hesabın var mı? giriş yap

  • şeye benzemiş. argodaki anlamını bilen bilir.

    küçükken okulda birbirimize iki baş parmağı ve iki işaret parmağıyla bu hareketi yapardık.

    şöyle: görsel

  • "hayat; dolmuşa senden hemen sonra binen kişinin, sen para verirken, tek boş koltuğa oturması, sonra sana 'bir bostancı uzatır mısın?' demesidir"

  • çerenkov ya da chrenkov ışıması, yaydığı büyüleyici mavi ışıkla birlikte, fizikçilerin deneylerde faydalandıkları bir fenomendir. bu ışıma, fiziğin gizemli doğasını bize hissettirerek, merakımızın tavan yapmasına ve bir nevi zevkten dört köşe olmamıza neden olur. şimdi bu etkiyi açıklayalım:

    cherenkov radyasyonu, çoğumuzca daha iyi bilinen sonik patlama etkisine benzer. bir uçak bir ortamdaki ses hızından daha yavaş hareket ederse, hava sapması uçağın kanatlarının çevresinde düzgün hale gelir. bununla birlikte, eğer hareket hızı orta ses hızını aşarsa, ani bir basınç değişikliği meydana gelir ve şok dalgaları, koni şeklinde ses hızında uçaktan uzağa doğru yayılır. (sonic )

    maxwell'in elektromanyetik dalga denklemlerinden görülebildiği gibi, geçirgenlik ve geçirgenlik sabitleri tarafından belirlenen ışığın boşluktaki hızı c= 3 x 10^8 m/ s' dir.

    yüklü bir parçacık, bir ortam içinde ışık hızından daha hızlı hareket ettiğinde, "cherenkov radyasyonu" adı verilen hafif bir radyasyon ortaya çıkacaktır. bu olayı rusya bilimler akademisi'nin lebedev fizik enstitüsü'nde deneysel olarak inceleyen kişi, pavel alexeevich cherenkov (1904-1990)'dur.

    cherenkov'dan önce, 1900'de pierre ve marie curie'nin, radyumla yaptıkları deneylerde de mavi bir parıltı gözlemlediklerini belirtmekte fayda var.

    nasıl oluşur?

    klasik fiziğe göre, hareketli yüklü bir parçacıklar, elektromanyetik dalgalar yayarlar. kuantum mekaniği perspektifinden bakıldığında ise, yüklü bir parçacık, moleküllerle polarize edilebilir bir ortam içinde hareket ettiği zaman, molekülleri daha yüksek seviyelere uyarır. başlangıç durumuna geri döndüklerinde ise, moleküller, fotonların bazılarını elektromanyetik radyasyon formunda yeniden yayarlar. huygens ilkesine göre, yayılan dalgalar ortamda faz hızında küresel olarak hareket eder. parçacık hareketi yavaşsa, yayılan dalgalar hareket yönünde hafifçe birbirine doğru toplanır. bununla birlikte, parçacık ışık hızından daha hızlı hareket ederse, yayılan dalgalar, "cherenkov radyasyonu" olarak bilinen ve parçacık yönüne göre q açısında eş-fazlı bir radyasyona yol açar. etki'nin şekli, parçacık hareketi yönünde bir emisyon konisi şeklindedir. şekil 1, küresel dalga cephesini ve sonuçta ortaya çıkan radyasyonu; cherenkov radyasyonunu gösterir.

    şekil 1: http://large.stanford.edu/…1/alaeian2/images/f1.jpg (chrenkov radyasyonu, mavi parıltı şeklinde gözüküyor)

    ışıma'ya örnek:
    mavi ışıma

    gaz veya su gibi küçük kırılma indisi olan bir ortam için, cherenkov radyasyonu oluşturabilecek minimum parçacık hızı, c'nin belli bir oranı olacaktır. örneğin kırılma indisi n = 1.33 olan suda, parçacık, cherenkov radyasyonu oluşturmak için en az 2.3 x 10^8 m/s hızında hareket etmelidir.

    biraz teorik devam edersek;

    durgun kütlesi m0 ve momentumu p0 olan bir partikülün kırılma endeksi n olan bir ortamda hareket ettiğini varsayalım. burada pc = hc / ? momentumlu bir foton yayılır ( h, planck'in sabitidir). yayılan foton, yayılma yönünde q açısı yaparsa, momentumun korunumu gereğince;

    p^2 = p0^2 + pc^2 - 2 p0 pc cosq

    enerjinin korunumu gereğince ise;

    p0^2.c^2 + m0)^1/2 = (p^2.c^2 + m0^2.c^4)^1/2 + hv

    q açısı: https://i.hizliresim.com/ado0yl.png

    https://i.hizliresim.com/lljyyo.png (u hızında hareket eden bir parçacık için ışıma şeması)

    şimdi açısını-hızını hesaplamakla çok kafa bulandırmaya gerek yok, bunun için özetle, cherenkov radyasyonu, bazı nükleer reaktörleri koruyan su havuzlarında zayıf mavimsi beyaz bir parıltı gibi görünür. bunun gibi durumlarda, cherenkov radyasyonu, reaktördeki elektronların sudaki ışık hızından ( 0.75c) daha yüksek hızlarda hareket etmelerinden kaynaklanır.

    bu hususta, şu yanlış anlaşılmanın üzerinden geçelim: ışık hızı nasıl olur da aşılır diyebilirsiniz. ancak burada geçilen ışık hızının kendisi (c) değil, ışığın sudaki hızı (0,75c) 'dir. ışık suda daha yavaş hareket ettiği için parçacıklar bu görece yavaş hızı aşabilirler ve bu ışıma ortaya çıkar.

    şu videolarda, cherenkov radyasyonu'nun nasıl mavi ışık etkisine yol açtığını görebilirsiniz: https://www.youtube.com/watch?v=hyt9dypnfsq ve https://www.youtube.com/watch?v=xcpxy5prprk

    kaynaklar: http://large.stanford.edu/…ses/2014/ph241/alaeian2/

    https://www.britannica.com/…nce/cherenkov-radiation

  • bence en iğrençleri salçalı (''salça kaynatıyorum, salçalandım, taze salça aldık'' vb) ve kan ağlamalı (''anavatan kan ağlıyor, kıbrıs kan ağlıyor, her yer kan ağlıyor'' vb) olanlardır.
    kusucam bi gün birisinin suratına. böyle iğrenç tabirler olur mu allah aşkına...

    vampirli bir fıkra vardı, biz lisedeyken çok anlatılırdı. hatırladığım kadarıyla şöyleydi;
    vampirlerin takıldığı bir bar var. her giren vampir, barmene diyor ''barmen bana koca bir bardak kan'' barmen veriyor. herkesin keyfi yerinde.
    sonra vampirin birisi, ''barmen bana bir bardak sıcak su'' diyor. herkes şaşırıyor. vampir dediğin kan içer sonuçta. ''hayırdır?'' diyorlar. bizim vampir cebinden kullanılmış bir ped çıkarıyor ve ''ben sallama içeceğim'' diyor.
    böyle tabirleri ne zaman duysam, aklıma bu iğrenç ötesi fıkra gelir.

    ya bence insanlar regl olduklarını söylemek zorunda değiller. gerçekten yani. kimse bilmek zorunda değil. saklanması gerekiyor demiyorum. ama bilinmesi de gerekmiyor. mutlaka söyleyeceksen ve regl oldum diyemiyorsan, ''hasta oldum'' falan de bari en azından. insanı vatandan, salçadan soğutmayın gözünüzü seveyim ya. içim kalktı yine.

  • ilkokuldayken her ay bir kitap bitirmemiz istenirdi. okunması gereken kitaplar, bir liste halinde herkese dağıtılırdı. istediğimiz kitaptan başlama hakkımız vardı. her ayın sonunda, o ay hangi kitabı okuduysak, onunla ilgili olarak kitabı değerlendiren bir yazı yazardık. benim bu kitap listesinden okumayı ilk seçtiğim kitap, o zamanlarki çeviri adıyla "ihtiyar balıkçı" olan bu romandı. beni çok etkilemişti bu kitap ve listedeki diğer kitapları okuduğumda, hiçbirinden "ihtiyar balıkçı"dan aldığım tadı alamamıştım.

    son yıllarda kitabın "ihtiyar balıkçı ve deniz" ya da "yaşlı adam ve deniz" olarak farklı başlıklarla çevrilmesi, ilk başlarda "acaba bu, ihtiyar balıkçı'nın devamı mı?" sorusunu akla getirmiştir. en başından sabit bir isimle çevrilseydi daha güzel olabilirdi belki. ne olursa olsun, ilkokul sıralarındayken bizim hemingway gibi usta bir yazarla tanışmamızı sağlayan hocalarımıza teşekkürü bir borç bilirim.

  • kendisine kilo vermesini ve verdiği kilolar karşılığında ilkyardım çantası ile yangın söndürücüyü arabaya yeniden koymasını tavsiye ediyorum.

  • buna da hastayım; ev sahibi ananız babanız değil.

    ben ev sahibinin anası babası mıyım da kanunda belirtilenden fazla zam yapayım? her gün ayrı bir dilenci şu başlıklarda. yok len para mara aha mahkeme orada. 500 bine aldığı ev 2 milyon olunca bişey yok. kirası 3 den 5 e çıkaramadı diye bik bik. amk aç köpekleri.

  • yan okulun öğrencilerinden dayak yiyen müdürün, okula gelip 7 öğrenci ile anlaştıktan sonra, yan okulun müdürünü çay içmeye çağırıp,anlaştığı 7 öğrencinin yan okulun müdürünü dövmelerini gülerek izlemesi.

  • öncelikle cumartesi sabahınızdan yaklaşık 26 dakika çalacağım için özür dilerim, eğer bu zamanı kaybetmek istemiyorsanız aşağıda vereceğim linki tıklamayın. zira ben, video başlayınca sonuna kadar izlemekten alamadım kendimi.

    inşaat mühendisiyim, haliyle sektörü ve bu sektörde çalışanları iyi bilirim. hani, kırk yıllık fayansçıyım böyle usta görmedim desem yeridir. adamın disiplinine hayran kaldım ve bir kez daha almanlara olan hayranlığım arttı.

    yani adamlarla aramızdaki farkı görmek için bence bu video tek başına bile yeter.

    edit: eski link silinmiş, yeni link eklendi.

    26 dakikanız yoksa tıklamayın!