hesabın var mı? giriş yap

  • hantavirüs, doğada bulunan pek çok virüsten zararlı olan bir virüs çeşidir. bunyaviridae ailesinden bir rna virüsüdür. kırım kongo kanamalı ateş ile aynı familya'da yer alır. koronavirüs ile çok fazla kıyaslayanlar var, aralarında çok büyük farklar var.

    fareler ve diğer bazı kemirgenler hantavirus taşıyıcısıdır, kemiricilerde kronik asemptomatik bir enfeksiyon oluşur. virüsler en yoğun olarak hayvanın dalak, böbrek ve daha çok da akciğerlerinde yerleşir. virüsü taşıyan kemiricilerin idrarı, dışkısı ve sekresyonları çevreyi ve ortam havasını enfekte edebilir. bu sebeple de insanlara bulaşabilir. özellikle farelerin olduğu bölgelerde çok sık görülür, yeni bir virüs değildir.

  • valla bence sanki böyle daha iyi.hükümet falan da kurulmasın..
    tayyip olur da erken seçime gidilirse, akp daha fazla oy kaybetmesin diye lak lak konuşamıyor..
    kavga yok gürültü yok eskisi kadar. kafa rahat amk..

  • lisedeyken, yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmeyen, okul hatıralarında her daim adı geçen, kankam diye seslendiğim, öğretmenden bile beraber tokat yediğimiz, sıra arkadaşım, can yoldaşım, dost bildiğim, sinan isminde bir arkadaşım vardı. liseden mezun olduğumuz yıl trafik kazasında kaybettik kendisini. çok acı bir ölüm yaşadık. cenaze evinde annesinin ve babasının bana, kendi oğullarıymışım gibi sarılışını asla unutamam.

    sinan bir ara hırka almıştı kendisine. üst kısmı açık gri, alt kısmı ise koyu gri olan, bu iki gri geçişin arasında ise üç tane beyaz çizgi vardı. çakma adidas hırkalı diye dalga geçerdim hep.

    bugün sinanın babası dükkanın önünden geçti. 20 yıl sonra ilk kez gördüm. tanımadı beni. ağzı hareket halindeydi. sanırım dua ediyordu içinden. ve üzeride sol kolunun bir kısmı delinmiş olan rahmetli sinan’ın hırkası. kahroldum. babasının hala acı çektiğini düşündükçe ve kendi oğlum aklıma geldikçe iyice kahroldum.

    limited edition : debe listesine 50.sıradan girmişiz. ilginiz için teşekkürler.

  • vay arkadaş adam ülke topraklarından belki de internetle alakalı çıkmış en orjinal fikri, başka bir sitenin kopyası haline dönüştüreceğini gururla anlattı ya la! vizyonsuzluk budur heralde. sözlüğe yaz işte bunu, başka hiç bir açıklamaya gerek yok. vizyonsuzluk iki nokta üst üste başak purut. ne kadar vizyonsuz zevksiz iş bilmeyen adam varsa bir yerlerde yönetici zaten bu memlekette niye şaşırıyorsam bende, peh!

  • neyse ki kendi halinde yoluna devam eden insanlara zararı olmamış. tertemiz gitmiş. darısı diğer magandaların başına...

  • mission : impossible (türkçe gösterim adıyla 'görevimiz tehlike'), istanbul'u fetheden ve 380 yıl boyunca imparatorluğun idare merkezi ve padişahların resmi ikametgahı olacak olan topkapı sarayı'nı 1478 yılında inşa ettirmiş olan osmanlı padişahı 'fatih sultan mehmed'in dolaylı katkılarıyla, önce televizyon ekranlarında dizi olarak, sonrasında da beyazperdede film olarak karşımıza çıkmış ve çıkmaya devam eden görsel seridir görsel .. 'kardeşim olur mu öyle şey, ne alakası var' diyor olabilirsiniz .. siz de haklısınız elbette ama şakayı bir kenara bıraksak bile, yabana atılmayacak bir 'alaka' için lütfen aşağıya buyrun :

    amerikan televizyon dünyası, 1978 mayıs'ında, santa barbara (california) açıklarında düşen bir cessna 337 skymaster uçağının enkazında hayatını kaybeden 2 yapımcının haberiyle çalkalanır .. ölenler 'bruce geller' ve 'stephen gentry'dir .. görsel ..

    konu, 'bruce geller' ile alakalı olduğu üzere bir miktar kendisinden bahsetmekte fayda var görsel : 1930 doğumlu 'geller', psikoloji ve sosyoloji eğitimi gördüğü 'yale' üniversitesi'nden 1952 yılında mezun olur ve 1953'ten itibaren de çeşitli şov ve dizilere senaryo yazmak suretiyle televizyon endüstrisine, arka planda, ismi pek duyulmadan hizmet eder .. ta ki tv dünyasındaki şöhretine ulaşacağı 1966 yılına kadar ..

    hani bir film izlersiniz ve dünyanız değişir ya .. gerçekten de 'bruce geller', 1964 yılında, dünyasını tamamiyle değiştirecek bir film izler ve filmin konusundan ilham almak suretiyle bir dizi senaryosu yazmaya başlar .. izlemiş olduğu film, eskiden bir saray olan bir müzede yapılacak olan bir soygun ve soygunu gerçekleştirecek olan profesyonel mücevher hırsızı bir çift ve bu çiftin bir araya getirdiği bir alarm uzmanı, bir sirk akrobatı ve hasbelkader bu gruba dahil olmuş olan basit bir dolandırıcının hikayesini anlatmaktadır .. fazla uzatmadan sadede gelirsek film, 1964 yılı yapımı, yönetmenliğini 'jules dassin'in yaptığı ve 'en iyi yardımcı erkek oyuncu' dalında 'peter ustinov'a oscar kazandıran 'topkapı'dır görsel ..

    bruce geller'ın, filmden ilham alarak oluşturmaya başladığı dizi senaryosu için ilk başlarda düşündüğü isim 'briggs squad' (briggs'in takımı) .. emekli bir yarbay ve onun komutasında, her birinin farklı yeteneği olan eski özel harekat askerlerinden oluşan bir görev gücünü konu alıyor öncül taslak .. fakat yapımcı şirketle konuyu istişare ettiği süreçte senaryo, geçmişleri belli olmayan ama ana konunun, devlet yararına yapacakları işlere odaklanmış ama eğer kimlikleri ortaya çıkarsa devlet tarafından tanınmadıkları ilan edilecek olan ve bünyesinde dişi unsurlar da barındıran bir grubun hikayesine evriliyor ve sonuçta yapımın ismi canlanıyor : mission : impossible .. 1966-1973 yılları arasında yayınlanmış olan dizinin, efsane bir lalo schifrin bestesi olan intro müziğinin başlangıcında kibriti ateşleyen eller, dizinin yaratıcısı bruce geller'a ait görsel .. 1969 - mission impossible intro

    yıllar yıllar sonra, yapım haklarını satın alarak, senaryoyu bir film serisine dönüştüren tom cruise, ilham kaynağı olan 'topkapı' filmini hiç anmıyor mu ? elbette anıyor .. brian de palma yönetmenliğinde çekilen, serinin ilk filminde, tom cruise'un cia merkezinden ajan listesini çaldığı sahne, aslına bakarsanız 'topkapı' filminin son 20 dakikasında topkapı sarayı'nda yapılan soyguna bir saygı duruşu görsel görsel ..

    mission : impossible haricinde birçok filme ('ocean's eleven' da dahil olmak üzere) ilham kaynağı olan ve 1960'lardan mükemmel istanbul manzaraları içeren 'topkapı' filmini türkçe altyazılı izlemek istiyorsanız : topkapı - türkçe altyazılı

    kaynak : nytimes, imdb, en.wikipedia, youtube, mercuire.blogspot, newspapers.com, filmaffinity, spymovienavigator .. türkçe kaynak kullanılmadı ..

  • ezgi'nin kocası olsam stüdyoyu palayla basardım aq.kadın klibin birebir aynısını yapmış,mimikleri bile uydurmuş.sezen aksu hep böyle değildi belki bir klipte olabilir falan diyorlar.ulan hande yener sanki sürekli mavi saçlı veya ayşenur'un canlandırdığı romeo şarkısındaki gibi dolaşıyor.adamı delirtmeyin allahsızlar.

  • şu soruyla olayı derinlemesine tepiklemek istediğimiz bir yargı : kaç gecelik ilişki aldatmaktır peki? ahksahgkgfk hesaba bak, gece sayısına göre pansiyonculuk yapıyo sanki adam. dostum o iş gündüz de olsa, gece de olsa, 3 saat de sürse, 5 dakka da sürse, yanında da yatsan, kalkıp evine de gitsen aldatmaktır. yani aldatmanın manifestosu var da biz mi bilmiyoruz? yapmayın gözün sevem. bazı şeylerde felsefe aramayı bıraksanız aslında yaşamak için bir hayli zaman dilimi artıyor.

    yani bir de bunu söyleyen adamın bu tür açıklamalar yapacak tıynette olduğunu sanmıyorum. doğrusunun bu olduğuna inanıyorsa kimseye laf anlatmak için uğraşmaz ki?

    ama tek gecelik ilişki aldatmaktır yani onu diyim ben.

    insanımız modernleştikçe niye bu kadar salaklaşıyor anlamak mümkün değil

  • en son bu cümleyi kurduğumda;

    "madem öyle hanımefendi, cuma 10-11 arası halı saha maçı var. kaleye yazdım seni. gol yersen dağıtırım kafanı" cevabını almıştım. bir daha da sarfetmedim tabi. hey gidi hırçın tsubasa.

    deb editi: yenercan sözlük seni çok sevdi. ota boka penaltı deyip maçı kaybetmek pahasına bana attırdığın 23 golü bilmiyorlar tabi.