ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
çal keke çal
-
(bkz: play it again keke)
11 temmuz 2022 şahan gökbakar tweet'i
-
hz. ekrem eleştriye kapali lütfen!
adam orman yangınlarında demediğini bırakmadi hükümete o zaman şak şak şak şak çekenler
ekrem imamoğluna laf edince aktroll ilan ediliyor.
siz takım tutar gibi parti tutmuyorsunuz yeni gelin s*k tutar gibi parti tutuyorsunuz.
bu ülkede hukumetinde muhalefetinde fanatikleri beyinsiz.
cam tavan sendromu
-
kişinin zaman içinde belli bir kademeye geldikten sonra kariyerinde yükselemeyeceğini düşünmesidir.
özellikle kadınlar üzerinde daha fazla görülen bir durum. bu sendrom genellikle kişinin kendi kafasında yarattığı bir problemdir. yani engel zihindedir. dış etmenlerden ziyade kişinin kendi büyüttüğü problemler vardır artık. insanlar neyi başaramayacaklarını öğrendiğini gösterir. bir nevi öğrenilmiş çaresizlik gibidir. özellikle kadınların hamilelik gibi kariyerinde yaşadığı duraklamaları, iş hayatında inkar edilemeyecek cinsiyet ayrımcılığı gibi sebeplerden dolayı çok daha fazla hissettiği bir gerçektir.
insanın gelebildiği en üst nokta cam tavanı olarak sayılabilir. ne kadar hayalleriniz yüksekse cam tavanın yüksekliği de o kadardır. bu noktadan sonra sendrom başlar işte.
bu noktada sınırsız düşünme durumu devreye giriyor. yapabileceklerimizi, başarılarımızı belli bir şekilde çerçevelendirip, sınırlandırdığımız için devreye öğrenilmiş çaresizlik giriyor. artık daha fazla ne yapabiliriz ki diye düşünüp bu büyük başarılara ulaşmanın bir hayli zor olduğuna odaklanıyoruz. aslında nasıl bu büyük başarıya ulaşabileceğimize yoğunlaşsaydık böyle bir sendrom da ortada kalmazdı.
o zaman konuya uygun bir biçimde kapanış yaparak çekilebilim:
"ağaca çıkmak istiyorsan yıldızları hedefle."
tarihin arka odası
-
bardakçı: öğreneceksiniz, öğreneceksiniiiz, öpe öpe öğreneceksiniz, bu saaatten sonra bu iş geri dönmez, öğreneceksiniz, öğrenmeyen geçemeyecek, diploma alamayacaksınız, öğreneceksiniz...(bu böyle öğreneceksiniz kelimesinin tekrarıyla devam ediyor)
ortaylı: e sen almışsın, redoksu öğrenmeden kimyadan geçmişsin.
haber türk'te ulaştırma bakanına sorulan sert soru
-
aşırı kar yağdı doğal olarak kapandı diyor. e arkadaş madem aşırı yağışta yollar kapanabiliyor o halde ibb'ye attığınız iftiraları ne yapacağız??. sanırsın ki sadece tem otoyoluna çok kar yağmış da istanbul'un diğer yerlerine anca iki üç kar tanesi falan düşmüş.
evli birine aşık olmak
-
yaşadığı şeyi meşrulastirmaya çalışan aşk kelebeklerine sesleniyorum burdan ben o kadindim çok masumdu bidibidi diyenlere sesleniyorum elimde olsa bunu gözlerinizin içine bakarak söylemeyi ne çok isterdim. hissettiğiniz yaşadığınız hiçbir şey o adamin evdeki çocuğu kadar masum değil. o kadin değil de o çocuk olmayi deneyin sizin babaniz sizinle geçireceği zamani size değilde başka bir kadina ayirsa babanizin sizinle gecirecegi vakitten çalsa! hiç mi akliniz ermiyor hiç mi dusunemiyorsunuz yaa hayatınızda duymadinizmi aşkı için herseyden vazgecen insan o adam sizi gerçekten sevse o adam adam gibi bi adam olsa karisini çocuğunu aldatarak size gelirmi ben başkasına aşık oldum bu evliligi sürdüremem senin çocuğumun gözüne baka baka baskasini düşünemem demezmi karisina ? adam gibi adam olsa çocuğunun riskini sizinle paylasirmi karisinin ütüledigi gömlekle size sarilirmi ? geçin bunlari biraz gerçekçi olun.
aslı çakır alptekin
-
cas tarafından 8 sene men cezası almış atletimiz. potansiyel bir survivor adayı.
pasaport polisleri ile girilen diyaloglar
-
yer: hollanda schiphol havaalani, o yillarda macaristanda yasayan deterjan schengen ulkelerinde vizesiz dolasim saglayan gri (servis) pasaportuyla birkacgun icin hollandaya gelmis, geri donmektedir:
polis (pasaportu hisimla karistirir): nereye gidiyorsunuz anlamadim ben?
deterjan: macaristana donuyorum
p: hani vizeniz?
d: bakiniz bu servis pasaportu ben ulkenize macaristandan geldim donuyorum simdi
p (onundeki kitabi karistirir): ama siz turk vatandasisiniz macarsitan vize istiyor sizden, nerde vizeniz
d (hala kibar): evet ama bu ozel bir pasaport, onunuzdki kitapta da yaziyordur, kutfen dikkatli bakin
p (macaristanin avukati kesilir): onumdeki kitapta ne yazdigini ben cok iyi biliyorum macaristana vizesiz giremezsiniz diyor burada..
d (sabri tasar): peki, tamam, haklisiniz giremem..(elindeki cantalari yere birakir) o zaman ben de burada kalirim, verin pasaportumu rotterdam trenini yakalayim bari
p: ehu...bi dakka burda da kalamazsiniz..nasil yani..bi dakka durun..
d (sesini yukseltir iyice): peki nasil girdim sizce buraya? onu dusunuyor musunuz?
p (kafasi iyice karisir): bir dakika..evet nasil girdiniz hani hollanda vizeniz?
d: birazdan ozur dilemek zorunda kalacaginiz bir tavir icindesiniz. elinizdeki pasaport turk hukumeti tarafindan cok onemli (ehu..abarttik tabi ama gerekli bir hamleydi) devlet gorevlilerine verilir. siz beni asagiliyorsunuz lutfen amirinizi cagirin
(bu arada tartisma ortamindan killanan amir polis gelmistir bile neler oluyor burada diyerekten..sonra olayi farkeder..servis pasaportunu da bilmektedir..polisin kulagina birseyler fisildar)
son sahne
p: gercekten cok ozur diliyorum..dilerim ulkemiz hakkinda kotu fikirlere sahip olmadan gidiyorsunuzdur
d (otuz iki dis): yine gelecek ben...
meral akşener'in mhp'den ihraç edilmesi
-
rezalet başlığı altında açılsa 10 üzerinden 11 alacak rezalet.
mhp'den de bu ülkeden de bir bok olmaz.
6 değil 16 dakika da verse biz bu maçı alacağız
-
28 mart 2015 hollanda türkiye maçı'nda spikerin ağzından duyduğum anda "inşallah de lan!" diye içimden geçirdiğim, söylendiği an maçı alamayacağımızı anladığım söz.
yaklaşık üç dakika sonra aslında 1-1 de kötü skor değil'e dönüşmüştür.