hesabın var mı? giriş yap

  • şimdi işçi sınıfı toplansa ve dese ki, "bize böyle davranan bir firmada çalışmama kararı alıyoruz" ama söz konusu sınıf gücünün farkında değil ki, demez.
    edit:
    dayının torunları, mesaj kutumu yeşilin elli tonuna çevirdi. yok o çıksa başkası yarın işe başlarmış, bilmem ne. yahu biz ne diyoruz acaba. "bir olsalar, ortak karar alsalar" ahh ah...

  • tarihin başından beri varolan bir kavram olmasına rağmen somut ve metodik bir şekilde ortaya koyulması napoleon bonaparteın meşhur code de napoleon'a (code civil des français eğer çok lösvijömapel hissediyorsanız kendinizi) nasip olmuştur.

    fransız devrimine değin sadece aristokrasinin keyfini sürdüğü hakların halka da açılmasını öngören bu kanunlar bütünü "işi bilene verecen ağa, öyle topun tüfeğin başına sadece yukarı ildöfranz kontu onsekizinci janpol geçerse halimiz harap, arada orleyanlısı (delikanlının harman olduğu yer) ne bileyim kaley'lisi falan da geçsin" şeklindeki yaklaşımını getirmiştir.

    elbette eksiksiz değildir ama ana fikri güzel oturtmuştur. sonuçta aynı napolyön bonapart der ki "fırsat olmadan yetenek hiçbir şeydir" (impossible is nothing değil olm cahil gibi konuşmayın). işte bu gerçeğin ışığında, ülkenizin (ya da kurumunuzun, işletmenizin vs.) çıkarını düşünüyorsanız işin başına geçecek ehil insanlara bu fırsatıı sunmanız gerektiği savunulur.

    tek başına "ben bu işin ustasıyım hemen müdür yapın beni fikrini" savunmaz meritokrasi. hatta ehil (merit) sahibi kişilerden çok imkan sağlayıcıların yani yöneticilerin içselleştirmesi gereken bir düşünce tarzıdır bu yüzden biraz elitist olduğunu düşünürüm hep. yine de torpil (friends in high places, wasda vs.) sistemine (!) karşı en ideal seçimdir.

  • "vallaha mı" sorusudur. toplumsal refleks olarak "vallaha" şeklinde cevaplanır ve ateizm sessizce kendini fesheder.

  • güzel çiçeklerin, hava kararıncaya dek sokakta oynamış çocukların, annelerimizin pişirdiği akşam yemeklerinin, sevimli sokak hayvanlarının ve yazın tatlı sıcağında kalabalıklaşan sokağın kokusunu ihtiva eder yaz akşamı kokusu..

    toprağın sıcağının kokusu dahi dolar burunlarımıza. koyu yeşil yaprakların, minik minik açmış bahar dallarının salınan naif kokusu da yazın habercisidir illaki. hepimiz bir defa solusak tanırız seni yaz akşamı kokusu..

    ah yaz sen ne güzelsin, keşke hep kalsan bizle.

  • balkonda gündüz vakti uzanmış film izliyorum, hangi film hatırlamıyorum; derken bir sahne geliyor, etraf karanlık, karakterle göz göze geliyorum, "hmm korkuyu, çaresizliği çok güzel yansıtmışlar" diye düşünüyorum ki göz göze geldiğim kişinin filmden bir karakter değil, ekrandaki yansımasına mal mal bakan ben olduğumu anlıyorum. allah belamı versin.