ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
atm'den 10 lira para çeken insan
-
öğrenim kredisiyle yaşayan öğrencidir. on lirayla yumurta ve ekmek alıp evdeki aç arkadaşlarını doyuracaktır.
cahillerin daha dürüst insan olması
-
herhalde dunya tarihinde cahilligin bu kadar ovuldugu bir donem olmamistir. o da 2000'lerin turkiye'sine denk geldi. bizdeki de sans.
türk sinema tarihindeki en efsanevi replik
-
(bkz: canım kardeşim) hastalığını öğrenen kahraman ile arkadaşı arasındaki konuşmadır benim için.
-bana bak, sana bir şey söyliyim mi?
-söyle
-kimseye söylemek yok ama!
-iyi ya söylemem.
-yemin et bakiyim.
-valla billa söylemem.
-ben ölücekmişim.
-ne var oğlum bunda yemin ettiricek?
- hiiiiç..ama abimle halit abim “duydun mu?”
diye bağırdılar akşam bana. ben de korkudan “duymadım” dedim.
-sen sahiden ölürsen bilyeler nolucak?
-ne biliyim ben.
-bana versene?
- iyi ya, ölünce abimden alırsın.
-yaşşa ulan.
edit: son cümle eklendi. @hamsikola ve @gunebakandolmakalem'e uyarıları için teşekkürler.
cheesecake factory'nin türkiye'de izin alamaması
-
gdo'lu ürünler bir çok gelişmiş ülkede yasak, ülkemizde bu oluşum bu yüzden izin alamadıysa valla ilk defa ülkemizde güzel işlerinde yapıldığını gördüm.
kadınları çekici yapan detaylar
-
"çevrem kalabalık olsun, çeşitlilik olsun, hem bakarsın bir gün zorda kalırsam sevgilim olur" diye değil, gerçekten ilgilendiği, değer verdiği için hal hatır sorması, bir kuru "nasılsın"ını eksik etmemesi. evet çekici yapar, çekici olan birinin sevgili olma zorunluluğu da yok di mi kukişler?
kedilerin gariplikleri
-
kar, kış, ayaz derken yüzüm biraz kurudu. ben de kremden falan çok hoşlanmadığımdan, zeytinyağı süreyim dedim. iki gündür köşe kapmaca oynuyoruz bizim sıpayla. manyak mıdır nedir, önüne yağ koysan dönüp bakmaz, yüzümdeki yağa taktı kafasını. yalamadan rahat duramıyor. mır mır gurr kır kır mırr mır diye kovalıyor beni. yakaladığında kucağıma atlayıp yalamaya başlıyor. pis sapık! ananım ben senin!!!
elif aslı yıldız tunaoğlu
-
hanımefendinin instagramında 5 dk gezince bir arkadaşımı hatırladım. pendikte bir gecekonduda yaşıyorlardı. çok büyük bir şirkete sekreter olarak girdi ne yaptı ne etti 6 ay içinde şirketin sahibini kafaladı evlendi. aynı bu abladaki gibi 20-30 yaş fark var. ondan sonra yüce dağları ben yarattım tribinden çıkamadı. konuşurken ben bu şirkete ömrümü verdim diyor 2 gün gitmesem batar diyor. terfi etti tabi muhasebe müdürü gibi bir şey oldu. en son birlikte happy moonsa gittiğimizde garsona benim yemeğimi herkesten önce getireceksin!!! deyince son görüşmemiz oldu.
bu ablamızda da onu hissediyorum bir şeyleri hazmedememiş gibi. sürekli tüm postlarda ben buraya tırnaklarımla kazıya kazıya geldim imajı vermeye çalışıyor da içi boş çok belli.
-yazan arkadaşa telafi edebiliriz bir aksaklık olmuş olabilir deseydi bugün kimse bunları yazmayacaktı ama onun yerine arkadaşın yaşadığı evin neminden( yani sen fakirsin rutubetli evde oturuyorsun diyor ) bahsetmeyi daha uygun görmüş. kibir en büyük günah.
abstract the art of design
-
netflix'in sekiz bolumluk belgesel serisi. her bolumunde farkli bir alandaki tasarimciyi ve tasarimlarini konu aliyor. bu kadar basarili isler ortaya cikarmis insanlarin soyledikleri, yasantilari, dusunce bicimleri cok etkileyici. a4 boyutundaki bir derginin kapagindan kocaman bir yapiya, olcekler farkli ama urunlerin tumu arkasinda buyuk anlamlar barindiriyor. her bolum birbirinden ilham verici.
bolumler ve tasarimcilar da su sekilde:
1. bolum: illustrator christoph niemann
2. bolum: ayakkabi tasarimcisi tinker hatfield
3. bolum: sahne tasarimcisi es devlin
4. bolum: mimar bjarke ingels
5. bolum: otomobil tasarimcisi ralph gilles
6. bolum: grafik tasarimcisi paula scher
7. bolum: fotograf sanatcisi platon
8. bolum: ic mekan tasarimcisi ilse crawford
eskisi gibi kaliteli olmayan ürünler
-
bana göre; (bkz: algida)
seneler evvel çok kaliteli, çok lezzetli diye tüketirdim. sonra, herkesin pancar şekerini bırakıp mısır şurubu şekeri kullanmaya başlamasını normal karşılıyoruz da artık, o yetmezmiş gibi bir de bunların paketlerinde "dondurma" yazmadığını/yazamadığını ve sebebinin de hiç süt kullanmıyor olup her şeyi süt tozu ve su ile yapmaları olduğunu öğrendiğimde bitti benim için.
edit: imla
ağzındaki sakızı balon yapan kızın asıl amacı
-
ağzındaki sakızı şişirip şişirip arsız arsız da patlatıyorsa tam bir şımarıktır.
kan stoğu olmadığı için ameliyatların ertelenmesi
-
düşünün tüm ülke sizden nefret ediyor. ama ülkedeki tek adam, reis sizi seviyor ve sayıyor. sırf bu sebeple size hiçbir şey olmuyor ama insanlar canından oluyor. işte niye akp’nin oyları düşmüyor diye merak ediyorsunuz ya? reis’in iyi tarafında olmak bu kadar karlı bir iş. sizin ufak çıkarlarınızın insanların canından daha değerli olduğu bir düzen, bencil ve cahil insanlar için cennettir.