hesabın var mı? giriş yap

  • rezalet gibi rezalettir.

    montaj servisi ve montaj elemanları kesinlikle kusurlu.

    nedenlerini yazarsam.

    1- duvarlar gaz beton denen tuğla ise ona uygun dübel ve vida kullanılmalı idi.
    gaz beton dübeli
    2- dolap ağır olduğu için kalın vida ve pul kullanılmalı idi. hatta dolap askısı ve vida gizleyici şart oğlu şart.
    dolap askı aparatı
    3- olduki duvar alçıpan diyelim o zaman montaja uygun değildir raporu tutmaları gerekirdi ve montajı kesinlikle yapmamaları gerekiyordu.

    bu konuda kesinlikle haklısınız. gerekirse tüketici hakem heyeti ve mahkemelerine gidip hakkınızı arayınız.

    not : elektrik teknisyeniyim ve çok montaj yaptım ama böylesini ilk kez gördüm. pes diyorum...

    alt edit : (bkz: #95799866) arkadaşım galiba sen okuduğunu anlama konusunda biraz sıkıntılı birisin. alçıpan duvara bu tarz mobilya ürünü a-s-ı-l-m-a-z. dolabın ağırlığı ile alçıpan yırtılmaya ve en sonunda da düşme ile sonuçlanan sürece girer.
    ayrıca tv dediğin şey öyle 40-50 kilo gelen bir ürün değil. kelebek alçıpan dübeli ve ona uygun uzun vida, pul kombinasyonu ile her türlü tv monte edebilirsiniz. (+7-8 kilodan sonrası benim gözümde sorun teşkil eder. kesinlikle duvarda ki karkas profilini bulup en azından iki vidayı sağlama almak lazım)

    hadi sana kolay gelsin.

  • silinmesi gereken ve bir süreliğine çaylağa dönüştürülmesi gerektiğini düşündüğüm bir yazarın açtığı başlık. yapmayın, açmayın şu kalıpta başlıklar. "istanbulda deprem olması ihtimali" vs deyin. burada ben ve benim gibi deprem şoku yaşayan, yakınlarını kaybeden kişiler var. sizi bilmiyoruz ama biz gerçekten tırsıyoruz gerçekten oldu mu diye.

  • samimi iki arkadaş inşaat mühendisliğinden mezun olurlar. biri çalışmak için yurt dışına gider diğeri devlet memuru olur...

    beş yıl sonra yurt dışındaki arkadaş diğerini çağırır ve son derece lüks, havuzlu bir malikanede ağırlar.

    memur olan arkadaş sorar;

    - sen ne kadar ücret alıyorsun?

    - 8000 dolar...

    - iyi de bu malikane ne kadar?

    - 1,5 milyon dolar.

    - nasıl oluyor bu iş?

    - şu karşıdaki köprüyü görüyor musun?

    - evet...

    - köprünün korkulukları 3 cm kalınlığında olacaktı.

    - eeee?!

    - 2 cm olmasına göz yumdum, böylece bu malikaneyi aldım.

    bir yıl sonra memur olan diğerini çağırır. boğazda bir yalıda ağırlar.

    yurtdışında çalışan arkadaş şaşırır sorar;

    - sen ne kadar ücret alıyorsun?

    - 5000 türk lirası...

    - bu yalı ne kadar?

    - 60 milyon tl...

    - nasıl oluyor?

    - şu karşıdaki köprüyü görüyor musun?

    - hayır ...

  • 1.75 ve üzeri kadınlar için somalili özgüvenidir.
    hele bi de bunlar yazın deli sikmiş gibi güneşin altında yatıp marsık gibi oluyorlar ya, hepsi birer elvan ebiligeyze oluyor alüminyum...

  • go 19x19 yatay ve düşey çizgiden oluşan bir tahta üzerinde oynanan uzak doğuda (çin) çıkmış strateji oyunudur. öğrenmesi çok kolaydır çünkü sadece birkaç kuralı vardır. ama ustalaşmak ve oyunun felsefesini öğrenmek bir ömürlük süreçtir. uzak doğunun denge felsefesini (ying-yang) içinde barındırır.

    oyun tahta boş olarak başlar. her hamlede oyuncular tahtada istedikleri kesişim noktasına(yani karelerin içine değil) taş koyabilirler. oyunun amacı tahtadaki bölgeleri çevrelemek ve alan kazanmaktır. rakibin taşlarını öldürmek de mümkündür ancak bu o kadar da kolay değildir. çünkü bir taşın 4 nefesi vardır. bütün nefesleri rakip taş tarafından kapatılan taş tahtadan kaldırılır. dolayısıyla 1 hamleye 4 hamle yaparak öldürmeniz gerekir. bu yüzden bodoslama taş öldürmeye çalışmak sizi zayıflatır. ancak oyunun akışı esnasında rakip taşları çevrelemek için fırsatlarınız olacaktır.

    go'da rakibi yok etmek veya tamamen tahtadan silmek mümkün değildir (tabi çok büyük bir seviye farkı yoksa). asıl amaç rakipten fazla alanınızın olmasıdır. savaşları çok çetin geçer çünkü birbirinden bağımsız taş gruplarınız ölüm ve yaşamın geleceği öngeren zeka dolu hamlelerle belirlendiği bazı pozisyonlara düşecektir.

    çinde "weiqi", korede "baduk" olarak bilinir. yeni başlayanlar 9x9'luk tahtada oynayarak oyunun kurallarını kavramaya çalışır. daha sonra 13x13'lük tahtaya geçer ve savaşmayı öğrenir.

    oynayanlar oyunun kurallarını öğrendiklerinde 25 kyu olarak başlarlar. oyunda ustalaştıkça seviyeniz 25'den 1'e doğru yükselir. kyu öğrenci demektir. 1 kyu olduğunuzda sonraki aşama 1 dan'dır. bu noktadan sonra 7 dan'a kadar yükselebilirsiniz. tabi bunlar amatör seviyeler.

    buraya kadar sıkılmadan okuduysanız şurdan oyunu öğrenebilirsiniz.
    https://online-go.com/learn-to-play-go

    öğrendikten sonra canlı olarak diğer insanlarla yukarıda ki sitede "play" menüsünden oynayabilirsiniz. ayrıca pandanet (https://pandanet-igs.com/communities/pandanet) ve kgs (https://www.gokgs.com/) gibi alternatifleri de deneyebilirsiniz.

  • o değil de basketbolcularla beraber laylalooooooo diye sıçrayan ntv spikeri* bir şey alamayacak. yazık lan.

  • şampiyonlar ligi kupasını ise gerçekten büyük ve güçlü takımlar almıştır. o takımlardan bazıları;
    ac milan
    real madrid
    barcelona
    bayern münih
    manchester united
    fenerbahçe

    edit; fenerbahçe yokmuş. uyaran arkadaşlara teşekkürler..

  • hem bilgişlem teknolojileri hem iktisat altyapısı olan biri olarak halen daha üretilen parayı temellendiremediğim, karşılığını kafamda oturtamadığım ödeme sistemi.

    bu paranın karşılığını birinin bana tane tane anlatmasını umut ediyorum.

    nasıl oluyor x birinin yazdığı bir algoritma ile ekran kartlarının aşırı derecede elektrik tüketerek yaptığı işlemler bir maddi meta oluyor? burada bu paranın karşılığı sadece elektrik ve ekran kartlarına harcanan para olabilir ki bunun da bir dönüşü yok sadece kart üretici firmaları zenginleştiriyor ve elektrik tüketimini arttırıyor eser oranda.

    bugün abd başta olmak üzere pek çok ülkenin bastığı paranın maddesel bir karşılığı bulunmuyor gözükse de karşılığı o ülkelerin ekonomisidir, kendisidir. bitcoin ve türevlerinin karşılığı ne?

    ya bu modern zamanların en büyük saadet zinciri ve en son giren mallara ciddi şekilde patlayacak ya da ben malım ve böyle bir fırsatı değerlendirmiyorum.

    bilemiyorum, çözemiyorum.

    edit: adam lidyalılar demiş. onların parasının bir karşılığı vardı, paranın kendisi altın idi, gümüş idi, bakır idi.

    zedit: bir de araştırırsan görürsüncüler var, ben araştırdım kardeşim mantıklı bir karşılık göremedim, sen gördü isen anlat da bilelim. aslında kendi de bir halt anlamamış ama anlamış gibi yapıyor. anlayan çıkar takır takır anlatır. daha anlatabilen birine rast gelmedim.

    düdüt: arkadaş yazmışız oraya bir iktisat tabanımız var diye adam gelmiş kağıt para teorisini bilmeden kağıt paraların da karşılığı yok diye bik bik ahkam kesiyor. yazmışız oraya it teknolojilerinden anlıyoruz diye bir diğeri gelmiş saçma sapan örneklerle bu işin teknolojisini anlatıyor. bi durun artık.