hesabın var mı? giriş yap

  • bilim insanları yapay zekayı kullanarak 60 yılı aşkın süredir ilk kez yeni antibiyotikler keşfetti

    yapay zekânın (ai) kullanımı tıp söz konusu olduğunda oyunun kurallarını değiştiriyor ve bu teknoloji bilim insanlarının 60 yıl sonra ilk yeni antibiyotiğin kilidini açmasına yardımcı oluyor.

    her yıl dünya çapında binlerce kişinin ölümüne neden olan ilaca dirençli bir bakteriyi öldürebilen yeni bir bileşiğin keşfi, antibiyotik direncine karşı mücadelede bir dönüm noktası olabilir.

    massachusetts teknoloji enstitüsü'nde (mit) tıp mühendisliği ve bilim profesörü ve çalışmanın yazarlarından biri olan james collins yaptığı açıklamada, "buradaki içgörü, belirli moleküllerin iyi antibiyotikler olacağına dair tahminlerini yapmak için modeller tarafından neler öğrenildiğini görebilmemizdi" dedi.

    "çalışmamız, kimyasal yapı açısından bugüne kadar sahip olmadığımız şekilde, zaman açısından verimli, kaynak açısından verimli ve mekanik açıdan anlayışlı bir çerçeve sunuyor".

    sonuçlar bugün nature dergisinde yayınlandı ve 21 araştırmacıdan oluşan bir ekip tarafından ortaklaşa yazıldı.

    projenin arkasındaki ekip, yeni bileşiğin aktivitesini ve toksisitesini tahmin etmek için bir derin öğrenme modeli kullandı.

    derin öğrenme, açık programlama olmadan verilerden özellikleri otomatik olarak öğrenmek ve temsil etmek için yapay sinir ağlarının kullanılmasını içerir.

    potansiyel ilaç adaylarının belirlenmesini hızlandırmak, özelliklerini tahmin etmek ve ilaç geliştirme sürecini optimize etmek için ilaç keşfinde giderek daha fazla uygulanmaktadır.

    bu vakada araştırmacılar metisiline dirençli staphylococcus aureus'a (mrsa) odaklandı.

    mrsa enfeksiyonları, hafif cilt enfeksiyonlarından zatürre ve kan dolaşımı enfeksiyonları gibi daha ciddi ve potansiyel olarak yaşamı tehdit eden durumlara kadar değişebilir.

    avrupa hastalık önleme ve kontrol merkezi'ne (ecdc) göre, avrupa birliği'nde her yıl yaklaşık 150.000 mrsa enfeksiyonu meydana gelirken, antimikrobiyal dirençli enfeksiyonlar nedeniyle blokta yılda yaklaşık 35.000 kişi hayatını kaybediyor.

    mıt araştırmacı ekibi, genişletilmiş veri kümelerini kullanarak kapsamlı bir şekilde genişletilmiş bir derin öğrenme modelini eğitti.

    eğitim verilerini oluşturmak için yaklaşık 39.000 bileşik mrsa'ya karşı antibiyotik aktiviteleri açısından değerlendirildi. daha sonra, hem elde edilen veriler hem de bileşiklerin kimyasal yapılarına ilişkin ayrıntılar modele girildi.

    "bu çalışmada yapmak istediğimiz şey kara kutuyu açmaktı. bu modeller, sinirsel bağlantıları taklit eden çok sayıda hesaplamadan oluşuyor ve kimse kaputun altında neler olup bittiğini gerçekten bilmiyor," diyor mıt ve harvard'da doktora sonrası araştırmacı ve çalışmanın baş yazarlarından biri olan felix wong.

    potansiyel ilaçların seçimini iyileştirmek için araştırmacılar üç ek derin öğrenme modeli kullandılar. bu modeller, bileşiklerin üç farklı insan hücresi türü üzerindeki toksisitesini değerlendirmek üzere eğitildi.

    araştırmacılar, bu toksisite tahminlerini daha önce belirlenen antimikrobiyal aktivite ile entegre ederek, insan vücuduna en az zarar vererek mikroplarla etkili bir şekilde mücadele edebilecek bileşikleri belirledi.

    bu model seti kullanılarak, piyasada bulunan yaklaşık 12 milyon bileşik tarandı.

    modeller, moleküllerdeki belirli kimyasal alt yapılara göre kategorize edilen ve mrsa'ya karşı öngörülen aktiviteyi sergileyen beş farklı sınıftan bileşikleri tanımladı.

    daha sonra araştırmacılar bu bileşiklerden yaklaşık 280 tanesini elde etmiş ve laboratuvar ortamında mrsa'ya karşı testler gerçekleştirmiştir. bu yaklaşım, aynı sınıftan iki umut verici antibiyotik adayını belirlemelerine yol açtı.

    biri mrsa deri enfeksiyonu, diğeri mrsa sistemik enfeksiyonu olmak üzere iki fare modelini içeren deneylerde, bu bileşiklerin her biri mrsa popülasyonunu 10 kat azalttı.

    kaynak; euronews.text

    makale

  • şimdi bu sayfanın tinder vb. date uygulamalarından ne farkı var. nesi rezalet nesi kepazelik.
    kendi despot kafanızla bir kalıba soktuğunuz insanları yine kendi değer yargılarınızla yargılamaktan vazgeçin ammınakoduklarım.

  • konuşacak konu kalmayınca cepteki iddaa kuponunu iki parmak arasına sıkıştırıp elin tersiyle masaya, kızın önüne fırlatmak suretiyle "aha bak tek maçtan yattı dün akşam" demek de bunlara örnektir.

  • bir kişi de gerçek olayları yazmamış ya vay arkadaş.

    uzan grubu bilindiği üzere imar bankasının sahipleriydiler, ya da teknik şekilde ifade etmek gerekirse hakim ortağı idiler. imar bankası aracılığıyla bir çok ihale kazanıp kısa sürede olması gerekenden çok fazla büyüdüler. ancak kriz döneminde bir çok banka olduğu gibi imar bankası da yalan oldu. üstelik bu yalan olma sadece krize bağlı değil yolsuzluğa bağlıydı. çok ayrıntılara girmeyeyim ama kısaca ifade etmek gerekirse, bankanın açıklamış olduğu rakamlarıyla gerçek arasında ciddi farklılıklar vardı. hem öz kaynakları hem de diğer kalemlerin tamamı gerçekte olandan farklıydı. bütün bunlar bankaya tmsf el koyduktan sonra ortaya çıktı.

    sonra ne mi oldu. bankaya el koyan tmsf hem mevduat sahiplerine hem de bankanın borçlu olduğu diğer kişi ve kurumlara borçlandı. uzan grubuyla bir çok kez masaya oturuldu ve borçların tahsili istendi. tam bunlar olurken de motorola ve nokia şirketleri uzan grubunun kendilerini dolandırdığını ve alacaklarını tahsil etmek istediklerini söylediler. rakamlar inanılmaz. motorola'yı 2 milyar dolar, nokia'yı da yaklaşık 300 milyon dolar dolandırmış adamlar. gerisi malum, hem motorola hem de nokia takip eden süreçte battılar, batmaya yaklaştılar. tüm bunlar olurken, borçlarını ödemeye çalışmak yerine siyasete atılmaya karar veren cem uzan beyefendi artık neyin kafasını yaşıyorduysa siz karar verin.

    deniyor ki muhalefete başladı sonra şirketleri elinden alındı. hayır efendim adamın dolandırmadığı kimse kalmadığı için şirketlerine el kondu. telsim'in satışından elde edilen 4.55 milyar dolarlık paranın 2 milyar doları direk motorola'ya gitti zaten.

    ha şunu diyorsanız katılırım. bu süreçler çok hızlı oldu çünkü adam muhalifti. eyvallah kabul ederim de arkadaşlar ister bir kaç yılda olsun, ister 5-10 yılda olsun tüm olanlar er yada geç olacaktı zaten.

    daha meraklı arkadaşlara tavsiyem muhtelif gazete ve televizyonların arşivlerine bakmalarıdır. bazı durumları okuyup gördüğünüzde bence çok şaşıracaksınız.

  • bu arkadaş dün amerika galibiyeti sonrası zehra'ya ''maç içinde zaman zaman düşüş yaşadın'' diya başlayan anlamsız saçma sapan, gerçekle alakası olmayan bir soru sorup daha teri kurumamış kızı ''düşüş yaşadığımı düşünmüyorum'' diye savunma yapmak zorunda bırakarak sevincinin içine sıçan arkadaş değil mi?

    kardeş sizi seçerek falan mı alıyorlar? canlı yayında kızın yüzü değişti lan...

  • chp’li başkan tarafından yönetilen bir ile misafir olduklarında il valisini, akp’li bir ile misafir olduklarında belediye başkanını konuk eden program.. herifler çanakkale’ye geldiklerinde 20 yıllık belediye başkanı yerine 1 aylık valiyi konuk ettiler. bursa çekimlerine bakıyorsun konuk alinur aktaş.. bu kadar mı korkuyorsunuz lan reisten? :) yemek programlarını da izlemiyordur herhalde..

  • benim bir arkadaşım var, tanıdığım en kişilikli ve düzgün adamlardan biri. kadıköy'de tekel bayisiyken biri aklına girdi bar açtırdı bu adama. adam tuncelili, öyle bar ortamını gece hayatını bilmiyor, sevmiyor da... neyse, saflığı (salaklık anlamında değil, oldukça cindir kendisi) ve samimiyeti sayesinde açtığı yerin müdavimleri oluştu dört yılda...

    bir şeyler oldu, 3-4 ay uğrayamadım, neyse sonunda gittim yanına. dedim, nasılsın? dedi, sorma çok fenayım. dedim, hayırdır? dedi, çok fena bir şey olmuştur bana... dedim, delletme insanı, ne oldu yahu, anlatsana? başını öne eğdi, "aşık oldum" dedi utanarak...

    memlekete gittiğinde bir kadına vurulmuş. barı kapatıp kapatıp memlekete kaçıyormuş.

    "geçen eve gidiyordum. minibüsten inemedim, bir baktım sabiha gökçendeyim. ilk uçağa atladım elazığ'a gittim, oradan dersim'e geçtim. sevdiğim kadını iki saat görüp geldim..."

    adam her hafta tunceli'ye gidiyor. hiçbir şey beklemiyor, sadece bir ihtimal sevdiği kadın da onu sever diye umuyor.

    biz de dinlerken yutkunuyoruz arkadaşımla... "maltepe-beylikdüzü arası mesafe çok şekerim" diye lokasyon sorunu yüzünden başlamadan biten ilişkiler geçiyor gözümüzün önünden...

    adam gözümüzde adeta "parka gidecekmiş iki gözümün çiçeği" diyen bir yarı tanrı, adeta bir vecihi, o paraya öküz alırız diyen anasını sallamayan bir feyzo, sevda'ya sevdalı bir muhsin bey...

    her kazıktan sonra, "aşk ne ki, hofff!" desek de var böyle bir şey, böyle yaşayanlar...

  • ahmet nur çebi'ye en büyük tepkiyi zaten beşiktaş taraftarları koydu. şu an bu konuların konuşulması gerçekten utanç verici. rica ediyorum başkanın yakınlarındaki kişiler biraz sustursun başkanı. ekstra puan verilecekse de verilir, şu an zamanı değil bunların.