hesabın var mı? giriş yap

  • yargılamadan önce down sedromu bir kromozom anomalisi olup, beslenme ve yaşam şekli ile alakası yoktur bunu bilelim.

    günümüzde yapılan tarama testleri hatalı sonuçlar verebilmekte ve sağlıklı olması beklenen bebek down sendromlu olarak doğabilmekte. ne yazik ki bir tanıdığım bunu yaşadı ve senelerce depresyondan çıkamadı. çoçuğu istemedi, hayattan tüm bağını kopardı, onu dünyaya geri döndürebilmek için ailesi senelerce çabaladı, çoçuk şuan 10 yaşında ve anne hala iyi değil.

    yani konu anne bebeğini öldürmüş. neee vay caniiiii!! değil. anne belli ki çıkamadığı depresyonda, bilinçsizce bunu yapmış. çok ama çok üzücü.

    lütfen bilmeden hissetmeden, anlamadan, empati kurmadan yazmayalım.

  • kazanan çiftçinin bizim ekşicilerden daha akıllı olduğunu gösteren olay.

    adam maksimum ikramiyenin 500 000 tl olduğunu düşünmüş de iki kupon oynamış.

    bizimkiler daha haberi okuyup anlamaktan aciz.

    vaheyy.

    kuponu bunlar oynasa kalıbımı basarım 4 tl basarlardı paranın yarısı boşa giderdi lan.

    banko yani.

  • ben yazları arabama çocuk kitapları stoklarım. ışıklarda su satan veya para isteyen çocuklara veririm. ışığın yanmasına uzun süre varsa hepsini gösteririm, içlerinden seçerler vs.

    bir gün bir ışıkta bir oğlan çocuğuna sherlock holmes vermişim. aradan birkaç hafta geçti. başka bir ışıkta baktım yine aynı çocuk. abla sen o dedektif kitabını veren abla değil misin dedi, evet benim dedim. abla kitap çok güzeldi, başka var mı diye sordu. ben de yanımda yok ama alırım dedim. aldım, arabaya koydum ama çocuğu tekrar göremedim maalesef.

    bir keresinde de bir çocuğa verdim bir kitap. eve geldim. bizim semtteydi zaten. bi yarım saat sonra arkadaşım aradı, ışıklardaki çocuğa kitabı sen mi verdin, direğin dibine oturmuş okuyor diye.

    10 kitap veriyorsam, 2'si okuyor kesin. diğerleri atabilir ya da satabilirler. 2 kişiye hayal kurdurup, gelecekleriyle ilgili bir şeyler düşündürebildiysem yeterli.

    debe editi: herkese güzel düşünceleri için çok teşekkür ederim.

    organ nakli hayat kurtarır. organlarınız bağışlayın. karaciğer ve böbrek için canlı verici bile olabilirsiniz. korkmayın. hayat kurtarın.

  • turkiye'nin en yakisikli aktoruydu belki de yillarca. kendi deyimiyle 'derdi ve kavgasi olan' filmlerde yer almak istedi. bu yuzden ertem egilmez'e rest cekip arzu filmden ayrildi. bir daha is bulamamayi goze alarak. 80 darbesi sonrasi hapishanede iskence gordu.

    haksizliga karsi kavgasi hic bitmedi onun. iki gram tipiyle paraya para demeyen aktor bozmasi tiplerin oldugu alemde, o hic kendini bozmadi, adam gibi yasadi. susanlardan, isime zarar gelmesin diyenlerden olmadi hic. haberi alinca abimi kaybetmis gibi oldum sanki. seninle ayni topraklarda nefes almak onurdu tarik akan.

  • insanı üzen şeylerdir genelde... taa ki onca zaman sonra ilk defa türk yemeği yiyene kadar.
    sonra trafiğe çıkanca yine üzer sizi.. o ayrı mesele.
    sonra yine yemeğe oturursunuz, bir soslu dürüm, bir içliköfte.... mutlu olursunuz.
    sonra atm kuyruğunda arkanızda duran adamın omuzunuzun üzerinden neredeyse el gözeneklerinizi görebilecek kadar dibinize girdiğini görüp, yine üzülürsünüz...
    sonra bir tatlıcaya girip bir porsiyon baklava yersiniz... mutlu olursunuz
    tatlıcıdan çıkarken ayağınız parampinçik olan kaldırım taşlarına takılır, üzülürsünüz.
    ve bu gider böyle....

  • dumbledore'un kazanacağı versus.

    ilk kitabın ilk bölümünde, dumbledore, voldemort'ta onun hiç elde edemeyeceği güçler olduğunu söyler ancak minerva mcgonagall onun bunları kullanmayacak kadar soylu olduğunu belirtir. ben aynı fikirde değilim, iyi-kötü muhabbeti bir yana, bence "saf büyü" bakımından voldemort dumbledore'dan bir parça daha üstündü, büyüyü kullanma yeteneği açısından ise denk sayılırlardı. yine de bu versusu dumbledore alır diyorum çünkü kendisi voldemort'tan çok daha iyi bir stratejist idi. ister yaş farkı deyin, ister tecrübe ama bu durum dumbledore’un daha bilge olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

    seri boyunca voldemort'un birçok hata yaptığı ortaya çıkarken, dumbldore'un iki temel hatası vardır. ilki, beşinci kitapta harry'yi korumak adına onu kendisinden uzaklaştırmak ki sirius'un ölümüne neden oldu. diğeri ise diriltme taşını bulduğunda, heyecanına yenik düşüp laneti tahmin edemeden yüzüğe dokunmak ki bu da kendi sonunu getirdi. buna karşılık voldemort hata üstüne hata yaptı. ilk kitapta, vücuduna kavuşmak için zayıf ve beceriksiz bir adamı seçti ve on bir yaşındaki bir çocuğun elinde kül oldu. ikinci kitapta, sırlar odası'nda çenesi düştü, harry'yi basiliske öldürtmek yerine konuşarak egosunu tatmin etti ve fawkes'un harry'nin imdadına yetişmesine izin verdi. ayrıca lucius malfoy gibi beceriksiz bir adama güvenip hortkuluk teslim ettiğini de gösterdi. dördüncü kitapta, kendisini daha güçlendireceğine inanarak harry'nin kanıyla kendi bedenini inşa etti ve harry'nin hayatını da garanti altına almış oldu. beşinci kitapta, bakanlıkta dumbledore'u yenmek uğruna orada kaldı, kaçmadı ve kendini bakanlığa ifşa etti. altıncı kitapta, geçmişe yönelik sahnelerde öğrendik ki kendisi sağlam bir koleksiyoncu ve egosunu her şeyin üstünde tutuyor. bu da dumbledore'a hortkulukların sıradan nesneler yerine özel eşyaların olacağı fikrini verdi ve hortkuluk arama işini kolaylaştırdı. son kitapta ise voldemort, hortkuluklarını tahmin edilebilir neslenelerden seçmenin bedelini öderken, mürver asa'nın sahibi olma çabasında başarısız oldu ve yanlış kişiyi öldürdü. ayrıca en büyük düşmanı harry'yi ormanda öldürdüğünü zannetti ve kontrol etmesi için kendisi gitmek yerine narcissa malfoy'u gönderdi. bunların haricinde, dumbledore'un dediği gibi kehanetin peşinden gitme aptallığı gösterdi ve harry'ye onu yenmesi için ihtiyacı olan bütün güçleri kendi verdi. sonuç olarak voldemort saf güce sahip bir ergen gibi davranırken, dumbledore ölümünden sonra bile aylar sonrasını planlayarak onu yendi. her ne kadar kendisi ondan önce ölmüş olsa da, sonuç olarak planı -bilgeliği- işe yaradı ve voldemort yok oldu.

    ancak yine de şu soru var: neden dumbledore voldemort'un korktuğu tek kişiydi? birçok yerde kendisinin tüm zamanların en büyük büyücüsü olduğunu iddia etmesine rağmen ilk büyücü savaşı'nda hogwarts'a saldırmayı asla göze alamamıştı. bence, voldemort'un esas korktuğu dumbledore'un büyüsü ya da onunla düello yapmak değildi, zira beşinci kitapta bunu gösterdi. onun bilgisinden ve sırrını çözmesinden korkuyordu ki öyle de oldu. voldemort'un gücünün arkasındaki hortlulukları bulan kişi dumbledore'du. bu noktada horace slughorn'un da hortkulukların varlığını tahmin ettiğini söyleyebilirsiniz, ancak kendisi bunun peşinden gidecek ve voldmort'u karşısına alacak kadar cesur değildi. voldemort, slughorn'un onun karşısına çıkacak gücü ve cesareti olmadığını biliyor olmalıydı.

    peki zamanında gellert grindelwald'u yenen dumbledore neden voldemort'un karşısına hiç çıkmadı? voldemort'un hortkuluk yaptığını tahmin ettiği için olabilir, muhtemelen onun peşinden gitmenin işe yaramayacağını düşündü. sonuç olarak onu öldürmenin yolunun hortkulukları yok etmek olduğunu, bunun için de harry'de olduğu gibi bir bağ gerektiğini biliyordu. unutmamak gerekir ki altıncı kitapta dumbledore, harry ile konuşurken hortlulukların sayısının ve konulduğu nesnelerin belirsizliğinden bahsetti. elinde hiçbir net bilgi yokken voldemort'u öldürmeye çalışmak anlamsız gelmiş olabilir.

    tabii şu akıllara geliyor, elinde mürver asa'nın gücüyle her seferinde onu öldürsün, voldemort kendini toparlayıp geri dönene kadar da insanlar rahat etsin. geri geldiğinde yine öldürsün. her şeyden önce harry haricinde -yani üzerinde fedakarlık büyüsü olmayan biri haricinde- öldürme lanetinin voldemort'ta nasıl çalışacağı bilgisi verilmiyor. belki de bedeni hiç zarar görmeyeceği için -avada kadavra burun bile kanatmaz- çok hızlı toparlanacaktı ve onu öldürmek zaman kaybından başka bir şey olmayacaktı. sonuçta, voldemort'un bedenini paramparça yapan fedakarlık büyüsünden seken öldürme lanetiydi. üstelik bu düellolardan birinde kendi de ölebilir. nihayetinde karşısında en az kendisi kadar yetenekli ve hatta daha güçlü bir büyücü var. bu da dumbledore'un hiç faydalı olamadan ölüp gitmesi demek. kehanetle bir çocuğun işaretleneceğini bilsin ya da bilmesin, gerçekten faydalı olacağı şekilde davranmak istemiş olabilir ki yoldaşlık'ı kurması bunu gösteriyor zaten. ayrıca dumbledore kişilik olarak yarım yamalak işler yapacak birisinden ziyade temelden çözecek birisi.

    gelelim düello kabiliyetlerine. seri boyunca biz dumbledore ve voldermort'un sadece bir kez düello yaptığını görüyoruz, o da beşinci kitabın otuz altıncı bölümündeki bakanlık kısmında gerçekleşiyor ve ikisi de birbirini yenemeden sonuçlanıyor. bu sahnede, dumledore'un elinde mürver asa olmasına rağmen üstünlük sağlayamadığı için voldemort'un daha güçlü olduğu söylenir. peki ama öyle mi?

    dumbledore'un, voldemort'a söylediği ilk şey, "bu gece buraya gelmen aptallıktı tom, seherbazlar yolda," oluyor. voldemort ise ifşa olma riskine karşılık kalıp dumbledore'u öldürmeye çalışıyor. fark şurada: o gece dumbledore'un amacı voldemort'u öldürmek değil, bakanlık yetkililerinin gelip onu gözleriyle görene kadar oyalamaktı ki öyle de oldu. düellonun sonucunda voldemort ifşa oldu, yani dumbledore amacına ulaştı. ayrıca o gece dumbledore, bakanlık yetkilileri gelmese bile voldemort'u öldürmeye çalışmazdı çünkü kimsenin bilmediği bir şey biliyordu. voldemort'un bedeninin harry'nin kanıyla yapıldığını ve lily'nin fedakarlığının ikisini de koruduğunu, bundan dolayı da voldemort'u öldürmeye çalışmanın bir kez daha anlamsız olacağını. buna rağmen voldemort'un mürver asa'sıyla dövüşen dubmledore'a karşı savaştığı söylenebilir ve eğer mürver asa olmasaydı dumbledore'u yeneceği iddia edilebilir. sorun şu ki o gece voldemort, sadece dumbledore'u öldürmek için mücadele ederken, dumbledore hem kendisini hem harry'yi korudu. yani mürver asa'nın fazladan getirdiği gücü ikinci bir amaç için kullanarak şartları yine eşitlemiş oldu.

    sonuç olarak ikisi de hatalar yapmış olmalarına rağmen voldemort'un sahip olduğu o saf güç ve yetenek, dumbledore'un zekasını, bilgeliğini ve yeteneğini yenmesi için yeterli değildi.

    not: dumbledore'un, grindelwald konusunda da hatalı davrandığı ve bunun sonucunda kardeşi ariana'nın ölümüne neden olduğu bir gerçek ama voldemort ile hikayesinde doğrudan bir bağlantısı olmadığı için eklemedim.

  • uzun zamandır yazayım diyorum fırsat olmuyor,az önce yine yaptı yazayım bari. sürekli programlarında yerli yersiz konuşmacının sözünü bölüp akıcılığı bozan moderatör. az önce prof. dr. mustafa necmi ilhan'ın korana virüsle ilgili konuşmasının en önemli yerinde, cumlenin ortasından girerek " hocam bidakka bidakka müsade edin grafikleri ekrana alalim mi devam edin simdi lutfen" dedi. simdi adam zaten baska stüdyoda ses canli yayinda ona 2 saniye geç gidiyor sonra 2 saniye onu bekliyosun sonra adam son kurduğu cumlenin başından basliyor konusmaya yine. bunun doğrusu adam konusurken "reji grafikleri ekrana alalım lutfendir" senin muhattabın reji,akıcığı neden bozuyorsun. bu tarz gereksiz konuşmacıyı bölmeleri yıllardır yapıyor durduralamıyor.

    edit:imla

  • kelime anlamıyla "çarpışma" olmayacak çarpışmadır. galaksiler aslında birleşecekleri zaman "kavuşur", yani yıldızlar ve gezegenler kütürttt diye birbirlerine girmezler. en yoğun girişimin olacağı merkezde zaten gezegenli yıldızlar olma ihtimali neredeyse imkansız olduğundan en kötü ihtimalle yıldızlar kaynaşabilir.

    biizm gibi uzak kollarda ise dolmuşta boş koltuklara yerleşircesine mega galaksinin merkezkaç kuvveti ile açılan kollar arasına dağılması şeklinde olacaktır, bizim gibi 4000*pi ışık yılı alanda toplasan 100 yıldız olmayan bölgelerde bu geçiş yumuşak olacaktır.

    ancak, galaksinin serserileri olan karadelikler, nötron yıldızları, atarcalar gelirse, dünyayı harcayacaklar matmazel

  • ciddi ciddi istanbul trafiğinin nedenini yavaş giden arabalar olarak gören, bu nedenle hız sınırlarının kaldırılmasından tutun da yavaş giden arabaların trafiğe çıkmasını engellemeye kadar muhtelif cin fikirlere sahip olan insanlar var. benim önerim de bu insanların trafikten men edilmesi mesela, trafiğe çözüm olur mu bilmiyorum ama sürücülerin ortalama zeka seviyesini yükselteceği kesin.