hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: ben)
    işsiz güçsüz müyüm lan ? sevgilim yok diye üzülecem.. müzikle yaşıyorum, spordan zevk alıyorum, yemeyi içmeyi seviyorum, sanatın her bir dalıyla ayrı ayrı ilişkim var.. çalışıyorum, okuyorum, arkadaşlarımla geziyorum. kasmaya gerenk yok bence.. akışına bırakın, anı yaşayın.

  • pissti programinda karsimda oturuyordu, bir muddet kesistik. konusayim dedim ama sonra "ne yapiyon abi canli yayinda delirme" dedim, cekindim. sonra o bir soru sordu, sessizligi bozdu. ama ben mal gibi baktim, yanitlayamadim.

    sonra olmadi o is, ardi devami gelmedi. ajdarla da soyunma odasinda yakinlik yasadik. tvde gordugunuz herkes aslen bin kat daha yakisikli, kendimden biliyorum.

  • hasta:bitti mi?
    ameliyata giren ve ayıldıktan sonra bir sorun olup olmadıgını anlamak icin basınızda bekleyen doktorlar: evet bitti.
    hasta: saat kac? (ameliyata girmeden önce ameliyatın 11 gibi bitecegini hesaplamıstır)
    d: 10.30
    h: yalan söylüyorsunuz bitmemis daha

    (evet ben yaptım)

  • bunu beğenmeyen, bunu eleştiren maldır. yemek ısmarladığınız kız böyle birşeyi ima dahi etse, onu orada bırakın. yemeği de önünden alın. (bkz: swh)

    amerikan filmlerindeki zengin sevgilileri arıyor arkadaş. daha çok bekler.

    böyle düşünen kızlara, bununla ilgili şu özlü sözü hatırlatmak istiyorum;

    prens'i bekleme, seyis'e razı ol, yoksa at'a kalırsın.

  • sanirim cok fazla trajediyi cok yakin aralıklarla yasadigi icin yeni bir trajedi yasayinca cok cabuk organize olabiliyor artik.
    olayin şokunu hizlica kenara koyup birbirine el uzatiyor.
    tabii yasadiklarindan ders almadığı icin, bu trajedileri tekrar tekrar yasiyor olmasi ayrica uzun bir konu tabi ama demek istediğim sey, bu hizlica organize olabilme becerisi, ecnebi memleketlerde yok.
    haliyle bize gore daha seyrek yasadiklarindan dolayi belki de ya da baska bir sey, bilemiyorum.
    ama bizdeki ahenk onlarda yok, bunu cok olayda gözlemledim.
    onlar trajedilerinden cok ders alip, yasananlari anmayı asla unutmuyor.
    biz hizli unutsak ta her seferinde ayni dayanismayi sergiliyoruz.

    malum cok buyuk bir nufus ve alan bu depremden korkunc zarar gordu.
    henuz 24 saat oldu ve her yer muazzam organize olarak, tum gucuyle deprem bölgesine destek olmaya calisiyor.
    istanbul-ankara otoyolu yuzlerce cekici low bed'ler uzerinde bekolu kepce tasiniyor.
    onlarca ambulans tek sira olmus gidiyor.
    farkli sehirlerin plakalarindan grup grup kamyonlar "deprem yardımı" afisleriyle yollarda.
    bircok sehirdeki lojistik merkezi yapilmis alanlarda yuzlerce insan kolileri elden ele uzatip tir yukluyor.

    muazzam sahneler.
    suan niğde otoyolundayiz, adana'ya gorev yerimize gidiyoruz ve bir suru farkli plaka minibus minivan, logolu sirket araci, ici insanla, malzemeyle dolu bolge yolundalar belli.
    benzinliklerde selamlaşma var,
    allah hepimizin yardımcısı olsun,
    yolunuz acik olsun,
    gibi dileklerle yeniden yola cikiyorsunuz.

    sanirim turk halki bu ozverili dayanismayi seviyor, bu konuda cephede en onde, süngü takmis zafere kosan dedeleri gibi olmaktan gurur duyuyor.
    henuz sifir noktasina varmamisken bu birlik hissini yasamak cok acayip, tarifi zor.

    hepimiz sanirim uzun zamandir tek yürek olabilmenin gücünü özlemişiz.

    tum kirli siyasilere, art niyetlilere ragmen...

    fdes yoldan bildirdi.

  • böylesine yolculukta kılınan namazın adı 'şov namazı'dır. farz bile denilmez.
    çok istiyorsa, oturduğu yerden kılsın da, diğer yolcuların hakkına girmesin.

    edit: biz de biliyoruz lan farz olduğunu. tee bilmem nerden van'a giderken hem öğle hem akşam namazımı kılayım demek tamamen bencilliktir.
    3 dk molaymış pehh. mescite git-gel zaten 5-6 dk tutar. bir de üstüne en az 2 rekat namaz kılacaksın. minimum 12-13 dk falan.
    ee ben de budistim, kenarda 10 dk durdurup meditasyon yapacam. var mı iznin? eminim, kafir, zındık diye basbas bağırırsın.

  • kurnazca bir laf. öpüşmenin aslında ahlaksızca olduğunu ancak tahammül ettiklerini demeye getiriyor. o meşhur hoşgörüleri gibi bir şey, yani yaptığınız şey için aslında sizi öldürmemiz gerekir ama yaşamanıza izin veriyoruz büyüklüğü.

  • yeri çok değişmemiş mağazadır. şu anda da hemen 20-30 metre ilerde karşı tarafta hizmet vermektedir.

    bir adres tarif ederken " adidas varya biliyomusun" diye genelde kullanilir

  • ben size konuyla ilgili en eski formülü kısaca anlatayım.

    1. kalp ritmini anlık ölçen akıllı bileklik alınır. (mi band 3 gibi)
    2. (220-yaşınız)x%60 hesabıyla kardiyo yaparken kalp ritm alt hızınız bulunur.

    mesela 32 yaşındaysan (220-32)x 0,60 = 112 bpm

    32 yaşındaki biri yağ yakmak istiyorsa herhangi bir sporda kalp hızının 112 lerde olması yeterlidir. ne kadar uzun süre yaparsa o kadar çok yağ yakar.

    3. (220-yaşınız)x%80 hesaplaması da maks kalp atış ritminizi ölçer. 32 yaşındaki için hesaplarsak

    (220-32)x 0,80 = 150

    32 yaşındaki arkadaşımız 150 yi geçerse hem kendini gereksiz yoracaktır, hem kalp krizi geçirme riskini artıracaktır hem de yağ yerine kastan yakmaya başlayacaktır.

    peki her kardiyo egzersizimizde yağdan ve kastan yakıyorsan yağdan maksimum yakıp kastan minimum yakmayı nasıl sağlarız. bunun da hesabı yukarıdaki bulduğunu iki rakamın farkını 3 e bölüp ilk aralıkta çalışmak.

    yine bunu da 32 yaşındaki birine göre bulursak

    150-112= 38

    38/3=12

    taban kalp hızımızla bunun 12 yukarısı yağdan en çok, kastan en az yaktığınız kardiyo aralığıdır. yani 32 yaşındaki biri için bu aralık 112-124 arasıdır.

    şimdi başlığa bu kalp ritm aralıklarına göre cevap verirsek: bu kalp atış hızını hangi sporda, aktivitede ayarlarsanız ayarlayın çok güzel yağ yakarsınız. forma girersiniz. fakat en az bunun kadar önemli bir faktör daha var; eğer tüm vücudunuzdaki kasları güçlendirmezseniz oturduğunuz yerde yaktığınız kalori çok az olur ve yağlı görünürsünüz. kaslı doku, kassız ve yağ ağırlıklı dokuya göre durduğu yerde kat kat fazla yağ yakıyor.

    çok uzattım: final önerime geliyorum. yağ yakacaksanız tek başına yüzme, koşma, yürüme az etkilidir. beraberinde bir kaç ay hafif ağırlıklarla bile olsa fitness yapın. mükemmel yağ yakacaksınız.

    edit: neden 220 baz aliniyor diyenler oluyor.
    220 yeni dogmus bir bebegin kalp atis hizi ve her sene ciddi anlamda duser bu hiz. cocuklarin daha yuksek, yaslilarin daha dusuktur.

    her insanin kalp buyuklugu de ayni degildir, buyuk kalpli sporcularin her kalp atisinda pompaladigi kan daha fazla oldugu icin vucutlari kan ihtiyacina gore kalp atis hizini dusurur.

    saglikli bir insanin kalp atis hizi misal 60-100 arasi ise kocaman kalpli bir power lifter icin 50 normal hizdir. kalbi cok zayif olan ve her seferinde az kan pompalayanlarin kalp ritmleri ise 100 u asar otururken bile. o yuzden zaten kalp kaslarini guclendirmekten bahsediliyor. her seferinde yuksek hacimde kan pompalayan kalp yavas ama saglikli calisir.

    edit2: neden 3 e boldugumuz fark araliginin ilk diliminde calismamiz gerekir.

    o aralikta maksimum yag yakimina ulasiyoruz ve kas yıkımı minimum olurken az yoruldugumuz icin uzun sureli antreman yapabiliyoruz.

    edit3: kisiden kisiye bu hizlar degisebilir, yukaridaki hesaplama cok kaba bir hesaplama yontemidir. sagliginizla ilgili en ufak supheniz var ise doktor esliginde hesaplamaniz daha dogrudur. kalp, en tehlikeli organ, yanlış yapmaya gelmez. ayrıca potasyum ve yağları yeterli almaya ozen gostermezseniz de kalp krizi riskiniz yuksek olur. ozellikle kas olan kalbimize potasyum eksikliginden dolayı girecek kramp direk ve hizli ölüm sebebidir. dikkat..

  • sevgili esmer kız! saçlarını sarıya boyatınca maalesef marilyn monroe'ya değil, trabzonsporlu ibrahim yattara'ya benziyorsun.

  • her sabah içinde bulunduğum durum.

    müthiş bir alışkanlık, öneririm.
    her sabah 5.30'da alarm kurmadan uyanabilen bir bünyeye sahibim.

    yüzümü yıkamamla beraber brezilya'dan getirilmiş, türk artisanlarca işlenmiş ristretto kokusu 5.35'e ayarlı espresso makinemden yükselip tüm evimi sarıyor. (nerede işlendiğini sormak isteyenler mesaj atabilir)

    hızlıca kahvemi içip koşu kıyafetlerimi giyip oturduğum özel güvenlikli sitenin yüksek duvarları arasında koşumu yaparken, bir yandan bloomberg'deki son haberleri dinliyorum kulaklığımda.

    35 dk civarı süren bu koşu esnasında gece piyasalarda ne olmuş bitmiş, kendimi update ediyorum.

    deneyin, siz de müptelası olacaksınız bu alışkanlığın.
    her şey kafada bitiyor, insanın biraz motivasyonunu yüksesdlsldakgkads..

    şaka şaka, gıpta ile baktığım insandır kendisi.

    bana gelecek olursak, ben sabah alarmı 18 defa snooze etmeden güne başlayamayan insanım :)