hesabın var mı? giriş yap

  • yıllar sonra siyaset okullarında görevi kötüye kullanım dersi olarak okutulması ve gösterilmesi gereken konuşma.

    cumhurbaşkanı çıkmış "koalisyon olmasın haaa", "sakın haaa koalisyon kaos demek", "400 milletvekili istiyorum", "muhalefetin bir çakılı çivisi yok", "ssk'yı batıran adam biliyorsunuz" falan diyor.

    yazık bu yüce makama kimler layık görülüyor.

  • şenol güneş'in nasıl haince ve vahşice saldırıya uğradığını teyit eden görüntülerdir. adam resmen yüzükoyun yere kapaklanmış. hadi aranızda delikanlı birisi çıksın da, hiçbir yere tutunmadan, ellerini yere koymadan kendini bilerek yüzüstü yere bıraksın. sıkar biraz. hepiniz korkarsınız. çünkü bu şekilde düşmek bile ciddi bir hasar verebilir. kolunuz, çeneniz, dişleriniz kırılabilir. hatta havuza bile böyle atlayamazsınız. 70 yaşındaki birisi ise bunu hiç yapamaz. ancak kafasına ciddi bir darbe alan kişi böyle düşebilir. bu bir film sahnesi olsa dublör kullanılır. o kadar ciddi bir düşüş bu. şenol güneş'e bir kez daha geçmiş olsun diyorum. fenerbahçe çıkarttığı her yeni görüntüyle kendini biraz daha rezil etmeyi başarıyor.

  • aslında theraphosidae ailesine ait tüm örümcekler için kullanılan genel ad. theraphosidae ise eski yunanca kökenli olup canavar, yabani yaratık anlamına gelir. günümüzde birçok avrupa dilinde ise kuş örümceği (bird spider) şeklinde karşılığını bulmuştur. bu ad 18. yüzyılda yaşamış olan alman ressam maria sibylla merian'ın bir güney amerika gezisi sırasında resmettiği kuş yiyen bir örümcekten ileri gelmektedir. almanca konuşulan ülkelerde halen theraphosidae ailesi kuş örümceği (vogelspinne) olarak adlandırılır. tabi aslında kuşlar tarantulaların diyetinde en son sıradadır ve zor zamanlarda tesadüfi olarak kuş avlarlar.

    zehirlerinin şiddeti türlerine göre çeşitlilik gösterir. örneğin brachypelma ve grammostola cinslerine ait türlerde zehrin gücü düşükken poecilotheria cinsinin bireylerinde bu zehir oldukça güçlüdür. bunda zehirdeki nörotoksin miktarının fazlalığı etkilidir. düşük zehirde sadece uzun sürmeyen ağrılar ve uyuşma görülürken bir poecilotheria tarafından ısırıldığınızda dehşet bir ağrı, morarma ve uyuşmanın yanında nörotoksin etkisiyle 3-5 gün kafanız güzel de gezeblirsiniz.

    ancak sanılanın aksine ölüme yol açan bir zehir -alerjiniz yoksa- söz konusu değildir. çeşitli filmlerde bir canavar gibi gösterilen bu hayvanlar aslında son derece naiftirler. hatta çok komiktir ki 1955 yapımı "tarantula" adlı filmde bir canavar olarak gösterilen tür aslında "brachypelma smithi"dir ve en sakin tarantula türüdür. şahsen ben rahatlıkla elime alıp onu kolumda bacağımda gezdirebiliyorum.

    sözü uzatmadan ayrıca belirtmek isterim ki, yoğun iş temposu nedeniyle içindeki hayvan sevgisini bir türlü tatmin edemeyen çağdaş insanımız için tarantulalar mükemmel birer pet hayvandır. çünkü ortam koşulları ve yemleme adına sizden periyodik bakımlar haricinde bir şey istemez. karnını bir günde güzelce doyurursunuz ve artık 3 ay boyunca bir şey yemese de gül gibi yaşar.

    onların hayatına şahit olmanın keyfini de yaşamadan bilemezsiniz. sadece oldukları yerden hareket etmeleri, yürüyüşlerindeki ve avlanışlarındaki estetik size yetecektir. her sabah mıntıka temizliğini yapar, avından kalan artıkları paketleyip teraryumunun bir köşesine bırakır.

    kısacası güzel hayvanlardır, kedi köpek gibi yalaka değildir, sadakat, zeka gösterileri gibi olaylara girip insan taklidi yapmaz ve her zaman doğasını yansıtır. anlatmakla da bitmezler..

  • çözümü bizdedir.

    fransa'ya iyi niyet adına hemen bizim sokak kedilerinden büyük bir ekip yollayalım. hem paris havası almış olurlar, hem de karınları bir güzel doyar :)

  • en sevdiğim mevsim kıştır benim için ve bana kışı sevdiren sayamayacağım kadar detay var. bir kısmı şöyle :

    karın yağışını izlemek, kaç yaşında olursan ol gökyüzünden beyaz kar tanelerinin düşüşünün verdiği heyecan ve hayret hissi.

    yılın ilk karında dışarı koşup insanların ne yapıyor bu bakışı altında kahkaha atarak kendi etrafında dönmek. kar tuttuktan sonra kartopu oynamak, karda yuvarlanmak

    kimsenin basmadığı bir yerdeki karlara basmanın verdiği haz

    kat kat giyinmeye rağmen deli gibi üşümek, soğuktan başka bir şey düşünemediğinden kafandaki rahatsız edici her düşünceden ve sesten kurtulmak

    hafif bir kar ya da yağmur eşliğinde kulakta kulaklık sevilen müzikleri dinleyerek ve soğuktan titreyerek istiklal caddesi ya da kadıköyde yürümek, sonra sokaktaki kestaneciden kestane alıp yemek, kestanenin insanın içini sıcacık yapması

    evde ailecek oturmuşken yenen kestane

    vapura binip herkes soğuktan içerde otururken sıcak bir sahlep alıp vapurun dışına oturmak, bir yandan yüzüne çarpan rüzgardan üşürken bir yandan sahlepin içini ısıtması

    soğuktan elin, burnun kıpkırmızı olmuş eve geldikten sonra yapılan sıcak duş ve sonra üstüne battaniye alıp peteğin yanına oturarak iyice ısınmak.

    sobada kestane yapılan, sonra portakal yiyip kabuğu sobaya atılan çocukluğunun kışlarını hatırlamak ve özlemek

    kar yağıyorken camdan dışarıyı izleyip müzik dinlemek. şehrin beyazlığından büyülenmek, karın ne kadar mucizevi ve güzel olduğunu düşünmek, sokak lambasına bakıp kar yağıyor mu diye anlamaya çalışılan, yere kar tutar tutmaz anneye dışarı çıkmak için baskı yapılan küçüklüğü hatırlayıp gülümsemek.

    hasta olmamak için sürekli mandalina yemek çeşitli bitki çayları içmek

    sonunda sıcak bir yere varacağını biliyorsan üşümek.

    kar, karın ne kadar güzel bir şey olduğundan bahsetmiş miydim? sanırım dünyadaki en sevdiğim şeylerden birisi. sadece o bile kışı güzel yapmaya değer.

    ah bir an önce kış gelse de üşüsek, kafamdaki susmayan düşünceleri soğukta dondurabilsen. yazdan iyice bunaldığımı fark ettim.

  • son zamanlarda özellikle facebook'ta türemiş varlıklardır.

    profilini incelediğinizde bayrak, kuran, tayyip falan vardır ama arkadaş listesi slav hatunlarla doludur. bir boktan çakmaz, okumayı bile bilmez. düşmanı israil'dir.

    edit: başlık ilkokul mezunu değil, solculara vatan haini diyen ilkokul mezunu. yani burada ilkokul mezunu olmasına değil yaptığı harekete benim tepkim. yoksa herkes okuyacak diye birşey yok, ama bilip bilmediği şeyler üzerine başkalarına vatan haini etiketini yapıştıramaz.

  • demiş ki, normalde bu parayı ensar'a vermek istiyoruz. ama öyle yaparsak direkt cebimizden çıkıyor.

    "halihazırda harcamış olduğumuz parayı vermiş olsak, devletin kasasına gireceğine, ensara gitsin. o zaman kızılay'a yollayayım, oradan ensar'a yollarım. "

    sonuç: devlet ensar'ı 7-8 milyon fonlamış oldu. normalde vergi denetçileri bu adamları asmalı.