hesabın var mı? giriş yap

  • sanırım bunun feriştahı bizim okulda yaşanmıştır. efenim olay şöyle oluyor;

    okul bahçesinde maç yapılıyor. yamulmuyorsam bir taraf lise 3 bir taraf lise 2. neyse bu lise 3 sınıfının kalesinde olayımızın kahramını kayahan bulunuyor. ne yazık ki o maçta kayahan efsane goller yiyor, maç farklı bitiyor. saha kenarında ki kızlar da başlarına geleceği bilmeden 'hop hop kayahan kova kayahan' diye tempo tutup gülüşüyorlar. hatta arada top kayahan cümlesi falan da geçiyor. maç sonu aşırı derece kızmış, sinire kesmiş kayahan abimiz gidiyor kızların önüne, indiriyor şortu. sallıyor malzemeyi alın lan buna gülün diyor.

    hala aklıma geldikçe kahkahalar atmama sebep veren bu olay sonucunda kayahan abimiz okuldan atılmıştı. güzel abimizdi vesselam. kızlara ne olduğu konusunda bir bilgim yok.

  • 1504 tarihli da vinci küresi,amerika’yı gösteren bilinen en eski küredir. devekuşu yumurtasının iki yapışık alt yarısına kusursuz bir detay ile kazınmıştır.

    16 haziran 2012’de royal geographical society tarafından düzenlenen londra haritacılık fuarında keşfedildiğinde leonardo’nun eseri olduğu bilinmiyordu. hollandalı bir tüccar, onu 19. yüzyıldan kalma bir nesneymiş gibi satmaya çalışıyordu ve daha sonra, aynı gün başka bir meslektaşından aldığını ve bu nedenle eserin kaynağının bilinmediğini söyleyecekti.

    eser, iki devekuşu yumurta kabuğunun birbirine birleştirilmesiyle ve küreyi dik tutmak için alttakinin içine (yumurta akı ile yapıştırılmış) bir kalsiyum denge ağırlığı yerleştirilmiş olarak yapılmıştır.

    11,2 santimetre çapında ve sadece 134 gram ağırlığındadır. gösterilen harita gemilerin, bir volkanın, denizcilerin, bir canavarın, dalgaların, konik dağların, nehirlerin ve diğer öğelerin ve yer adlarının resimlerini içerir.

    görsel

  • birol güven'in pollyannavari öğüdüdür. şunu demiş:

    ''üniversite bitince iş bulacağınızı düşünmeyin. bulamayabilirisiniz.

    iş meselesini öğrencilik yıllarında çözün. öyle bir öğrencilik yılları geçirin ki mezun olunca işiniz hazır olsun.

    eğer fırsat gelirse okulu bırakıp işe girin. okulu nasıl olsa bir gün bitirirsiniz.''

    link

    birol sanırım türkiye gerçeklerinden habersiz. çocuklar duymasını 20 yıldır ülkeye kakalayabilen bir vatandaş olarak plazasında çayını yudumlarken ülkenin içinde bulunduğu durumu pek çözemiyor.

    yanına gidip iş talep ettiğinizde sizi kovacak adamlar gençlere kanaat önderi rolüne soyunuyor ya, çıldırmamak elde değil.

  • pkk'nın bir haftada 26 okul yakması olayının bir boyutu...

    http://m.radikal.com.tr/…ini_toplayip_yakti-1213793

    --- spoiler ---

    siirt merkeze bağlı iki köyde ilk ve orta okullara pkk'lılar tarafından molotoflu saldırı düzenlendi. okullarda çıkan yangın söndürülürken, büyük hasar meydana geldi. valilikten yapılan açıklamada anaokulu öğrencilerinin oyuncaklarının bir araya toplanarak yakıldığı belirtildi.

    --- spoiler ---

    oğlum siz nasıl insanlarsınız lan?

    ya da şöyle sorayım, siz insan mısınız?

    görev gereği ben de güneydoğu'da çalışıyorum. her gün işten eve giderken ayağında giyecek ayakkabısı bile olmayan, sokaktan geçen arabaların arkasından koşup ya da ağaca tırmanıp kendi hayatını tehlikeye atmaktan başka oyun bilmeyen çocuklar görüyorum. insanın içi sızlıyor.

    onca yokluğun içinde bu çocuklara iyi kötü bir eğitim görsünler diye bir okul yapılmış, içinde gencecik birkaç öğretmen, 5-10 taneden fazla kitabı olmayan bir kütüphane, en fazla iki sepet de oyuncak var...

    ben okumayacağım o okulda. sen okuyacaksın...
    senin kardeşin, senin kuzenin, senin çocuğun okuyacak...

    çocukken anaokulunda ne didişirdik o oyuncaklar için... bir tane kırmızı araba vardı, iki tane tahta at, bacağı kopuk gözü çıkık olmayan iki tanecik bebek...

    öğretmen bir şey anlatırdı, benim gözüm tahta atta olurdu, kimse kapmadan ben kapayım diye... hayattan başka bir beklentim, derdim, tasam yoktu ki oğlum. ben varım, at var...

    ama sizinki nasıl bir kin, nasıl bir nefret, nasıl bir vandallık?

    sizin kendi kendinize, kendi bölgenize, kendi insanınıza verdiğiniz zararı ne asker, ne polis, ne jandarma, dışarıdan gelen hiç kimse vermez, veremez...

    terörün her türlüsünü bilirim, anlarım da; oyuncak ayıdan, o ayıdan başka oyuncağı olmayan çocuklardan ne istediniz lan?

  • amazondan gelen dvd'sindeki special features'dan filmin kamera arkası notları:
    - set dekoratörünün yalancısıyım b52'leri usaf'tan hiç bir yardım almadan tasarlamışlar. durum bu olunca kokpit ve interior için başlangıç noktaları basit bir kitap kapağına basılı bir b52 kokpiti fotoğrafı imiş. ancak film setini medyaya açtıklarında usaf'tan temsilciler de gelmiş ve bembeyaz olmuşlar. çünkü her detay hemen hemen aynıymış. kubrick bunun üzerine dekoratörü arayıp, arayıp "ulan, uçağın iç tasarımı için değerlendirdiğimiz kaynaklar tamamen yasal mı? bir teknoloji casusluğu skandalı hiç hoş olmaz" demiş.

    - filmin montajı bitim aşamasında sidney lumet'in aynı temayı işleyen fail-safe'i çekmekte olduğunu öğrenen kubrick dava açarak kendi filmi gişeden çekilene kadar rakibin gösterimini durdurmuş.

    bu ikinci filmin fragmanına bakarak yapılacak bir karşılaştırma ile o günün teknolojisi ile strangelove'ın yönetmenlikten oyunculuğa senaryodan set tasarımına her sahnesinde ne denli dahiyane farklı olduğu daha iyi anlaşılabilirmiş.

    - başta peter sellers aslında kendi istemese de kubrick'in ısrarıyla b52komutanı bnb. t.j. 'king' kong'u da canlandıracakmış . teksas aksanıyla konuşmayı oldukça çalışmış. ancak çekimler sırasında yüksek bir platformdan düşerek bacağını kırınca kubrick slim pickens'ı bulmuş. gençliğinde gerçekten de bir teksas kovboyu olan ve hayatını westernlerde oynayarak kazanan pickens filmde kendisi gibi davranarak sinema tarihinin en canlı karakterlerinden birini yaratmış. bu film için ingiltere'ye uçmak zorunda kalan pickens ilk defa pasaport almak için başvuruda bulunmuş. pickens kovboy giysileriyle sette göründüğünde filmin ingiliz ekibi onun method* pratiği yaptığını sanmışlar. sonra anlaşılmış pickens, giyim tarzı dahil herşeyiyle gerçek bir texan hillbilly'dir. kubrick'in yönetmenlik tarzı ve mükemmeliyetçi detaycılığı pickens'i öyle bezdirmiş ki ünlü usta onunla "the shining" (1980)'deki dick hollaran karakteri ile birkez daha çalışmak istediğinde bunu reddetmiş.
    http://www.imdb.com/name/nm0001620/bio

    - b52'nin uçuş rotası için bir uçak kiralanarak grönland üzerinde günlerce süren çekimler yapılmış. bunlardan biri sırasında çekim ekibi tesadüf eseri bir amerikan gizli üssünü fotoğraflayınca inişe zorlanarak koğuşturulmuş.

    - savaş odası tamamen kubrick'in tasarımıymış. film siyah beyaz olmasına rağmen odanın en belirgin detayı olan devasa yuvarlak masanın dev bir poker oyunu hissi vermesi için yeşil çuhayla kaplanmasında ısrar eden de oymuş. ronald reagan bunun sadece kubrick'in dimağının bir eseri olduğunu, gerçekte bir war room olmadığını başkanlık seçimlerinden sonra beyaz sarayı gezerken "şu meşhur war roomu bir görelim" dediğinde öğrenmiş.

    - peter seller'ın filmdeki hemen bütün tiradları doğaçlamaymış. sellers başta, abd başkanını kriz boyunca burnunu silen ve astımı olan bir karakter olarak yorumlamış. ama kubrick bütün karmaşa içinde olan bitenin olası sonuçlarına ciddiyetle yaklaşan tek karakter olmasında ısrar edince bu sahneler yinelenmiş.

    - filmin öyküsü de kubrick'e aitmiş. filmi önce bir drama olarak çekmek isteyen kubrick birden en vurgulayıcı senaryonun bir satirik komedi olması gerektiğini hissetmiş. bunun üzerine terry southern'ı ingiltere'ye çağırmış ve senaryoyu birlikte yazmışlardır