcüğü küçük kapsül anlamına geliyor ve direkt bildiğimiz ipod kelimesinden türetiliyor. cast ise ''broadcast (yayın)'' sözcüğünden geliyor. zaten podcastler ilk defa ipod için geliştiriliyor ama şu anda çoğu mecrada dinlenebiliyor ve artık ipod bile kalmadı diyebiliriz.

    konuya wikipedia'daki podcasting tanımıyla devam edecek olursak orada da şöyle yazıyor.

    ''podcasting, çoğunlukla dizi halindeki dijital medya ürünlerinin (radyo programları, videolar vs.) internet üzerinden -genellikle feed (bildirim) yoluyla- bilgisayar ve taşınabilir cihazlara (cep telefonu, tablet vs.) indirilebilecek şekilde yayınlanması. bu şekilde indirilmiş dosyalara ise podcast denir.''

    feed yoluyla derken rss diye bildiğimiz kavram karşımıza çıkıyor. bu yüzden rss'yi de tanımlamamız lazım diye düşünüyorum. rss dediğimiz şey kısaca web sayfası bildirimcisidir. yani podcastler üzerinden anlatacak olursak siz spreaker.com sitesine podcast yüklersiniz ve oradaki rss linkini de spotify'a bağlarsanız, spreaker'a her podcast yüklediğinizde spotify'a bildirim gidecek ve podcastiniz orada yayınlanacaktır. böylece son kullanıcı yeni eklenen içeriği rss sayesinde takip edebilecektir. rss konusuyla ilgili daha fazla bilgi almak isteyen okuyucular farklı kaynakları araştırabilirler.

    gelelim podcastin nasıl yapılacağına. öncelikle ben şu anda blue yeti blackout usb mikrofon ile kayıtlarımı alıyorum. kayıt arayüzü olarak audacity adlı programı kullanıyorum ve gerekli düzenlemeleri orada yapıyorum. rss için kullandığım site spreaker ve podcastleri youtube, spotify, deezer, google podcasts, apple podcasts gibi platformlarda paylaşıyorum.

    fakat en başta böyle başlamadım. yukarıda paylaştığım ''podcast nedir?'' adlı videodaki kayıt boya bm-1 yaka mikrofonuyla alınmış bir kayıttı mesela. ama onu da satın almanıza gerek yok en başta.

    eğer podcast kaydetmeyi düşünüyorsanız ve bu olayı uzun yıllar boyunca sürdürmeye de karar verdiyseniz öncelikle podcast konularınızı belirleyin veya konuları nasıl belirleyeceğinizi belirleyin. bir uzmanlık alanınız var ve o konuda insanlarla bir şeyler paylaşmak istiyorum diyebilirsiniz, gündemle ilgili düşüncelerimi söylemek istiyorum diyebilirsiniz veya ortaya konuşmak istiyorum aklıma geldiği gibi de düşünebilirsiniz. ama bu aşamayı kesinlikle atlamayın.

    ikinci aşamada mikrofon seçimi var ve bunun için birkaç tane seçenek var. benim ilk önerim telefonunuzun mikrofonunu kullanmanız. sessiz bir ortam bulup indirdiğiniz bir ses kaydedici uygulamayla ilk kayıtlarınızı yapabilirsiniz. bu kayıtları da dinleyip yayınlama kararı alabilirsiniz. fakat biraz daha profesyonel bir iş yapmak istiyorum diyorsanız okumaya devam edin.

    mikrofonla ilgili bir sonraki önerim de bir yaka mikrofonu almanız olabilir. şu anda 100 tl ve üzeri fiyatlara değişik kalitelerde yaka mikrofonları var ve o mikrofonların testlerini de youtube üzerinden izleyebilirsiniz. fakat bu testlerin sessiz ortamlarda yapılmış olduğundan emin olmaya çalışın. fakat biraz daha profesyonel bir iş yapmak istiyorum diyorsanız okumaya yine devam edin.

    gelelim biraz daha iyi mikrofon önerilerine. hem mikrofon hem de ses karı olarak kullanılabilen cihazlar var. zoom firmasına ait ses kayıt cihazları bunlar ve zoom h4n ve zoom h6n adlı iki tane önerim olabilir bu konuda. fiyatları dolara bağlı olduğu için durumunuza göre biraz can yakabilir ama özellikle zoom h6n ses kaydıyla ilgili tüm sıkıntılarınızı çözecektir. bununla ilgili de testler yine youtube'da mevcut. aramaya inanın. neyse bir tane inceleme videosu paylaşayım.

    bazı podcasterlar da zoom h4n ile birlikte bir shotgun mikrofon alıp kayıtlarını o şekilde yapıyorlar. hem sesli kitap kaydetmek için hem de podcast kaydetmek için en iyi seçeneklerden biri de bu fakat yine fiyatları sizi biraz üzebilir. eğer dışarıda kayıt alacağım, kısa filmler veya röportaj videoları da yapacağım diyorsanız bence şu an en iyi seçenek bu. o konuda shotgun mikrofon önerim de zoom h4n veya zoom h6n ile birlikte rode ntg-1 adlı mikrofon.

    eğer ben sabit bir yerde oturup bilgisayarla, tabletle veya telefonla kayıt alacağım diyorsanız içinde ses kartı olan usb'li bir condanser mikrofon alabilirsiniz. bu konuda da birkaç tane tavsiyem olacak elbette ama bu mikrofonları alırken sesinizin tonunu bilerek satın alın derim. çünkü bazı mikrofonlar tiz seslerde başarılı iken bazıları da pes seslerde başarılı. bazıları da neredeyse hepsinde başarılı. usb mikrofon önermemin sebebi ise ses kartıyla uğraşmayacak olmanız ve taşınabilirlik. evet bir zoom h6n ses kayıt cihazına göre daha az taşınabilir olacak, yanınızda bilgisayarınızı da taşımanız gerekecek ama yine de fazladan bir aletle uğraşmamak adına iyi diyebiliriz buna.

    usb mikrofon önerilerime gelince, aşağıdaki linklere tıklayarak test videolarını da görebilirsiniz:

    audio technica at2020 usbi

    rode nt-usb

    rode nt-usb mini

    rode podcaster - usb mikrofon

    mxl usb 008 (barış özcan'ın kullandığı mikrofon)

    blue yeti usb blackout edition (emre yücelen'in kullandığı mikrofon)

    blue yeti nano usb

    bunların dışında alınabilecek başka usb mikrofonlar da var ama sanırım bu kadarı yeterli olacaktır. dileyenler başka markalara da bakabilir.

    yine condanser mikrofonlar (48 volt phantom power ihtiyacı duyan) ile kayıt almak isteyenler olursa ses kartıyla birlikte almaları gerekir. bununla ilgili öneriler de vermek isterdim fakat o biraz daha home stüdyolar için gerekli olur diye düşünüyor ve podcast kayıtlarının konusu olarak görmüyorum.

    başta söylediğim gibi ben de emre yücelen gibi blue yeti blackout usb mikrofon ile kayıt alıyorum ve merak eden arkadaşlar satranç serüvenimi anlattığım şu podcaste bakabilirler. aynı zamanda kaydedilen sesleri dinlemek için mikrofonun üzerinde bir kulaklık girişi de var ki bu da çok önemli bir özellik.

    eğer sesi ne ile kaydedeceğimize karar verdiysek kayıt aşamasına geçebiliriz.

    ben sesleri audacity adlı ücretsiz ve açık kaynak kodlu programda kaydediyorum. bu programın hem ücretsiz olması hem de türkçe olması en sevdiğim iki özelliği. usb mikrofonu bilgisayara bağladığımda basit bir şekilde mikrofonu tanıyor ve mikrofon üzerindeki gerekli ayarları yaptıktan sonra tüm kaydı rahatça alabiliyorum.

    audacity dışındaki alternatiflere bakacak olursak mixcraft, adobe audition, cubase gibi yazılımlarda da ses kaydı ve gerekli diğer düzenlemeleri yapabiliriz. ben os podcast adlı seride kendi sesimin altına lo-fi tarzı müzikler de eklediğim için audacity yetersiz kalıyor ve mixcraft programını kullanıyorum. os podcast serisinde henüz bir tane video var ama şuradan bakabilirsiniz.

    eğer mikrofon ve ses kaydı meselesi de tamamlandıysa bir sonraki aşama olan podcastimizi yayınlama aşamasına geçebiliriz. ben öncelikle bu podcastleri bir video haline getiriyorum ve bunun için de ücretli bir yazılım olan movavi video editor plus adlı programı kullanıyorum. video haline getirdiğim podcastleri de ilk olarak youtube'da yayınlıyorum. fakat iş mp3 dosyalarını spotify, deezer, apple podcasts gibi mecralarda yayınlamak olunca işler biraz değişiyor.

    açıkçası ben genç bir kardeşimizin videosu ile öğrendim spotify'da podcast yayınlama işini. o yüzden burada uzun uzun anlatmayacağım. şu videoyu takip ederseniz siz de yapabilirsiniz.

    sonrasında spreaker hesabınızda dashboard sekmesine tıklayıp podcastinizi açtığınızda sol tarafta ''distribution'' adlı bir bölüm göreceksiniz. oradan diğer podcast mecralarında yayınlamak için gerekli olan her şeyi göreceksiniz.

    bu arada podcastiniz için bir görsel belirlemeyi de unutmayın. ben bunun için [canva.com canva.com] sitesinden faydalandım. dileyenler photoshop'tan yararlanabilir veya [bionluk.com bionluk.com] sitesinden bir profesyonelle çalışabilirler.

    şöyle bir bakalım unuttuğumuz bir konu var mı?

    podcastin tanımı +
    mikrofon seçimi +
    program seçimi +
    podcasti yayınlamak +
    kendi reklamını yapmak +

    her şey tamam gibi gözüküyor.