hesabın var mı? giriş yap

  • gerçekten çok sevdiğim ve çok saygı duyduğum bi kaç kişiden biri. ama sanırım ilki ya.
    bedenini kadavra olarak, servetini de çağdaş yaşam derneğine bağışlamış bi insan kendisi.
    ve böyle bi insanın televizyona çıkması yasak.
    esra erol isimli konuşabilen tek hücreli olan para müridinin sunduğu, leş ötesi dejenere anadolu köylerindeki dönen; ensest, tren, doğan bebeklerin kimden olduğu belli olmayan mevzuları kamuoyuna nerdeyse primetime yayınında canlı olarak sunmak serbest.
    ama huysuz virjin yasak.

    gülüyorum lan asabım bozuk.

  • ibb başkanı olarak kendilerinden olmayan birini seçen istanbulluları cezalandırmak için alınmış bir karar.

    yazık günah be yeter artık! inin vatandaşın tepesinden!!!

  • atatürk'ü kullanıp para kazanmaya doymamış birinin yeni hedesi.

    bununla sürekli allah ve bilmem ne diye kitap çıkaran adamlar arasında cidden ne fark var?

  • kadınların foto ve videosunu çeken bu dayılar ve sığınmacılar yüzünden toplu alanlarda rahat rahat telefon kullanamıyorum. telefonu başka insanlara doğru tutmamak için yere doğrultuyorum, böyle giderse kambur ve boyun fıtığı olacağım.

  • 2001 senesinin kasım sonu ya da aralık başı, buz gibi bir hava. annem büyükdere caddesinde tam şişli camii’nin olduğu yerde bir mali müşavirlik ofisinde çay-yemek işlerine bakıyor, ben de 12 yaşında bir ortaokul öğrencisiyim.

    1999’da babamın yaptıkları artık canımıza tak deyince annemle birlikte, annemin yıllarca çalışıp didinip pırlanta gibi dizdiği evi tek bir iğne almadan bırakıp, memlekete ölen dedemin evine, dayımların yanına kaçmıştık. boşanma davası, velayet vs. kesinleştikten sonra 2001 yılının yaz aylarında tekrar istanbul’a döndük. sıfırdan başlamıştık yani. çok güçlü bir kadın annem, hayatında tek gün okula gitmemiş ama yıllarca fabrikalarda, ofislerde çalışarak hem evine baktı, hem de beni okutmaya çalıştı.

    döndüğümüzde 1 odası, 1 küçük mutfağı ve büyükçe bir balkonu olan annemin teyzesinin çatı katını tuttuk. bizim hiç eşyamız yok, sadece kıyafetlerimiz ile döndük ama evde bir insanın asgari düzeyde hayatını sürdürebileceği, teyzemin ve çocuklarının eski eşyaları var. bir tek televizyonumuz yoktu. annem ben sıkılmayayım diye bir akrabamızdan ikinci el bir televizyon almış, alırken de dolandırılmıştı, o başka bir enrtynin konusu. bu şekilde kendi ayaklarımız üzerinde durana kadar idare edecektik artık.

    o zamanlar gültepe’de doğalgaz yok, hani olsa da bizim oturduğumuz ev doğalgaz tesisatına uygun mudur orası şüpheli. çok eski bir yapı çünkü. çatı katı olduğu ve yapı çok eski tahta bir çatıya sahip olduğundan, rüzgar estiğinde evde hissedilirdi. kış ayları bizim için ciddi sıkıntıydı. kış yaklaşınca sobayı, o zamanlar her yerde bulunan bir sobacıdan ikinci el almıştık. böyle içi tuğla, hayvan gibi döküm bir soba. sağolsun belediyede çalışan bir akrabamız da annemin adını ‘meşhur’ kömür yardımlarına yazdırmış, kış öncesi 30-40 torba kadar bir kömür gelmişti ama soba tek başına kömürle yanmıyor, tutuşturacak odun lazım.

    şimdilerde yerinde devasa şişli marriott otelin olduğu yerde o yıllarda pazar yeri vardı. yanı başı o zaman da şimdi de minibüs durakları. haftada birkaç akşam okul sonrasında annemle iş çıkışında buluşur, o pazar yerinde pazarcılardan depozitosu olmayan meyve-sebze kasalarını isterdik. olan da verirdi allah razı olsun. kasaları hemen kaldırımda toplar, oracıkta insanların ayaklarının altında kırıp, yanımızdaki çamaşır ipi ile bir deste haline getirirdik. bunu yağmur altında sırılsıklam olarak yapmak zorunda olduğumuz da olurdu. sonra hemen oradan elimizde tahta destesi ile gültepe minibüsüne biner eve gelirdik. iş çıkış saatlerinde gültepe minibüsleri tıklım tıklım. kimi zaman minibüsteki yolcular, kimi zaman minibüs şöförleri bu durumdan hiç hoşnut olmaz, kendi kendine söyleneni de olurdu. anneme bakardım, bir şey demezdi, ne desin ? soba odunsuz yanmıyor ve hava soğuk.

    o yıllarda çocuk yaşımda bu yaptığımız bana çok normal gelirdi. insanların ayaklarının altında kasa kırmaktan, o tahta destesi ile tıklım tıklım minibüse binmekten, sonra onu sırtımızda eve taşımaktan hiç gocunmazdım.. çocukluk işte, kısa süre içerisinde başkalarının eşyalarıyla, devletten gelen kömürle, pazardanan taşınan odunla yaşamaya alışmıştım, normalim olmuştu hemen. ama annem için hiç öyle değildi. yüzünde sürekli o hüznü, nasıl olmayacak bir şeyi olur yaptığımızın zorluğunu görürdüm.

    enrtyi nasıl bağlayacağımı bilemedim dostlar.. ne zaman kombiyi açsam o günler geliyor aklıma. az önce uyandım ve üşümüştüm, gittim kombiyi ateşledim, yine aklıma geldi. odasına girdim annemin üstü açık, aklımda bunlar, üstünü örttüm, oturdum yazdım..

  • soykırım kelimesi hukuki bir kavramdır. salak salak yerlerde hümanistlik kasmak için kullanılacak bir kelime değildir. soykırım olabilmesi için belirli şartlar vardır. 1000 kişi öldürüldüğü zaman soykırım olabileceği gibi 1 milyon kişi öldürüldüğü zaman soykırımın olarak tanımlanamayacak durumlar vardır. ayrıca soykırım kelimesinin bağlayıcılığı olduğu gibi sonuçları vardır. kimse ermeniler öldürülmedi demiyor. soykırım olabilmesi için gerekli şartlar yoktur deniliyor. kaldı ki bunu ifade etme özgürlüğünün kısıtlanmasını savunmak bile faşist türk düşmanlığının dışa vurumundan başka birşey değildir.

  • muhabere bölük komutanı ve 1 günlük kısa dönem akkrep arasındaki diyalog

    nasıl olduysa ismimiz öğrenilmiştir. öğlen içtimasında

    bk- akkrep hanginiz?
    a- ali veli akkrep, emret komutanım
    bk- buraya gel çocuk (daha sonra öğrendik çocuk seni sevdim demekmiş)
    a- emredin komtanım
    bk- sen bikbikbik görevlerinde sorumlu destek müh olarak çalıştınmı?
    a- evet komutanım (omuzlar hafif gevşedi)
    bk- video konferans sistemlerinde aselsan'a danışmanlık yaptıgın dogrumudur?
    a- evet komutanım (yüze de hafif gevşeme geldi)
    bk- nato tatbikatlarında kullanılan şifreleme cihazlarını biliyormusun?
    a- evet komutanım (biraz daha "heralde yani borumu, mühim adamım ben modunda)
    bk- mcu üniteleri'ne hem ip hem de isdn üzerinden kriptolu sistemler bağladınmı?
    a- evet komtanım (off off malum yer tavana doğru gidiyor, felaket karizma oldu)
    bk- lan bak o kripto cihazlarına yanaşırsan yakarım seni!
    a- emredersiniz komtanım (noluyo lan)
    bk- serserilik istemem ben burda, sadece verilen görevi yapacaksın, anlaşıldımı!!??
    a- emredersiniz komtanım (tööbe tööbe, zıçtık)
    bk- sivilde bildiğin hiçbir şeyi bilmiyorsun, anlaşıldımı?
    a- emredersiniz komtanım
    bk- gözüm üzerinde olacak! geç yerine!!!!
    a- emredersiniz komtanım

    komutan daha ilk günde iki ters bi düz yapmıştır. travmayı atlatmak vakit aldı tabi.

    evet kripto cihazlarının olduğu odaya girmedim bile...

  • recep reis'e 10-15 milyar dolar fişeklesinler, verir bence.

    tanım editi: "ben de moskovayı talep ediyorum. yani?" tadında bir haber

    ek: milyonlarca mülteciyi "resmi olarak kabul ettiği bir şekilde" para karşılığı ülkesine yığan adam için söylenen sözü hakaret sayanları da gördük şükür.

  • simdi efendim deniz urunlerine olan duskunlugumu bir kenara birakiyorum.. oldum olasi hangi mevsimde hangi baligin yenilecegini bilen adamlara hem sempati hemde giciklik duymusumdur.. supermarketlere gidip balik reyonlarinin onunde durdugunuz vakit sizi olur gozlerle seyreden baliklara ve degisik isimlerine tanik olur, isimden baligi pic etme potansiyelinizi tartar, utanmadan en asortik olanlari sorduktan sonra da ciftlik cipurasi alir cikarsiniz.. hadi size bok atmiyim .. ben cikarim sahsen..
    ben orada kivranirken kimi amcalar ayni standin onune gelip sanki farkli seylere bakiyormuscasina bir suru maval okurlar..
    - abi su baliktan vereyim mi?
    - ciftlik mi denizmi?
    - ciftlik abi..
    - e denizi olmaz tabi onun bu mevsimde bu mevsimde ebeminamina konan sinegin yumurtasindan cikan larvanin baligi olur gibi cok carpici ve detay dolu aciklama yaparlar.. ve bunu eni konu hepsi icin yapmaktan cekinmezler.. o artislikten sonra ceker giderler ve siz bir hafta gunes altinda beklemis havuc gibi burusur ve kararirsiniz.. istaha kacirir pezevenk.. bu mevsimde ciftlik alinmazmis der sizi de almaktan vazgecirirler..

    netice itibari ile fazla uzatmiyim.. benim gibi bu durumdan muzdarip olan, yada hangi mevsimde hangi baligin pesinden kosucam aga? diye merak hezeyani icinde durulmayi bekleyen dimaglar icin asagiya bugun artik yaziyorum kardesim..

    ahtapot : bu kodugum hayvani yilin 12 ayi lezizdir kardesim.. korkma her an hic cekinmeden alabilirsin..

    akya : haziran-temmuz-agustos-eylul-ekim bu baligin en lezzetli oldugu zamandir.. ocak-subat-mart-nisan-mayis aylarinda ise ortalama bir tadi vardir..

    alabalik : bu tatli su baligi kardesimizin de ahtapottan farki yoktur.. her mevsim paso alabilirsin..

    barbun : ahh.. bundan 4 tane.. bir de 35'lik.. peynir.. az salata.. tadimlik.. cerez gibi.. bu balikta guzel kardesim agustos-eylul-ekim-kasim'da tam tadindadir.. o zaman anasini aglatabilirsin.. geriye kalan 8 ayda tadi vasat civarlarindadir..

    cinekop : nazlidir bu.. temmuz-agustos'ta en guzel zamani.. geri kalani yenebilir ama ayni tadi vermezdir..

    cipura : agustos-eylul baligi.. kalan 10 ay standart tadindadir.. (amcanin ciftlik hesabi)

    **cipura ciftlik : bu balik 12 ay boyunca vasat bir tat verir..

    dil baligi : ekim-kasim.. bunun olayi bu iki ay.. diger aylarda rutin.. ayni tadi vermezmis..

    hamsi : kasim-aralik-ocak-subat.. bu aylarda yedin yedin.. baska aylarda denk gelirsen yuzune bakma.

    iskorpit : ekim-kasim-aralik en leziz oldugu aylar.. diger aylarda yenmez diye birsey yok ama tadi olmazmis..

    istavrit : ezginin gunlugu albumu ile ayni adi tasiyan baligimizin zamani ise ocak-subat-mart-nisan.. bu dort ayin haricinde aldiginizda tadi negatif yonde degisiklik gosterebiliyormus..

    izmarit : en verimli ayi subat-mart-nisan.. mayis ayinda yine de yenebillirligini koruyor ama onun disinda kesinlikle almayin..

    kalkan : ocak-subat-mart-nisan en super zamani.. mayis ayini idare ediyor ama kalan aylarda "eve sokmayin".. kalkar..

    karagoz : en iyi zamani ekim-kasim.. sonraki 10 ay boyunca yine yenebilir.. tadindan ayni randimani beklemezseniz tabi..

    kefal : ekim-kasim-aralik-ocak-subat-mart-nisan-mayis.. ondan bu balik her zaman tezgahta.. demek ki yaz aylarindan eve sokmuyoruz kendisini..

    kilic : agustos-eylul en iyisi.. sonraki aylarda denk gelecek olursaniz ayni tadi yakalayamamaniz mumkun..

    kirlangic : efendim bu baligi istediginiz zaman emrinize amade edebilirsiniz.. korkmayin.. her mevsim bunun mevsimi..

    kolyoz : kirlangic'in aynisi..

    kupes : haziran-temmuz-agustos-eylul en iyi donemi.. sonraki aylarda yenilebilirligini korusada damak zevkinize kalmis..

    lahos : en iyi zamani agustos-eylul.. geri kalan aylarda yine de yenebilir..

    levrek : subat-mart-nisan-mayis.. geri kalan 8 ay boyunca "eve almayin".. birakin disarda yatsin..

    lufer : agustos-eylul-ekim tadindan yenemeyecegi zamanlar.. diger aylarda da yenebilitesi sabit ama bu 3 ayki kadar lezzetli olmayabilir..

    melanur : eylul-ekim en iyi zamani tartismasiz.. haziran-temmuz-agustos fena olmadigi zamanlar..ama ocak-subat-mart-nisan-mayis'ta sakin almayin..

    mercan : korkmayin.. 12 ay yiyin..

    mezgit : subat-mart-nisan-mayis'ta yiyin.. gerisini bosverin.. seytan gorsun yuzunu..

    murekkep baligi : mercan'la ayni olgunluktadirlar..

    orfoz : haziran-temmuz-agustos-eylul-ekim'e kadar superdir.. sonrasinda da yemenizde sakinca yoktur.. tadi kesinlikle bozmaz ama ayni da olmaz..

    palamut : ekim-kasim-aralik.. bu balik kis baligidir.. ocak-subat-mart'a kadar idare eder.. nisan-mayis-haziran-temmuz-agustos-eylul periyodunda sicar..

    **palamut çiftlik : bu baligin da leziz sayilabilecek zamani agustos-eylul'dur.. gerisi vasattir.. ciftlik zaten vasattir.. dusunun iste..

    pisi : ismi super sempatik olan bu baligin yeme zamani da pek bi hostur.. 12 aydir..

    sardalya : haziran-temmuz-agustos-eylul en super tadi oldugu zaman.. baska zaman sakin almayin..

    sazan : bu insan canlisi baliklarin ise tereddutsuz tuketilecegi ekim-kasimdir.. sonrasi yenebilir sadece..

    sinarit : temmuz-agustos-eylul baligidir.. sonrasi icin tadina a uzerinden b verilebilir..

    tavuk baligi : kasim-aralik-ocak-subat en harika zamani.. mart-nisan-mayis-eylul-ekim yenebilecek zamani, haziran-temmuz-agustos uzak durulacak zamanidir..

    torik : ekim-kasim-aralik-ocak-subat'ta doruktadir.. mart ayinda soyle boyle.. nisan-mayis-haziran-temmuz-agustos-eylul periyodunda ise asla yanasilmayacak durumdadir.. direk almayin..

    tranca : haziran-temmuz-agustos-eylul-ekim'de 10 numara tadi vardir.. kalan 7 ayda ise tadi b sinifidir..

    turna : kasim-aralikta korkmayin yiyin.. begenmezseniz sonraki 10 ay vasat halini yersiniz..

    uskumru : ekim-kasim baligidir.. sonra tadi vasata yakindir..

    hep bunu yapmak istemistim..

    (bkz: yiyin gari)

  • adam kira ücreti karşılığı sevgililik yapacak kadın arıyor ya la ahahaha. sevgi satın almaya çalışmasını geç, olm para karşılığı sevgililik yapanlar 6 aylık geliriyle seni de evini de satın alır zaten. bu nasıl yokluk nasıl bir zavallılık ben anlamıyorum ki.