hesabın var mı? giriş yap

  • 1. dere kenarında çamaşır vs yıkamak tek başına yapılan bir eylem değildi. kızlar küçük yaşlardan itibaren çalıştırılırdı.

    2. erkekler tarlalara giderdi yine küçük yaştan itibaren.

    3. çocuk yetiştirmek öyle çok da önemli bir şey değildi. o nedenle 8-10 çocuk yapılırdı zaten. önemli olan gerekli iş gücüydü.

    4. bu çocuklar verilen bu işler dışında genellikle orada burada rahat bir şekilde takılarak büyürdü. karakterlerine göre yönelimleri olurdu. kötüyse kötü, iyiyse iyi. özellikle erkek çocuklara aile gece nerede kaldın demezdi.

    5. eski insanların karnını doyurmaktan başka derdi yoktu. şimdiki insanlar yani bizler kapitalist sistemlerin kölesiyiz. her şeye sahip olmak istiyoruz. o nedenle çok yorgunuz. eski insanların bildiği tek şey kendi köyleriydi ötesini pek bilmezlerdi.

  • bizi ne bağlar acaba? aihm bağlamıyor bm bağlamıyor nato bağlamıyor o zaman biz neden buralara üyeyiz ve temsilci bulunduruyoruz?

    edit: bir yazar arkadaşın mesajını ekleyeyim
    anayasa mahkemesi de bağlamıyor hatta başkanını dolaylı tehdit de ediyoruz. süper demokratız

  • tartismaya acik ama bu islerden hic anlamayan biri olarak su kadar soyleyeyim: bu islerden hic anlamiyorum. tesekkurler.

  • bir de demiyorlar mı "karıncalar zeki hayvanlardır" diye. klavyeyi ısırıyorum sinirden. lan nasıl zekâ bu. demin nereye gidiyordun şimdi ne yapıyorsun. diyecek laf bulamıyorum bu geri zekalılara gerçekten. bildiğin ebleh bir hayvan. diğer yönü de kapatsan yine terse yürür ha. ehehehe. lan o taraf kapalı zaten. ahahah. salak ya.

  • eczanede üç çalışan yanyana oturuyor diye para cezası yazıldı. metrodan inen mavi saçlı hanfendi biraz nefes almak icin maskeyi çenesinden 10 saniye indirdi ceza yazıldı. motorsiklet sürücüsü maske takmadığı için durdurulup ceza yazıldı. bankta yanyana oturan iki vatandaşa sosyal mesafeyi ihlal ettiği gerekçesiyle ceza yazıldı. küçük bir çocuk babasıyla beraber bankaya gittiği için "babana söyle 900 lira fazla çeksin" diye polis espri yapıp ona da ceza yazdı. 30 yaşında bir adam evine en yakın fırından değil de iki sokak ötedeki fırından ekmek almaya gittiği için suiistimall ettiği gerekçesiyle o da ceza yedi. yanan evini maskesiz izlediği için bile ceza yiyen oldu. sokakta yaşayan adama sokağa çıkma yasağı ihlalinden bile ceza uygulandı.

    özetle en ufak hatada devlet baba ensemize yapıştı ama aynı devletimiz ak parti kongrelerine hiçbir şey yapamadı. her ilden otobüs dolusu maskesiz yüzlerce insan şarkı söyleye söyleye toplandı gıkı çıkmadı.

    reisimiz aldı mikrofonu "nağme olsam tellerine, kurban olam yollarına. ardahan, hoş geldin" dedi. ardahanlilar hoşbuldukkkk deyip virüsü kaptığı gibi memleketine gitti.

    "senin gibi yari olan neyler ayvayı narı. artvin, hoş geldin" dedi. artvinliler de aldı memleketine gitti.

    "beyleri sözlerin eri, ışıldar zeytin gözleri. kilis, sen de hoşgeldin" dedi. kilis de hoş bulduk deyip aldı virüsü gitti.

    "alem düşman kesilse, gönül senden vazgeçmez. adıyaman, sen de hoşgeldin" dedi. adıyaman da eyvallah dedi çekti gitti.

    özetle 81 ilimizin insanı o hınca hınç kalabalıkta hoşbulduk diyerek çekti gitti.

    çay ocaklarının kapatıldığı, kahvelerin aylardır açılmadığı, halısahada top dahil oynanmadığı dönemde ağzı maskesiz yüzlerce insan hoşbulduk, hoşbulduk, hüloooo dedi gitti.

    "unutmayalım ki bu virüs bir kişiden tüm dünyaya yayıldı" diyen sağlık bakanımız fahrettin koca dahil kimse buna sesini çıkaramadı. hatta erdoğan; "işte salonun hali. bakın bir kongre yapıyoruz, salgının olduğu bir dönemde kongre yapıyoruz ve salon lebaleb dolu” diyerek aklımızla dalga geçti. yetmedi bir sonra ki ankara kongresinde "sizleri kar yağışının tüm mikropları temizlediği anlamlı buluşmada en kalbi duygularla selamlıyorum" diyerek her fırsatta övdüğü duble yollar gibi aklımızla da duble dalga geçti ve risksiz denilen mavi yerler dahil tüm ülke kısa zamanda kankırmızı oldu.

    yani bu yönetim biçimiyle 55 bin değil, 155 bin vaka olsa bu sayı çok azdır. olan esnafa, olan emekçiye oluyor maalesef olay budur. lafı hiç uzatmaya gerek yok.

    "sen menfaatime dokunmayan, zengin iş yerlerime bulaşmayan, ashâbıma yapışmayan korona,
    sen de hoşgeldin..."

  • köpek fobisi olan bir arkadaşım yıllar önce köpek görünce panikle yola atlamıştı ve araba çarptı. bir kaç ay yoğun bakımda yattı. şimdi fobisi olan biri durakta köpek üstüne doğru gelirken refleks olarak kaçmaya çalışıp raylara düşse ne olacak? hayvanların toplu taşıma araçlarına alınmasına karşı değilim ama en azından sahipli hayvanlar ağızlık ile alınmalı diye düşünüyorum.

  • yapılan araştırmalar sonucunda hitler'in kullandığı tespit edilen uyarıcı madde. evinde çalışan hizmetçiler iğne olduktan üç dört dakika sonra yapısının tamamen değiştiğini bitkin ve çekingen olan görünümünün değiştiğini onun yerine çok coşkun ve atılgan olduğunu söylemişlerdir. burdan hareket eden adli tıp dedektifleri ele geçirdikleri otuz sayfalık hitler'e ait reçetelerde amfetamin kullanıldığını kanıtlamışlardır. rusya ile savaş sırasında dozu iki katına çıkarıp kontrolünü kaybettiği krize girdiği gözlemlenmiştir.

    bizimki ne kullanıyor acaba? bizimki derken???

  • "olum t-mac 'in yeni ayakkabısı çıkmış" benzeri üçüncü kişilere bir şey ifade etmeyen cümleleri sıklıkla kurduğu gözlemlenmiştir.

  • kediler aşırı tembel hayvanlardır. kiraya katkıda bulunmadıkları gibi günün çoğunu da uyuyarak geçirirler

    kedigiller 50-110 dakikalık periyotlar halinde günde 10-13 saat kadar uyurlar, bu sürenin 22 saate kadar çıkması ise sıra dışı değildir. (sciencedirect - pdf)

    gün içerisinde kedinizi sürekli uyurken gördüğünüzde aklınıza tek bir soru gelir: "kediler neden bu kadar çok uyuyor?"

    25 yılı aşkın klinik deneyime sahip hayvan psikolojisi uzmanı dr. david sands bu soruyu bilimin ışığında ele alıyor.

    kediler neden bu kadar çok uyuyor?

    bunu cevaplamak için, çoğu kedinin en aktif olduğu zamanı bilmek önemlidir: şafak vakti ve alacakaranlık. bu özellikleri onları krepüsküler hayvanlardan yapar.

    sands'e göre bunun nedeni, kedilerin milyonlarca yıldır düşük ışıkta avlanacak şekilde evrilmesi ve görme yetilerinin alacakaranlıktaki aktivitelere uyarlanmış olmasıdır.

    kedilerin gözlerinde retinalarının arkasında bulunan tapetum tabakası gözlerine yansıyan ışığı bir kere daha işleyip yorumlayabilmesi için geri yansıtan bir ayna gibi çalışır. bu, kedigillerin gözlerinin gece parlayan küreler gibi görünmesinin ve geceleri daha iyi görmelerinin sebebidir.

    kediler evcilleştirilmeden önce alacakaranlık avlanma dönemlerinde büyük miktarda enerji harcamak, avlarını bulmak, kovalamak ve öldürmek zorundaydı. bunun için de enerjilerini muhafaza etmelidir.

    ev kedileri akşam yemekleri için avlanmadıkları halde, doğal avcılık içgüdüleri onları gün doğumu ve alacakaranlık için enerji tasarrufu yapmaya teşvik ediyor bu nedenle de bu kadar fazla uyumalarını sağlıyor.

    insanların kedilerin uyuma alışkanlıklarını değiştirebileceğini gösteren bazı kanıtlar vardır. italya'da messina üniversitesi'nde 10 evcil kediye izleme cihazı takılarak gerçekleştirilen deneyde kedilerin yarısı büyük bir eve yerleştirilmiş ve bahçede serbestçe gezinmelerine müsaade edilmiştir. diğer yarısı ise küçük bir eve yerleştirilip sadece ev içerisinde gezmelerine müsaade edilmiştir. (sciencedirect)

    küçük evdeki kedilerin sahiplerinin uyku periyotlarına uyum sağladığı ve sahiplerinin kendileri ile sık sık etkileşime girdiği zamanları uyanık olarak geçirdiği tespit edilmiştir.

    kedinizin geceleri çok aktif olduğundan, sizi uyutmadığından şikayet ediyorsanız kedinize gündüzleri yeterince vakit ayıramıyorsunuz demektir. çalışmak gibi sebeplerle gündüzleri yalnız bıraktığınız kediniz bu vakti uyuyarak geçiriyor ve gece evin içerisinde koşturmasını, yatağınızın ve sizin üzerinizde zıplayıp durmasını sağlayan avlanma içgüdülerini besliyor.

    bbc science focus

  • başlık: beyler artvin'de kucak dansı yapan yer var mı

    1. merkezde lazım piçler.

    4. barry's lap dance saloon var, köşem ocakbaşının yanında.

    amerika mı la bura piç?