ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
69. emmy ödülleri
-
drama
dizi: the handmaid’s tale
erkek oyuncu: sterling k. brown | this is us
kadın oyuncu: elisabeth moss | the handmaid’s tale
yardımcı erkek oyuncu: john lithgow | the crown
yardımcı kadın oyuncu: ann dowd | the handmaid’s tale
yönetmen: reed morano | the handmaid’s tale; “offred (pilot)”
senaryo: bruce miller | the handmaid’s tale; “offred (pilot)”
komedi
dizi: veep
erkek oyuncu: donald glover | atlanta
kadın oyuncu: julia louis-dreyfus | veep
yardımcı erkek oyuncu: alec baldwin | saturday night live
yardımcı kadın oyuncu: kate mckinnon | saturday night live
yönetmen: donald glover | atlanta; “b.a.n.”
senaryo: aziz ansari & lena waithe | master of none; “thanksgiving”
mini dizi & tv filmi
mini dizi: big little lies
tv filmi: black mirror: san junipero
erkek oyuncu: riz ahmed | the night of
kadın oyuncu: nicole kidman | big little lies
yardımcı erkek oyuncu: alexander skarsgard | big little lies
yardımcı kadın oyuncu: laura dern | big little lies
yönetmen: jean-marc vallée | big little lies
senaryo: charlie brooker | black mirror: san junipero
variety/reality
variety: last week tonight with john oliver
variety-skeç: saturday night live
reality-yarışma: the voice
yönetmen: don roy king | saturday night live; “host: jimmy fallon”
senaryo: last week tonight with john oliver
http://www.oscarboy.com/…dulleri-sahiplerini-buldu/
laptop alacaklara tavsiyeler
-
doğalgaz faturası az gelsin diyorsan hp al evde kalorifer petekleri benim hp loptopum kadar sıcak olmuyor. ben yandım siz yanmayım hp falan da almayım.
writing'i geliştirme yöntemleri
-
(bkz: as a result of)
(bkz: consequently)
(bkz: in conclusion)
(bkz: to sum up)
(bkz: for example)
(bkz: to illustrate)
(bkz: for instance)
(bkz: furthermore)
(bkz: besides)
(bkz: morevoer)
(bkz: in addition)
(bkz: in my opinion)
(bkz: as a matter of fact)
(bkz: actually)
(bkz: in fact)
(bkz: virtually)
(bkz: meanwhile)
(bkz: neither nor)
(bkz: either or)
(bkz: due to)
(bkz: on account of)
(bkz: however)
(bkz: although)
(bkz: despite of)
(bkz: even though)
(bkz: regardless of)
(bkz: in order to)
(bkz: vice versa)
(bkz: by the way)
(bkz: thereby)
(bkz: whereby)
(bkz: despite the fact that)
(bkz: due to the fact that)
(bkz: inspite of the fact that)
(bkz: as though)
(bkz: as if)
(bkz: for the sake of)
(bkz: by means of)
(bkz: thoroughly)
(bkz: partially)
(bkz: apart from)
(bkz: as long as)
(bkz: as far as)
(bkz: as soon as)
(bkz: first of all)
(bkz: whereabouts)
(bkz: not only but also)
(bkz: according to)
(bkz: though)
(bkz: that is why)
(bkz: owing to)
(bkz: initially)
(bkz: thus)
(bkz: briefly)
(bkz: consideration)
(bkz: from my point of view)
(bkz: last but not least)
(bkz: literally)
(bkz: accustomed to)
(bkz: associated with)
(bkz: be made up of)
(bkz: opposed to)
(bkz: gain access to)
(bkz: get through)
(bkz: in the wake of)
(bkz: in return for)
(bkz: inasmuch as)
(bkz: in accordance with)
(bkz: in advance of)
(bkz: intrigued by)
(bkz: painstakingly)
(bkz: practically)
(bkz: range from to)
(bkz: provided that)
(bkz: supposed to)
(bkz: simultaneously)
(bkz: gradually)
(bkz: up till now)
(bkz: recently)
(bkz: irrespective of)
(bkz: spontaneously)
(bkz: pros and cons)
(bkz: on behalf of)
(bkz: on the contrary)
(bkz: on the grounds that)
(bkz: on the other hand)
(bkz: on the spot)
(bkz: make up one's mind)
(bkz: derive from)
(bkz: deal with)
(bkz: come to terms with)
(bkz: basically)
(bkz: as to)
(bkz: as well as)
(bkz: as regards)
(bkz: catch a glimpse of)
(bkz: deprive of)
omicron varyantı
-
henüz adı net olarak konulmamıştır. dünya sağlık örgütü tarafından nu veya omega varyantı ismi verilmesi bekleniyor. spike proteini kısmında 32 adet daha önce karşılaşılmamış mutasyonlar içeriyor. virüsün hücreye bağlanan kısmında ise 10 adet mutasyon içeriyor. şu an için veri az ancak ilk verilere göre hem bulaşıcılığı yüksek hem de bağışıklığı çok iyi atlatabilme yeteneğine sahip. güney afrika'da ortaya çıkan bu varyant deltaya karşı baskınlık kazanmaya başlamış ve tıpkı 2020 yılındaki gibi vaka ve ölüm sayıları tırmanışa geçmiş. yine bu bölgede test ve temaslı takibi kısıtlı olduğundan ötürü tüm bölgeye yayıldığı düşünülüyor. (ayrıca hong kong'da da 25'den fazla kişide görülmüş ve hemen karantinaya alınmışlar.) guardian'ın haberine göre de ingiltere hükümeti, bu varyantın mevcut aşılara karşı büyük bir tehdit oluşturduğunu açıklamış. bazı uzmanlar bu varyantı sars3 salgını geliyor şeklinde yorumluyor çünkü wuhan'da çıkan ilk alpha varyantı ile akrabalığı oldukça az.
kiralık kasalara 10 yıl sonra tmsf'nin el koyması
-
bankadaki kiralık kasanın parası ödeniyorsa teknik olarak aranıp sorulmaya devam ediliyor demektir. çünkü ödenen kasa parası, kasa içerisindeki her ne ise saklamaya devam etme yönünde bir irade açıklamasıdır aynı zamanda.
ne yani düğün altınlarım oradaysa düzenli aralıklarla gidip onları sevip okşamalı mıyım?
altınını darphaneye getirene sertifika verilecek
-
dünyanın hiçbir yerinde vatandaşının bireysel tasarrufu ile bu kadar ilgilenen bir siyasal iktidar olmamıştır.
ezel
-
bana ve ev arkadaşıma asla bir ezel olamayacağımızı, asla insan bile olamayacağımızı öğreten dizi. biraz izledik bu akşam, bir sahnede ezel abi scrabble taşlarını araklayıp gizlice bir şeyler yazıyor, sonra bir açıyor ki kızın adını yazmış oraya, "bahar". ev arkadaşım diyor ki, "vayy bee adama bak, biz olsak ne yazardık?", sonra ikimiz de aynı anda cevaplıyoruz, "vercen mi?". işte bir yanda ezel, bir yanda türk genci. bi de kızıyoruz kadınlara dizi izliyorlar diye, ben de kadın olsam bizi izlemez, dizi izlerdim anasını satayım, haklılar.
zenginlik belirten ufak detaylar
-
pudingin üzerindeki ambalaj kağıdını yalamamak.
ankara'da araba kullanacaklara tavsiyeler
-
ankaragücü armalı herşeyden (kağnı bile olsa) uzak durun, yeter.
domates sebze mi meyve mi
-
popüler tartışmaların gereksiz bir sorusudur.
meyve, bir bitkinin tohumudur. meyveyi sperm, toprağı da rahim gibi düşünün.
tohumun etrafını tatlı, cazip bir şey ile sarmak bir bitkinin üreme stratejisidir.
bakın bitki şöyle düşünüyor:
"ben bir bitki olduğum için olduğum yerden başka biryere gidemiyorum. ama üremek için tohumlarımı başka yerlere de göndermem lazım. tohumumun (spermimin) etrafını lezzetli bir malzeme ile çevireyim, bu lezzet bazı hayvanları-insanları cezbetsin, onu koparıp yesin, tohumunu biryerlere sıçsın, ben de onu sıçtığı yerde yeniden üreyeyim."
bitkilerin tohumlarının ve çekirdeklerinin mide asidinde erimeyecek zırhla kaplı olmasının sebebi de bu.
doğayı düşünürseniz, aslında bu çok zekice bir strateji. örneğin bir erik ağacı erikler olgunlaşınca meyvelerini döküyor, inek olur, zebra olur gelsin yesin gitsin 3 km ötede çıkarsın diyor. hatta düşünün bizim evde yediğimiz elma, aslında amasya'daki bir elma ağacının üreme taktiği. taa amasya'dan buraya kadar ulaşıyor allahın ağacı. çok garip bir olay aslında.
konuya dönersek,
içinde çekirdeği, tohumu olan yiyecekler meyvedir. sap-kök-yaprak olanlar sebzedir. yani domates meyvedir.
ama biz genelde pişirdiğimiz şeylere sebze, pişirmeden yediğimiz tatlı yiyeceklere meyve demişiz. genel olarak şekersiz meyveler bizi çiğken cezbetmiyor.
işin teorisi başka ama genel kullanım ve toplumsal alışkanlıklar da bir o kadar önemli.
misal bir kabak, patlıcan teorik olarak meyvedir. ama çiğ olarak tadı bizi cezbetmediği için pişiriyoruz. o yüzden sebze olarak kabul etmişiz.
inek olsak, patlıcan çiğ çiğ de çok lezzetli gelecekti, o zaman ona da meyve diyecektik.
emlak balonu
-
emlak balonu nedir biliyor musunuz?
geçen gün bir tane ilan gördüm, yerini de söyleyeyim hatta istanbul şirinevlerde metroya yürüyerek yirmi dakika mesafede. kötü bir semt yani bilen bilir. ev de çok yeni durmuyor. piyasa araştırması yapıyorum sadece nerede ne görürsem bakıyorum bilgi ediniyorum.
neyse aradım adamın eşi oradaymış gel eve bakalım dedi. girdim eve, banyoda duşakabin yok, mutfakta mutfak dolabı yok. yerler zaten fayans parke değil. bir de kat kaloriferi. salonda soba duruyor. ev en az yirmi yıllık. 2+1 leş bir ev. gözünüzde canlandırın yani. kadına dedim ki ablacım bu evin bayağı bakıma ihtiyacı var, dolap yok bilmem ne yok. tabi dedi, herkes kendi zevkine göre yaptırır evi dedi. işte tabi herkes kendi zevkine göre yaptırır evi cümlesini söylerkenki özgüven var ya hani, ben ev sahibiyim özgüveni, ev bu kardeşim işine gelirse özgüveni, ben aslında şark kurnazının cahilin önde gideniyim ama benim evim var özgüveni, işte o özgüvenin sebebi bu emlak balonu. ve o özgüven emlak balonu.
kiralık veya satılık ne kadar ev sahibi gördüysem istisnasız hiç biri mi adam çıkmaz. hep bana mı denk geliyor arkadaş hepsi mi eşşek olur. bıktım yeminle, bu insanlarla anlaşmaya çalışmaktan aynı dili konuşmak zorunda olmaktan bıktım.
şuan oturduğum evin sahibi beyfendi de iki yıldır evi yaptırcam diye oyalıyor bakalım. çıkamıyorum da evler ebesininki kadar pahalı. nolacak böyle bilmiyorum. köyde kentte üç beş tarlası olan sattı istanbulda müteahhit oldu, kendi işinin terimlerini öğrenemeyip iki kira debosot dedi ama biz yıllarımızı eğitime verdik istediğimiz semti bırak istemediğimiz semtlerde bile istediğimiz evlerde oturamadık. ev ulan ev. içimize sinen eve bile oturamıyoruz. ben böyle ülkenin de emlağının da balonunun da amasını avradını.
düzenleme: bir takım imla hataları.
yıllar sonra gelen edit: sırf istanbuldan kaçmak için doğuya yerleştim. hatta bayağı doğu. ilk defa geldiğim yerler, ilk defa gördüğüm kültürler.
size şöyle kısa ve öz cevap vereyim; bir yıl oldu, terörden dolayı ölümle burun buruna da geldim, yanıbaşımda bombalar da patladı, çatışmalar yaşanırken teröristlerin sesini duyacak kadar yakında da bulundum ama yine bir kere bile pişman olmadım. istanbul öyle bir yer.