hesabın var mı? giriş yap

  • son derece ilginç bir başlık.

    insan psikolojisi karmaşık ve gerçekten de belli semtler ve yerlerde kendimizi mutlu hissediyoruz. hatta bu bazen yabancı bir ülkedeki bir semt bile olabiliyor. peki bunun psikolojik nedenleri neler olabilir. ailenizin ve semtinizin algı yönetimi uzmanı olarak bir kaç kuple bilgi bırakayım

    sosyal çevre ve toplumsal bağlar
    ilk olarak, bir şehrin veya semtin sosyal yapısı, orada yaşayan bir kişi için çok önemli olabilir. eğer bir semt ya da şehirde topluluklar sıkı sıkıya bağlıysa ve sosyal destek yüksekse, insanlar genellikle daha mutlu hissederler. toplumsal bağlar ve komşuluk ilişkileri, insanların daha mutlu ve sağlıklı yaşamalarına katkı sağlayabilir. yani dostum semt dediğimiz zaman mesele genelde içinde yaşayan insanların enerjisidir ve senin onlarla kurduğun bağlardır. kendini onlara benzer hissetmendir. bazen doğduğun yerde kendine benzer insan bulamazsın ama italyanın bir kasabasında bulabilirsin.

    kültürel ve estetik faktörler
    bir semtin ya da şehrin kültürel zenginlikleri ve estetik değerleri de insanların ruh halini olumlu etkileyebilir. sanat galerileri, müzeler, parklar ve diğer rekreasyon alanları insanların yaşam kalitesini artırabilir. yani şehir demek semt demek konutları gökdelenleri dikmek demek değildir. estetik ve sanat yani etrafına baktığın zaman ruhuna iyi gelen binalar olması önemli. en pahalı rezidanslar bazen estetik faciası olabilirken en vasat görünen kasabanın estetik değeri yüksek olabilir bu da psikolojini etkiler.

    ekonomik durum
    ekonomik güvence de mutlulukla doğrudan ilişkilidir. eğer bir semt ekonomik olarak daha gelişmişse, orada yaşayan insanlar genellikle daha fazla fırsata ve daha iyi yaşam koşullarına sahip olabilirler. yani ortalamanın üstünde gelire sahip insanların semti bile farklı kokar, insanlar mutludur ve yüzlerinden bu mutluluk okunur. bazen para var gerçekten huzur var dostum.

    güvenlik ve huzur
    yüksek güvenlik ve düşük suç oranları, insanların bir yerde daha mutlu olmalarını sağlayabilir. güvende hissetmek, temel bir ihtiyaçtır ve bu ihtiyaç karşılandığında mutluluk seviyesi artar. yani bir semt ne kadar estetik falan olsa bile akşam saatlerinde ya da sabahın erken saatlerinde farklı korkulardan bir bisiklete bile binemiyorsan hiç bir işe yaramaz.

    kişisel deneyimler ve anılar
    son olarak, bir semt ya da şehirde yaşanan kişisel deneyimler ve anılar da orada hissedilen mutluluğu etkileyebilir. eğer bir yerde olumlu anılar biriktirmişsen, o yerde daha mutlu hissetmen muhtemeldir. burada da ilginç bir psikoloji vardır. güzel deneyimler yaşadığımız mekanları olduğundan daha güzel hatırlarız tam tersine kötü deneyimler yaşadığımız yerlerde olduğundan daha kötü gözükür. bırak semti romantik bir yemek yediğin salaş bir pastane gözüne en lüks yerden daha güzel gelirken garsonun kafandan aşağı koca bir kokteyli döktüğü lüks bir restoranı kabus gibi algılarsın. semtlerde de aynı psikoloji işler.

    buna benzer bazı psikolojileri "kendini iyi hissetmenin 10 yolu" videomda anlattım. eğer ilgini çekerse bir bak derim

    işte kanalım burada
    https://www.youtube.com/aydinserdarkuru

    sevgiler saygılar ekşici dostlar

  • hayattaki tek başarısı süslenmek olan bir kezbanın köpeği olmuş kociştir. arkadaki çalışanın "ne yapıyor bunlar amk" bakışı olayın vahametini anlatıyor zaten.

    ha bi de hiç öyle ay avam numarası yapmayın kızlar, böyle adam bulsanız siz de atlarsınız. paralı kocayı görünce feministlik bitiyor tabii.

  • insanları aptal yerine koymanın, kandırmanın yeni yolu. epey de popüler.

    eminim sizler de farkediyorsunuzdur bu gözü açık firmaları. her sektörde görmek mümkün ama ben bir kaç örnek vereyim.

    - 300'den 250 grama düşürülen ekmek.

    - 5'ten 4 buçuk kilograma düşürülen sıvı yağ.

    - önceden 200'ken şimdilerde 150 mililitre su eklenmesi gereken hazır içecek türevleri.*

    - paketin dibine bir avuç koyulan kuruyemiş türevleri.*

    - gramajı düşe düşe fındık boyutuna getirilmiş hazır kekler.*

    - 250'den 200 mililitreye düşürülen cam şişe içecekleri.*

    - gramajı azaltılmış kişisel bakım ürünleri.*

    bir çırpıda aklıma gelenler bunlar. insanların dikkatsizliğinden faydalanıp hiç zam yapmamış gibi görünmek, sinsi hesaplar peşinde koşmak ne kadar etik bilemem ama o markalardan uzak duruyorum. gidip pahalı da olsa diğer markayı satın alıyorum. adam olsun da varsın zam yapsın.

    edit: birkaç ekleme daha yapmak istiyorum.

    - büyüğünün fiyatıyla satışa sunulan bir alt boy yumurtalar.

    - cips, bisküvi, çikolata türevleri.

    - 750'den 650 mililitreye kadar düşürülen şampuanlar.

    - makarna, dondurulmuş gıda türevleri.

    - adeti azaltılmış temizlik ürünleri.*

    - dondurmalar.

    evet ben de biliyorum bunlardan sağlıksız olanları, üzerinde gramajının yazdığını, bunun bir pazarlama stratejisi olduğunu. ama bu ürünlerin çoğu çocuklara hitap ediyor, kandırsınlar mı yani daha muhakeme yeteneği bile gelişmemiş yavrunu? sen ekmek yemiyorsun diye yiyenleri aldatsınlar mı? paketi bile değiştirmeyip daha da mı azaltsınlar ürünleri. akıl fikir diliyorum böyle düşünenlere.

  • edit: kübra nur kendi hesabından tweet atmış, heyet raporu çıkar çıkmaz uçak ambulans ile yurtdışı nakli yapılacakmış.
    https://twitter.com/…?s=20&t=uwyjgi34-hgpuvjkvol4hq

    emeği geçen herkese teşekkürler, inşallah bir an evvel sağlığına kavuşur.

    edit ( eylül 2023) :

    gerekli tedavisini yurtdışında aldı. ancak zaman içerisinde komplikasyonlardan dolayı sağlığı kötüleşen kübra; 6 eylül 2023 tarihinde vefat etmiş, geride kalanlarına sabır dilerim, çok üzgünüm.
    ------------------------------

    30 yaşında bir anne. acil tıp teknisyeni kübra nur palut bursa'da 3 yıl önce doğumdan sonra ‘kronik atriyal ve bağırsak disritmi’ (caıd) hastalığına yakalanmış ve şu an 28 kiloya düşmüş. tedavisi için buluduğu bursa uludağ üniversitesi’nde (buü) gastroenteroloji bilim dalı öğretim üyesi prof. dr. macit gülten tarafından yapılan açıklamada hastalığın türkiye'de tedavisi olmadığı; belçika'daki leuven katolik üniversitesi hastanesi’nde görevli gastroenterolog prof. dr. jan tack tarafından tedavinin yapılabileceğini söylemiş. kendi imkanları ile tedavi için belçikaya gidemeyen kübra'nın 3 yaşında bir çocuğu var, onun için direndiğini ve fazla vakti kalmadığını söylüyor. yardım çağrısı umarım sonuçlanır, evladı ile uzun ve güzel bir hayat yaşar.

    https://www.hurriyet.com.tr/…-kiloya-dustu-42043169

    https://www.yenisafak.com/…orundayim-2063273?page=3

    https://www.haberturk.com/…yim-fazla-vaktim-kalmadi

  • kimsenin allah lafından rahatsız olduğu yok arkadaşım. sizin bu en ufak olayda da mağdur müslümanı oynamanız gerçekten de komikleşmeye başladı.

    kurumsal bir hesabın, bir üniversite hesabının bu tarz cümlelerle yaptığı bu paylaşımı doğru bulmuyorum. birilerine yaranmaya çalışıyorlar, ötesi yok.

  • ister dut
    ister elma
    ister nar
    ister ayva
    ister muz
    ister hurma
    ben meyveyim....

    şeklinde söylendiğini duyduğumda koptuğum şarkının asıl olanı...

  • günün en güzel haberidir.

    --- spoiler ---

    taksilere arap turist kıyafetiyle denetim yapıldı, taksimetre açmayan şoför isyan etti: böyle tuzak kurulmaz, hakkımı helal etmiyorum
    --- kaynak ---

    652 lira ceza vermişler. miktar az ama yine de canlarını yakacaktır. bir de "bana tuzak kuruldu" diyorlar. sizin insanlara kurduğunuz tuzaklar ne olacak utanmazlar?

  • genelde sözlük kitlesi tarafından onaylanan ama benim yine de içimi huzursuz eden rtük kararı. yasaklar beni çok tedirgin ediyor. devletin neyi izleyip neyi izleyemeyeceğime bu kadar çabuk, ani karar verebilmesi beni tedirgin ediyor. hoşlanmıyorum bu durumdan.