hesabın var mı? giriş yap

  • 1800'lerin sonunda dünyanın dört bir yanındaki büyük şehirler “at gübresinde boğuluyordu”. insanlar, bu şehirleri işleyebilir kılmak için hem insanların hem de eşyaların taşınması amacıyla binlerce ata bağımlıydılar.

    1900 yılında yalnızca londra sokaklarında 11.000'den fazla fayton vardı. ayrıca her biri günde 12 ata ihtiyaç duyan birkaç bin de atlı otobüs bulunurdu. tüm bunlar şehrin içerisinde faaliyette olan 50.000'den fazla at demekti.

    atlı otobüs (1911)

    o zamanlar dünyanın en büyük şehri olan londra'daki at nüfusu bununla da kalmıyordu. şehrin çevresinden şehre mal taşıyan at arabaları da bulunmaktaydı.

    bu kadar büyük bir at popülasyonu büyük sorunlar yarattı. en büyük problem atların sokaklara bıraktığı gübreydi. (bildiğiniz at boku) bir at günde ortalama 7 ila 15 kilogram dışkılar. şehrin içerisinde 50.000'den fazla at bulunduğunu düşünürsek bu, her gün 750.000 kilogram at dışkısı demektir. bu dışkı aynı zamanda sayısız sineğin şehri istila etmesine ve tifo gibi hastalıkların yayılmasına sebep olmuştur.

    her at dışkının yanında günde yaklaşık 8-9 litre kadar da idrar yapmaktadır. 50.000 at üzerinden hesapladığınızda 450.000 litreden fazla idrarın sokaklara aktığını söyleyebiliriz.

    tüm bunlar yetmiyormuş gibi o zamanlar çalıştırılan bir atın yaşam beklentisi sadece 3 yıldı. çalışırken ölen atların leşlerinin de sokaklardan kaldırılması gerekiyordu. ancak, cesetlerin kaldırılması zor olduğu için genelde çürümeye bırakılıp, çürüdükten sonra kolayca parçalanıp o şekilde şehir dışına taşınıyordu.

    londra sokakları insanlarını zehirlemeye başlamıştı.

    ancak bu sorunlar sadece ingilizlerin başını ağrıtmıyordu. new york'un günde yaklaşık 1.500.000 kilogram dışkı ve 900.000 litre idrar üreten 100.000'lik bir at nüfusu vardı.

    the times gazetesi 1894'te "50 yıl içinde londra'daki her sokak dokuz metrelik gübrenin altına gömülecek" tahmininde bulunduğunda sorun doruk noktasına ulaşmıştı.

    bu süreç "1894 büyük at gübresi krizi" olarak tanımlandı ve 1898'de new york'ta düzenlenen dünyanın ilk uluslararası şehir planlama konferansında tartışıldı. ancak bir çözüm de bulunamadı. kent uygarlığı mahvolmuş gibiydi.

    ancak platon'un da dediği gibi "ihtiyaç inovasyonun temelidir" (our need will be the real creator) ve bu sorunun çözülmesi için gerçekleşen buluş motorlu taşıtlardır.

    henry ford'un uygun fiyatlarla motorlu taşıtlar üretme sürecini keşfetmesi ile sokaklarda atlı otobüslerin yerini elektrikli tramvaylar ve motorlu otobüsler aldı. 1912 yılına gelindiğinde, önceden aşılması imkansız gibi gözüken sorun çözülmüştü. dünyanın her yerindeki şehirlerde atların yerini motorlu taşıtlar almış, ana ulaşım ve taşıma kaynağı haline gelmişti.

    kaynak: historic uk

  • bana mı böyle geliyor? koca medyaya bir ramazan dayağı yansıdı onda da oruç tutmayan tutanı dövdü*

    dindar-muhafazakar sayılabilecek bir semtteyim ve etraf sigara içenden, yemek yiyenden, su içenden vs. geçilmiyor. 19 yıldır bu semtteyim ve hiç böyle bir oruçsuzluğa rastlamadım.

    gelecek yıl da 2022'deki oruçsuzluk rekorunun kırılacağını düşünüyorum.

  • ders: din kültürü
    soru: insanın hür yaratılmasıyla ilgili ayet yazınız.
    cevap: şüphesiz ki allah insanı hür yaratmıştır.

  • los angeles clippers'ın kendisini recruit ettiğini sandığımız son 1 hafta içinde, aksine kendisinin diğer superstarları** clippers'a recruit ettiğini öğrendiğimiz superstar. hepimiz ortada bir the decision olacağını beklerken kawhi leonard sessizce oynayacağı şehri, takımı ve oyuncuları seçmiş ve gerçekleşmesi adına beklemeye-oyalamaya başlamış. goat olabilmek için puppetmaster misali gizliden çalışmış.

    toronto raptors ve los angeles lakers fanlarının hayal kırıklığa uğraması oldukça anlaşılabilir, 1 hafta boyunca kendi takımlarında oynayacağını hayal ettikten, medyadaki çoğu kişinin bu yönde tweetlemesinden sonra oldukça normal. kawhi'nin hareketinin sorguladığını ve kirli bulunmasını dahi empati duyulabilir.

    bir tarafta şampiyonluğa taşıdığın ve tüm ülkeyi peşine taktığın bir takım, oldukça geniş bir kadro ve son derece başarılı bir yönetici olan masai ujiri varken toronto'ya tekrar dönmedi. diğer tarafta, bütün şaşası ile, anthony davis ile, lebron james ile ve max. boşluk yaratmak için ellerinde kalan genç ve ucuz kontratlı oyuncuları** bedavaya göndermiş lakers'ı seçmedi. gerçekten amiyane tabirle ben seçilmem seçerim dedi.

    neden los angeles clippers seçtiğine cevap olarak çok fazla etken buluruz. underdog olduğu ve evine yakın olduğu için dersin, veya kendi karakterine yakın olan(medya ile içli dışlı olmayan) sessiz sakin bir organizasyon olduğu için dersin, dersin de dersin. ama clippers denince bugüne kadar 2 şeyi diyemezdin. birincisi kazanmak kültürü, ikincisi güvenilir yönetim kadrosu için.

    clippers, 2016 yılında doc rivers'ı president of basketball operations mevkinden azlederek ve profesyonel bir yönetim kadrosu kurmaya başlayarak, son 3 senede gösterdiği gelişim (#92236999)nolu entride hamleler üzerinden güzelce özetlenmiş. 2017 yılında kawhi'nin san antonio spurs ile ilişkisi bozulup, gözünü dışarıya çevirdiğinden bu yana doğru hamleler yapan bir takım ve güvenebileceği bir yönetim kadrosu ile karşı karşıyayız.

    bir diğer ve önemli etken ise takımın lob city sonrası nba haritasında kalıcı olabilmek adına kadronun kazanmak için herşeyi yapan, karakterli veteran oyuncular ile doldurulması. ek olarak son 2 yıl draftlarda, yüksek karakterli, söz dinleyen genç oyuncularla mükemmel bir rol dağılımı içinde playoff yarışında bulunması. playoffları 2018'de son 2 maçta kaybetmesi lakin 2019'da 48 galibiyete ulaşması ve ilk turda sağlıklı warriors hanedanı karşısında 2 maç alabilmesi takımın ve rol oyuncularının olası yeni bir hanedan yolculuğuna hazır olduğunu gösterdi.

    kawhi için geriye kalan tek seçim, goat hedefi için en doğru oyuncuları seçme kararı kaldı. ilk olarak kevin durant ile aynı takımda birleşmek istemiş, ama durant'in kyrie ırving ile brooklyn nets yolunu yapması sonrası diğer alternatif paul george a yöneldi. bu noktada belli ki kendisi kariyerinin geri kalanında en uyumlu olacağı superstar ile birlikte geçirmek istemiş, keza lebron james ve anthony davis yanına gitse başarı açısından çok daha kolay kazanabileceği yöne gidebilirdi.

    paul george seçimi biraz detaylandırmak istiyorum, ikiside southern california'da birer yıl arayla doğdular. paul george palmdale doğumlu, koleji fresno state university'de okumuş, aynı kawhi gibi sonuna kadar socal kültüründen çıkmış bir star. oyuncu karakteri ise diğer socal çıkma yıldızlar westbrook-harden gibi defolu değil scottie pippen profiline çok daha yakın bir isim. kawhi bundan sonraki kalan 6-7 yılında lige kendi yoluyla *gümbür gümbür damgasını vuracaktır.

    istediği ortamı ona verecek aday takımlardan, paul george ile birleşmesi adına salary cap ve draft compensation bakımından zengin ve geri kalan kariyerinde planların altüst olmasını engelleyecek bir front office'e sahip takım ile devam etme kararı almış ve son 2 sezon yaptığı her hamleyle kendisini bu vitrine çıkarmış olan los angeles clippers'ı seçmiş olan superstar.

    zannedersem önüzmüdeki sezonda yeni bir dynasty başlangıcı olarak (clippers yönetimine ciddi bir assist de yaparak), aynı şehirde olan rakibinden meşaleyi devralacaktır.

    hoşgelmiştir.

  • ısrarla anlamıyorsunuz arkadaşlar. devletin serbest piyasaya müdahalesi sadece sandığınız gibi fiyat kontrolüyle kalmaz, hayatınızın her yerine girerler, anlamazsınız.

    piyasadaki abartı fiyatların en büyük sorumlusu devlet zaten, aracın bedelinden fazla vergi alıyor. çözüme çok yanlış yerden yaklaşıyorsunuz, sıfır araba fiyatları bu kadar artmasa ikinci elde de kimse öyle fiyatlar çekemez. ülkede doğru düzgün bir ekonomi yönetimi olsa, paramız bu kadar değersiz olmasa zaten bunları yaşamayacağız. böyle bir iktidar altında en son ihtiyacımız olan şey bir de sitelerin kapatılması, devletin olaya müdahale etmesi. o yola girersek birkaç ay içinde kendimizi akp’li tanıdığı olmayanın site bile açamadığı, devletin ikinci elden bile komisyon aldığı bir noktada buluruz.

  • "o kız farklı".

    değil abi. o kız farklı değil. sadece, öyle düşünmek senin hoşuna gidiyor o kadar.

  • la daha benim maskem gelmedi hangi ara 90.000 haydutun salınması için işbirligi yaptınız da meclisten geçirdiniz. maske diyorum maske, hiç mi umrunuzda değiliz? vergi veren ve hapiste olmayan vatandaşı düşünen yok mu bu ülkede?

  • --- spoiler ---

    ________________
    |. . . . . . . . . . . . . . |
    |. . . . . . . . . . . . . . |
    |. . . . . . . . . . .\. . . |
    |. . . . . . . . >==o_@

    ________________@
    |. . . . . . . . . . . ._o/|
    |. . . . . . . . . . . . // .|
    |. . . . . . . . . . . .// . |
    |. . . . . . . . . . . . . . |

    --- spoiler ---

  • failili yazinca kendi hikayem aklima geldi.
    isteme olduğu gün tam bir faciaydi. hava yaklaşık bin derece, aylardan ağustos. önce eşim ve ailesi evi bulamadi. sonra onlar gelince kahveler yapıldı ve kahve taştı. ateist kayinpederim ve annem tartışti. kayınpederim isterken "allahın emri peygamberin kavli" demeyince, hacı olan annem "sizde allah kitap yok galiba" diyerek meselenin ortasina daldı ; kayinpederimse "genel olarak yoklar zaten" diyerek yangını körükledi. tam tartışma büyüyecekken eniştem "hadi yüzükleri takalim" dedi. yüzük takilacakken elektirik kesildi. mum ışığında yüzük takılırken o zaman ortaokulda olan yeğenim "noluyo amk bu ne kalabalik?" diyerek ter içinde eve daldı.
    sonra elektrik geldi, ikram yapilacakken pasta kuzenimin elinden yere düştü. aksilikler burda son buldu diyorduk ancak öyle olmadı. sıcaktan kayinvalidem koltukta uyuyakaldi. o gece başka bir facia olmadan sonlandi.

    nikah tarihi bulamadığımız için sabahın kör vakti nikah yaptik.*
    dolayısıyla en yakinlarimiz harici kimse yoktu. nikahtan hemen sonra eşimle kavga ettik.

    nasıl başlarsa öyle gidiyor evlilik. evren mesajlari gönderdi ama almadik demek.
    nişanlı olanlara duyurulur.

    edit: sanırım en çok mesaj gelen entryim bu, çoğunlukla sonucu ne oldu diyorsunuz: boşandık sevgili yazarlar.