hesabın var mı? giriş yap

  • yıl 2011, o zaman lise üçüncü sınıftayım. izlediğim bir filmin sonunda çalan şarkı baya hoşuma gitmişti. o zamanlar shazam falan da yok, google’a kelimeleri yazıp öyle buluyorsun şarkıyı. bunun kelimeleri yazıyorum hiçbir şey çıkmıyor. filmin müziklerinin yapımcısı kim onu aratmak sonradan aklıma geldi. film düşük bütçeli izlanda yapımı bir filmdi, çok bilgi yok hakkında internette. neyse, bir şekilde buldum şarkıyı ve söyleyen adamı. adamın diğer şarkılarına da baktım baya hoşuma gitti. araştırdım adamı, kendi ülkesinde ünlü bir şarkıcıymış. baktım facebook’ta* 4 bin tane falan takipçisi var sadece, oradan mesaj attım. ilginç bir şekilde adam cevap verdi. bir şarkısı için gitar tabları var mı, çalmayı öğrenmek istiyorum dedim. adam tab yok ama müsait olduğumda senin için nasıl çalındığının videosunu çekip atabilirim dedi. tabii şok oldum o an, vay aq dedim. nitekim adam hakikaten attı da iki ay sonra, 15 dakikalık bir video çekmiş nasıl çalındığını gösteriyor falan. ben de adama inanılmaz minnet duydum, bir hediye göndermek istedim. ev adresi yazıyordu profilinde. o adrese kendimce ufak bir hediye gönderdim. sonradan yazıp teşekkür etti, gerek yoktu vs dedi falan.

    ben aradan geçen 12 yılda adamı fazla takip etmedim. geçen baktım bir tane albüm çıkarmış, birkaç tane de farklı projesi olmuş vs. daha da meşhur olmuş. geçenlerde instagram’da görüp bir story atmış, üzerine yazdım, cevap verdi. gönderdiğin hediyeyi hala kullanıyorum dedi fotoğraf falan attı. o kadar sevindim ki. reis yaşlanmış sadece baya, ona üzüldüm biraz.

  • bu meselede anlamadığım kekoluk galatasaray'ın yıldızlarını silme meselesi. katılalım katılmayalım bir 5 yıldız claim'i var dolayısıyla hadi kendine 5 yıldız koydun bunu desteklemek için diyelim , la olm bizimkileri niye siliyorsun, başkan , basın sözcüsü vs. olsam ilk işim kim yaptıysa kim karar verdiyse onu kovmak olurdu.

    sadece şu bile senin psikolojik olarak bu sidik yarışını kaybettiğini gösteriyor.

  • 5 dk önce yaşanmıştır :

    70'li yaşlarda bir amcamıza çikolata ikram edilir. kutuda iki çeşit çikolata vardır. biri dark, diğeri ondan daha dark. sütlüsü hiç yok yani.

    amcamın eli en siyah olana uzanır. ikram eden arkadaş der ki : "amca sen şunu al, onu yiyemezsin" amcam bozularak nedenini sorar, zira dişlerini yeni yaptırmıştır. başka bi arkadaş da durumu açıklamak istercesine "amca o bitter" der. ama elbette amacına ulaşamamıştır. zira amcam şöyle cevap verir :

    "eşşoleşşek biterse bitsin."

  • özellikle ülkemizdeki kilim motifleri , geçmişten gelen hikayeleri ve masalları yansıtırken; köy kadınlarının, ister evlilik öncesi ister evlilik hayatı boyunca, yaşamları için önemli olan konuları içerir ve bu konular kilimlere dokunurdu. bazı motifler ise, mutluluk ve çocuklar gibi arzuları temsil ederken bazıları kurt ve akrep gibi tehditlerden veya nazardan korunmak için dokunurdu. özellikle bu motifler genellikle kilimler üzerinde birleştiğinde içindeki hikayeyi bir seyir zevkiyle birleştirerek bizlere anlatırdı. tabii ki insan hayatının modernleşmesiyle birlikte aşiret veya köy kültürlerinin solması sonucu kilim desenlerinin anlamları da ve yapımı ayrıca hikayeleri de hayatımızdan hızla çıkmıştır.

    her kültürün anıları bizim kültürümüzdeki masalsı olmasa da anlatacak çeşitli hikayeleri mevcuttur. özelikle kuzey afganistan'daki türkmen dokumacılar da bizim gibi binlerce yıldır kilim dokumaktadırlar fakat savaş ve iç karışıklıklarıyla geçen hayatlarından dolayı yaşamlarının izleri bir şekilde kilimlerine yansımıştır. işte bu yansıma karşımıza afgan savaş halıları adıyla çıkmaktadır.

    temelli tam belli olmasa da bu halılar ilk olarak 1979'da sovyetlerin afganistan'ı işgalinden kısa bir süre sonra, milyonlarca afgan'ın yeniden yerleştirildiği pakistan'daki mülteci kamplarından ortaya çıkmış gibi görünüyor. silahları, helikopterleri , tankları ve savaş gemileri olan bu halılar, küçüklü büyüklü olacak şekilde kaba yünden kalitesiz bir şekilde yapılmışlardı. savaşın insan üzerindeki etkisini en çarpıcı şekilde bize aktarmaktaydı. halı satıcıları ve hediyelik eşya dükkanları ise aslında bu acıları hükumet dışı kuruluşlara ve batılı hükumet yetkilileri için çalışanlara sundu ve dünyaya yayılmaya başladı. kapitalizm ana kurallarından biri gereği her şey paraya dönüşebilir olduğundan şu sıralar bile bu halılar üretilip satılmaktadır.*

    görsel-1
    görsel-2
    görsel-3
    görsel-4
    görsel-5
    görsel-6
    görsel-7
    görsel-8
    görsel-9
    görsel-10
    görsel-11

    kaynak:12