hesabın var mı? giriş yap

  • kendini çok takdir eden, seven bir insan değilimdir ben. ama bir kadın olarak, bugün, benim kendimi en güçlü hissettiğim gün.

    duvara çiviyi de ben çakıyorum bu evde, kızımın bisiklet zincirini de ben tamir ediyorum. korktuğunda arkama saklanıyor çocuğum. kötü rüyalar gördüğünde "anne öldürürsün canavarları değil mi?" diye bana soruyor. aile resminde evin reisi diye ortaya çizdiği de benim, sene sonu gösterilerinde, piyano resitallerinde, özel günlerinde çift kişilik koltukları dolduran da... iki kişilik seveniyim onun. saçının tek bir telini korumak için dünyayı ters düz edeniyim..

    "anasının kaderi kızına" derler.. çok yakar canımı bu söz.. ama doğru mu sanki? babalar gününde, kendi babasızlığıma yandığım gibi, biraz da kızımınkine yanıyorum ben şimdi..

    çocuğunu deliler gibi sevip gözünden sakınan, onu korktuğu o canavarlardan, kötülüklerden, dünyanın pisliğinden korumayı nefes alışı gibi doğal sayan, her ihtiyaç duyduğunda yanında olan, evladına "babam hep benim yanımda, sağımda, solumda, arkamda"
    dedirtebilen baba gibi babaların günü zaten kutlu olsun ama...

    bir de benim gibi hem annelik hem babalık yapan; çoğu zaman kendini yetersiz, yorgun, bitkin hisseden, çocuğundaki baba eksikliğini kendi benliğinden koparttığı parçalarla tamamlamaya çalışan tüm kadınların da babalar günü kutlu olsun...

  • türk halkının telefon kılıfı, ekran koruyucu, v.b. ürünleri 1 dolardan aşağıya hatta çoğu zaman 50 centten aşağıya aldığı yıllardı. sonra berat albayrak içinde ne olursa olsun gümrükten geçen her kargoya vergi koydu. türk halkı şimdi de o 1 dolarlık telefon kılıflarını kullanıyor ama artık 3-5 liraya doğrudan çin'den alamıyor, aynı ürüne 100 lira vererek aradaki ithalatçı firmayı zengin ediyor.

  • bana dediler ki; zeki alasya'nın cenazesine gittik siz yoktunuz neden gelmediniz? bilmiyorlar ki ben aynı gün annemi uğurladım sonsuzluğa hem de aynı mezarlıkta.. zeki alasya benim kardeşim bir parçam gibiydi nasıl böyle bir şey düşünürler? ben oraya gelsem bile kemal'in cenazesindeki gibi kameralardan uzak kalmayı tercih ederdim yani beni yine göremezdiniz.. zeki'yi defnettikden sonra metin akpınar ve orhan gencebay'ın neden ortadan kaybolduğunu hiç merak ettiniz mi? etmediniz ben söyleyeyim bizim aile kabristanlığına geldiler hem de koşa koşa annemi toprağa verirken oradaydılar definden sonra zeki'nin mezarına gittik kimsecikler yoktu peki siz oraya zeki alasya için mi gittiniz? yoksa gelen ünlüleri görmek için mi? gözleriniz beni aramışsa belli ki gelen ünlüleri görmek için..
    aklıma nejat uygur'un son şiirindeki ilk dizeler geldi birden:

    biliyorum cami avlusundaki bu kalabalık bana değil
    gelen ünlüleri görmek için
    aa o da burda şu da burda deyip
    beni musalla taşında unutanları görüyorum
    hayatımda ilk defa katıla katıla gülüyorum...
    çünkü kırkım dolmadan unutulacağımı biliyorum...

    şener şen

  • öncelikle

    (bkz: yeni başlayanlar için aşk)

    - karşınızdaki kişiyi iyice tanımadan ilişkiye başlamayın. tanımak için kendinize süre verin.

    - baştan uzun bir ilişkinin hesabını yapmayın. boş hayaldir. canınız yanar daha sonraları. bu hayal, kendinizi ona daha çok bağlamanıza ve de ayrılıkta daha çok azap çekmenize neden olur. yapmayın.

    - değer olgusunu iyi ayarlayın. yapamayacağınız şeylerin sözünü vermeyin.

    - fazla muhabetten kaçının, tecrübeyle sabittir *. uzun bir ilişki istiyorsanız, yaşanacak şeyleri tüketir bol muhabbet. bundan kaçının derken b.kunu da çıkarmayın.

    - problemin boyutu ne olursa olsun, saklamayın. içinizdekileri dökün, paylaşın. ufak problemler ileride, büyük sorunlara neden olabiliyor.

    - detaylara önem verin. ama kasmayın. bu bazen incelik gibi görünse de bazen çok fazla can sıkabiliyor karşı taraf için.

    - çok masraf yapacaksınız. bi sponsor bulun en iyisi.

    - gözlem yeteneğinizi geliştirin, farkında olabilmek, çok önemlidir bi ilişki için. nasıl gelişir bu yetenek derseniz, bilmiyorum. kelin ilacı olsa hesabı. anladınız.

    - sözlükte yazdığınızı öğrenmesin. kurcalıyor. çok can sıkıyor. tahmin edemezsiniz. sorgu sual falan.

    - dış görünüşe önem vermeyin, sırf çok güzel ya da çok yakışıklı diye bir ilişkiye başlamayın. yüzeysellik pek faydalı değildir.

    - biteceğini bilin. bitmeyen bir ilişki yoktur. evlilik dahi olsa birliktelikte, ölüm ayıracaktır sizi. ayrılığa hep hazırlıklı olun. benden tavsiyedir.*

  • ülkede bunları gören durduran ceza kesen hesap soran polis yok mu dedirtmiştir artık. trafik polisi olan sözlük yazarları yok mu? yeşillendirsin yahu. toplu halde bakanlığa yazalım birşeyler yapalım arkadaşlar. her gün bıktım artık ağzım yamuldu bunlara sövmekten. dün birtanesi ile kavga ediyordum uzunları yaktım diye. adamlar bunun kanunsuz yanlış bir şey olduğunun bile farkında değil. artık iç işlerinin, emniyetin buna bir dur demesi lazım.

  • (bkz: ben)
    sürekli kendini izleniyormuş gibi hissediyor insan.
    çok uluslu kurumsal şirketler gibi amk, giriş çıkışlarda kart basıyor gibiyiz, bu ne lan!

    gizlenmeye çalışan değil, mahremiyet hakkını kullanan insandır.
    hatta "çevrimiçi" belirtecinin de kaldırılması yanlısıyım.

    en iyisi sms aga.
    bildirimi yok, okundusu yok, çift tıkı yok, tık rengi yok, çevrimiçi misin bakan stalklayan yok.
    attığın mesaj allaha emanet, gitti mi gitmedi mi bilmiyorsun.
    mis.

  • izlediğim en gerçekçi film. bak en diyorum. filmlerden biri demiyorum. bundan daha gerçekçi bir film izlemedim. sıkılma korkusuyla izlemedim ben bunu ne zamandır bana yazıklar olsun. ilk 20 listeme girdi. hala etkisindeyim.

    hayatın ta kendisi. ne eksik ne fazla. tek bir kusur bulamıyorum.

    o nasıl alzheimer oyunculuğu be adam? google'a " is ali asgar shahbazi alzheimer " yazdım. dedim nasıl getirmişler sete nasıl oynatmışlar felan.

    nader adamım ya. zorbalığa karşı duruşun ve efendiliğin beni benden aldı. idolümsün.

    mükemmel ötesi film. uzun zamandır bu kadar güzel film izlememiştim valla iyi oldu ya.

    100/100

  • hesap makinesi üçkağıdı

    misal, takım elbiseyi beğendiniz. içine gömlek ve kravatı da kattı fiyatı söyledi.
    "çok söyledin hocam, olurunu söyle" dediniz
    hemen hesap makinesini alır, tuşlara hızlı hızlı vurur, çıkan rakama bakar, siler yeniden bir hesap daha yapar, sonuca bakar belki sizede gösterir.
    "abi son yapacağım fiyat budur"
    ulan zaten yaptığın en fazla yüzde on, ne öyle büyük ekonomist ayakları, bankacı numaraları. sanki sekizinci beş yıllık planı hazırlıyorsun, sanki dpt uzmanısın.