ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türkiye'de diktatör olmaz diktatör türkçe değil
-
bir devlet bahçeli beyanı. ben ikna oldum.
bu kapsamda türkiyede demokrasi yok ve türkiye laik değil
nazlı çelik'in fotoğrafına yapılan yorumlar
-
devlet bahçeli’ye sırnaşıp, gözler dolu dolu haber sunup belli bir hedef kitleyi edinmeye çalışıyordu, edinmiş demek ki işte. sorun nedir?
1980 yılında beşiktaş'ta çekilen fotoğraf
-
o karşıda görünen yer beykoz ormanları olsun lütfen
(bkz: iki damla göz yaşı)
hayatın anlamsızlığının anlaşıldığı an
-
hayatın gerçek anlamda hayatı yaşamaktan çıkıp, sadece bir hayatta kalmak uğraşına evrilmeye başladığının anlaşıldığı andır. gerçekten çok anlamsız.
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
mc donalds oyun alanında oynayıp kan ter içinde ailesinin yanına gelen 10 yaşlarındaki çocuk sırıtır bir ifade ile;
+oh be iyi stres attım.
baba:bu yaşta ne stresi pezevenk!
yurt dışında yaşanan dumur olaylar
-
moğolistan / 2011
harhori (karakurum)- orhun abideleri.
moğol çadırlarında konaklıyoruz. çadırların az ilerisinde derme çatma da olsa wc olarak kullanılan ufak barakamsı bir yer var. kapı yok.
ben :-neden kapı yok ki burada?
yerel rehber :-neden olsun?
ben : ımm!!? wc yahu burası
yerel rehber : ee?
ben : ee si, kimse hacet giderirken görülmek istemez, o nedenle kapı olması gerekir
yerel rehber : evet kimse hacet giderirken görülmek istenmez, o nedenle burada kimse hacet
giderilen yere bakmaz, kimse bakmayacağı için de kapı yoktur.
sahile inmenin suç avm'ye gitmenin serbest olması
-
türkiye’nin nasıl yönetildiğini gösteren basit örneklerden sadece bir tanesi.
bir tarafta insanlar sadece para harcasın diye havalandırmanın sürekli içerdeki havayı çevirip çevirip verdiği avm’lere gitmek serbest iken;
bu sıcaklarda püfür püfür deniz havasını alabileceğin sahiller yasaktır.
pikniği yasakla , mangalı yasakla ama avm’ler açıkken sahilde yürümeyi neden yasaklıyorsun?
işin en traji komik tarafı ise tuzla marina , pendik marina gibi sahil kenarına kurulan avm’lere gitmek serbest
neyse ben daha bir şey demiyorum
sessiz insan
-
benim bu, ilkokuldan beri hep sessiz çocuk dediler benim için. halbuki ben sessiz değildim sadece anlatacak çok şeyim yoktu. 30 yaşındayım hala sessizim, birçok şeyi hala anlatılacak kadar özel bulmam. insanlar neden her şeylerini anlatır ki?
çok konuşan insanlar mı onları hiç anlayamadım bak...
zihinde yer etmiş anonslar
-
trafik polisi anonsudur:
“mercedes devam edin lütfen,şahin sallanma”
babanın söylediği unutulmayan sözler
-
14 yaşımı yeni bitirmiştim sanırım. gitmeden birkaç sene evveldi işte. akşam geldi eve, çeketini çıkardı, koltuğa yerleşti. dizinin üstüne elini vurarak kucağına çağırdı beni. gittim, boynuna doladım kollarımı, çektim içime kokusunu. "canım" dedim, "canım babacığım."
"benim kızım büyüdü, kocaman kız oldu. sevgilisi de olacak değil mi kızımın artık?" dedi.
gözlerini dikti gözlerime garip bi gülümsemeyle baktı. utandım, şaşırdım. daha önce hiç sevgilim olabileceğini söylememişti çünkü bana. ya da bunları konuşabileceğimizi düşünmemiştim sanırım.
"benim kızımın sevgilisi olacak. el ele gezecek, çok sevecek birilerini. ama benim kızım düzgün insan seçecek. düzgün adamlarla sevgili olacak. değil mi güzel kızım? her önüne gelene güvenme. her önüne gelene inanma emi canım kızım? yalan söyleyenler olur, kandırmaya çalışanlar olur. benim akıllı kızım uzak tutar böyle insanları kendinden dimi güzel kızım?"
yutkunduğumu, kafamla onay verdiğimi ve tekrar sarıldığımı hatırlıyorum. annemin de bize bakarak kıs kıs güldüğünü...
acaba diyorum, kızıyor mudur bana? öfkeli midir? üzülüyor mudur halime. oysa ben hiç üzmek istemezdim onu. ona layık bi evlat olamadım belki... belki çok hata yaptım, yanlış insanları sevdim, yanlış yollarda yürüdüm, yanlış kapıları çaldım, yanlış evlerde uyudum, yanlış yerlerde uyandım, yanlış dostluklarım oldu, yanlış kalplere girdim, yanlış insanları kalbimin orta yerine oturttum... kızıyor mudur bana? üzülüyor mudur halime? mutsuzluğumu görüyor mudur? acıyor mudur bana ya da merhamet mi ediyordur? bilmiyorum... tek bildiğim şey; babamla ilgili o kadar az şeyi tutuyorum ki hafızamda. aklıma gelen birkaç sahne ve konuşmadan biridir bu... keşke diyorum. hep keşke... babamın dizinde oturup, boynuna sarıldığım günde kalsaydım keşke...
hazar ergüçlü'nün pavyon dansı
-
fragmanı izledim ara hesap 40 bin geldi