hesabın var mı? giriş yap

  • gece, önden yürüyen kadın rahatsız olmasın diye hızlı adımlarla onun önüne geçmekle kardeş bir eylemdir.

    her ne kadar bir keresinde bu eylem sırasında kadın onu kovalıyorum sanıp koşarak en yakın apartmanın kapısına sığındıysa da ben prensiplerimden ödün vermiyorum ve aynı şekilde yapmaya devam ediyorum.

    (bkz: ooo erdem timsali de burdaymış)

    edit: umut sarıkaya'nın böyle bir şeysi varmış, kendisinin tarzını çok beğenirim lakin söz konusu yazısını/karikatürünü görmemiştim, bu olay kendi başıma geldi ondan yazdım. bilen varsa umut sarıkaya tespitinin linkini atarsa sevinirim.

  • fatih altaylı: türkiye'de cumhuriyet'i savunanlar var.
    ilber ortaylı: evet.
    fatih altaylı: fakat bu ülkede cumhuriyet'e sövenler de var.
    ilber ortaylı: onlar gerizekalı.

  • anlık hayallere daldıran dizi bu. behlül le nihal yatta kahvaltıya nereye gidelim diye düşünürken, mutfakta yemek yiyen arkadaşın 'olum burayı böcek basmış lan' lafı ile bi an gözlerim dolmadı dersem yalan olur.

  • 29 nisan - 17 mayıs arası çemişgezek'te karantinabuddy aranmaktadır. masraflar benim tarafımdan karşılanacaktır. köy yumurtası, koyun peyniri gibi doğal gıdalar ve çelik çomak, ebelemeç gibi eğlence faaliyetleri yapılabilecektir.

    not: muhtarım.

  • bir gün netten tanıştığım bir arkadaşımla istanbul film festivali'ne gitmek için plan yaptık. messenger üzerinden telefonlarımızı aldık. film günü için sözleştik.

    ertesi gün taksimde buluşmadan bir saat önce son durum nedir diye aradım, telefonu meşguldü. herhalde işi vardır dedim, yola çıktım. taksim'e gelirken yine aradım yine meşgul, ardından üç dört defa daha ard arda aradım hep meşgul. 5-6 aramadan sonra ekildiğime kanaat getirdim. içimden de ertesi gün msn'de atacağım nutuku planlamaya başladım. sorumluluktan girdim, insana saygıdan çıktım, aklıma geldikçe sinirlendim, sinirlendikçe tasarladığım cümleler sertleşti.

    bir yandan da sinema salonuna yürüyorum. o arada tanımadığım bir numara aradı, "naber napıyorsun ben geldim sinemaya" diye. bir anda dumur oldum kafamdaki tüm kurgu iptal oldu. sonra aradığım numarayı tekrar kontrol ettim. meğer msn'de görüp kaydettiğim numara kendi numarammış.

    bazen böyle mallıklar yapıp üstüne sinirlenebiliyorum kusuruma bakmayın :/

  • dün akşam izmir'de hem hayran bırakan, hem de umut aşılayan dev adam. 2 yıl felsefe, 2 yıl da hukuk eğitimi aldığını ama iki fakülteyi de yarıda bıraktığını, anlayacağınız düz lise mezunu olduğunu anlattı. bir insanın kendini yetiştirmesinin en güzel örneklerinden biriydi. kurduğu cümleler, kullandığı sözcükler, 80 yıllık yaşamından damıtıp da dile getirdiği düşünceleriyle yüzlerce insanı büyüledi. sorulan sorulara içtenlikle yanıt verdi. biz paradigması neden önemlidiri anlattı. bireyselciliğin bugün ulaştığı noktadan olan rahatsızlığını dile getirdi. afad'ın yine "sel geliyor!" diye attığı sms'lere inat hava güzeldi, o kadar sağnak yağış uyarıları yapılırken o güzel insanın hatırına bir damla bile düşmedi dün gece.

    "en az 500 eserin usûlünü vurarak söylemeniz gerekir derler. ben o donanımda değilim, nota da usûl de bilmem. ben ses sanatçısı değilim, ben ses sanatçılarını taklit eden biriyim." dedi içtenlikle. oysa sesine, bilgisine, görgüsüne bakmadan türk sanat müziği albümü çıkartmış onlarcasından, yüzlercesinden çok daha iyi söylerdi bir plak doldursaydı.

    ben de sordum dün, "türk mizahına gırgır gibi, fırt gibi, ferhan şensoy ve nicesi gibi yön vermiş insanlardansınız. ismim hakan, çocukluğumdan beri insanlar bana 'hakan abi!' diye takılır. peki siz kime gülersiniz, sizi güldüren nedir?" diye. "en başta zeki alasya!" dedi, "az oyunla güldürmeyi başaranları da severim. mesela ingiliz mizahı hoşuma gider, peter sellers hayranıyımdır. o bir şey yapmadan da güldürmeyi bilir. şimdilerde büyük büyük oynanıyor ama mizah, tiyatro aynı zamanda ekonomik de olabilmelidir." dedi ve ekledi "tamam mı haakıııınaaaaaabiiiiiiii?!?"

    yıllar yıllar önce, daha 11-12 yaşlarında çocukken, izmir enternasyonel fuarı'nda, aşkolsun'da izlemiştim, neredeyse 40 yıl sonra yine aynı yerde sayenizde umutlarımı tazeledim, hiçbir şey için geç olmadığını anladım üstâdım. tanrım size sağlıklı ömür versin ve zekinizle cennette buluştursun umarım.

    ekleme: 80'ine gelmişken mahkeme koridorlarında süründürdüler bu adamı. dün sorulan sorulardan birine yanıtında dedi ki: "sanatçı dostlarım, çevrem tabii ki bana destek oldu. biz birbirimizi kollarız, bu doğal bir şey. ama sizlerin bana sahip çıkması beni çok mutlu etti. layığımdan çok daha fazlasını verdiniz siz bana, size olan bu borcumu nasıl ödeyeceğimi bilemiyorum."

  • ortadoğunun ortasında abd menşeili bir devlet kurulacak, terör örgütü ypg/pyd'ye yani pkk'ya binlerce tır silah ışid ile savaş örtüsü altından yollanacak, bu duruma da ortadoğunun büyük devletleri sessiz kalacak. oldu canım başka ? güneydoğuyu da verelim mi ? doğu anadoluyu da ister misiniz tatlı niyetine ?

    olay kısaca şudur:

    orta doğuda abd destekli bir devlet kurulmak isteniyor. bu devlet kuzey suriye ve ikby topraklarını kapsıyor. türkiye'nin güney doğudaki tek sınır komşusunun bu ülke olmasıyla birlikte türkiye'nin ortadoğuyla bağlantısının kesilmesi isteniyor. otorite eksikliği sebebiyle varlığını sürdüren terör örgütlerine müdahalelerde bulunan ve sınır ötesi operasyonlar düzenleyen türkiye de bu devlet kurulursa hem içişlerine müdahalede bulunulduğu, hem de toprak bütünlüğünü tehdit eden operasyonel hamlelerden ötürü uluslararası alanda suçlanacak. terör örgütleri varlıklarını sürdürecek hem de bunu abd eliyle resmi yollardan yapacak.

    gelelim kısa ve uzun vadeli amaçlara:

    bu durum ortadoğu ülkelerinin ve çıkarlarına tamamen terstir. böyle bir devletin türkiye, suriye, ırak ve iranın tam ortasına yerleştirmek, ortadoğuya atılacak bir atom bombasından daha tehlikelidir.
    kuzey ırak ve kuzey suriye petrolleri abd'nin eline geçecek ve suriyeden alınan limanlarla ihraç edilecek, terör örgütleri ışidle savaş sonucunda vaad edilen topraklara kavuşacak, suriye ve ırak hem resmen bölünecek hem de petrol kaynaklarından arındırılacak. abd dolaylı olarak bu devlet üzerinden ortadoğuda söz sahibi olacak hem de bu devlet abd için bir ileri karakol görevi görecek. ayrıca on yıllardır her fırsatta sıcak sulara inmeye çalışan rusyaya set çekilmiş olacak ve amerikan himayesindeki bir ülkeyi işgal edemeyeceği için rusya'nın sıcak sular için tek şansı türkiye olacak. ( bu arada devletler, özellikle rusya, kendi çıkarları için herşeyi yapabilirler. uluslararası arenada duygusal düşünmek cahilliktir.)

    yapılanlara bakalım:

    iran ve türkiye aradaki soğukluklara rağmen büyük resmi gördükleri için( hani şu dalga geçilen büyük resim var ya, o !) aradaki husumetleri bir kenara bırakmışlar ve ortak çıkarları uğruna, ortadoğudaki yeni oluşumu engellemek için bir araya geliyorlar.
    ırak da bu bölünmenin başrol oyuncusu olarak el mahkum türkiye-iran koalisyonuna katılacak.
    suriyeyi rusya-türkiye-suriye üçgeninde değerlendirmek gerekir çünkü esad yönetimi ve rusyanın yakınlığını sağır sultan duydu. türkiye de 4 milyon suriyeliye ev sahipliği yapıyor ve en uzun kara sınırını paylaştığımız ülke. buradaki durumda rusya, suriyeyi bir ileri karakol olarak kullanmak isteyecektir. suriyenin bölünmesi, deniz kıyılarının azalması ve kuzey sınırında türkiye cumhuriyeti yerine abd ileri karakolu bulunması rusyanın en son isteyeceği şeydir. türkiye için durumlar rusyadan daha büyük önem arz ediyor. suriye 877 km ile en uzun kara sınırına sahip olduğumuz ülke. doğal olarak suriye'de oluşan her türlü olay bizi doğrudan yada dolaylı olarak etkiliyor. bu ülke yerine kürdistanın gelmesi türkiyenin bu sınırının tamamiyle güvensiz bir hale gelmesine sebep olacaktır.

    gelelim yapılacaklara:
    önce kurulmak istenen devlet hakkında kısa bir bilgilendirme:
    ırak'ın kuzeyinde kurulmak istenen kürt devleti land-locked olduğu için ( deniz kıyısı olmayan devletlere denir. dünyada bu durumda olan 44 küsür ülke vardır. komşu devletlerin sınırlarını açıp açmamasına bağlı olarak bu devletin statüsü doubly landlocked olabilir bu durumda olan da 2 ülke vardır.)petrol kaynaklarının aktarımı ve amerikayla lojistik ağ hava yoluyla sağlanacak, dolayısıyla hem abd- kürt devleti arasındaki lojistik bağlantı diğer ülkeler tarafından izlenebilecek, hem de maliyet ciddi oranda artacak. bunun sebebi uçaklar farklı ülkelerin hava sahasını kullanmak zorunda kalacak hatta bu hava sahası içerisindeyken uçaklara zorla müdahale ihtimali bile olabilir fakat uluslararası sular kullanılarak kurulacak bir lojistik hattı hem takip edilemez hem de izlenemez. dolayısıyla illegal hatlara oldukça müsahit. dolayısıyla bu ileri karakol devletin deniz bağlantısı olması çok önemli. bu durum da ancak suriyenin kuzeyinin alınmasıyla sağlanabilir.

    yapılacaklara, daha doğrusu yapılabilceklere gelirsek:
    1) rusya, esad yönetiminin garantörü olacak ve suriyedeki iç savaş; türkiye, rusya belki iran garantörlüğünde çözülecek.
    2) ırak'taki problemler türkiye ve iran garantörlüğünde çözülecek; kalıcı ve dominant bir kuzey ırak'ın temelleri atılacak.
    3) terör örgütleri tamamen temizlenecek ve stabil bir ortam yaratılacak.

    tabi bunlar temennim ve 5 ile 10 senelik bir periyotta gerçekleşebilecek gelişmeler.

    sonuç olarak:
    orta doğudaki güçlü devletlerin bölgesel sorunlara el atması uluslararası oyuncuları saf dışı bırakıyor. bu durum amerika gibi oyuncuları rahatsız ediyor çünkü aslan payını alacakken bu gidişte koca bir nah alacaklar. bu sebeple de ellerine geçen tüm kozları kullanıyorlar.

    edit: bilgi düzenleme

  • yurt ici ucus ise bu yolcular en saf duygularin insani da olabilir. eger oyleyse, bu durumdan yillarca millete ucak yuzu gostermemis olan thy'nin utanmasi gerekir. avrupa'da amerika'da insanlar inanilmaz kampanyalarla, komik fiyatlara o ucak senin bu ucak benim seyahat ederken bizim milletimizce daha 5-10 yil oncesine kadar ucaga binmek bi zenginlik gostergesiydi.

    * ilk kez ucaga binen, ucak ne zaman iner ne zaman kalkar bilmeyen amca inis esnasinda eger sizin kolunuza sarilip "indik mi evladim" diyorsa onun sirtini sivazlarken akliniza thy'nin gelmesi gerekir.
    * veya bi tarafi kalkik bi host/hostes "hanimefendi bir portakal suyu daha rica edebilir miyim?" diyene "tabi efendim" deyip, "kizim bi portakal suyu daha verecen mi hele?" diyene "amca portakal suyu yok" diye cevap verebiliyorsa o hosta/hostese ayari vermek de sizin insanlik vazifeniz haline gelebilir.
    * ya da yaninizdaki teyze ucaktan korkuyor olabilir. ucak kalkisa gecerken veya inerken tedirgin de olabilir. sizinle konusmak da isteyebilir. her halukarda 3-5 soruluk muhabbeti ondan esirgeyip, "olum kari geldi bana diyo ki evladim ben cok tirsiyorum gozumu kapayacam ucak inince soyle sen gozumu acayim diyo ben de 10 dakka gec soyledm ucagin kalktigini ahuhuhauhauaha" diyorsaniz bu ulkenin insaninin hakkini veremiyorsunuz demektir.

    ha ben bu ulkenin insaninin tamaminin asigi degilim. her turlu kazigi atanlar mi dersin, anana bacina tacize yeltenenler mi dersin, yok mu? var elbet. arkani doner donmez seni mihlamak icin firsat kollayan serefsizler de az degil bu ulkede. benim asik oldugum insan, su sikilmis dunyada bozulmadan kalmis, kalbi temiz guzel insandir arkadas. ucaga mi binmis, basimin tacidir o. kafami da sikse beynimi de sikse oyledir.

    not: yukaridaki 3 olay da gercek olaylardir.

  • otopsinin "vücudu kurcalamak" olduğunu sananları göstermiştir.
    yiğidim aslanım, otopsi sadece neden ölmüşü değil, nasıl ölmüşü ve daha bir çok "şey"in incelemesidir, mermi çekirdeğinin giriş açısından tut, maktul'ün ölüm saatine kadar herşey gizlenmeye/saklanmaya çalışılan "şey"leri ortaya çıkarır.

    senin anlamadığın o kadar "şey" var ki, köpekli, katilli cümle kurabildiğin için biz seni şanslı kabul ediyor, yanağından bir makas alıyoruz.

    not: buralarda "vurularak öldürüldüğü kesin, neyin otopsisi anlamadığım olay, zehirlediler mi ona mı bakacaklar, katil köpekler bırı dımtıs" yazan bir şeyler var idi.imdu yürek yırtulur.