hesabın var mı? giriş yap

  • 2017 yılında bir adım fazla ve ileri attığı için 2019 play-off'larında çakılmış olan efsane takım.

    gm danny ainge'in nakış gibi işlediği "gerçek process"i hepimiz yıllar içinde gördük ve takdir ettik. bununla beraber boston'ın 2019 play-offlarında "iflas" etmesi biraz geçmişe ve hesaplanma şansı olmamış bazı kararların geç sonuçlanmasına bağlı. buradan da bu entry de geleceğe dair ne yapabileceklerine dair şahsi fikrimi sallayacağım.

    yapılanma:

    çok da geri dönmeyeceğim ancak 2017 yazı herşeyin düğümlendiği ve aslında sonuçlandığı dönem. boston'un bugünlere gelmesi ve aşırı büyümeden zehirlenerek çöküşü buradan itibaren başlamakta.

    free agent pazarından alınan gordon hayward, boston için modern basketbola dair inanılmaz bir kapının açılışı anlamına geliyordu. bir batı all-star'ını en iyi oynadığı sezonun ardından büyük bir kontratla kapmışlardı. all around bir isimdi ve topu o dağıtacak, takımda fizik ortalamada üste çıkmayı sağlayacak, oyun zekasını arttırması bir yana, sorun da çözecekti. 3 numarada hayward bu derece önemli bir oyun rolünde olacakken gereğinden fazla kullanılan isaiah thomas (bkz: king in the forth) daha az efor ortaya koyacaktı. daha verimli olacaktı böylece. aynı yaz jason tatum draft edildi. uğruna son yılların en büyük potansiyellerinden birisi olan markelle fultz'la kendisinin draft hakkı takas edilmişti. kendisi 2 ve 3 numaraların hücum ve savunmasında umut vadediyordu. ancak gelişimi hızlı olmayacak, biraz daha "cruise control" bir süreç geçirecekti çünkü takımda hiyerarşideki yeri, potansiyelinin tam ölçümmemiş/sınanmamış olması onu esas isimlerden birisi yapmayacaktı.

    bu esnada çok önemli 2 olay sırayla oldu ve 3 önemli sonucu oldu.

    olay 1- kyrie irving (haklı bir sebeple) takas edilerek thomas yollandı. bu fırsatınız varsa kullanırsınız ve ainge de kullandı. müthiş bir hamleydi. hiç kimse ama hiiiç kimse bu takası -thomas'ın yaşadığı ahlaki istismar haricinde- eleştiremezdi ve eleştirmedi de. nba finalleri 7. maçında yüzük getiren üçlüğü atabilecek muhteşem bir yetenek, bir clutch time harikası, all-star bir isim 24 yaşındayken boston'a geliyordu. anında bu fırsat değerlendirildi.

    olay 2- gordon hayward ligin ilk maçında, ilk çeyrek bitmeden sezonu komple kapattı. ötesi yok, korkunç bir sakatlıktı.

    ve bu dramatik 2 olay 4 sonuç yarattı

    1- top trafiği tamamen kyrie irving'in kontrolüne döndü. zaten öyle olması beklenen bir şeydi ancak boston bu noktada modern basketbolda olması gereken etkin ve hızlı top dağılımı trenini farkında olmadan kaçırdı.

    2- jason tatum bir all-star oyunu oynayarak takıma beklenmedik ve çok değerli bir katkı sundu. bu durum play-off'larda özellikle kendisini gösterdi çünkü kyrie irving de bir ameliyat geçirince kendisinin kişisel gelişimi bir anda tamamlanmayı da geçti ve başka bir seviyenin efsane adayı olarak ortaya çıktı.

    3- takım, 2018-2019 sezonu başladığında gereğinden fazla sulanan bir saksı bitkisi gibi aşırı beslemeden zehirlenmeye başladı. artık önemli bir isim olan tatum'un kullanması gereken şutlar ve setler vardı. hayward geri döndürülmeliydi, onun oynaması gereken oyunlar ve setler vardı, aynı zamanda brown, horford gibi isimleri -özellikle horford'ı beslemesi gereken- setler ve hücumlar vardı. bunun da üstünde kyrie irving'in oynayacağı oyunlar ve setler vardı. tüm bunlara ek olarak kalitesini ıspat etmiş terry rozier gibi isimlerin de alacağı süreler, oynayacağı oyunlar ve setler vardı. tüm bunları düzgün yönlendirmek imkansızdı. dolayısıyla da aşırı beslemeden dolayı içten zehirlenmeler başladı.

    4- gordon hayward bir kambur haline dönüştü. büyük sakatlığının etkilerini atamadı ve oyuna kanalize olması çabalandıkça o takımı verimsizleştirmeye başladı. bu durum özellikle jason tatum, jaylen brown ikilisini olumsuz etkilemeye başladı ki kendileri aynı zamanda kyrie irving aşırı topu domine etme durumundan da etkileniyorlardı. çift kanallı olumsuz beslenme onları bitirdi.

    herşeye ek olarak ortaya çıkan sorun ise:

    sorun 5 - kyrie irving'in takımı parçalaması. any given sunday'i izleyenler bilir. takıma katılan willie beamen çok yeteneklidir, yeni nesli ve geleceği temsil ediyordur, bununla beraber yaptığı "liderlik" takımı parçalamaya başlar. işte irving resmen onun gibi diğer isimleri aslında küçülterek ve aşağılayarak, onları takımdan kopararak kadronun takım olma bilincini ve ruhunu yok etti. pek çok isim "basketbol oynamaktan zevk almıyoruz" dedi ve irving'in olmadığı maçlarda takım çok daha paylaşımcı bir oyun oynadı.

    sezon bir şekilde bitti ve boston son 2 sezonunda çok başarılı bulunan, doğu finallerine kadar gelen ve doğru basketbol oynayan harika bir ekipten şımarık, çabuk dağılan ve şu anda da komple dağılmanın eşiğine gelen bir takıma döndü.

    buradan sonra ne yapılması gerekiyor ?

    valla açıkçası buradan sonra takımda rotasyonun 1-2 kişi küçülmesi şart. kyrie, tatum, hayward, brown, horford, smart, rozier, morris gibi isimlerden bir kaç tanesinin "anlamlı bir plana bağlı kalarak" gönderilmesi gerekiyor. burada olağan şüpheliler irving ve rozier ancak asıl gönderilmesi isim şişkin kontratı ve verimsizliğiyle gordon hayward. onu gönderebilmek için de sağlıklı bazı parçalarından kurtulman gerekiyor ki burada işte boston parçalanma eşiğine geliyor. tahtaya isimleri ve senaryoları yazan ainge'in mutlaka düşündüğü 2 3 temel nokta vardır:

    1- kyrie irving ile yapılanma yapmalı mıyız?

    2- anthony davis takasını nasıl yapabiliriz?

    3- kyrie'yi göndererek daha iyi olmayı nasıl başarabiliriz?

    sırayla gidecek olursak irving gibi bir ismi feda edecekler gibi ama onu göndermek hakikaten çok zor bir karar. nba'in en önemli 10 isminden birisine "hadi sana bay baaay" demek sadece sizi zayıflatmadığı gibi gideceği potansiyel yeri de güçlendirip sizi zor duruma da sokuyor. irving 5 yıl sonrası için yeşilleri giyerse bir kere mutlaka davis takasını zorlamak zorundalar çünkü kadroda rol tanımları, şut ve set sayıları azaltılmış, daha kompakt bir kadroya ihtiyaçları var. olası davis takası kendilerinden brown ve tatum'ı alır bence ama davis için değer. irving planı davis siz işleyecekse de mutlaka rotasyondan brown-smart-tatum-hayward dörtlüsünden fedakarlık yapmak zorundalar. en az biri belki de ikisi rollerin daha iyi dağıldığı bir takım için gitmek zorunda. iki maddeyi birden topladım aslında. geleyim süper uçacağım 3. maddeye:

    kyrie'yi göndererek rekabetçi kalabilmek mümkün ama bu rozier'la olmaz çünkü modern oyunda 1 numara pozisyonu size yeri geldiğinde o gün 40 sayı atabilecek bir potansiyeli şampiyonluk için şart koşuyor. işte burada size çakma kyrie geliyor: kemba !!! evet çok salakça ve onun kyrie'nin olduğu kadar clutch olduğunu iddia da edemem ama elinizde irving varken sizi bırakıyorsa free agent pazarından alabileceğiniz 2. bir all-star isim var mı? dahası kemba walker takımın toplam yetenek tavanını biraz daha -ama çok az daha- aşağıya çekerken daha az dominant bir karakter sunuyor. daha az sorunlu bir karakter: boston'a gelip "buraların ağası benim biat edin" diye artislik yapmak yerine oturmuş bir takıma "merhaba beyler ben geldim" diyip karşılıklı saygıyı pekiştirmeyi daha mümkün kılacak bir kişilik. toplam yetenek seviyesi 105/100 olan bir takımın zehirlenip çökerek 75 seviyesine inmesiyle 98/100 olması ama daha verimli olması bence daha iyi bir plan. unutuyoruz ama davis takası da hala masada. seneye davis gibi prime bir ismin 36 yaşında bir efsane all-star'ın gönlü olsun diye free agent olduğunda başarılı bir takımı bırakması bana hiç ihtimal dahilinde gelmiyor.

    boston'ın ne yapacağına cesurca karar vermesi lazım bence. bir planı sadakatle uyguladıklarında o plandan verim elde edecek potansiyele sahipler. danny ainge eminim ki elendikleri gecenin ertesinde bir tahtaya ihtimalleri yazıp detaylı bir planı yine maharetle yürütmeye koyacaktır. yaptıkları yapacaklarının teminatı olan bir gm'le bence boston parçalanmadan bu süreçten çıkacaktır.

  • öncelikle (bkz: #31432431)

    profilini kimler gezmiş gör uygulaması değil, şaka hiç değil. evet, hangi tarihte kimi aramışsınız çatır çatır saklamışlar. neyse ki bunu yaparken o listeyi silme imkanı sağlamış düşünceli arkadaşlar. benim arama listemin baskaları tarafından görüldüğünü düşünmek bile istemiyorum. kırılmadık kemiğim kalmazdı herhalde.

    edit: gizlilik ayarları -> hareketler dökümünü kullan-> soldaki menüde fotoğraflar, yorumlar, beğenmeler kısmında "daha fazla"ya basarak daha çok secenek getiriyoruz ve onların arasında en altta "ara" sekmesini tıkladığınızda bu verilere ulaşabiliyorsunuz.

  • 1854’te kongre tarafindan kabul edilerek kanunlasan onerge. aslen nebraska bolgesini nebraska ve kansas olarak ikiye bolerek birlige dahil etmek kadar basit bir sey olan bu kanun, gunun politik kosullari altinda amerikan biriliginin kokune yerlestirilmis bombanin fitillenmesi gorevini gordu, politik dengeler altust oldu, amerikan ic savasina giden yolun basi oldu.

    vaktiyle missouri compromise uzerine yazarken bu uzlasma kansas nebraska act’le cope atildi her sey gume gitti demis, kismetse onu da bir baska entryde anlatirim demistim. kismet buguneymis canlarim guzellerim. o gorunmez bakinizi bosuna vermedim aloo, bi zahmet gidip o basligi okuyup 1800lerde bu amerikalilarin derdi neymis, niycun birbirlerini yiyip bitiriyorlarmis, kuzeyliler guneyliler ne istiyor, bu sorunlar o uzlasmayla nasil cozume baglaniyor ogreniverin. gelince quiz yapacagim, ona gore. sadece quizden gecerli not alanlar devam edecek entryi okumaya, anlasildi mi?
    (bkz: missouri compromise)

    evet, artik herkes missouri compromisein ne oldugunu biliyorsa kansas nebraska act’in ne oldugu hakkinda da bir fikir olusmustur kafalarda. efenim, o gunlerde eksi sozluk diye bir sey olsaydi amerika basliginin altina (bkz: devamli buyuyor efendim durduramiyoruz) yazilirdi. batiya dogru genisleme devam ediyor ama bu yeni yerlesim bolgelerinin birlige dahil edilmesi yine o klasik gerginlikleri devreye sokuyor: bu yeni eyaletlerde kolelik serbest mi olacak yasak mi? “e be guzelim, uzlasma yaptiydik ya, missouri disinda missouri’nin kuzeyinde kalan louisiana alisverisi'nde edindigimiz topraklarda kolelik olmayacak dediydik ya?” diyor kolelik karsiti kuzeyliler. guneyli koleligin semeresini yiyen zatlar ise “dun dundur bugun bugundur. kolelik sart!” diyerek nebraska olarak nitelendirilen bolgenin en azindan bir kisminda koleligin serbest olmasini istiyorlar. ah ne guzel uzlasmamizdin sen missouri compromise, ama turnike gerektiren yaranin ustune yapistirilmis bir yara bandi gibiydin. zaten anayasaya da aykiri ilan edilmistin, elbette seni tamamen bozacak bir karar da er gec cikacakti.

    sonunda, stephen douglas isimli bir dallama cikip “yav, tamam, nebraska’yi ikiye bolelim, kansas ve nebraska olarak iki tane eyelet dahil etmis olalim –satir arasi: nebraska’da kolelik olmasin ama kansas’ta olsun, ne sis yansin ne kabap!” diye bir onerge veriyor. bu hiyarin niye boyle bir sey yaptigi hala bilinmiyor –demiryolu bazli spekulasyonlarindan voliyi vurma, baskanliga heveslenme, daha kim bilir ne? guneyli politikacilar ustune atliyorlar tabii, onerge eyelet kolelikli mi koleliksiz mi olacak eyaletin kendi yonetimi karar versin diyor cunku (popular sovereignty- halk egemenligi). avuclarini kasiya kasiya yerel yonetimlere (yani kansas’inkine) nasil koleligi kabul ettireceklerinin planlarini yapmaya basliyorlar.

    guneyliler avuclarini kasirken kuzeylilerin elleri de armut toplamiyordu tabii, kolelik karsiti guclerle bir olup yaygara kopariyorlar. ama kongrede geciyor onerge. kolelik konusu yeni dahil olacak eyaletlerin yasama organlarina paslaniyor bu durumda. nebraska’ya kimse bulasmiyor (kuzeyde kaliyor, buyuk olcekli tarim mumkun degil diye olsa gerek) ama kansas konusunda kiyametler kopuyor. kuzeyliler ve guneyliler kansas’a dalip lobi faaliyetlerine basliyorlar. hatta kuzeyliler kuzeyden, guneyliler (koleligi onaylamis) missouri’den adam getirip yerlestiriyorlar bu bakir topraklara (tey teeeeyyy) kendi taraflarini guclendirmek icin. kansas’taki gerilim bir noktada patliyor ve iki taraf birbirine giriyor, buna da bugun bleeding kansas/kanayan kansas deniyor. bu catismalar daha sonra ulke capindaki catismalarin –yani amerikan ic savasi’nin- oncusu olmustur.

    kuzey ve guney birbirine girerken politik saflar daha belirginlesiyor, kutuplasma politik partilere de sirayet ediyor. demokratlar kuzeyde tutunamayacak duruma geliyor, whigler –ki ingiltere’ye kafa tutup bagimsizligi kazanmanin ardindan sampanyayi patlatmis insanlar bunlar- guneyde silindigi gibi, kuzeyde de zayifliyor bu gozu donmus kolelik yanlisi dallamalara karsi basarili olamadiklari icun. butun bu kutuplasmanin semeresini ise republican parti –cumhuriyetciler yani- yiyor. bu kanuna karsi olanlar, dusun pesime! diyerek yepisyeni bir politik guc olarak demokratlara meydan okuyorlar.

    simdi efenim kuzey-dogu ve kuzey-bati gittikce birbirine entegre olmus durumda, guneyliler bik bik edip kafa tuttukca kuzey-dogu ve kuzey-bati aralarindaki fikir farkliliklarini bir kenara birakip omuz omuza verip “ne diyo la bu?” der olmus durumdalar. sonracigima, gelen gocmenler kuzey-doguya geliyor ama genelde demokratlar bunlari “gelin canlarim” diye icine aliyor, ayrica bir taraftan da ucuz isgucu gocmenlerin gelisiyle islerinden guclerinden olan yerlileri teselli edip “gel canim, anlat bana derdini” diye onlari da kafaliyorlar. onune gelene mavi boncuk dagitarak nereye kadar degil mi? her seferinde bu kuzeyli demokratlara “haydin canlarimiz, bize su kolelik konusunda arka cikin” diyorlar ama kansas nebraska olayindan sonra artik kuzeyli demokratlar “canimiza yettiniz siz de be, istemiyoruz biz kole mole! hani bize yerlesecek toprak? hani bize is guc?” diyor ve demokratlardan kopuyor. bu zavalli gocmenler ve issiz kalmis yerlileri kucaklayan da republican parti oluyor.

    cumhuriyetciler lincoln gibi baba bir adami aday gosterip baskan cikartiyorlar, bunun uzerine guneyliler de “cizdik oynamiyoruz!” diyerek birlikten ayrilmaya karar veriyor, savas cikiyor. gerisini zrilyon tv dizisi ve filmden biliyoruz zaten (hani mavi ceketler, gri ceketler, o olay iste). yalniz dikkatinizi cekerim: bu bahsi gecen cumhuriyetci-demokratik parti bugunku partiler ama o gunkunun tam tersi secmen cografyalari: ilk kurulduklarinda cumhuriyetciler=kuzey, demokratlar=guney iken bugun demokratlar’in mavi eyaletleri kuzey, cumhuriyetciler’in kipkirmizi eyaletleri ise bible belt yani guney. devir degisti, e tabi celik de degisti ya da hop hop hop degis tonton felsefesinin temelleri de burada yatar. yaa yaaa…

    http://www.yale.edu/lawweb/avalon/kanneb.htm - kanunun kendisini merak edenler burdan buyursun.

  • 2013'te erasmus yaptığım ispanya'da ev arkadaşım polonyalı bir hatundu. avrupa'nın pahalılığından şikayet ederdi, 1€ 4-4,5 zloty civarındaydı ve kız için üzüldüğümü hatırlıyorum.

    benim içinse iyiydi, hatta ucuzdu lan. 1€ 2,5 lira civarındaydı, lan bu pringles'lar ne ucuz diyip 3'er 5'er alıyordum, ev arkadaşlarım uzaylı gibi bakıyordu bana.

    şimdi, geçen 7 yıl sonrasında, zloty hala 4,5-5 seviyelerinde. arkadaşım için belki hala pahalı avrupa, bilemiyorum.

    ancak benim için avrupa diye bi yer yok, komple kıta iptal.

    herkes kendince geçen yılları özetliyor, bu da benim özetim.

  • şu ana kadar oynadığı şampiyonlar ligi ön elemelerinden sadece 1'ini kaybetmiş takım. (2009)

    1993-94

    galatasaray - cork city 2 - 1
    cork city - galatasaray 0 - 1

    manchester united - galatasaray 3 - 3
    galatasaray - manchester united 0 - 0

    uefa bu eşleşmeden sonra dev takımlar telef olmasın diye seri başı uygulamasını getirdi. (1994)

    1994-95

    avenir beggen - galatasaray 1 - 5
    galatasaray - avenir beggen 4 - 0

    1997-98

    sion - galatasaray 1 - 4
    galatasaray - sion 4 - 1

    1998-99

    galatasaray - grasshoppers 2 - 1
    grasshopers - galatasaray 2 - 3

    1999-00

    rapid wien - galatasaray 0 - 3
    galatasaray - rapid wien 1 - 0

    2000-01

    saint gallen - galatasaray 1 - 2
    galatasaray - saint gallen 2 - 2

    2001-02

    galatasaray - vllaznia 2 - 0
    vllaznia - galatasaray 1 - 4

    galatasaray - levski sofya 2 - 1
    levski sofya - galatasaray 1 - 1

    2003-04

    galatasaray - cska sofya 3 - 0
    cska sofya - galatasaray 0 - 3

    2006-07
    galatasaray - mlada boleslav 5 - 2
    mlada boleslav - galatasaray 1 - 1

    2008-09

    galatasaray - steaua bükreş 2 - 2
    steaua bükreş - galatasaray 1- 0

    galatasaray bu sezon 14. kez şampiyonlar ligi'nde. yalnızca 5 tanesi direkt katılım.

    (bkz: respect)

  • itirafci: uzumcicegi; cinsiyet: kadın; yaş: 25; ülke: abd

    itiraf: meksika'daki maya tapinaklarinda, en buyuk piramitin bir odasinda, "ne mutlu turkum diyene!" yaziyor. nerden mi biliyorum? cunku onu bir erkek arkadasimla buyuk risk alarak biz yazdik. tarihi esere zarar vermekten hapse bile atilabilirdik. ama ulkem icin degerdi dogrusu.

    meali: "aptallığın sınırları" konulu bilimsel bir çalışma esnasında labaratuvardan kaçtık biz, türk vücuduna büründük. insan değiliz ama, vallahi.