hesabın var mı? giriş yap

  • haftada bir arızalanıyor, gün aşırı sefer sırasında yavaşlıyor, bazen iki durak atasında dur kalk gidiyor. arada elektrik kesildiği için denizin altında yolcularını indiriyor, denizin altındaki tüneli size yürüyerek geçirtiyor. zaten normalde bile 10 dk'da bir çalışıyor. bütün bunlar olurken, kalabalıkta, omuz omuza trenleri beklerken mesela biraz şikayet edin, hemen bir tane gürbüz sesli savunucu peydah oluyor:

    - beğenmeyen binmesin kardeşim.

    lan geri zekalı iyi de mümkün mü bu ?

    marmaray seferleri başladığında ido sabah 8'deki bostancı-yenikapı deniz otobüsü seferini kaldırdı. istanbul'un iki yakasının en önemli ulaşım merkezlerinden ikisi arasında sabah trafiğinin en yoğun olduğu saatler olan 7.30-9.30 arası çalışan bir tane bile gemi yok.

    ben bostancı iskelesine kadar sakin sakin 10 dakika yürüyüp gemiye biniyordum, yolculuk sırasında (uyuyup / kahvemi içip / kitap okuyup) 30 dakika sonra yenikapı'da inip yine sadece yürüyerek işime gidiyordum. şimdi önce 20 dakika yürüyüp (ya da yağmurda çamurda arabayla) e-5 üzerindeki metroya gidiyorum, oradan ayrılıkçeşmesi'nde aktarma yapıp marmaray ile yenikapı'ya geçiyorum. deniz otobüsü ile oturarak yaptığım ve yürüme dahil 45 dakika süren yol, hem koşturmaca, hem aktarma hem de ayakta sıkış tıkış metro-marmaray ile 1 saatten fazla alıyor.

    benim alternatifim yok ki. anadolu yakasında minibüs yolu ve civarındaki birçok kişinin karşıya geçmek için metro-marmaray'dan başka alternatifi mi var? bostancı-yenikapı deniz otobüsüm vardı sabah 8'de, artık yok. yine deniz otobüsü ile bostancı-kabataş yapıyordum arada, oradan tramvay ile geçiyordum, hatta hava güzelse yürüyordum, martı projesi sebebiyle o ihtimal de uzun bir süre yok. yahu hatta eskiden trenle haydarpaşa'ya gider, vapurla sirkeci'ye geçerdim arada, mis gibi deniz havası için. ama artık tren de yok, ne zaman açılacağı da belli değil. ondan sonra;

    - "biyinmiyin binmisin"

    deniz otobüsü çalışsa yanına yanaşmayacağım bunun da işte. neyse.

  • an itibariyle 2.92'yi aşmış kurdur.

    seçim sonucuyla zengin olunmaz. çalışarak, üreterek, kendini geliştirerek olur. imam hatiplerde yetişen nesillerle, inşaata dayalı ekonomiyle nereye kadar gidilebilir? hiçbir yere gidilemez.

  • 2 gündür benim çocuk isyanlarda. günde 1,5 saat youtube izleme hakkı vardı. prenses elif filan. baba, youtube niye açılmıyor diye başımın etini yedi. ben de tayyip amcan kısmış interneti diye anlatmaya çalıştım. 5 yaşındaki çocuğun bile daha şimdiden antipatisini kazandın reis.

  • bir paketin içerisine saçma sapan şeyler koyup, 100 yıl sonra açılması için bir yere teslim etmek. norveç'te yapıyorlar bunu mesela.

  • kanarya adalarının şu an varolmayan halkı. avrupalıların kanarya adalarını işgali sırasında farklı adalarda yaşayan kısımlarının farklı tarihçeleri vardır.

    tenerife'de yaşamış kısmının özellikle ispanyollara en fazla direnen kesimi oluşturduğu söylenebilir. ispanyollarla ilk karşılaştıklarında açık arazideki ispanyol üstünlüğünü farkederek yüksek yaylalara çekilmiş uzun bir direniş sürecini başlatmışlardır*. ateşli silahlara* sahip düşmana karşı taş ve ok kullanmışlar ve ilk sefer için ispanyolları püskürtmeyi başarmışlardır. ancak daha sonra ilki kadar kuvvetli bir fetih gücüyle adaya saldıran conquistadora daha fazla dayanamamışlardır.

    kanarya adalarının işgalinin tamamlanmasında teknolojik üstünlük kadar avrupalıların yanlarında taşıdıkları hastalıkların etkisi de gözardı edilemez. daha önce karşılaşmadıkları hastalıkların etkisi altında guanchelerin fazla direnmeleri mümkün olmamış popülasyonlarının önemli bir kısmını da bu hastalıklarla kaybetmişlerdir.

    guancheler için, kanarya adalarının işgalinden sonra toprakların payedilmesiyle -ki bu sırada önemli sayılabilecek bir guanche nüfusu da köleleştirilmişti- göç etmekten başka bir çıkar yol kalmamıştı. amerikaya verilen göçlerde dahi guancheler vardır. ancak bugün kanarya adalarının ilk misafirleri olan guancheler bir nostaljiden öte değildir. halk eski bir sömürgeden ziyade* avrupanın bir parçası sayar kendini.

    guanchelerin yokoluş süreci ve kanarya adalarının avrupalılar tarafından başarılı bir şekilde işgali, sonuçları kapitalizme kadar varacak klasik sömürgeciliğin ilk önemli örneklerinden sayılabilir. zaten tarih itibariyle amerika'nın keşfi fazla da uzak değildir.

    alfred w. crosby'nin deyimiyle: "yaklaşık 80.000 guanche; aztek, zapatek, araukanya gibi amerikan yerli halklarının ve avustralyalı aborjin, maori, fiji, hawaii, aleut ve zuni halklarının siperleri önünde mevzilenmiş ileri karakollar gibi bu ilk * saldırıya karşı durdu." ancak ne yazık ki onların kaderleri de diğer halkların kaderlerine yönelik bir kehanet gibi olmuştur.

    http://en.wikipedia.org/wiki/guanches

    http://www.tenerife-guanches.com/

  • ondokuzuncu yüzyılın sonlarında, japon savaş çığlığı olarak kullanılan kelime, ban "on bin" (gengetsu'nun düzeltmesi ile: aslında man on bin demektir) ve sai "yıl" kelimelerinden oluşur ve orjinal olarak, imparatorlara hitap ederken kullanılan"onbin yıl yaşa" anlamında bir saygı ifadesidir.

  • dünya lideri olacağız diye çıktığımız yolda, liderliğine soyunduğumuz dünya tarafından kocaman bir mülteci kampı olarak görüldüğümüzü ortaya koyan açıklama.

    içeride sebep olanların da, dışarıda bize bu ikiyüzlülüğü reva görenlerin de allah belasını versin.

  • işinin ehli dürüst bir avukata danışsa, beklediği “sen merak etme, donuna kadar alırız” cümlesini duyamayacağından daha da çirkefleşecek, benzerlerine sık rastlanan bir kadının pervasızca planıdır.

    1.mümkün değil.
    2.kanıtlarsa alır.
    3.hiç çalışmamış olmak maddî tazminatı gerektirmez.
    4.bu da mümkün değil.
    5.edinilmiş mal olmayıp kişisel mal olduğu, (kocanın ailesinin maddî destek sağlaması suretiyle satın alınmış olduğu) kanıtlanırsa arabanın yarısını alamaz.

    edit:başlığa konu sorunun gerçek olup olmadığının bir önemi yok. bu tip taleplerle -ve daha fazlasıyla- her an kaç kadın, avukatların yolunu aşındırıyor, bilen bilir. önemli olan, hakimlerin hakkaniyetli kararlar verebilmesi ve tarafların mağduriyetlerini en aza indirmesi. burada herkese abes gelen talepleri değerlendirirken evlilikte yaşananları bilmediğimiz için objektif olmakta yarar var.

  • bu notu yazan kafeye gitmek kişinin kendine yapacağı en büyük saygısızlıktır. stres yapacaksam ne diye kafeye gidiyorum. park süresi gibi süre koymuş mk.