hesabın var mı? giriş yap

  • ilk defa internet'e baglandigimda daha web diye bir sey yoktu, sadece email, ftp falan vardi. ama web ciktiktan sonra agustos 1995'te girdigim ilk site playboy.com'du. o sirada yanimda olan bilgi islem calisanlarindan biri "bayan arkadaslarimiz bunu hos karsilamayabilir" deyip nazik bir dille uyarmisti beni.

  • anayasa mahkemesi'nin ekşi sözlük lehine verdiği kararın kapatma kararını veren mahkemeye tebliğ edilmesi sonrasında karar kaldırılarak btk'ya tebliğ edildi. btk'nın sitesinde de engel kaldırılmış görünüyor

    şu an için bazı iss'lerde henüz uygulanmaya başlanmadıysa da çoğunluk iss'den eksisozluk.com'a girilebilmekte.

    hakkımızın türkiye'nin en yüksek mahkemesi tarafından teslim edilmesi çok güzel ama yaşanan hukuksuzluklar nedeniyle buna mecbur kalmış olmamız üzücü ve yorucu.

    oh be! herkese benden çay!

  • cem yılmaz gösteri yapıyor, film yapıyor, dvd'lerini piyasaya sürüyor para kazanıyor. kendisinin bu arabaları almasını istemezsen gelir kaynaklarına katkı sağlamazsın olur biter.

    sıkıntı benden zorla alınan paralarla 900 bin lira araba kirası verenlerde.

    edit. ayrıca ilberci nedir yahu?

  • kararlılıklarıyla şaşırtan bir güruh... hiç bıkmazlar, üşenmezler, yorulmazlar. sorarlar da sorarlar, sorarlar da sorarlar, sorarlar allah sorarlar... çocuklarına sorarlar, torunlarına sorarlar, olmadı eşe dosta esnafa sorarlar.

    - ikindi okundu mu? okudular mı ikindiyi?

    - yok dede okunmadı daha...

    - oh pek güzel...

    lan nesi güzel? ne oldu şimdi? valla çıldıriciim. öğle ya da akşam ezanı falan da değil, varsa yoksa ikindi. ikindi okundu mu, ikindiyi okudular mı, okudurlar mı ikindiyi... bu nasıl bir ikindi tutkusu anlamış değilim. ne var bu ikindi de çözemedim. hayır bilhassa ikindiyi soruyorlar çünkü. böyle "okudular mı ikindiyi koç yumurtası?" falan derken bir gün çıldırıp "evet okudular, hemi de bir saat oldu" falan demek geçiyor insanın içinden... böyle delice ve hoyratça "ooohoooaauuvv... ikindisi mi kalmış, akşam ezanı bile okundu az önce" desem ne olur acaba? valla hiçbir şey olmaz. çünkü dedeler nineler yaşlandıkça namaza ayarlı casio saat gibi oluyorlar. bir kere de okunduktan sonra sor be arkadaş... yok valla hep okunmadan önce soruyorlar.

    zaman konusundaki şu konsantrasyonun, şu hassasiyetin binde biri bende olsa öss birincisi olurdum valla. reklamlarda görürdünüz beni: "finalle çalıştım, kazandım" diyen gözlüklü, zayıf oğlanlardan biri olabilirdim ben de... ama yetiştiremedim lan... bizim senemizde bilhassa coğrafya soruları zordu çünkü zaman yetmedi... yetseydi iyiydi ama yetmedi. konuyu dağıttığımı hissediyorum ve hemen gidiyorum.

  • twitterda bir kız bununla ilgili bir twit atmış. arkadaş da kendi düşünmüş gibi başlık açmış.

    işte o twit !!11

    edit: arkadaş da başka yerlerden çalmış. bu kutudan bende de var. erkek de değilim tarz meselesi. ne ekmeği yendi konunun durduk yere.

  • ulan galatasaraylıyım, evde çığlık attım her üçlükte. gurur duydum ülkemden böyle bir takım çıktığı için.

  • abd \ georgia\ tucker

    işe gitmek için servis beklemek amacıyla evin önüne inilir. o sırada hayalinizdeki otomobilin o an kapıda olduğunu, sahibinin de aracın dışında telefonla konuştuğunu görürsünüz. sürekli internetten ve aylık aldığınız araba dergisinden fotoğrafını görebildiğiniz aracı ilk kez canlı görüyorsunuzdur. şaşkınlığınızı attıktan sonra utana sıkıla yanına doğru yanaşırsınız aracın. içini canlı görmek, kadrana-döşemeye şöyle doya doya bakmak istersiniz. göz ucuyla araca bakarken sahibi sizin bu halinizi görüp aksanlı bir ingilizce ile sorar; "güzel araç değil mi?"

    afallarsınız! böyle hafif kekeme modda; "evet, kesinlikle.." dersiniz. adam bir an bile duraksamadan;"istersen deneyebilirsin!" der. ne yani ilk çıktığı günden beri hayalini kurduğunuz aracı mı sürecektiniz? hemen şimdi hatta? evet doğrudur! adam size hayalinizdeki aracı denemeniz için verecektir. verir de..

    siz hayalinizdeki aracı hiç tanımadığınız bir adamdan alır ve denersiniz. bilmem kaç bin dolarlık araç o an altınızdadır ve çıkardığı ses o an hiç duymadığınız kadar güzeldir.

    sürersiniz aracı. araçtan inerken adam sizi şaşkına çeviren bir şekilde sorar;

    - kardeş memleket neresi?

    edit: tamamen gerçektir!

  • şaheser midir, muhteşem midir bilemem, ama meraklısının keşfetmekten haz duyacağı 10 adet western filmi önermek isterim. büyük westernleri zaten herkes biliyor, özellikle de klasik film sevdalıları. benim önereceklerim kısmen düşük bütçeli, western-noir (kara western) diye tariflendirebileceğimiz, şiddet ögesinin de belirleyici olduğu filmlerden oluşuyor. bu filmleri psikolojik western klasifikasyonu içinde de düşünebiliriz. işte o filmler:

    1. along the great divide
    filmden bir replik: "kalbi olmayan bir adam, en kötü düşmandır."

    2. buffalo bill
    filmden bir replik: "kızılderililer iyi insanlardır, şayet rahat bırakırsanız."

    3. garden of evil
    filmden bir replik: "erkeklerin söylediklerinden sonra, önemli olan yaptıklarıdır."

    4. run for cover
    filmden bir replik: "birçok insan ne kadar erkek oldugunu asla ögrenemeden ölüp gidiyor."

    5. silver lode
    filmden bir replik: "en iyi dostunu öldüren biri için yeterli bir ceza yoktur."

    6. the proud ones
    filmden bir replik: "...gurur bir adamı mermiden daha hızlı öldürebilir."

    7. the violent men
    filmden bir replik: "insanlar, barış içinde yaşamamak için mutlaka bir neden bulur."

    8. three violent people
    filmden bir replik: "aşk, anlayış ve saygı ile zaman içinde oluşur."

    9. tribute to a bad man
    filmden bir replik: "bir akbabanın yaşamasına izin verirsen kemiklerinin üzerindeki eti de yer."

    10. will penny
    filmden bir replik: "bela, adamı annesine koşan bir dana gibi bulur."

    not: izleyin, pişman olmazsınız hakiki sinefiller.