hesabın var mı? giriş yap

  • enid karakterinin yasadigi sorunlarla, bir sekilde film' in anlatmaya calistigi olay: hayata uyum saglamanin ne kadar zor oldugudur. hayatta insanin iki secenegi olur, birinicisi herkes gibi olup, toplumun sizden bekledigi norm lara ayak uydurup herkes gibi giyinip, konusup,davranmak, kisacasi toplumun yarattigi binlerce klondan biri olmak. ikincisi ise ; topluma karsi tek basina direnen bir birey olmak. filmde enid, liseden daha yeni mezun olmus, hayatta ne yapacagini daha karar verememis, asiri mutsuz bir kizdir. enid, toplumdaki normal zekanin uzerindeki bir cok insan gibi, etrafinin geri zekalilarla cevrilmis oldugunu dusunmektedir( ve haklidir da). film boyunca enid, etrafindaki insanlar gibi hic bir sey dusunmeden bir bitki gibi yasamak yerine, hayata bir anlam aramaktadir, fakat tahmin edildigi uzere bir turlu bunu bulamaktadir.enid'in hayata anlam bulmak icin ciktigi yolculuk, bir cok insanin daha once cikmis oldugu ve bir cogunun da zafer kazanmadan geri donmus oldugu bir yolculuktur. enid'in trajik yolcugulu da nitekim zafer kazanmadan sonuclanmaktadir. toplumun, ailesinin, arkadaslarinin uzerine yiktigi sorumluluklardan bunalmis olan enid artik sadece dunya uzerinden yok olmayi dilemektedir.

    enid' in en buyuk sorunu, onu anlayan birinin olmamasidir; ve her yaptigi ya da soledigi sey herkes tarafindan yanlis anlasilmaktadir. kisaca, enid bir cok insanin icinde bulunan hic bir yere baglanamama duygusunu temsil etmektedir. aslinda enid'in yasadigi sorunlar bireysel sorunlar deil, toplumsal sorunlardir. ozetle, durum sudur, enid' in sorunlarinin sorumlusu; icinde hapsolmus oldugu "hayalet dunyadir".

    bir cok insan filmi izler, hatta bazilari film i sever bile, fakat enid'in neden mutsuz oldugunu bir cok kisi anlayamaz ve de filmin kotu yazilmis oldugunu iddia eder. ne yazikki durum bunun tam tersi dir, film'in senaryosu muhtesem bir sekilde yazilmistir. film kesinlikle toplumun her kesimininden insana hitap eden bir film deildir. film, bir cok american filminin aksine, izleyiciye herseyi bir bir anlatmaz, bunun tam tersine izleyicinin bir cok seyi kendi basina anlamasini bekler. kanimca bu da filmi daha gercekci yapmaktadir. filmin tam olarak anlasilmasi icin, enid karakterinin piskolojik durumu ve icinde bulundugu bunalimin nedenleri anlasilmalidir. ve bunu anlamanin tek yolu ise enid in yasadigi zorunlarin bazilarinin, ya da benzerlerinin, birey tarafindan da yasanmis olmasidir.

    aslinda, film toplumun farkli olan bir bireye ne kadar acimasiz oldugunu gosteren, toplumun neredeyse her parcasini elestiren, bir manifestodur. film bir nevi insanlara icinde bulunduklari uykudan uyanmalari icin ciglik atmaktadir. cunku yasadiklari tek duze hayati hic bir sekilde sorgulamadan yasayan insanlar, bir gun uyanacaklar, ve bir cogumuzun farkinda oldugu, su anda yasadigimiz anlamsiz "hayalet dunyanin" farkina varacaklardir. iste o zaman enid'in yok olma istegini anlayacaklardir.

  • televizyonda evlilik programı var. ben de babama takılıyorum:
    + babaa varya sen gitsen şu programa bi sürü talibin gelir.

    babam da gaza geliyor:
    - 47 yaşındayım, emekliyim. evine ailesine bağlı bir insanım. kumral, yeşil gözlüyüm...

    annem diğer odadan "noluyor orada" diye bağırmaya başlayınca babamın taliplerine seslenme şekli biraz daha değiştiriyor:
    - evliyim, dünyalar güzeli bir eşim var. taliplerimi bekleyemiyorum :(

    adamın yüzü bildiğin üzgün smiley oldu. yirim.

  • fi tarihinde kordondayız, çimlere yayılma muhabbetin belini kırma vaziyetindeyiz. gelen geçen kalabalık baya yaz günü idi. bir izmir dilberi yan taraftaki potansiyel ismail yk fanatiği tiplerin yanındaki banka oturur. tabi bu yağız delikanlılar hemen pazar keyfi tadında bir kıyafet yorumuna girişirler. derken o muhteşem laf atma gelir la haso bir yeşillik bulsak da üstüne otursak. şair burada dilberin yeşil ağırlıklı kıyafetine dikkat çekmektedir. derken dilber işitir bu sözü. elini çantasına atar ve bir milyon çıkarır ve gençlere atar. alın bunla salatalık alın o da yeşil üstüne oturursunuz. ayar konusunda ankaralı namık'la yarıştığı tarafımızca tescil edilir. ayakta alkışlanır derken gözden kaybolur.

  • + hello sir, i am calling you on behalf of mr.topal
    -mr who?
    +topal
    -could you please spell it?
    +yes sir :

    "t" as train
    "o" as oslo
    "p" as prince
    "a" as arthur

    and

    "l" as lüleburgaz...

  • babam devlet memuruydu. ayın 15'nde maaş yattığı zaman ne yapar ne eder izin alır beni de yanına çağırırdı, okul olmadığı saatlerde. daha sonra beraber sırasıyla; su, elektrik ve telefon faturaları yatırırdık. ki şu an faturaları düzgün yatırma alışkanlığım buradan gelir. neyse.

    işin en güzel ve saçma olan kısmına gelirsek; her şeyi bitirdikten sonra mutlaka bana iskender ısmarlardı o maaş gününde. ama şöyle bir şey vardı. ben yerdim o karşımda her zaman ben aç değilim sen ye derdi, beni izlerdi. nereden bilebilirdim ki o zaman ki çocuk aklımla paranın yetmediğini, kendini boğazından kesmekten imtina etmediğini. ah be babam. özlüyorüm o günleri.

    yıllar yıllar geçti şimdi paramızı kazanıyoruz çok şükür. allah babamızı başımızdan eksik etmesin de geçmişte yiyemediği her şeyin acısını çıkarıyor şu an babam. baba çikolata alıyorum bana da al, baba muz alıyorum bana da al, baba magnolia alıyorum; ismi ilginçmiş bana da al. sen başımızda ol her şeyi önüne sererim babam. vefat etmiş babalara allah rahmet eylesin. babaları sevin, sarılın.