ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
celal şengör'ün savcılığa verdiği bilimsel savunma
-
mahkeme heyetinin kültürlenmesi ile sonuclanacaktır.
mehmetçiğe saldıran hdp milletvekili
-
bu ülkenin partisi olduğunu iddia eden partinin, bu ülkenin görev başındaki askerine karşı yaptığı provokasyonun sahibi milletvekili.
ruhu güzel insanların ortak özellikleri
-
acı çekerler.
evde tost yapıp işyerine getiren varoş kız
-
bu başlığı açan münasebetsiz ve onun kuyruğuna takılan hadsizler, hepinize selam.
tost yapıp iş yerine getiren kız benim, peki varoş olduğuma nasıl karar verdiniz? ben her sabah evde kahvaltımı hazırlıyorum, tost olur, yumurta olur, sandviç olur, simit peynir olur, her gün bi çeşit. çünkü evde yapmaya vaktim yok ama iş yerimde açıyorum bilgisayarımı, koyuyorum çay ya da kahvemi, büyük bir zevkle yiyorum. çünkü evde yesem aceleye gelir, tadını çıkaramam. öğle yemeğim de yanımda bu arada, güzel kaplarım var, aklınıza gelebilecek her yemeği iş yerine getirmişliğim var*****
her sabah ve her öğlen dışarda yemek yiyecek param yok dostum anladın mı? belli bir gelirim, ona karşı sorumlu olduğum bir eşim, bu hayat pahalılığında karşılamaya çalıştığım ihtiyaçlarım ve önümüzdeki 8 buçuk yıl boyunca ödeyeceğim bir ev kredim var. siz tutmuş yok varoş, yok kaçın uzaklaşın yok bilmem ne!! bütün bunlar benim normal bir insan olduğumu hatta belki de bazılarına göre şanslı olduğumu gösterir çünkü benim bu yaptıklarımı yapamayıp aç yatan insanlar var, bir tostu bulamayacak kadar darda olan, başını sokacak bir evi olmayan insanlar var.
insaf be insaf! artık ağzınızdan s.çmayın, g.tünüzle düşünmeyin. yettiniz ha!
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
d: defne, a: anneannesi, olay saniyeler önce gerçekleşti:
a: defnecim elma yemek ister misin?
d: istemem.
a: haydi bak soyuyorum ama!
d: istemiyorum.
a: tabağa mı koyayım elinde mi yersin?
d: ye-miy-cem.
a: ama haydi son kez soruyorum istiyor musun istemiyor musun?
d: is-te-mi-yo-rum!
a: sen bilirsin. bak ama ne güzel elm..
d: istemiyoruuum!
a: yani yemeyecek misin?
d: yemiyceeeeeem!
a: ama bak elma yersen ne sağlıklı...
d: *ciyaaaaaaak*
hemen ardından koşarak yanıma geldi, yüz kıpkırmızı, kaşlar alabildiğine çatık:
- baba! elma yemek istemiyorum!
- öyleyse yeme.
böyle deyince bir an için dondu kaldı, ardından küçücük kollarıyla öyle bir sarıldı ki boynum kırılacak sandım.
otobüslerde sigaranın içilebildiği yıllar
-
dibine kadar yaşadığım yıllar.
sadece otobüsler değil, hastaneler, resmi daireler, uçaklar, okullar vs aklınıza gelebilecek her yerde içerdik (iyi bok yedik!).
-üniversitede ders aralarında sınıfta içerdik. mız mız edenolursa koridora çıkardık.
-uçaklarda en arkadaki 4-5 sıra sigara içenlere ayrılırdı. check-in sırasında "sigara içilen bölüm lütfen" derdik.
(önce iç hatlarda sonra dış hatlarda kaldırıldı)
-sınıflarda ders sırasında öğretmenlerin sigara yakması normaldi.
-muayene sırasında doktorlar içerdi. ağzında sigara ile muayene eden doktorları hatırlarım.
-üniversitede sınavlar sırasında (vize-final) sigara içmemize izin verilirdi. 2 saatlik sınavda yarım paket sigara bitirirdim!
-şehir içi minübüslerde içerdik.
-devlet dairelerinin her yerinde her odasında içilirdi.
-bankalarda işlem için beklerken sigara içerdik.
-sinemalarda içebiliyorduk.
-otobüslerde kek-meyva suyu ikramı modasından önce tepsi ile sigara ikramları vardı. muavin elde tepsi bütün koltuklara tutardı. hatta yanında ateşi olmayanlar için tepside çakmak da olurdu.
ve daha daha nerelerde içerdik..
her yerde sigara içilmesinin en vahim tarafı ise o yıllarda içilen sigaraların kalitesiydi. her ne kadar kaçak sigaralar olsa da sigara içenler ya maltepe sigarası ya da samsun sigarası içerlerdi. bunların kokuları çok ağır ve kötüydü. hele maltepe'nin kokusu (ki en yaygın içilen sigara maltepe markaydı) adamı bayıltacak kadar ağırdı.
bir de bu sigaralarda kullanılan tütünün yavaş yanmasından dolayı yakılan sigaralar en az 10-15 dakika yanık kalırdı. bunların uzun versiyonlarını ise (uzun samsun gibi) yarım saatten fazla içtiğimiz olurdu lan! iç iç bitmezdi.
***
atatürk'ün yaptığı devrimlerin ardından bu ülkede yapılmış en büyük devrim sigara'nın kapalı alanlarda içilmesinin yasaklanmasıdır.
evliliğe dair mide bulandırıcı detaylar
-
biri sıçarken diğerinin de tuvalet içinde bulunabilmesi
abi napıyorsunuz siz
az kişinin bildiği muhteşem web siteleri
-
bir nevi kütüphane http://boraarat.com/e-kitap-arsivim/
15 temmuz 2016 darbesine tiyatro diyen insan
-
bu saçmalığa tiyatro bile denmez aslında. okuyun da aydınlanın bari:
1-darbeyi siyasal islamcı bir grup, illegal bir tarikat yapılanması gerçekleştirdi. bu özelliğiyle darbenin belirleyici yanı, şeriatçı karakteriydi. bu anlamda 15 temmuz, aydınlanma, laiklik ve demokrasi karşıtıydı. böylece, bir yan sonuç olarak sadece kemalistlerin darbeci olduğu şeklindeki gerici-liberal ezber de yıkılmıştı.
2-darbe, akp’nin yaratmaya çalıştığı efsanenin tersine, sokağa çıkan ve sayıları 10-15 bin kişiyi geçmeyen siviller tarafından değil, cumhuriyetçi ve yurtsever askerler / subaylar tarafından bastırıldı. yüksek ateş yeteneğine sahip askerleri bir avuç silahsız sivilin durdurması mümkün değildi. kaldı ki, gazete ve televizyonlarda yayınlanan tankların üzerine çıkmış yurttaş görüntüleri darbe bastırıldıktan sonra, gece 24.00-02.00 saatleri arasında sokağa çıkan insanlardı. o tanklar ise darbeyi bastırmak üzere gelen zırhlı birliklere aitti.
3-erdoğan-akp yönetimi, darbenin bastırılmasını siyasal bir fırsata çevirerek –erdoğan ‘allah’ın lütfu’ demişti- 20 temmuz’da olağanüstü hal (ohal) ilan etti ve kendi darbesini yaptı. demokratik hak ve özgürlükler askıya alındı. adım adım cumhuriyetin kurumlarının tasfiyesine gidildi
4-türkiye, fiilen başkanlık rejimine geçirildi. ardından 16 nisan 2017’de hileli bir referandumla her darbeden sonra yapıldığı gibi, yeni rejime uygun bir anayasa yapıldı. böylece totaliter bir rejimine geçişin sözde hukuksal zemini yaratıldı. yeni darbe anayasası ile meclis’in yetkileri sembolik hale getirilerek, parlamenter demokrasiye son verildi. tbmm, 1908 hürriyet devrimi ile ikici kez açılan meclis-i mebusan’dan daha geriye savruldu.
5-ülkeyi yüzde 8 ila 12 arasında olduğu tahmin edilen toplumsal desteğe sahip küçük bir şeriatçı azınlık teslim aldı. cumhuriyet’ten geriye kalan her şeyin tasfiyesine girişildi. tsk dağıtıldı. aydınlanmacı ve modernist bir geleneğe sahip olan askeri okullar kapatıldı. laik kurumlar dağıtıldı. devlet, ortaçağ anlayışı ve emevi gericiliğine yaslanan bir ideolojik anlayışla yeniden yapılandırılmak istendi. ancak başarılı olunamadı, ülke hala içinde yaşadığımız yeni bir krize sürüklendi.
debe editi: okuyan, beğenen, favlayan herkese çok teşekkür ederim. bu kadar dikkat çekince kaynak belirtme ihtiyacı duydum, bu saptamalar merdan yanardağ'a ait: kaynak
bir kadının en tehlikeli olduğu an
-
(bkz: blow job)
bambu
-
el kadar bir bambu parçası. görsel sence en fazla ne kadar pahalı olabilir dostum? üstelik bu bambu parçasının onbinlerce hatta yüzbinlerce dolara el değiştirdiğini duysan tepkin ne olurdu?
petrolü, altın madeni, elmas madeni, kısaca yer altı yer üstü kaynakları bol bir ülke endonezya. ama sadece belirli bir zümre ve devlet zengin, halk fakir. endonezya halkı, bütün bu fakirliğine rağmen bıkmadan usanmadan mitlere, efsanelere ve adetlere fazlasıyla bağlı şekilde hayatını sürdürüyor. kimi inanışları yüzünden akla hayale gelmeyecek şeylere, akla hayale gelmeyecek paralar ödüyorlar. bambu petuk ismi verilen anomali sonucu oluşmuş bir bambu parçası da bu şeylerden bir tanesi.
" bambu petuk, basit bir bambu parçası değil!" diyor endonezyalılar. milyonlarca endonezyalı, bambu petuk'un sahibine servet sağlama gücü olan bir "miras tılsımı" olduğuna inanıyor. görünüş olarak diğer bambulardan biraz değişik. doğadaki milyonlarca bambudan farkı, bambularda anomali olarak adlandırılan nadir bir durum yüzünden, bu bambunun gövdesinde iki küçük kolun filiz verip büyüyerek v harfi şeklini alıp birbirlerine kavuşması. görsel net olarak resimde görebileceğiniz gibi...
petuk bambusunun sahibinin servetine servet katmaktan başka mistik güçleri olduğuna da inanılıyor.
endonezya'da milyonlarca insan var ki bu bambunun tozunun sahibinin karizmatik görünmesini ve kişisel tanıtımını zahmetsizce yapmasını sağladığına inanıyorlar.
bambu pethuk senopati isimli bir çeşit petuk bambu, kişilerin hastalıklara karşı bağışıklığını sağlayıp, onları gizli saldırılara karşı koruyan bir panzehirmiş.
bu videodaki saçma bambu dalı bir petuk bambusu çeşidi olan bambu pethuk gunung. sorunları temizleme, insanları kendine bağlama ve ticari miras elde etme özellikleri olduğuna inanıyorlar.
bambu pethuk singkir ismi verilen bu petuk bambusu da sahibine neler neler vaad ediyor bir bilsen! sana karşı yapılan kara büyüleri bertaraf ediyorsun, cinlerden ve diğer yaratıklardan gelen parazitleri temizliyorsun. bu bambuya sahipsen her türlü güvendesin yani.
bambu pethuk langkah ismi verilen petuk bambu çeşidi ise, bütün bu mistik özelliklere sahip olduğu inanılan bambu parçalarının en üst seviyede olanı. eğer 100 yılın üzerinde bir mazisi var ise 1 milyar endonezya rupiahı , türkçesi ile 462 bin tl, amerikancası ile 68 bin dolar öneriyorsunuz sahibine ama adam fiyatı beğenmiyor. sonunda 462 bin tl + bir ev + bir arabaya razı oluyor ve ticaret gerçekleşiyor. çünkü sahibine toplumdaki en yüksek sosyal statüleri ve zenginliği vadediyor. bu bambu bir bakıma işe yarıyor gözüküyor. habere baksanıza, eski sahibine 100 binlerce dolar para kazandırdı bile.
ister inanın ister inanmayın , endonezya'da politikacılar ya da politikaya atılmaya karar verenler bu bambulara yüzbinlerce dolar para ödüyorlar. endonezya devlet başkanı joko widodo bu politikacılardan birisi değil ama ona da bu bambuyu yolunu kesen hayranları hediye ettiler 2019 başkanlık seçimlerini kazansın diye. olacağı bu ya, çok zorlu geçen ve oy sayımı bile 3 ay süren zorlu başkanlık seçimlerinin ardından başkan joko widodo seçimleri kazandı ve sonra çok yere bu bambu ile gitmeye başladı.
avcılar'dan metrobüse binip yer isteyen yaşlı
-
avcıların, metrobüsün ilk durağı olduğunu ve yaşlı teyzenin biraz bekleyerek boş metrobüse binebileceğini bilmeyen yazarların ayıpladığı olay.