hesabın var mı? giriş yap

  • nasa tarafından, hubble uzay teleskobu kullanılarak çekilen fotoğraftır. galaksinin başlığı altında verilmiş olsa da, çok güzel olduğu için başlık açmak istedim.

    dünyadan bir kaç dakika uzaklaşmak isteyenler için ...

    edit: bu konulara ilgi duyanların katılabileceği bir coursera çevrimiçi kursu

  • tüm içtenliğimle söylüyorum, keşke ben olsam dediğim erkektir. ,

    hayatım boyunca hep ilk olan erkektim ben. bu ne demek biliyor musunuz? pantolonlar aşınana kadar sürtünmek demek. imkansız hesaplar ödeyerek "zamana ihtiyacım var." lafını duyup tavana bakarak uyuyakalmak demek. hep ertelenmek demek, hevesi kursağında bırakılmak demek. ve hepsinden önemlisi müzakere etmek demek.

    o yatağa girdin mi müzakere edeceksin arkadaş. bu topraklar kolay kazanılmadı. elin bele değmesinin bile şanlı galibiyet olarak addedildiği nice geceler yaşandı o er meydanında. sütyeninin kopçasını açtığımda gözleri yuvalarından fırlayan sevgilim oldu benim. birini elimle yerine taktım. iç çamaşırına dokunduğumda "hayatımda bu kadar kirlenmiş hissetmedim" cevabını aldım. yılmadım, müzakereci tutumumu korudum. "sadece uyuyalım hiçbir şey yapmayalım" dedim ve sadece uyudum. yaz sıcağında kışlık eşofmanlarla girdim yatağa, isilik oldum. yeri geldi ayaklarımız birbirine değsin diye mücadele verdim.

    sonra vay efendim neymiş ikinci olunca rererö. oglum mal mısınız lan?

  • üstün dökmen'in okumadığım kitabı azdır. programlarını da izlerim. başörtüsüne karşı olmadığını çok iyi biliyorum. hoca'nın dediğini anlamayan insanların iq seviyesi de ayakkabı numarasını geçmez.

  • bir ay kadar önce doktorun "bir haftayı tamamlaması bile imkansız" demesiyle allak bullak olmuştu beynim. dile kolay beş yıldır kanserle mücadele ediyordu, ediyorduk. bu süre zarfında iki büyük enfeksiyonu dahi alt etti. benim gülüm, meleğim herşeyi atlatacak yeneceğiz bu illeti diyordum. fakat yenemedi. doktorun inadına iki hafta daha bırakmadı beni. son dört gün yoğun bakımda solunum cihazına bağlıydı, kendinde değildi. hergün görüşme saatinde başında onu ne kadar sevdiğimi söyledim gözyaşları içinde. duymadı beni.
    kaybettiğim gün yanına gittiğimde gözleri açıktı. çok umutlandım, içim kıpır kıpır oldu. uzun uzun konuştum onunla, gözleriyle tasdikledi beni yada bana öyle geldi. meğer vedalaşıyormuşuz. bilemedim.
    gece yarısı evde kendi kendime yarın neler anlatacağımı düşünürken telefonum çaldı. sonrası yıkım...
    bugün meleğimin uçmağa varışının ondördüncü günü.
    sana anlatacak çok şeyim birikti birtanem.
    derdimi senden başka kime dökebilirim.
    yarım kalmamı anlatacağım sana...
    yetim kalmamı...
    çok özledim...
    çok özledim..

  • cam sektöründe 10yılı devirmiş bir suser olarak madem denk geldim, minnacık teknik bilgi bırakayım dursun.

    aşağıdaki bilgiler sektör'ün duayeni namıyla meşhur cam doktoru tarafından kaleme alınmış ve yayımlanmıştır; şener bey'e sevgilerimle.

    "nikel sülfit parçacıkları;
    camın üretimi sırasında bu parçacıklar hammadde içinde bulunabilir 100-200mikron boyutunda çok küçüktürler.
    bu parçacıklar daha sonra camın ısınmasıyla genleşerek camın çatlamasına/kırılmasına neden olur.(temperli camda patlama)

    madem ısınınca genleşerek camı kırıyor, temperleme sırasında neden bir şey olmuyor?
    bu parçacıkların sıcak alfa fazı ve 380 derece altında soğuk beta fazı olarak 2 hali var. cam hammadde olarak üretilirken kontrollü soğuma nedeniyle beta fazına kolayca geçiyor.
    temperlemede ise ani soğuma nedeniyle beta fazına geçemeden camın içinde alfa fazında hapsoluyor ve zamanla beta fazına geçmeye çalışıyor bu işlemde genleşme %2-4 arasında olduğundan beta fazına geçişte cam içinde mikro çatlaklara neden oluyor, temperli camda çatlak barınamayacağından cam kırılıyor/patlıyor.

    bu nedenle; bu kırılma saatler/günler/haftalar/aylar hatta yıllar sürebiliyor ama mutlaka oluyor."

    duşakabin özelinde sık karşılaşılması sıcak su kullanımının ve ortamın ısısının açık alanlara göre daha çok/sık/ani olmasıdır.

    balkonlardaki küpeşte/katlanır vb. camlarda da güneş nedeniyle "durduğu yerde patladı" konusunun cevabı bu bilgide saklıdır.

  • biz buna vizyon değil müteahhit zengin etme projesi diyoruz.

    tanım: fahiş fiyatlı, geçenin parasını, karsta köyünde oturan mehmet amcanın ödediği vergiden karşılanan, geçiş garantili ama bu garantisi daha hiç tutmamış olan köprü.