ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kızlardaki seni annemlere anlattım klişesi
-
- seni anneme anlattım
- buyrun ?
- seni de anlattım
- ha ?
- seni de seni de onu da anlattım
- hayırdır hanım kızım
- hepinizi anlattım anneme hepinizi nıhhaha
- deli galiba ?
- seni de anlatıcam kaçma gel buraya
23 mart 2020 covid testinin ısrarla yapılmaması
-
bir kaç yanlışı düzelteyim.
pcr testi kandan değil burun boğaz sürüntüsünden yapılır.
eşinize ct çekilmişse pcr testinden daha güvenilir sonuç verir. ct temiz çıktıysa içiniz rahat olsun covid 19 değilsiniz.
sinem kadıoğlu
-
8 dakika justin'i savunmuş. 2 dakika markete ekmek almaya göndersen gitmez.
pazar akşamı banyo yapıp bizimkiler'i izlemek
-
babanın pazar günleri western film izleme tutkusuyla başlayan, ilerleyen saatlerde telekutuyla devam eden klasik bir pazar gününün parliament pazar gecesi sineması izleyemeden, ödev yaptıktan sonraki, yatmadan önceki son adımı.
hey gidi...
ak-saray'ın maliyeti
-
mehmet şimşek, ak saray'ın maliyetinin 1 milyar 370 milyon lira olduğunu açıkladı.
erdoğan'ın makam uçağı tc-tur için de "satın alma bedeli ile toplam maliyeti 185 milyon dolardır" dedi.
evet ak saray'a harcanan parayla neler yapılabilirdi?
- bütçe açığının yüzde 7’si kapanırdı.
- 40 kişilik 2740 yaşam odası yapılırdı.
- 13 bin işsiz 12 yıl boyunca asgari ücretten maaş alarak istihdam edilebilirdi.
- 1 günde 550 bin aracın geçtiği boğaz köprüsü’nden 391 milyon araç ücretsiz geçebilirdi.
- 800 okul yapılırdı.
- 400 yataklı 13 hastane yapılırdı.
edit: imla
ekşimiş ruhların buluşma yeri
-
fatih altaylı'nın bu yazısı hakkında yayınlanmasını talep ettiğimiz cevap metni yasal prosedür sonucunda bugün itibariyle yayına alınmıştır.
kendi kendini karıştıran çay bardağı
-
hiç tutmadığım buluş..kendi karıştırmaya başlarsa, kaşla göz arasında çayımı da içer bu ipne.
usta şoförlerden acemi şoförlere tavsiyeler
-
yolun devamını göremediğiniz yerlerde mutlaka yavaşlayın ve görmediğim yerde bir araç durmuştur diye düşünün. hayat kurtarır. 100 kere boşa yaparsınız ama 1 kere işe yararsa hayat kurtarır. tepe üstlerinde, ani virajlarda vs. vs.
bir de trafik lambalarina kesinlikle güvenmeyin, kirmizida durmayan bir kamyonun sürücüsü suçlu olur ama siz ölü olursunuz, onun giydiği hüküm sizi geri getirmez. 15 sene kadar önce 1 saniye ile biçilmekten kurtulduk bu sebeple. her zaman yolun boş olduğunu gördükten, kimsenin gelmediğine emin olduktan sonra hareket edin.
geceye hayatta öğrendiğin bir şey bırak
-
karşılıksız yaptığınız her şey için bir gün gelir “yapmasaydın” tepkisini alırsınız.
türk futbolunun en utanç verici anı
-
elendikten sonra isviçre milli takımı'nı dövmek için kovalama anıdır.
pankreas kanseri
-
bir yorgunluk vardi uzerimde. arka arkaya bir kac gun surunce, "doktora gideyim" dedim kendime, "bu yogun tempoda bu sekilde dayanmak zor". bir hafta kadar oyalandim, ve sonra, bir gun girdim o lanet pahali hastaneye..
bir kac test yaptirdi doktor, sonra bir kac tane daha. ben "kimbilir ne bulacaklar?" diye dusunuyordum. ama daha cok, bir sonraki hafta yapacagim yurtdisi seyahatteydi aklim. zaten yorgundum, 5 gun toplanti, sonra geri donus, ve bir sonraki seyahat.
geldi doktor, elinde bir dosyayla, ben kapinin onunde, "buyrun" dedi, "konusalim".
sonrasi biraz bulanik. "soyleyebilirsiniz" diye cevap verdigimi hatirliyorum, "aileniz gelene kadar bekleyelim" dediginde. bir de "pankreas kanseri" dedigini. cok dinlemedim anlattiklarini, biraz da kacarcasina disari attim kendimi.
tanidigim bir hastalik degildi, ama okumustum daha once neler yapabildigini, ne kadar hizli etkiledigini. ailem sehir disindaydi, kardesim yurtdisinda.. kimseyi arayamazdim, aramak istedigime de emin degildim zaten. 4 gun evden hic cikmadim, televizyon acmadan, kitap okumadan, muzik dinlemeden, sadece camdan disari bakarak gecen 4 gun. isyerinden ariyorlardi, acmiyordum. (kovmus zaten patron beni, 3 gunun sonunda). ne yapacagimi bilmezce yurudugum 3-4 gun geldi sonra. butun gun, yavas bir tempoyla yuruyup, eve sizacak kadar yorgun dondugum gunler.. baska turlu uyuyamiyordum cunku.
sonra ne mi oldu? bir gun yururken, bir hastane gordum yolda, "ne yapabilirim?" diye sormak icin girdim, doktor soruyu yonelttigim anda "kocaman kanli canli adamsin sen, nasil olur, olmaz boyle sey" dedi, yeni testler, ve sonunda ortaya cikan bir enzim problemi. 3 ay hap kullandim, gecti. yilda bir kontrol dediler, onu bile yapmadim.
tanim mi lazim? vereyim: doktor dovduren hastalik