hesabın var mı? giriş yap

  • abicim biz aylık 169 lirayı sana gönderelim “gibi”yi youtube’a taşı, ya da netflix’e ver ne bileyim. sörvayvırcı tiplerle bizi muhatap etme gözünü seveyim yaa..

  • biz televizyon izleyerek, milyonerler, sinema tanrıları, rock yıldızları olacağımıza inanarak büyüdük ama olamayacağız...hepimiz heba oluyoruz...bütün bir nesil benzin pompalıyor, garsonluk yapıyor ya da beyaz yakalı köle olmuş...reklamlar yüzünden araba ve kıyafet peşindeyiz...nefret ettiğimiz işlerde çalışıyor, gereksiz şeyler alıyoruz... bizler tarihin ortanca çocuklarıyız..bir amacımız yok; ne büyük savaş ne de büyük bir buhran yaşadık...bizim savaşımız ruhani savaş... ve bunalımımız kendi hayatlarımız...
    -fight club
    -chuck palahniuk

  • şüphesiz ki pluton'dur. gezegenlikten çıkartmaya çalıştılar ama o çizgisini hiç bozmadı: mesafeli ve istikrarlı. yürü be pluton!

  • cumhurbaskanina hakaret etse yarın sabah gözünü nezarette açardı. ulkenin kurucusuna kufrediyor birde ustune utanmadan mahkemeye gidip entry sildiriyor pezevenk.

  • rakibinde havali okcu gozlugu varken kendisinde dershaneye giden fen liseli gozlugu vardi. buna ragmen tam bir arabasiyla kari kiz kaldiran, elinde nargilesi, yavrucu, parlocu, pic olan gobekli fransizi eledi.

    helal sana aslanim.

  • zekanın farklı tipleri ve farklı tanımları olduğu için bu çok geniş bir soru. cevabı da geniş tutmak için zekayı beynin bilgiyi işleyebilme becerisi olarak basitçe tanımlayalım ve tartışalım.
    beynin bilgiyi işleyebilmesi nöronlar arasındaki bağlantıların sayısına, işlevselliğine ve bu süreçlerde rol alan proteinlerin miktarına/kompozisyonuna bağlıdır. bunları hem genetik faktörler hem de çevresel faktörler belirler.
    beyindeki sinaps sayısı, işlevselliği ve protein kompozisyonu sabit değildir ve aktiviteye göre değişiklik gösterir (bkz: sinaptik plastisite). yani beyninizi ne denli entelektüel aktiviteler için kullanırsanız beyniniz o kadar bu fonksiyonlara uygun kalır.
    (caps lock on) ancak (caps lock off) beynin buna uyum sağlama becerisi yaşla birlikte azalır. yani özellikle yaşamın ilk yıllarında beyninizi ne denli aktif kullanırsanız o kadar zeki olursunuz denebilir. örneğin çocukların dil öğrenme becerisi.
    deney hayvanlarındaki çalışmalar göstermektedir ki gençlik döneminde öğrenme süreçleri toplam sinaps sayısını artırmaktadır. ilerleyen dönemlerdeki öğrenme süreçleri ise sinaps sayısından öte sinapsların büyüklüğü üzerinden etki etmektedir. ayrıca genç hayvanların beyinlerinde sessiz sinapslar dediğimiz fonksiyon görmeye hazır ancak adından da anlaşıldığı gibi o an için sessiz sinapslar bulunmaktadır (bkz: silent synapses). öğrenme süreçleri ile birlikte bu sinapslar hızla aktifleşir ve genç yaştaki öğrenme becerisinin artmasından sorumludur.
    genetik faktörlerin önemi elbette çok büyük ancak doğrudan değiştirmemiz mümkün olmadığı için bu entry'nin kapsamının dışında tutulmuştur.

    özetle beyninizi yüksek devirde çalıştırın ve synaptic plasticity'e güvenin.

  • son 10yılda vatanadaşlık alanların vatandaşlıklarını ya iptal edersin yada sıkı bir test sonucu kalırlarsa iptal edersin.

    a'dan z'ye tüm mültecilere yapılan yardımı kesersin

    ekstra vergilendirmeye tabi tutarsın

    yetmedi faturalarına yurtta kalma bedeli eklersin

    zorunlu askerlik getirirsin

    bak bakalım kendileri geldikleri gibi gidiyor mu?

  • cast away'de tom reyis ile wilsın reyis tipidir benim için. öyle bağlanmak istiyorum işte.

    edit:
    bilmeyenler için söyleyelim yanlış anlaşılmasın. tom reyis erkek wilsın reyiz toptur.

    edit2: tekrar düzeltelim. wilson reyiz gerçekten toptur. voleybol topu.

  • jon snow ile ortak bir noktamızın olduğu dizi.

    ikimiz de hiçbir şey bilmiyoruz amk. ulan bu diziyi ben de izliyorum insanlar bu kadar çıkarımı nasıl yapıyor? hadi jon snow rol icabı hiçbir şey bilmiyor. ben niye bilmiyorum? sebebi neydi ki?

  • google search, bazı yerleşik uygulamaları ile bazı günlük problemlerimize çözüm sağlamayı amaçlamaktadır. normalde farklı uygulamalara ihtiyaç duyacağımız bazı özellikler arama motorunun içerisinde sunuluyor. firma bugün için fazlaca iddialı olsa da tüm ihtiyaçlarımıza çözüm sunmayı amaçlıyor. sunduğu bazı çözümlere bakalım:

    1) nefes egzersizi
    internet ortamı stresli bir yer olabilmektedir. google'a "nefes egzersizleri" yazıp aradığınızda görsel ve yazılı talimatlar sunulan 1 dakikalık bir nefes egzersizi programı ile karşılaşıyorsunuz. talimatları izleyerek stresten uzaklaşabiliyorsunuz. yeterli gelmez ise tekrar oynat butonuna tıklayarak egzersizi tekrar edebilirsiniz. görsel

    buradan direkt uygulamaya gidebilirsiniz.

    2) metronom
    müzisyenseniz veya herhangi bir nedenle mükemmel ritme ihtiyacınız varsa, bir metronom gereklidir. bunun için google'a "metronom" yazmanız yeterlidir. google aracında varsayılan olarak dakikada 100 vuruş belirlenmiştir ancak ihtiyacınıza göre bunu artırmak ya da azaltmak mümkündür. görsel

    direkt erişim

    3) renk seçici
    google'a "renk seçici" yazdığınızda karşınıza çıkan minik uygulama, seçtiğiniz rengin hex, rgb, cmyk, hsv ve hsl olarak karşılığını size sunmaktadır. görsel

    direkt erişim

    4) akort aracı
    google'a "akort aracı" yazdığınızda telefonunuzdan ya da bilgisayarınızdan mikrofon erişimi vermeniz gereken google uygulamasına erişiyorsunuz. sonrasında bir enstruman ile ya da kendi sesiniz ile çıkardığınız sesin hangi notaya ne kadar yakın olduğunu öğrenip bunu yukarı ya da aşağı çekerek ayarlayabiliyorsunuz. görsel

    direkt erişim

    5) hesap makinesi
    google'a "hesap makinesi" yazıp aradığınızda sizi karşınıza çıkan hesap makinesi ile matematik işlemlerinizi yapabilirsiniz. görsel

    6) rastgele şans uygulamaları

    a) yazı tura
    "yazı tura" yazıp arama yaptığınızda karşınıza google'ın sizin yerinize yazı tura seçimi yapacağı uygulama çıkıyor. görsel

    direkt erişim

    b) zar atma
    "zar at" yazarak aradığınızda birçok farklı zar çeşidi ile atış yapabileceğiniz google uygulamasına erişiyorsunuz. görsel

    c) çark çevirme
    bu uygulamaya "google spinner" şeklinde arama yaptığınızda erişebiliyorsunuz. (google fırıldak araması şimdilik sonuç vermiyor) uygulamayı açtığınızda sizi 6 seçenekli bir çark bekliyor. seçeneklerin sayısını 20'ye kadar yükseltebiliyorsunuz. görsel

    direkt erişim

    bunlar haricinde google yerleşik uygulamaları ile oynayabileceğiniz bazı oyunlar da bulunuyor. aşağıdaki linklerden bu oyunlara erişebilirsiniz.

    pac-man
    solitaire
    mayın tarlası
    tic-tac-toe
    yılan

  • önce pişmanlık nedir onu iyice bir öğrenmek. yoo dostum, her hayıflanmanız pişmanlık değildir. günün birinde içine sine sine yapmış olduğun şey başka bir gün başına kabaklar patlattığında yaşadığın üzüntü de değildir pişmanlık.

    pişmanlık en başta kendinden ve yaptığın şeyden tiksinmeyi, alternatifleri reddedip kendini o hale bile isteye sokmuş olmanın getirdiği yabancılaşmayı içerir. hayatta üzülecek, baya bi kırılıp dökülecek, zaman zaman sürüneceksiniz, bunların kaçarı yok, ama pişmanlığın kaçarı var: içinize sinmeyen hiçbir şeyi çok büyük bir mecburiyetiniz, hayat memat meseleniz yoksa yapmayın.
    kişiyi en acıtan yabancılaşma kendine olandır, kendinizi yine ta kendinizden yıpranmış, ter kokmuş, yakası paçası kaymış bir tişört gibi çıkarıp atmak istemiyorsanız -işte pişmanlık tam olarak budur- yaptığınız her şey önce sizin içinize sinecek. ananızın, babanızın, kuzeninizin, komşuların, whatsapp kanka grubunuzun, iş yerindeki fatma'nın değil.

    her eyleminizde bir crush on durumu yaşayın, bu sadece aşk değil, iş, arkadaşlık, yeni bir kıyafet, gezilecek görülecek bir yer, eve alınacak bir koltuk da olabilir, ama ona tutulun.
    herkes akın akın evleniyor diye "benim bundan çocuğum olsa nasıl güzel olur" hissi yaratmayan biriyle evlenmeyin, herkes oraya gidiyor diye size çivili koltukta oturuyor hissi yaratacak yere gitmeyin, herkes alıyor diye "eve gitsem de şunu üzerimden fırlatıp atsam" diyeceğiniz o rahatsız bluzu almayın. herkes size "aaa biraz manyak galiba" diyor diye onların diliyle konuşmaya başlamayın. düşecek ama kalkacaksınız da, kimsenin yara izi bir başkasında sızlamaz, kaşınmaz, sadece uzaktan bakıp "acıyor olmalı" dersiniz, (burada yara ve iz kelimelerini yeni nesil ağlak edebiyatçılar gibi sadece aşk meşkle iniltili kullanmıyorum) sizin kendi yara izleriniz olsun yoksa öğrenemezsiniz, hem "yara izi yarayı açan kılıçtan daha etkilidir"* tecrübeyi gösterir. kendiniz olun ve sonunda batsanız da çıksanız da vurulmadığınız hiçbir şeyin peşinden gitmeyin, tercihlerinize laf söyleyen insanlara karşı mottonuz da şu olsun: "sa-na-ne a......."