ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
city
-
clifford donald simak'ın süper bilimkurgu romanı. dünya üzerinde insanların sadece adının kaldığı ve uygarlığın köpekler tarafından kurulduğu bir zamanda, yaşlı köpeklerin insanlar hakkında anlattığı efsanelerden (8 öykü) oluşan kitap insanlığın geçmişi ve geleceği hakkında epey düşündürüyor.
örneğin ben "yoksa bizim efsane dediğimiz tepegözler falan filan var mıymış bir zamanlar" diye düşünmedim değil.
hiç üşenmem, sekiz sene sonra edit yaparım: http://kitapardindan.blogspot.com/…011/01/kent.html
ingilizce konuşurken yapılmış en büyük salaklık
-
benim bir keresinde "tapu and kadastro" demişliğim vardır. valla kimse üstüme gelmesin, anca o kadar çevirebilmişim. yine de büyük bir alkışı hak ettiğimi düşünüyorum. varsa, çay da alırım.
cumartesi gecesi evde oturan ezik ve yalnız insan
-
(bkz: adımı da yazaydın bari)*
sözlük yazarıyım 16 yaşındayım ve ergen değilim
-
ne bok olursan ol benden 20 yaş ufaksın, kalk su getir.
tbmm'nin valyrian çeliğinden yapılmış olması
-
valyrian çeliği olsaydı meclise ak'gezenler giremezdi diyerek çürüteceğim iddia.
yok amk editi: bu da bana kalmış iyi mi.
yaran sevgili diyalogları
-
romantik romantik öpüsürken:
+ benim gözlerim acik ha, sinsi gibi.
- ... <allahim sen sabir ver>
erkekleri çekici yapan detaylar
-
kollarındaki damarların belirgin olması.
gündüz kamyon trafiği yoğunsa ekonomi yolundadır
-
almanya'da yollarda kamyon falan yok, demek ki adamlar s*ki tutmuş dediğim tespit.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"ve tanrı, komşu çocuklarını daha zeki yarattı."
donanımhaber ölücüleri
-
tam şu an bir market zincirindeki deodorant indirimi için başlık açılmış 7 tlden 4 tlye düşmüş fiyatları ve bu ölücüler koli koli alıp stok yapmaya başlamış. bir de aldıklarının fotolarını çekip koymuşlar evladım 20 tane deodorant alıp ne yapacaksın adam ömürlük deosunu almış çocuklarına miras bırakacak herhalde.
öyle bir ölücüler işte.
4+1+3+4 eğitim sistemi
-
önliberosuz eğitim bir boka benzemiyordu. her eğitim sistemine böyle bir çapa lazım.
kitap satın alma hastalığı
-
tedavisi mümkündür.
umberto eco'nun dediğine göre, elindekileri okumadığı halde yeni yeni kitaplar almaktan vazgeçmeyen sıradan okur, aldığı kitapları kısa bir süre sonra "okumuşluk" duygusuyla muhafaza eder. bu muhafazanın koleksiyonerlikle bir alakası yoktur. çünkü disipline değil yanılsamaya dayalı bir muhafazadır sözkonusu olan.
şöyle ki: bir yanı o kitapları okumadığını biliyor olsa da fiziksel olarak sahip olmasından dolayı, zihin, bu sahipliği bir iki gün içinde "okumuşluk" duygusuna tercüme eder. bu öylesine tehlikeli bir duygudur ki kişiyi hem okumaktan alıkoyar hem de kitap satın alma çılgınlığına sonu gelmezcesine sevk eder.
bilirsiniz; ekmek ya da tatlı yiyenler bir süre sonra kan şekerleri düştüğü için tekrar tıkınmaya başlarlar. eğer kendilerini dizginleyemezlerse sürekli tıkınma tuzağına düşerler. bu tıkınmanın da beslenmeye hiç bir faydası yoktur.. kontrolü hem gıda seçimine hem de iradeye dayanır.
kitap satın alma hastalığını sonlandırmanın yolu ise kitap seçiminden değil tamamen bu bilgiyi içselleştirmekten geçer. sonuçta, kısa bir tefekkürle halledilebilecek bir rahatsızlıktır. aldığınız kitabı okuduğunuzu zannettiren zihninizin oyununu imha ederseniz, yeni kitaplar almak yerine, elinizdekiler bittiğinde almak üzere düzgün bir liste tutmaya başlarsınız.
hatta şöyle de bir güzellik olur: önceden kitap al(a)madığınız için kendinizi kötü hissederken, şimdi de elinizdeki kitapları hala bitiremediğiniz için hayıflanır, teessüf eder ve şefkatle sayfalarına uzanırsınız.
bu hayati bilgiyi lütfen sevenlerinizle paylaşın ki herkes aldığı kitabı okusun.