ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
amerikan berberleri önünde dönen renkli zamazingo
-
isim gucum yokmuscasina , wikipediadan ceviriyorum:
barber polein gecmisi kan alma servisiyle ilintilidir. berberler ortacagda ameliyat da yapmaktaydilar. <berber degdirmesinin orijini de buralara dayanmaktadir>bu sirigin alti bir seyi ustu bir seyi, kendisi de hastayi temsil etmekteymis. kirmizi ve beyaz seritler kullanilan bandaji (kirmizi kanli, beyaz temiz) gosteriyormus. bu bandajlar siriga asiliyor ruzgar da done done kuruyorlarmis. evvel zaman icinde bu gunumuzde kullanilan seklini almis, bandajlar yerini boyanmis tahtaya birakmis, ve de berberlerin sembolik olarak kullandiklari bir zamazingo olup cikivermis.
avrupada da kullanilan bu zamazingolarin amerikada bulananlarin da ekstradan bulunan mavi rengi de kendi bayraklarina bir atif imis.
(bkz:http://thumbs.dreamstime.com/…/1137098054akhubk.jpg)
silifke'de yanmayan şehit mezarı
-
kabe bile selde yıkılıyor neyin masalını anlatıyorsunuz.
ayrıca buna göre doğal afette mezarı zarar gören şehitlere hakaret etmiş sayılırsınız.
zira bu mantığa göre gerçek şehit ile kofti şehit buradan anlaşılır gibi bir sonuç çıkıyor.
başarısız ve fakir bir babanın evladı olmak
-
zengin ama çalıp çırpan bir babanın evladı olmaktan evla bir durum.
dedesi köylü olmayan insan
-
her iki dedem de köylü değildi. ikisi de memleketlerinden 4-5 yaş civarı aileleriyle çıkıp başkente gelmiş, her ikisi de memur olmayı seçmiş. hatta bir tanesi 1950 de ankaranin belediyecilik anlayışla yapılan ilk semtinden taksitle ev almış. yanlış duymadınız. 1950 de milletin boş arsaları telle çevirip benim dediği zamanlarda adam gitmiş taksitle ev almış. dedelerden memuruz yani biz. babam da anam da memurdu. hal böyleyken ben de dünyaca ünlü bir tasarımcı falan olamazdım heralde ola ola ben de memurum oldum :)
ha tabii bir de her iki dedenin de köylü olmaması demek ilkokulda yazin millet köyüne giderken senin gidecek bir köyün olmaması demek o yaşlarda üzülmek demek..
erkekler arası kurallar
-
pisuvara işerken bir sıra boşluk bırakmak , eğer boş pisuvar varsa asla ve asla adamın yanındaki pisuvara gidilmez
tayyip erdoğan-fatih saraç ses kaydının üçüncüsü
-
dünya liderinin, uzun adamın, büyük ustanın küçük dünyasında gerçekleşmiştir. yemin ederim ilkokul 2 sınıfta başkan adayı olan çocuklar daha olgun, daha ahlaklı.
selçuk bayraktar'ın iktidar değişiminden korkması
-
(bkz: selçuk bayraktar'ın düğün gününde şehitler olması)
(bkz: selçuk bayraktar'ın harf devrimi yorumu)
(bkz: 30 temmuz 2021 selçuk bayraktar'ın çaresizliği)
tüm akp'de var olan korkudur.
düşün yani, müzik haramdır diyen şeyh bozuntuları da atatürk'ün devrimlerine darbe diyor. onlarla aynı düşüncedesin. siyasal islamcısın. bence asıl korkulması gereken budur.
dolu gibi gözüken bomboş sözler
-
"ben yalana, haksızlığa gelemiyorum abi" benzeri sözler. bir de bunları, kendilerinden bahsederken inanılmaz özelliklermiş gibi satmıyorlar mı. aynen canım kardeşim bir tek sen gelemiyorsun böyle şeylere. mesela bizler yalan söylendiğinde ya da hakkımız gasp edildiğinde karşımızdakine bizi kandırdığı için plaket veriyor ve çok mutlu oluyoruz.
askeriyede panoya asılan kullanım talimatları
-
sıralı tam metin
--- spoiler ---
37.hamamda arkadaşlarımla şaka yapmayacağım
--- spoiler ---
24-25-26-27-28. maddelerde özellikle kapalı mekanlarda sigara içmek yasaktır demektedir ama takip eden 29.madde de "biliyoruz ne kadar yasak olsa da o sigarayı içeceksin bari yanık sigarayı pencereden dışarı atma" talimatı içerir.
köfteci yusuf
-
izmir depreminde umke ekibi olarak denizli'den izmire geldik. deprem alanına gideceğiz ama ekip aceleyle çıktığı için yemek yiyemedik. yol üzerinde köfteci yusuf yazan yere girdik. şefim, bize en hızlı ne oluyorsa getiriver dedik. üzerimizde umke forması olduğu için yardım ekibinden olduğumuzu anladılar. bize getirdikleri köfteyi hızlıca yedik. hesabı istedik.
sizler iyi ki buradasınız. bunlar, müesseseden diyerek tüm ısrarlarımıza rağmen para talep etmediler. ne yalan söyleyeyim, duygulandım. böylesine ince, temiz düşünen vatansever firmalara şahit oldukça duygulanıyorum.
köfteleri lezzetli, yanında getirdikleri salata, meze, meşrubatı bitirmekte zorlandık. daha önce hiç gitmemiştim ama bundan sonra sürekli uğrayacağım.
herkesin yaptığı ama yapmadığını sandığı şey
-
entry girerken bazen kelimelerin yazımları hakkında şüpheye düşüp, doğru yazılışını teyit etmek için google veya sözlüğün başlık ara butonunda kelimeyi aratmak.
not: bu itirafta beni mal kılan detay ise aynı zamanda bir türkçe öğretmeni olmam.
yaran fıkralar
-
avukatın biri yeni aldığı son model arabasıyla arkadaşlarına hava atmak için sabırsızlanmaktadır. tam arabanın kapısını açıp arabasına bineceği esnasında yeniyetme bir sürücü gelir ve arabaya çarparak sol kapıyı uçurur.
adam sinirden kıpkırmızı olmuştur. tamir ettirse bile arabası eskisi gibi olmayacaktır. ne yapacağını bilmez şekilde dururken yanında bir polis arabası durur. adam hemen polise şikayette bulunur
"memur bey yeni arabamı acemi bir sürücü mahvetti. şikayetçiyim". polis sorar, "avukatsınız değil mi?"
avukat öfkeyle cevaplar. "evet ama bunun arabamla ne alakası var?"
polis gülerek, bütün avukatlar aynısınız sadece mallarınızı ve sahip olduklarınızı umursayan açgözlü insanlarsınız. eminim şu anda sol kolunun koptuğunun farkına bile varmadınız" der.
avukat şoke olmuş şekilde koluna bakıp çığlık atar: "rolex'im nerede?"
dipnot: fıkra çeviridir. bir kaç kere farklı şekillerde aradım başlıkta ancak bulamadım. inşallah arama kabızlığı yapmamışımdır