ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ateist bir kadınla yatmak
-
(bkz: muttafa ten mitin?)
eskiden nerede ne vardı
-
bakkallarda leblebi tozu,
evlerde salçalı ekmek,
sol frame'de bilgi,
türkiye'de de huzur vardı.
türkler dublajı iyi yapıyor
-
(bkz: dublajlı film izlemek)
şeklinde bakınız verilerek, dublajlı film izlemeyi ya da iyi dublaj yapılmasını eziklikmiş gibi gösterenlere denk gelmemizi sağlayan durum.
yıl 2014, muhtemelen 30 yaşına yakın çoğu kişinin annesi ya da babası ingilizce bilmiyor ve gözleri belirli bir derecede bozuk. umarım bu basit örnek anlaşılması için yeterli olmuştur.
farah zeynep abdullah
-
boyle bir isimle (ve tabi ki tiple) cok rahat ürdün prensesi falan olabilirmis.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"justin bieber a laf atan şerefsizler ben hayatımı ona borçluyum.
9 mart 2009 yılında bir kaza geçirdim. teleferikten düştüm.
altı ay boyunca komada kaldım.
bir gün bakıcı hemşirem radyoyu açtı. justin bieber çalıyordu.
hemen yataktan kalktım ve radyoyu kapattım."
27 temmuz 2017 istanbul yağmuru
-
beyler 40 yaşındayım. çok dolu gördüm ama bu kadar büyük ve sert dolu görmedim. dolu da denemez, resmen titanıc'e çarpan buz dağı yağıyor. ölen yoksa büyük şans.
gökhan gönül
-
https://tenor.com/view/gokhan-gonul-gif-12461655
edit: link düzeltildi.
edit 2: hazırladığım gif sosyal medya'da çarşı'nın facebook sayfası dahil pek çok yerde paylaşıldı. bu kadar beğenileceğini tahmin etmediğim için gif'e bana ait olduğuna dair bir ifade koymayı düşünmemiştim. copy paste, alıntı veya çalıntı değil alın teridir. bu bilinsin yeter. saygılarımla.
debe edit: (bkz: 30 bin lira irem'i felçten kurtaracak)
ebrar karakurt'un istiklal marşı'nda ağlaması
-
vatan sevgisi, başarı, emek herşeyin içinde olduğu gözyaşlarıdır.
tanım: avrupa şampiyonu olup en tepeye çıkardığı bayrağımız yükselirken okunan istiklal marşı esnasında ebrar karakurt’un gururdan ağlamasıdır.
hayata dair iç burkan fotoğraflar
iş görüşmesi diyalogları
-
yaşanmıştır!!!
işveren: sinirli misindir?
mösyö: hayır efendim, kolay kolay sinirlenmem.
işveren: şimdi ben sen çalışırken arkadan yaklaşıp ensene bi tokat atsam sinirlenmez misin?
mösyö: (aha yine bulduk bi deli) yok efendim niye sinirleneyim!
işveren: sen calisirken arkandan sessizce yaklaşıp parmakla durtsem rahatsız olmaz misin, tikin falan var mi?
mösyö: yoktur efendim...
işveren: parmak arası var mı sende?
mösyö: efendim, anlayamadım?
işveren: emzik diyom emzik, sigara içer misin?
mösyö: yok efendim içmem.
işveren: içki var mı? viski, rakı?
mösyö: yok efendim, ağır içkilerden hoşlanmam. arada sırada bira içeriz o kadar.
işveren: sap mısın?
mösyö: yalnızım efendim.
işveren: sapsın yani. tamam o zaman, şu kağıda imzanı at bakalım.
mösyö: içki içmediğime dair mi efendim?
işveren: yok yok sadece kağıdın en altına imzanı at.
mösyö: nası yani, boş kağıda imzamı mı atayım?
işveren: evet, n'oldu bize güvenmiyor musun yoksa?
mösyö: yok efendim ondan diil ama boş kağıda imza atamam.
bu sırada işveren dolabında saklamakta olduğu bursa işi ekmek bıçağını çıkartır ve üstüme yürür!
işveren: oğlum baksana, imzalamazsan bıçağı atacam kafana!!!
mösyö: (tamamen dumur olmuş bi şekilde) yok atamam efendim!!
işveren: (bu sırada bıçağı atar gibi yapmaktadır)lan at yoksa atacam haa!!
mösyö: atamam efendim, boş kağıda imza atılmayacağını herkes bilir, hem zaten o bıçağı bana atamazsınız!!!
işveren: ee o zaman ben niye bu bıçağı burda tutuyom zannediyorsun?
mösyö: (işverenin bıçağı çıkardığı dolapta bira kutuları olduğunu görerek) akşamları iş bitimi biranın yanında karpuz kesiyo olabilirsiniz!!
işveren: tamam o zaman, gel sana fabrikayı dolaştıralım!!!
mösyö: (allaaım niye hep deliler beni buluyor???)
unutulmaz seslendirme sanatçılarımız
-
kemal ergüvenç
hulusi kentmen'i ve erol taş'ı seslendirmiştir. aynı zamanda hababam sınıfı'nın kemal hocası'dır.