hesabın var mı? giriş yap

  • şu dakikadan sonra full hm'den alışveriş yapıyorum kampanyası

    edit: link silinmiş mesajdan yazıldığı için yazıyorum. h&m lgbt+ bireyleri savunduğu için arkadaş böyle bir başlık açmıştı.

    2. edit: bir yazar şunu eklememi istemiş. "bu kampanyayı başlatan furkan adlı şahıs türlü alavere dalavare yollarıyla bankaları kandırıp bedava puan topluyodu alışveriş yapmadan ifşalamışlardı. o zaman müslümanlığı, muhafazakarlığı nerdeymiş"

  • içinde yaşadığımız dünyanın dertlerinden kederlerinden endişelerinden uzak diyalog türleri.

    *

    - çay içer misiniz?

    - tazeyse alayım.

    - değil. 4 saat 27 dakika oldu yapılalı, bokum gibi.

    - ouuvv anlıyorum, almayayım o zaman tişkürler.

    *

    - seni başka kimsenin sevemeyeceği kadar çok seviyorum ve bir ilişkiye başlamamız için bu yeterli sanıyorum.

    - madem seviyorsun çıkalım o zaman, tamam.

    *

    - pike vereyim mi oğlum üşüme öyle.

    - yok anne iyi böyle istemem pike.

    - tamam.

    *

    - pike vereyim mi oğlum üşüme öyle.

    - yok anne, puyol ver.

    - puyol gerçekten bir efsane ya, puyol bir giggs iki. bu ikisini çok seviyorum. atalım mı bir pes?

    *

    - bence beni işe almalısınız, işsizlik çok canımı sıkıyor, üzülüyorum. para da lazım.

    - haklısın valla, tamam işe alındın, hayırlı olsun.

    *

    - alo show tv mi? sizin doktorlar diye bir dizi vardı ya eskiden, onu artık her gün yayınlar mısınız? günde 10 saat doktorlar verin, bol bol kutsi verin, dayayın kutsi'yi olur mu?

    - olur.

    *

    sonuncusu araya karışmış olabilir ama yine de can sıkan her diyalogun bizim için ideal olan bir başka dünyada karşılığı olduğunu düşünmek hoşuma gidiyor, mutlu oluyorum. leibniz, haksızdın dostum diyorum, seviniyorum.

  • dünyanın muhtemelen en güvenli yerlerinden biri olan yozgatın gerçek değerinin bilenler sonucu ortaya çıkmıştır.

    lan en son savaş hititler zamanında yapılmış o topraklarda. o da çorum sınırında yani yoksa o bile olmuyomuş sen neden bahsediyosun ?

    elin milyarderi , trilyoneri güvenli yer arıyor , 3.dünya savaşında etkilenmeyecek bir yer. tabiki gidip yozgattan alacak arsayı evi. kör nokta , nereye atom bombası atılırsa atılsın etkilenmez olm yozgat. kaç yıl yaşadım o cografyada . türkiyenin ve avrupanın büyük kısmını görmüş biri olarak söyleyebilirim ki dünya üzerindeki en akıllı yatırımı yapmıştır bu yabancılar.

    şimdi burda bazıları onlar kesin yozgatlıdır filan diyolar , külliyen yalan.

  • yuan shikai öncesi çin hanedanlıklarını devamlılık göstermiş tekil bir imparatorluk sanan, bu sığ mantıkla osmanlı öncesi anadolu beylikleri dönemini de muhtemelen "anadolu imparatorluğu" olarak adlandıracak kara cahillerin, hakkında bir sikim bilmeden millete saldırdığı çin tarihindeki tek "imparatorluk".

    çin köklü bir uygarlıktır ama yukarıda anlatılan üç aylık dönem dışında hiçbir zaman bir imparatorluk olamamıştır. kaynaklarda "çin imparatorluğu/empire of china/zhonghua diguo" diye aratırsan karşına sadece 1915'de kurulmuş olan çin imparatorluğu çıkar, zart hanedanı zurt hanedanı değil. zira bunların çoğu gerçek/tek imparatorluk değil, en fazla "krallık" hatta "beylik" şeklinde adlandırabileceğimiz devletçiklerdir. qin shi huang m.ö. 221'de hesapta siyasî birliği sağladığında bile etrafta bu irili ufaklı "chaodai" olarak adlandırılan ve hiçbir şekilde qin'e bağlı/bağımlı olmayan devletçikler varlığını sürdürüyordu. 4000 yıllık çin tarihinde kendi devletine "çin imparatorluğu" demeyi akıl edebilecek sadece yuan shikai mı çıktı? sanguo döneminde bile üç farklı imparatorluk (hanedanlık demiyorum bak) vardı lan çin coğrafyasında.

    ayrıca yazıda japonya'nın adı bile objektif gerçekler dışında övgüsel bir şekilde geçmezken ad hominem'in dibine vurup kendi nickleri bile japonca iken cahilliklerinden kaynaklanan cesaretle millete yalaka demeleri de güzel ironi oluyor bu sefil kardeşlerimizin. çin kompleksli japon yalakası demiş ya la. bu çıkarıma japonya hakkında bol keseden entry girmemden vardıysa yanılıyor, zira benim alanım japonoloji. kendisi gibi bilmediğim konularda atıp tutmaktansa ekseriyetle uzmanlığım dahilinde yazmayı tercih ediyorum. hayır daha dün şu japonya'ya medeniyeti çinli bir simyacının getirdiğini savunan teoriyi anlattığım entryi girmemiş olsam inanacağım. (bkz: xu fu)

  • direksiyon sınavlarında komisyon başkanlığı ve üyeliği görevlerinde bulunuyorum. bu görevler esnasında gördüğüm ise kadın sürücü adaylarının çoğunluğunun ciddi anlamda beceriden yoksun,inatçı,telaşlı oldukları ve her durumda haklı olduklarına inanmalarıdır. kadın sürücü adayı düz yolda durduk yere kaldırıma sürüyor, son anda direksiyonu çevirip frene basıyorum ve adaya kaldığını söylüyorum
    ;kadının cevabı ise’’ aaa ne oldu ya naptım ki ben?’’ kadın sürücüye hatasını kabul ettirmek deveye hendek atlatmak gibi bir şey. bu kazada da prensesimize çok geçmiş olsun diyorum. üzülmesin bir dahakine tamamen ezer.
    tanım: dikkatsiz bir sürücüdür.

  • tefsirini de yapayım tam olsun:

    her şeyden önce bu bir kefenini sırtında taşıma hikayesidir.

    eskiden dervişler kefenlerini sırtında taşırlarmış ki ölüm, dünyanın geçiciliği aklından hiç çıkmasın, herkes de bu hakikati hatırlasın. kefeni sırtında taşıma hikayelerinin en ünlüsü de ortaokul tarih derslerinde öğrendiğimiz üzere 50 bin askeriyle 400 bin kişilik orduya saldırmadan önce kefenini sırtlayan alparslan'dır*. kısacası bu bir "ölüme hazırım" mesajıdır.

    bu geleneğin 20. yüzyıla uyarlanmış hali de sıcak havada bile ceketle gezen, dervişvari yaşam tarzından dolayı kul lakabı takılmış bir kişidir. insanların anlam veremediği bu ceketin hikmeti ortada kalan cesedin üstünü kapatmakta kullanılınca cümle alem tarafından anlaşılmakta, ceketin sırta gömlekle takım olsun diye değil kefen vazifesi görmek üzere giyildiğinin farkında varılmaktadır.

    ya kısmet, ya nasip meselesine gelirsek; kısmet ile nasip arasında şu fark vardır: kısmet belki olacak belki olmayacak olay için, nasip ise kesinlikle gerçekleşecek olan ama kime veya ne zaman denk düşeceği belli olmayan olaylar için kullanılır. o zamana kadar yatmadan önce "sabaha ya kısmet" demesinde 'uyuyup da bir daha uyanmamak var' hikmeti, her sabah kalktığında "ya nasip" demesinde de hem gün başlayınca rızkını çıkarmak için çalışmaya başlama besmelesi hem de 'bakalım ölüm bugün kimin kapısını çalacak' sorusu vardır.

    münzevi bir hayat süren kul ahmet'in yatmadan önce ve uyandıktan sonra ne söylediği mahalleli nereden biliyor orasını ben de çözemedim yalnız.

  • karşındakini en güzel aşağılayan tavsiye bu. gezi'de de kullanılmıştı bol bol. bir mihrak var. bu bizi oyunlara getiriyor. ama bizim kafamız basmıyor anlamıyoruz. bu tavsiyeyi veren abi biliyor bir tek bunları. tüm resme hakim. "kırmızılı kadın nerde?" yaaa. işte oyun. "beş günde oyun parkı yapılır mı?" aha oyunu çözdü. ama ah bu reşit ama yine de saf gençlik. ah be çocuk.

    bu muhteşem abiden ne yazık ki ülkemizde dört tane olduğundan kendisinden sürekli tavsiye alamıyoruz. mecburen kandırılıyoruz. mecburen ölüme gidiyoruz pisi pisine. "niye hdp milletvekili ölmedi?". işte komplo çözüldü. burada işin sırrı doğru soruları sormayı bilmekte. kimse kalkıp mantıklı cevap veremiyorsa haklı olduğunuz tescilleniyor. guiness'ten bir memur gelip alnınıza "aşmış" damgası basıp gidiyor. tebrikler.

    "madem evrim var niye maymunlar insan olmuyor?"

    işte komplo çözüldü. soruyu sormak yetiyor. gördüğün üzere sorunu mantıklı bir tabana oturtman gerektirmiyor soru sorman yeterli.

    alakalı olarak (bkz: dış mihrak/@ssg)