hesabın var mı? giriş yap

  • hikayemizde evli bir çift, bu evli çift ile aynı evde yaşayan adamın annesi ve daisy isimli bir de köpek var. bu çiftimizin yurt dışına çıkması gerekir ve valide hanım da yaşlı olduğu ve köpeği gezdiremeyeceği için, kaldıkları lojmanın bekçisinden rica ederler: bekçi, her gün daisy’i dışarı çıkartıp gezdirecektir.
    olay, üç gün sonra adamın “her şey yolunda mı?” diye annesini aramasıyla ortaya çıkar.
    -anneciğim nasılsınız, her şey yolunda mı?
    -ayyy oğlum değil, hiç sorma, burada bir manyak var, “dışarı çıkma zamanın geldi teyze” deyip beni her gün zorla bahçede gezdiriyor!”
    meğersem bizim bekçi daisy’i teyze olarak anlamış ve teyzeyi üç gün boyunca zorla kolundan tutup bahçede gezdirmiştir. zavallı köpek ise üç gün boyunca s.çamadığı ile kalıp balon gibi şişmiştir.

  • nsa, amerika birleşik devletleri'nin toplam 17 istihbarat kurumundan müteşekkil istihbarat örgütünün esas üyelerinden biridir. vazife itibarıyla elektronik istihbarat temîninden sorumludur. telefon, internet, kamera gibi "teknik" bilgilerin alınması ve değerlendiriilmesi hep nsa'nın sorumluluğundadır.

    hâni "google, msn, yahoo falan bütün bilgilerimizi cia'ya veriyomuş!", "isterlerse şu anda bizi bile dinleyebilirlermiş. belki de dinliyorlardır!", "acaba beni de görüyorlar mıdır?" gibi halk arasındaki fenâfillah dedikodularının hepsi nsa'nın vazifeleridir.

    şimdi bu kurumun nasıl bir altyapıya sâhip olduğunu ve dahi neler yapabilecek olduğunu bir örnek ile izâh edelim. misâl, nsa, bir şahsın değil, kıriptolu, kıriptosuz bir telefonu değil, bütün bir kurumu değil; topyekûn koskoca bir ülkenin bütün telefonlarını, şahıs, kurum, kıriptolu, depozitolu, kablolu, kablosuz ülkede vârolan bütün telefonları, ne var ne yoksa aynı anda dinleyebilecek denli bir istihbarat örgütüdür.

    ben söylemiyorum. hürriyet gazetesi de söylemiyor; kendi gazeteleri söylüyor. yâni kendileri söylüyor. buyrun:

    http://www.washingtonpost.com/…1d1cd4c1f_story.html

  • tanju çolak'ın ercan taner'e söylediği, sevenlerine ''evet futbol asla sadece futbol degildir'' dedirtmiş laftır.

    olay galatasaray paris saint germain macında hagi'nin skor 4-2 olduktan sonra fatih terim tarafından taraftarlarlara alkışlatılması için oyundan alınması sırasında cereyan etmişti.

    (bkz: 17 ekim 1996 galatasaray psg maci)

    sevgili tanju ağabeyin bu maçta collina'yı ilk gördügü anda tepkisi de takdir edilesidir.

    -bu hakem senelerdir saçlarını böyle kestirir..

  • aynı adam:

    -rohan gondor koalisyonu bu ülkeyi krize sokar. sauron yiyor ama ekonomimiz de bir yandan büyüyor.