hesabın var mı? giriş yap

  • baba - alo kızım nasılsın?
    as - iyiyim baba, sen nasılsın?
    baba: iyiyim kızım ben de
    as: valla iyi olduğuna şüphem yok annem 2 haftadır benimle çünkü
    baba: ahahaha eşşeğe bak ne yapayım kızını benden fazla seviyor demek ki
    as: baba maaşımın yarısını sana vereyim ne olur çağır artık annemi :(
    baba : mal varlığımı üstüne yapayım sende kalsın

  • remastered sürümünü oynayabilmek amacıyla ps4 satın almış bulunmaktayım.

    küçükken oynadığımız versiyonuyla neredeyse birebir aynı. sadece bazı yenilikler eklenmiş, 1 ve 2.oyunlara relicler eklenmesi çok iyi olmuş. 3.oyunda relic kavramını öğrendiğimde başlarda gıcık olsam da (sürekli 1-2 saniyeyle kaçırırdım.) sonradan ustalaştıkça hepsini goldlamıştım. tabii oyun o kadar kanser edici zorluk düzeyi vardı ki (3.oyun aralarında en kolayı olmasına rağmen) mutlaka istemsizce elim kayıta gidiyordu emulatorla oynadığım dönem. (ps1'de relicleri umursamazdım.)

    ama benim aralarında en sevdiğim ilk oyundu ve sanırım ilk oyun 3'leme arasından en zoru. ancak biraz kolaylaştırılmış gibi geldi n.sane trilogy'de. zaten aynı şekilde yapsalardı çoğu yeni oyuncu oynamazdı büyük ihtimalle. ancak bu hali bile yeni kolaya alışmış oyuncular için çok zor. kolaylaştırılan kısımlar arkadan kayanın geldiği bölümde kutuları da kayanın kırması. bilen bilir ps1 versiyonunda o bölümde elmas yapmak ne kadar zordu. hem kayadan kaçacaksın hem de önüne gelen kutuları kıracaksın. arkadan gelen kaya zaten oyun boyunca insanı strese sokan bir şey bir de kutuları kırmak bölümün zorluğunu 2 kat arttırıyordu.

    oyunun zorluğu gerçekten zor ancak yıllarca ps1'de o kadar saat oynadığım ve artık (her ne kadar ocak'tan beri oynamasam da) ustalaştığımı düşünüyorum. en son oynadığımda düz ilerliyordum artık oyunu ezbere biliyorum.

  • aynısını çarşaflı bir kadına söylerseniz yer yerinden oynar, hatta tutuklanırsınız.
    en seküler görünen insan bile iş türbanlılara gelince inanılmaz duyarlı oluyor. bu ikiyüzlülük olduğu sürece böyle sokakta gençlere laf söyleyecekler.
    sokaktaki türbanlı tacizini birçok kadın görmezden geliyor, bu da çok enteresan.

  • yolda elele yürüyen bir çifte yol sormak için yanaşıp

    - pardon,iyi günler vs demek yerine

    - kolay gelsin ... demek

  • "çaykur rizespor’u tebrik ediyorum sanırım bu galibiyet onlara şl’ye direkt katılım hakkı sağlıyordu."

    evet böyle bir entry var yukarıda. ağlamanın her türlüsünü gördüm ama bu çok başka bir kafa. şampiyonlar ligi iddiası olmayan takımların maç kazanmak için uğraşmaması mı gerekiyor? ki şu an oynanan maçta adamlar gol atmaya çabalamıyor bile. resmen galatasaray defansı 3 asist yaptı. taraftarlık güzel ama şuursuzluk çok rezil bir hareket.

  • ilkokulda 4. sınıfa kadar birlikte okuduğum erhan'dır benim için. çocuk belki lazım olur diye kocaman bir el çantasına ne kadar alet-edevat bulursa doldurup okula geliyordu. ihtiyaç duyduğum ne varsa erhan'ın çantasında bulabiliyordum. makas, tornavida, conta, maşa, kerpeten bir düşünüşte aklıma gelenler. kendisiyle bir daha irtibat kuramadım. onunla ilgili aklımda tek bir soru var, kaç yaşına kadar o çantayla gezdiği.