hesabın var mı? giriş yap

  • sıfırdan zengin olmanın yöntemini buldum arkadaşlar.
    banka müdürü arkadaşım var. şimdi bankaya gidiyorum. kendisine kuruş para vermeyeceğim. a4 kağıdına 100 milyon dolar teslim ettiğimi yazıp kaşeleyip imzalayacak.
    sonra bankaya gidip 100 milyon doları ödeyin diyeceğim. banka 100 milyon doları ödemeli. çünkü a4 kağıdına kaşe kahvehanede basılmadı. yurdum insanını fakirlikten kurtaracak olan bu yöntemi icat eden tarator hocaya sevgiler, saygılar.

  • nostalji güzellemesi sevmiyorum ancak şu kısmı vurgulamak istiyorum; o zamanlarda hatta 90'larda da orta halli anadolu lisesinde okuyan bir öğrencinin geleceğe dair umudu vardı. eğer çalışır ise başarılı olabileceğini istediği mesleği yapabileceğini biliyordu. temel motivasyon da buradan kaynaklanıyordu aslında.

    şimdi orta okulundan üniversiteye kadar bakın kimsenin bir umudu yok. en iyi liseyi en iyi üniversiteleri okusan ne olacak ki? sen 5000 tl maaş için kıvranırken, o parayı 15 saniyede burnuna pudra şekeri olarak çekenler var.

    bu ülkenin şuanda en yoksul ve yoksun kesimi eğitimli kesim sanıyorum. eğitime yapılan yatırımın(elbette başkaca çok artıları olmakla birlikte) ekonomik anlamda neredeyse hiç karşılığı yok. yani mesele o yıllarda iyi eğitim vardı bu yıllardaki eğitim kötü değil sadece. bu çocukların güzel bir geleceğe inanmalarını sağlayamadıktan sonra vereceğiniz eğitimin içeriğinin pek bir önemi yok maalesef.

  • kardeşimin hattı türk telekom’dan vodafone’a hiç bir beyanı olmadan, bayiye gitmeden, imza atmadan maraş’tan bir adamın numara taşıma işleminde bir sayı farklı söylemesiyle kardeşimin hattı vodafone’a geçiriliyor.

    türk telekom’da faturalı olan kardeşimin tüm geri kalan aylarının ücretinide son faturasına aynen yansıtıyolar.

    durumla ilgili vodafone ve türk telekom müşteri hizmetleriyle görüştük. ikiside “bizlik bir durum yok karşı tarafla görüşün” deyip suçu birbirlerine atıyorlar.

    büyük bir mağdurluğumuz var ama çözüm yok kaldık ortada mal gibi. rezalet üstüne rezalet. skandal üstüne skandal. kimliksiz imzasız bu kadar kolay mı?

  • konuşmanın içeriğinden/fikirden çok konuşmanın hangi yılda yapıldığının, 1925'de ses kaydı teknolojisinin olup olmadığının, ilk sesli filmin yapımından bile önce yapıldığı falan daha çok ilgi çekmiş.

    oysa bu video 1930 yılına ait.
    amerikan büyükelçisi joseph c. grew (bkz: joseph grew) ile atatürk, atatürk orman çiftliği'ni geziyor. gezi bittikten sonra da bu konuşmayı kayda alıyorlar.
    bu tip bilgilere, bu konuşmadan önce atatürk'ün ve amerikan büyükelçisi ile yaptığı gezinin görüntüleri, bu konuşmanın yılı vs. gibi şeylere, resmî bilgi kesinliğinde şuradan ulaşılabiliyor;
    http://cankaya.gov.tr/sayfa/ata_ozel/video/

  • bu yarismadan anladigim su: merve aydin serenay'dan nefret ediyor. turabi kendisini ust akil olarak goruyor. begum basketbol oynamaya diye evden cikip yanlislikla adaya gidiyor. hakan gizem i ve kayinvalidesini gercekten seviyor. nadya gulusuyle dahi sinir bozuyor. bozok yagmurlu havada 1 damla suyu haketmiyor. hilmicem iyi ama cevresi kotu. hakan zeki ama calismiyor. sahra calisiyor ama zeki degil. hasan nezaketin kerizlik olarak algilandigi avam bir ortamda aptal saniliyor.

    debe edit: 1) fenerbahçe-kalamış sahili imar'a açılmasın! ranta kurban gitmesin! bir avuç yeşilimiz bize kalsın.
    2)doğukan için bir şey yazmamışım. barış manço 81300 moda'ya gitmediyseniz gidin, ziyaret edin.
    kış bahçesinde bir şeyler için, adam olacak çocuk yazısı önünde fotoğraf çektirin, bahçedeki eşeği;
    domates-biber-patlıcan'ı görün.
    3)mustafa akıncı, tebrikler, darısı başımıza.