hesabın var mı? giriş yap

  • evet chp başkanlarını sevmiyorum (ne tunç ne cemil), tunçtan sonra belediyecilik can çekişti bu da doğru.

    fakat merkezi hükümetten metro için 3000 tl ödenek verildiğini de biliyorum. çiğli tramvayı aylarca sadece 1 adet imza bekledi ankarada. 1 tane imza ya. rapor falan değil imza. evet süreci takip ettim. o süreçte dolar uçtu gitti maliyetler rekor seviyeye geldi. yapılacak işler maliyet uçuşundan dolayı aksadı. kalitesi düştü.
    bu ayrıştırıcı akpye oy vermeyecek kadar memleketimi seviyorum. öyle gün boyu sırıtan aday çıkarmakla olmuyor o işler.

  • epiktetos 20 asır önce demiştir ki: “kader eninde sonunda günahlarımızın bedelini önümüze koyar. görünen ya da görünmeyen zaman içinde herkes günahlarının bedelini öder. ektiğini biçer. bunu bilen adam kimseye kızmaz, gücenmez, kimseyi aşağılamaz, kimseyi itham etmez, kimseden nefret etmez, kimseye kin tutmaz. bunu bilen adam karşılaştığı aksiliklere şaşmaz. önüne çıkan maddî manevi engellerin kendi günahlarından başka birşey olmadığını bilir.”
    düşmanlarınızı düşünmek için ayıracağınız bir dakika bile düşmanlarınızdan daha değerlidir. nefret ve intikam hissi size büyük zararlar verir.

  • konuya ilişkin meşhur bir fıkra var.

    adamin biri kadına yanaşmış ve sormuş:
    - size 1m dolar versem benimle yatar mısınız ?
    kadın durmuş, biraz düşünmüş olabilir neden olmasın demiş. biraz sonra adam tekrar sormuş:
    - peki size beş dolar versem benimle yatar mısınız ?
    + beyefendi! siz beni ne sandınız !
    - ne olduğunuzu anladık, fiyatta anlaşmaya çalışıyoruz.

    bazı şeyler ya satılıktır ya değildir.

  • "sabah caldirip beni uyandirir misin" sorusu uzerine horoz olunmadigi acikca ifade edilmelidir, beyefendinin kendi kendine kalkmasi lazim geldigi netlestirilmelidir, yoksa flort donemi angaryalarindan birini daha sirtlamis oluruz.

  • hayatımda ilk defa hissettiğim şeylerden dolayı kendimi şanslı hissetmemi sağlayan adamların grubu an itibariyle...

    yaptıkları müzik ve yazdıkları sözler bir bütün. resmen ayıramıyorum birbirinden. zevkler falan farklı olabilir ama bu adamların anlattıklarında kendine dair şeyler bulamayan bir insan olsam gerçekten çok üzülürdüm. bir the grudge, bir schism, bir lateralus benim için sadece müzikal olarak yaklaşacağım eserlerden olsaydı (ki sırf müzik olarak baksak bile hepsi birer efsane) ciddi ciddi üzüntüden kahrolurdum. öyle tüm insanlığı kapsayan, öyle aşmış şeylerden bahsediyorlar ki gözümde. cidden bir şeyler hissediyor olmama seviniyorum şu an. anlattıkları şeyleri ilk fark eden insanlar değiller muhtemelen, daha evvel milyonlarca insan tarafından düşünülmüş ve dile getirilmiş şeylerden bahsediyorlar. az biraz okuyan, izleyen, dinleyen bir insan olduğumu söyleyebilirim sanırım. aslında bir yerden sonra herkes benzer şeylerden bahsediyor. ama fark yaratan, o şeyden ne şekilde bahsettiğiniz oluyor. birisi derken hiçbir şey ifade etmeyen düşünceyi başka birisi öyle bir şekilde söylüyor ki milyonlarca farklı evrenin kapısı aralanıveriyor ansızın. ben onların bahsetmeye değer buldukları şeylerden bahseden pek çok şeyle karşılaştım ama bunları tool kadar estetik bir şekilde dile getiren hiçbir elçiyle karşılaşmadım henüz. dinlemeye başladığımdan beri bambaşka biri oldum. neyse işte hayat hikayeme girmeyeyim. bu adamlar güzel adamlar...
    güzeller çok...