hesabın var mı? giriş yap

  • üst edit: başlık sanırım işe yaradı başta trakyalı olmak üzere birçok troll geçtiğimiz dakikalarda uçuruldu. polat alemdar bir gecede 6 babayı temizliyor tarzı etki yarattık.*

    sözlüğü normal seyrinde okumanın imkansız hale geldiği, troll (ak) hesaplar tarafından tüm gündemin cumhuriyet ve atatürk düşmanlığı içeren başlıklarla donatıldığı, uçurulan hesapların yan hesaplarıyla gelip sözlüğü esaret altına aldığı, başlıkları engelle fonksiyonunun çalışmamaya devam ettiği, moderasyonun uyuduğu rezil bir hal. bir de troll başlığa elinde tuzlukla koşup fav kasma peşindeki dangalaklar var başlıkları gündemde tutan onlara hiç girmiyorum.

    16 temmuz 2022 sözlüğün utanç günü olarak tarihte yerini alsın.

  • namaz için sarf ettiği "kuru kıyamdır" lafının bir de evveli vardır. taşköprüzade, molla lütfi'nin öğrencisi olmuş amcası kıvamüddin kasım'dan aktararak şöyle bir hikaye anlatır: ders esnasında molla lütfi, hz. ali'nin bir muharebe esnasında kendisine isabet eden oktan bahseder. bir süre vücuduna saplı okla yaşamış hz.ali bir gün namaz kılarken, yanındakiler oku çıkarmayı başarmıştır, ama hz. ali hiçbir şey hissetmemiştir bile. çünkü onun ibadeti başkadır, molla lütfi'nin zamanında kılınan namazlar gibi kuru değildir.
    tabii bu anlatı, taşköprüzade'nin bir af daveti de olabilir; ama neden öldürülmüş olduğu tam olarak bilinmediği için bunun neyin affı olduğu sorusu da her dem orada kalmaya mahkum oluyor. hakikaten, molla lütfi ne yaptı da, ölüme giderken dahi allahın birliğini haykırırken, küfr'le ve dolayısıyla zındıklıkla suçlanarak kellesinden oldu?
    ahmet yaşar ocak, meselenin ulema arasındaki müthiş rekabetçi ortamdan kaynaklandığı konusunda ısrarcı. molla lütfi'nin sivri dilinin, büyük-küçük-akran demeden alimleri alaya almasının düşman yaratıp onları harekete geçirdiği, onun falsosunu yakaladıkları anda da cezayı kestikleri gibi bir mantık silsilesi var. molla lütfi'nin öğrencisi olmuş kemalpaşazade'ye bir gün hocası gibi büyük bir alimin neden öldürüldüğünü sormuş yavuz sultan selim'e verilen cevapta, bu mantığın teyidini bulmak mümkün: "hased-i akran belasına uğramıştır."
    hasetçiler arasında olduğu tahmin edilenler molla ahaveyn, hatipzade gibi genellikle kendinden daha düşük rütbeli alimler. bunların hepsinin dava jürisini teşkil etmeleri manidar. öldükten sonra, hatipzade'nin, yazmış olduğu kitabı haşince eleştirmiş molla lütfi'ye ithafen, "şükür kitabımı elinden kurtardım" dediği mervidir. ahaveyn'inse katlden sonra zındıklıkla ilgili yazdığı ve sonunda da olaydan hassaten bahsettiği risalesinde, içindeki tezat bakımından çok hoşuma gitmiş şu bedduayı molla lütfi'ye yöneltmesi mektubdur: "allah onu lütfuyla kahretsin"
    molla lütfi'nin, allah günah yazmasın ama, kaynaklarda geçtiği haliyle dolandırıcılk yapmış olduğu da vakidir. zamanında fatih'in kütüphanesine, sinan paşa'nın tavsiyesiyle hafız-ı kütüb olduğu doğrudur, ama daha sonra içerideki görkemli kitaplardan bazılarını piyasadaki ucuzlarıyla değiştirmeye çalışıp beceremediğinden pek bahsedilmez genelde. bir de sinan paşa'nın kardeşlerinden biri, o öldükten sonra kurduğu vakfa sahte belgeyle molla lütfi'nin mütevelli olmaya çalıştığı, buradaki malları üzerine geçirmeye teşebbüs ettiğini saraya bir mektupla şikayet etmiştir. ha, bunlar cezasıyla pek de doğrudan ilintili değildir belki, ama kaydı düşülsün isterim.
    latifi'de doğrudan, ahaveyn'in risalesinde ise ima edilen bir aşere-i muhabbese lakırdısı var molla lütfi'ye isnad edilen. bu, henüz kimlikleri tam tespit edilemeyen onlu habis grubun başı gibi takdim olunuyor molla lütfi. kimlerdir, ihaleye karıştırdıkları fesad nedir, bilemiyorum. ama alın size mis gibi doktora tez konusu işte.

  • cok boktan bir olaydir.
    universite arkadasimin evlerine hafta sonu munasebetiyle gittim. arkadastan cok annesine benziyorum. yani yanyana gorseniz benim annem sanirsiniz. ailecek beni cok sevdiler, sohbet, muhabbet. babasi zaten bana hayretler icinde bakiyor, gozlerine inanamiyor. neyse efendim ertesi gun pazar ve evin en kalabalik oldugu gun. kahvalti sonrasi kahvelerle beraber sigaralarimizi iciyoruz. o sirada arkadasimin evli olan ablasi ve kocasi geliyor. simdi evde ben, arkadasim, annesi, babasi, iki tane ablasi, enistesi ve kedileri var. oturduklari ev kira. bir muddet sonra ev sahibi ve karisi tesrif ediyor. gunun ilk sigarasi bagirsaklarimi haraketlendiriyor. (bkz: durduramiyoruz efendim)
    tuvalete gidiyorum. afedersiniz siciyorum. sifonu cekip klozeti izliyorum. su seviyesinin yukselmesine paralel benim gozler aciliyor. su yukseliyor, gozler portluyor. gozler portlerken su yukseliyor. neyse ki klozet tasmiyor ama ortada bok var. kufur ediyorum. ev kalabalik bok varmis gibi herkes evde. bakiniyorum care yok. arkadasima sesleniyorum. yanima geliyor ve boka bakarak gulmeye basliyor. acil biseyler yapmam lazim napalim diyorum. arkadasim annemi cagiralim diyor olmaz diye karsi cikiyorum. ugrasiyoruz gitmiyor. en son annesi geliyor sorun nedir diye. arkadasim anlatiyor. kadin seviniyor. ev sahibine sikayet ediyor tuvalet tikaniyor halletmek gerek diye. o sirada ev sahibi yanimiza geliyor. butun ev hakli banyoda benim boka bakarak yorum yapiyor. sifonu cekiyorlar bok gitmiyor. millet nasa yada csi da calisir ciddiyetiyle durumu degerlendiriyorlar. hic dusunen yok bu kizin psikolojisi ne hale gelir diye. abi ayip ya.
    tek basina halledenleri sansli insanlar sayiyorum.

  • hukuki açıdan; cezalandırılması gereken bir suç eylemi.

    dini açıdan; güzel ahlak üzerine bina edilen bir dinin hakim olduğu iddia edilen topraklarda insanların kendilerinin inançlarını yiyecek kadar "aç" hissettiklerini gösteren olay.

    siyasi açıdan; insanların hakkını alamadığını düşündüğünü ve hakkını almak için fırsat kolladığını gösteren sosyal turnusol.

    sosyal açıdan; karşılıksız sosyal yardımlar ile çalışmadan kazanmaya alıştırılmış insanların, bir gün sosyal yardımlar ile yetinmeyebileceklerini hatırlatan rezalet.

    etik açıdan; kamyon şoförü ile ilgilenmeden ekmeklerin yağmalanması ile, insanlıktan ne kadar uzaklaştığımızı gösteren hayat dersi.

    al capone açısından; "çocukken her akşam yatmadan önce ve aklıma geldiği her an tanrı'ya bana bir bisiklet vermesi için dua ederdim. bir gün tanrı'nın çalışma tarzının bu olmadığını anladım. ertesi gün gittim kendime yeni bir bisiklet çaldım ve her akşam yatmadan önce tanrı'ya günahlarımı affetmesi için dua ettim."

    edit: dostlar, devrim bebek için son 5 bin tl kalmış, haydi asılalım küreklere(bkz: #60102536).

  • beklemede olandır. okuyun. online olarak okuyun, sözlüğü her gün ziyaret edin ve hesabınıza giriş yapın. entry'lere şukela verin. bunların çaylak olarak bekleme süresini azalttığını ve sıranızı hızla düşürdüğünü düşünüyorum.

  • monster bilgisayar alsam mı diye düşünüyordum, 2/b sınıfından ilhan arkadaşımızın ibretlik kompozisyon çalışmasını görünce vazgeçtim.

    kimler kimler ceo oluyor, ben niye olamıyorum?

  • aslında olmasını beklediğim bir olay, instagram nedeniyle karikatür dergilerinin satışı dip yaptı. birçok sayfa dergilerin çıktığı gün tüm karikatürleri paylaşıyor.
    dergiler defalarca açıklama yapmıştı "en azından eski karikatürleri paylaşın" diye.
    karikatür birçoğuna göre basit bir eğlence aracı gibi gelebilir ama insanlar buna gecelerini gündüzlerini katarak para kazanmaya çalışıyor.

  • iddia: günümüzde bilimin pek çok dalı tarafından varılan ortak sonuç.
    kaynak: ?

    iddia: biyoloji canlılığın evrim teorisinin iddia ettiği gibi aşama aşama değil, bir anda oluştu.
    kaynak: ?

    iddia: paleontoloji tek bir ara-geçiş formu dahi olmadığını, canlılığın milyonlarca yıldır değişmeden günümüze kadar geldiğini, biyomatematik tek bir proteinin dahi kendiliğinden oluşma ihtimalinin 'sıfır' olduğunu ispatladı.
    kaynak: ?

    iddia: gelişen bilim ve teknoloji her geçen gün kuran'ın mucizelerini ortaya çıkardı. özellikle son 100 yıldır bilimde yaşanan gelişmeler ve bu gelişmelerin 1400 yıl önce kuran'da bildirilmiş olması kuran'ın değişmediğini ve allah'ın sözü olduğunu bir kez daha ispatladı.
    kaynak: ?

    özet: kaynak gösteremeyecekseniz bilim'in b'sini bile ağzınıza almayın.

  • evde mutsuzdur.
    evde kimsesi yoktur.
    evi yoktur orda kalıyordur.
    para lazımdır.
    erken kalkıp erken yol almak istiyordur.(pazar bile olsa)

    bırak işine baksın adamcağız, sen sporundan olma.

    başlığı açan eylül fırtınası kaçmış.

  • hem de hanım sivastan mı dedi o?

    tırnağınız taşa değmesin; ne güzel insanlarsınız siz öyle.

    o değil de 5 çocuk mu dedi o?

    mutlu bi adamla evlenen türk kızı. herkese böyle mutluluklar dilerim. ne güzel lan.